Köpek memesi hastalığı ile alakalı bu yazımızda belki de şuana kadar hiç şahit olmadığınız bir problemden bahsedeceğiz. Türkçe’mizde köpek memesi hastalığı latince adıyla hidradenitis suppurativa her yaşta ve her insanda görülebilen ancak çoğunlukla ergenlik döneminde görülmeye başlayan bir deri rahatsızlığıdır. Kısaca HS olarak da tabir edilen bu hastalık genellikle koltukaltı bölgesinde görülüyor olsa da vücudun yoğun ter salgısı olan bölgelerinde meydana gelmektedir.
Sıklıkla koltukaltı bölgesinde oluştuğunu belirttiğimiz köpek memesi hastalığı kasık bölgesi, genital bölge, anüs çevresinde, boyun bölgesinde, kalça bölgesinde ve meme altı gibi katlantı mevcut olan bölgelerde de ortaya çıkabilmektedir.
İlk olarak sivilce benzeri bir oluşumla ortaya çıkan rahatsızlık ilerleme gösterdiğinde çıbana benzer bir şekle gelmektedir. Önemsenmeyip ilerleme kaydettiğinde ise apseye dönüşmektedir. Bu doğrultuda mikrobik bir rahatsızlık olduğunu söyleyebiliriz.
Köpek Memesi Hastalığı Neden Olur?
Neden oluştuğu hakkında herhangi bir net bilimsel bilgi yoktur. Kıl köklerinde oluştuğundan kıl dibi iltihabı (fronkülit) şeklinde cereyan ettiği yönünde ortak bir görüş mevcuttur. Uzmanlar köpek memesi hastalığının kıl dibinde mevcut olan ter yada yağ bezinin akış kanallarında herhangi bir tıkanıklık söz konusu olduğunda ter veya yağ salgılarının geri tepmesiyle oluştuğunu belirtmektedir. Geri tepen salgı doku içinde küçük birikintiler oluşturduğundan ve bölge salgısında protein bulunduğundan doku içinde meydana gelen sıvı birikintisinin kötü koku ve iltihaplanması kaçınılmaz olmaktadır.
Minik bir kist gibi biriken sıvının içine mikropta karıştığında iltihaplanmalar başlar ve bölge kapalı kutu olduğundan meydana gelen iltihaplanma sürekli ilerleme gösterir. Sivilceye benzer yapıda başlayan bu küçük sorun ilerleyerek cilt altında bir yada birden fazla apsenin meydana gelmesine sebebiyet verir.
HS Bulaşıcı mıdır?
Herhangi bir bulaşma riski söz konusu değildir. Bazı ailelerde birden fazla kişide ortaya çıkması bulaşıcı olduğunu düşündürüyor olsa da köpek memesi hastalığı kişiden kişiye bulaşma eğilimi olan bir hastalık değildir. Ailede birden fazla kişide görülme sebebi genetik yatkınlıktan kaynaklı olabilmektedir. Ancak anne yada babasında hidradenit olan bir bireyde mutlaka görülür diye bir kaide yoktur. Bununla beraber ailesinde hiç HS hikayesi olmayan birinde de ortaya çıkabilmektedir.
Köpek Memesi Nasıl Teşhis Edilir?
Konusunda tecrübeli bir hekim yapacağı göz muayenesi ile HS teşhisini net bir şekilde koyabilir. Daha önce HS ile karşılaşan bir birey bir sonra ki oluşumlarda kendi kendine de anlayabilir. Belirtileri her ne kadar bireye göre değişiklik gösterse de karmaşık bir hastalık olmadığı bilinmelidir.
Belirtileri Nelerdir?
