Kılcal damar çatlaması problemi toplumda en çok görülen varis tiplerinden biridir. Kılcal varis hakkında pek çok ayrıntıya bu makalemizde ulaşabilirsiniz. Vücudumuzda 2 ana damar grubu bulunmaktadır. Bunlar toplardamar ve atardamarlardır.
Toplardamarlar kullanılan kanı kalbe taşır. Atardamarlar ise kalpte temizlenen kanı vücuda dağıtırlar. Birde bu iki damar grubu arasında bağlantıyı sağlayan nispeten daha ince damarlar bulunmaktadır. Bunlara kılcal damar adı verilmektedir. Bu yazımızda kılcal damarlarda ortaya çıkan çatlamalardan ve bunların nasıl tedavi edileceğinden ayrıntılı olarak bahsedilecektir.
Cilt yüzeyine yakın olarak bulunan kılcal damarların genişlemesi kılcal damar çatlaması olarak adlandırılır. Kırmızı ve morumsu renkte olabilirler. Kılcallar oldukça sık karşılaşılan bir problemdir. Yapılan bir araştırmada kadınların %41 inde kılcal damar çatlamaları görüldüğü tespit edilmiştir.
Kılcallar cilt yüzeyinde örümcek ağına benzer şekilde görünürler. Genellikle varis olarak nitelendirilirler. Ancak tıbbi olarak varis hastalığı gibi şikâyete neden olmazlar ve riskli değildir. Zamanla genişleyerek varise de dönüşmezler. Ancak tedavisi yapılmaz ise hızlı bir şekilde yayılabilirler.
Kılcal damar çatlamasının neden oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. Ancak uzmanlar tarafından şu sebeplerin kılcalların oluşmasına neden olduğu düşünülmektedir;
Kılcallara varisler gibi hastalarda ciddi boyutlu şikayete neden olmazlar. Bu nedenle sağlık sorunu olmaktan ziyade estetik bir sorun olarak kabul edilirler.
Genel olarak şikayete neden olmasalar da yoğun olarak kılcalları bulunan bazı hastalarda sızlama ve kaşıntı şikayeti gözlenebilmektedir.
Varis ve kılcalların oluşmasındaki temel etkenlerden birisi genetik yatkınlıktır. Eğer genetik yatkınlık varsa varis ve kılcal sorunu tamamen engellenemeyebilir. Ancak büyük oranda önlenebilir, ilerleme hızı yavaşlatılabilir.
Kılcalların önlenmesi için kan dolaşımının sağlıklı bir şekilde olması gerekmektedir. Bunun için kanın kalbe kolay taşınmasını sağlayacak uygulamalar önerilmektedir.
Bacaklar kalp seviyesinden yukarıda olacak şekilde dinlendirilmelidir. Bu sayede kirli kanın kalbe taşınması kolaylaşır ve damar yüzeyine baskı uygulanmaz.
Ayrıca bacak kaslarını çalıştıran aktivitelerde kan dolaşımını kolaylaştırmaktadır. Bunun için düzenli yürüyüş yapmak, bisiklet sürmek ve daha hareketli bir yaşam tarzı benimsenmesi önerilmektedir.
Fazla kilolu olmak damarlara uygulanan baskıyı arttırarak hem varis hem de kılcalların oluşmasına neden olmaktadır. Bu nedenle kilonun kontrol altında tutulması da alınması gereken önlemler arasındadır.
Dar kıyafetler, topuklu ayakkabılar bacak bölgesindeki dolaşımı zorlaştırarak varis ve kılcalların oluşmasına neden olmaktadır. Bu nedenle çok dar kıyafetler ve sürekli olarak topuklu ayakkabılar kullanılması önerilmemektedir.
Kılcal damar çatlaması damarlarda ortaya çıkan fizyolojik bir sorundur. Bu nedenle kendi kendine geçmesi mümkün değildir. Tedavi ancak sorunlu damara müdahale yapılması ile mümkündür.
İlaç, krem gibi yüzeysel olarak uygulanan tedaviler damara erişemeyeceği için tedavi edici değildir.
Kılcal damar çatlaması tedavisi kalp damar cerrahları tarafından uygulanmalıdır. Krem ya da herhangi bir ürünle tedavisi mümkün değildir.
Tedavi için lazer, radyo frekans ve skleroterapi yöntemleri uygulanmaktadır.
Lazer tedavisinde damarlar lazer ışını ile tedavi edilir. Lazerle tedavi edilen damarlarda bir daha damar çatlaması sorunu oluşmaz.
Ancak genetik yatkınlık varsa yeni damarlarda sorun oluşma riski bulunmaktadır.
Bu riskin en aza indirilmesi için yukarıda bahsedilen önlemlerin alınması önerilmektedir.
Radto frekans cihazı radyo dalgalarını yüksek ısıya dönüştüren bir cihazdır. Cihazın yüksek ısısı sayesinde sorunlu damarlar kalıcı olarak kapatılır.
Özellikle bölgesel ve küçük çaplı kılcalların tedavisinde radyo frekansla tedavi tercih edilmektedir.
Kılcal damar çatlaması damarın yapısal olarak bozulması anlamına gelmektedir. Bu nedenle tedavisi için direk olarak damara müdahale edilmelidir. Skleroterapi tedavisinde sorunlu damara ilaç enjekte edilmektedir. Bu sayede sorunlu damarlar kalıcı olarak kapatılmaktadır.
Çok ince damarlara uygulanan tedaviye ise mikroskleroterapi ismi verilmektedir.
Kılcal damarlar özellikle kadınlarda estetik kaygıya neden olmaktadır. Bu nedenle tedavisi talep edilmektedir. Lazer, radyo frekans ve skleroterapi sayesinde kılcal damarların tedavisi kalıcı olarak ve iz kalmadan kolaylıkla yapılmaktadır.
Elde damar çatlaması veya el varisi olarak isimlendirilse de aslında eldeki damar genişlemeleri ne damar çatlamasıdır ne de varis hastalığının tarifine uymaz.
Eldeki damar genişlemeleri yaşı ilerleyen erkeklerin kulak kepçesinin büyümesi gibidir. Hastalık sınıfına sokulamaz normal fizyolojik bir durumdur ama hoş görünmez.
El ve kollardaki genişlemiş damarlar kişinin olduğundan daha yaşlı görünmesine neden olur bu durum kişiyi rahatsız eder yani ağrı, acı, sızı gibi fiziki şikayet yapmaz ama estetik olarak hastayı rahatsız eder.
Tedavisi ameliyatsız bir şekilde yapılmaktadır. Genişlemiş damarlar bacak varislerinde kullanılan yöntemlerle kolaylıkla yok edilebilir.
Tedavisi ağrısızdır, sosyal yaşama devam ederken 10-15 dakika ayrılarak yaptırılabilir.
Op. Dr. Orhan COŞKUN
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Op. Dr. Orhan COŞKUN 1999 yılından bu yana kalp damar cerrahi uzmanı olarak hizmet vermektedir. Varis ve hemanjiom gibi hastalıkların tedavilerinde ameliyatsız yöntemler uygulamaktadır.