İlk bakışta ne gerek var gibi algılansa da bir çok durumda yapılır ve bir çok sorunun çözümü için tedavi amacıyla uygulanabilir (1).
Bunlar şöyle sıralayabiliriz;
Isıyla yanık, kimyasal yanık, yaralanma, ameliyat izi gibi sorunlar güzel görünmez, saçlı bölge, kaş, bıyık sakal gibi bölgelerdeyse çok dramatik görünür ve çok dikkat çeker. Bu tür yara ve yanık izlerini kamufle etmenin tek yolu ekimdir ve tama yakın kamufle etmek mümkündür.
Köselik yani hiç sakal çıkmaması durumunda kişi kadınsı görünür ve olduğu yaştan daha küçük gösterir. “ne güzel tıraş olma derdi yok” gibi düşünülse de aslında gerçek cinsiyetin ortaya konamaması kişiyi çok rahatsız eder hatta sosyal yaşamını bile etkiler. İstenilen şekil ve sıklıkta ekim yapılarak erkeksi görünüm elde etmek mümkündür.
Yanaktaki başlangıç sınırı, boyundaki bitiş sınır sağ ve sol taraf farklı olduğunda ya da sağ ve sol arasında sıklık farkı olduğunda bu asimetri kişiyi rahatsız edebilir, yine çözüm kıl kökü naklidir.
Genel olarak seyreklik olduğunda şahıs sakalını istediği gibi uzatamaz ve şekil veremez, ekimle istenildiği kadar sıklaştırmak mümkündür.
Yanaklardaki sakalların sınırı çok aşağıda ise bu sınır yukarı taşınabilir.
Vücuttaki tüm kılların yeri değiştirilebilir, burada dikkat edilmesi gereken husus her bölge için orada en güzel görünecek, doğalda var olan kıllara en çok benzeşen kılların kökü tercih edilmelidir.
Öncelikle eğer varsa sakalın gereksiz boyun bölgesindeki kökler tercih edilir, benzer şekilde elmacık kemiği üstünde gereksiz kökler varsa alınabilir, bıyığın gereksiz kökleri varsa onlar da kullanılabilir. Bu kılların özelliği vücudun en kalın ve kaliteli kıllarıdır ve saç gibi dökülmez. Kalitesi sakalla aynı olduğu için bu bölgelerden alınan köklerle yapılan sakal ekiminin ekim olduğu anlaşılmaz, o kadar doğala yakın sonuç elde edilir.
Boyun, elmacık kemiği gibi bölgelerde fazladan kök yoksa kafanın arka kısmındaki kaliteli kıl kökleri alınıp ekilir.
Göğüs, sırt, bacak bölgelerinden de alınıp ekilebilir ama asla tatmin edici sonuç elde edilemez çünkü bu bölgedeki kökler çok zayıftır, çıkan kıllar ince olur.
Saç ekimi ile isim benzerliği olsa da uygulama çok farklıdır, saç ekimi yapılır gibi yapıldığında sonuç tam bir felaket olur ve kişi ekilenlerden bir şekilde kurtulmanın yolunu bulur çünkü sohbet ettiği kişilerin çoğu sakalıyla ilgili bir şeyler söyler.
Sakal ekerken şunlar göz ardı edilmemelidir;
Kökler mümkünse sakalın gereksiz bölgeleri olan elmacık kemiklerinin üstü veya boyun bölgesinden alınmalıdır, buralardaki kıl kalitesi sakalla aynı olduğu için daha doğal olur.
Bu bölgelerde yoksa kafanın arka kısmındaki kaliteli kökler alınıp ekilmelidir.
Kök alımı FEU yöntemiyle yapılmalıdır.
Alınan kökler iğne ile 30-35 derece açılarla ve her bölgede olması gereken yöne doğru yapılmalıdır, hepsi aynı yöne değil doğalda olduğu gibi favori kısmı aşağı doğru, aşağı inildikçe omuza doğru bakmalıdır.