– Kokulu ter salgısı ve yağlı olan bölgelerde sivilce benzerinde meydana gelen oluşumlar. – Küçük boyutlu bir yada birden fazla şişlik. – Bölgede ağrı ve kızarıklık – Cilt üzerinde fazlalık varmış gibi katlantılar görülmesi – Sivilce benzeri yapının ilerleyerek çıban şekline dönmesi – Tedavi aksadıkça çeşitli boyutlarda apseler meydana gelmesi – Kötü kokuya sahip akıntılar – Ağrılı süreç bittikten sonra cilt altında nohut şeklinde sert şişliklerin oluşması – Patlama söz konusu olduğunda delikler görülmesi
Köpek Memesi Hastalığı Tedavisi – Ameliyatsız –
Bakterilerden dolayı oluşan mikrobik bir hastalık olduğundan doktorunuz öncelikle antibakteriyel yani antibiyotik özelliği bulunan bir merhem ile tedaviye başlayacaktır. Ancak merhem cilt altında problemin köküne nüfuz edemeyeceği için çok fazla bir etkisi olmayacaktır. Bu sebeple ağızdan alınacak bir antibiyotik gerekmektedir. İğne yoluyla yapılabilir olsa da çok gerekli değildir. HS koltuk altında ise kol vücut ile birleştiğinde ağrı kaçınılmaz olabilir. Mevcut ağrıyı azaltmak için ağrı kesici tabletler tercih edilebilir. Diğer cilt hastalıklarının çoğunda kullanılan lazer veya radyo frekans gibi yöntemler bu konuda etkili değildir.
Köpek Memesi Hastalığı Tedavisi – Ameliyat –
Ameliyatsız yöntemde bahsettiğimiz antibiyotik kapalı alanlarda çoğunlukla tek başına yeterli olmayacaktır ve tedavi edemeyecektir. İlaçla tedavi başarı göstermediğinde bu süreç içerisinde hastalık ilerleyecek ve apseleşecektir. Burada en doğru yaklaşım küçük bir kesiyle apse yada apselerin boşaltılması olacaktır. Apse boşaltıldıktan sonra hastanın şikayetleri azalacak ve hastalık iyileşmeye başlayacaktır. Apselerin boşaltımı yapıldıktan sonra antibiyotik kullanmaya devam edilmelidir. Köpek memesi hastalığının sürekli oluşması bölgede tüneller, granülomlar, nodüller ve ciltte kalınlaşmaya sebep olur. Bu durum hastalığın tekrarlamasında rol oynayan bir etkendir.
Hastalık süreklilik kazandıysa, devamlı tekrarlıyorsa, bölgede bulunan cilt kalitesi bozulduysa sorunlu deri klasik yöntemlerle kesilerek çıkarılır. Eğer çıkarılması gereken deri alanı büyük çaptaysa bu bölgeye deri nakli gerekebilir.
Nasıl Önlenir?
Hastalığı hiç yaşamayan ve hatta duymayan bir bireyin önlem almak istemesi mümkün değildir. Yaşamayan birinin önlem alması gereklide değildir. Çok nadir karşılaşılan bu hastalığa daha önce bir kez yakalanan bir kişinin herhangi bir tekrarlamaya karşı önlem alması doğru bir yaklaşım olacaktır. Çünkü aynı bölgede birden fazla meydana gelmesi orada ki cildin deforme olmasına ve kalıcı hasarlar bırakmasına sebep olacaktır.
Yazımızda detaylı bir şekilde ele aldığımız hastalığın mikroplardan dolayı oluştuğunu ve buna istinaden mikrobik bir hastalık olduğunu sıklıkla belirttik. Bölgede bulunan mikropları azaltmak veya tamamen yok etmek hastalığın tekrarlama ihtimalini düşürür veya ortadan kaldırır.
Klorheksidin (clorhexidin) kullanımı, deri bölgesinde bulunan mikropları deriye herhangi bir zarar vermeden %99.99 oranında öldürebilir. Bu sayede hastalığın oluşması yada tekrarlaması da yüksek oranda önlenmiş olur.