Öncesi herhangi bir işlem gerekmez ama plan doğru yapılmaya çalışılmalıdır, plan çok önemlidir, yanlar çok yukarı çıkarılmamalı, boyun kısmı yukarıda olmamalıdır. Geniş alana ekip pişman olmak yerine dar alana ekip gerekirse genişletmek daha doğru bir yaklaşımdır. Hatta az sayıda deneme ekimi yaptırıp, akla takılan bütün soruların cevabını alıp sonra tekrar ektirmek daha doğru olur.
İşlem esnasında şunlara dikkat edilmelidir;
Kökler mutlaka tekli olmalıdır, asla 2-3 kök içeren greft ekilmemelidir.
Kökün etrafındaki deri parçaçığı uzaklaştırılmalıdır yoksa deride pütürler olur.
Ekim kanal açılarak yapılırsa köklerin dibinde kesik izleri kalır ki kişiyi çok rahatsız eder, işlem kesici aletle kanal açmadan iğne ile delerek yapılmalıdır.
Ekim açısı 30-35 derecelerde olmalıdır.
Açı kadar yön de önemlidir, her kök bakması gereken yöne bakmalıdır.
Kökün canlı kısmından tutulmadan kıl kısmından tutarak ekilmelidir.
Kökler vücuttan alındıktan sonra kısa sürede ekilmelidir, saatlerce oksijensiz kalan köklerin bir kısmı ölür, ekilse de çıkmaz.
Farklı kliniklerin ücret politikası çok değişmektedir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir; ilk olarak kaliteli, doğala yakın sonuç alabileceğiniz klinikleri belirlemeli, aklınıza yattıktan sonra ücret sorgulamalısınız.
İdea Klinik sakal ekim ücreti kökün alındığı yere göre değişmektedir. Köklerin enseden yada sakalın gereksiz kısımlarından alınmasına göre ücretlendirme değişiklik göstermektedir.
Saç ekimi yapan kliniklerde sakal da aynı tarzda ekildiği için kök sayısına göre değil hastanın ekonomik durumuna göre ücretlendirilir. Hastanın aklını çelecek şekilde “5000 greft ekeriz xxx TL ödersiniz” şeklinde yaklaşılır. Bu tarzda saç ekimi gibi yapılanlarda hasta memnuniyeti yok denecek kadar düşüktür.
Sakal ekimi fiyatları için detaylı bilgi almak için bize whatsapp destek hattımız üzerinden ulaşabilirsiniz.
Süreyi değiştiren bir çok faktör vardır, bu faktörler;
Vücuttaki tüm kılların bir yaşam döngüsü vardır. Anagen (büyüme dönemi), catagen (değişmek üzere dökülme dönemi), telogen (dinlenme ve yeniden çıkma dönemi). Bu döngü hayat boyu devam eder, mozaik tarzında olduğu için bu değişim fark edilmez.
Ekim için alınan folliküllerin hepsi anagen yani uzama dönemindeki kıllardır, işlem follikülde dönem değişimine neden olur va ekildikten 2-4 hafta sonra anagendeki kıllar catagen dönemine geçer. İşte ekimle ortaya çıkan bu dönem değişimine şok dökülme denir ve her tür kıl kökü naklinde az veya çok görülür (2) , (3).
Oluşma sebebi işlem esnasında yaşanan mikro travma olduğu düşünülmektedir.
Yaş sınırı vardır ama duruma göre değişmektedir. Sakalı hiç çıkmayan veya çok seyrek çıkanlarda en az 21 yaş tamamlanmış olmalıdır çünkü bazı kişilerde geç çıkmaktadır. 21 yaşına kadar çıkmadıysa o yaştan sonra çıkma ihtimali yok denecek kadar düşüktür ve ekim yapılabilir.
Ameliyat izi, yanık, sivilce izinde çıkmama ve diğer deri yaralanmalı sonucu sakal çıkmama sorunda yaş sınırı olmaz, çevresindekiler çıktıysa yaş 16 bile olsa yapılabilir.
Ekim yaşının üst sınırı yoktur, sağlıklı her bireye ekilebilir.
Cinsiyet değiştiren kadınlarda 6-8 ay testosteron hormonu alınmasına rağmen sakallar çıkmadıysa ekim yapılabilir, 8 hormon alınmasına rağmen çıkmadıysa kök yok anlamına gelir.
Bu güne yaptığımız ekimlerde herhangi bir yan etki ya da zarar görmedi,k. Doğala yakın yapıldıysa herhangi bir zararı olmaz ama 2-3 kök içeren şekilde ve dik ekildiyse çirkin görünür ve kişiyi sosyal hayattan koparabilir. Bu şekilde yapılmış ve kliniğimizde 2-3 kök içerenler geri alınıp tekli olarak 30-35 derece açılarla yeniden ekim yapılmış çok sayıda kişi vardır.
Bazı kişilerde sakallar farklı bölgelerde ters çıkar, bazı bölgelerde dönüm noktaları kötü görünür, bazı kişilerde dik çıkar ve bu sorunlar kişinin sakalını uzatmasını engeller.
Teorik olarak bu kökler alınıp kişinin istediği yönde ve 30-40 derece açılarla ekilebilir ancak teorik olarak basit görünen bu durum aslında oldukça zahmetli bir süreç olduğu için pek uygulanmamaktadır. Burada en mantıklı yaklaşım kılların boyunu kısa veya uzun tutarak normal görünmesini sağlamaya çalışılmalıdır.
İçeriğindeki ginkgo biloba sayesinde köke giden kan miktarını arttırarak kökün beslenmesini arttıran Xpecia Tablet ücretsiz olarak verilmekte ve klinikten çıkmadan başlanmaktadır.
İltihap riskini azaltmak için antibiyotik tablet olarak başlanmakta ve devamı için reçete edilmektedir.
Sakal ekimi sonrası yıkama için ilk defa 48 saat sonra kullanılmak üzere Postop Saç Ekimi Sonrası Temizlik Seti reçete edilir ve ilk yıkamanın nasıl yapılacağı ayrıntılı anlatılır.
Ekimden sonraki 12 – 15. Günlerde yani şok dökülme başlamadan önce küçük değişiklikler, varsa asimetri düzeltilmesi, sıklaştırma gibi işlemler yapılabilir. Sakal ekimi sonrası 15. Günlerde işlem yapılmadıysa tercihen 1 yıl beklenmelidir çünkü şok dökülme olup, dökülenlerin yeniden çıkması yani son halini alması 10 – 12 ayı bulur.
Bir çok klinik “6 ay tıraş olmayın” , “8 ay kestirmeyin” gibi değişik yaklaşımlar sergileseler de İdea Klinik olarak biz 12. – 14. Günlerde istenildiği şekilde tıraş olunabileceğini söylemekteyiz. Kıl köklerinin 10. Gün büyük oranda çevresel dokuyla organize olduğu, dışarıdan yapılacaklarla artık zarar görmeyeceği bilinmektedir.
Kliniğimizde sakal ekimi yardımcı personeller tarafından değil, bizzat Dr. Atilla KAYA ve Dr. Ece Nil KAYA tarafından yapılmaktadır.
Kaynak
Bared, A. (2020). Beard Hair Transplantation. Facial Plastic Surgery Clinics, 28(2), 237-241.
Cooper, G. A. A. (2015). Anatomy and physiology of hair, and principles for its collection. In Hair analysis in clinical and forensic toxicology (pp. 1-22). Academic Press.
Paus, R., & Cotsarelis, G. (1999). The biology of hair follicles. New England journal of medicine, 341(7), 491-497.
Dr. Atilla KAYA
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Op. Dr. Atilla KAYA 1986 yılından bu yana genel cerrahi uzmanı olarak hizmet vermektedir. Kıl dönmesi, hemoroid ve anal fissür gibi makat hastalıkları yanı sıra nasır, siğil ve ben tedavileri uygulamaktadır.