Klorhexidin maddesi ağız gargarası, deri antiseptiği, diş macunu, tıbbi aletlerin dezenfeksiyonu gibi farklı alanlarda üretimi vardır ve bir çok alanda kullanılmaktadır. Cilt için tercih edilen antiseptikler göz önüne alındığında klorheksidin glukonat maddesi en güvenilir olanıdır.
Bu yazımızda halk arasında yağ bezesi olarak bilinen ancak tıbbi olarak yağ bezelerinden ayrılan yağ kistlerinden bahsedeceğiz. Lipomlar yani yağ bezeleri avuç içleri, ayak tabanı ve kafa derisi haricinde vücudun herhangi bir yerinde bulunabilen yağ dokularıdır.
Avuç içlerinde, ayak tabanında ve kafa derisinde görülenler ise yağ kisti (sebase kist, epidermoid) olarak bilinmektedir. Bu yazımızda kafa derisinde bulunan yağ kistlerinden ve tedavisinin nasıl yapıldığından bahsedilecektir.
Yağ Kisti Nedir?
Kistler en temel tanımı için sıvı ile dolu ve zarla çevirili keseciklerdir. Kistin içerisindeki sıvı koyu kıvamlı, yağlı ve kötü kokulu bir sıvıdır. Kafada saçlı deride bir zarla çevirili olarak bulunur. Şişlik dışında sağlık açısında herhangi bir riski bulunmayan iyi huylu tümörlerdir. Çok çok nadiren kötü huylu olanları ortaya çıkmaktadır. Kistlerin yaklaşık olarak %1’inden azı kötü huylu kistlere dönüşmektedir.
Yağ Kistleri Neden Olur?
Yağ kistlerinin neden oluştuğuna dair net bilgi bulunmamaktadır. Ancak kafada yani saçlı deride oluşan kistlerin saç diplerinde bulunan yağ bezelerinin tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Yağ Bezlerinin Tıkanması Kafada Kist Oluşmasına Neden Olmaktadır. Her sağlıklı insanın saç derisinde saç köklerinin korumak için köklerin çevresinde yağ ve ter bezleri bulunmaktadır. Yağ bezlerinin salgıladığı yağlar saçları beslemektedir. Bu şekilde bir yağlanma insanlar için rahatsızlık oluşturmamaktadır. Ancak saç dökülmesi olan kişilerde kıl kökü miktarının azalır. Salgılanan yağ miktarı değişmediği için kılların azalması ile birlikte saçlarda yağlı bir görünüm ortaya çıkabilir. Normalde şikayete neden olmayan yağlar bu gibi durumlarda kişilerde rahatsızlığa neden olabilmektedir.
Yağ bezlerinin bir veya birkaçının tıkanması salgının salgılanamayarak cilt altında birikmesine neden olmaktadır. İlk etapta boyutu küçük olduğu için hastalarda şikayete neden olmaz. Ancak ilerleyen zamanlarda kistin büyümesi ile birlikte hastayı rahatsız edebilmektedir.
Kafada Yağ Kisti Nasıl Anlaşılır? Belirtileri Nelerdir?
Kistler yağ bezelerine nazaran daha sert ama genel olarak yumuşak bir dokuya sahip şişliklerdir. Bu şişlikler ilk etapta hastada herhangi bir şikayete neden olmazlar. Nadiren de olsa oluşan kistleri süreç içerisinde kendiliğinden geçebilmektedir.
Tıpkı yağ bezeleri gibi dokunulduğunda cilt altında hareket eden yapılardır.
Kistler yuvarlak ya da küre benzeri yapılardır. Boyutları hastadan hastaya değişiklik gösterebilir. Hatta aynı hastada birden fazla bulunan kistler de farklı boyutlarda olabilmektedir.
Bazı hastalarda apse oluşumuna bağlı olarak kızarıklık, enfeksiyon, ağrı gibi şikayetlerde görülebilmektedir. Enfeksiyon oluşumuna bağlı olarak bazı hastalarda ateşlenme şikayeti de görülebilmektedir.
Kafada Yağ Kisti En Çok Kimlerde Görülür?
Yağ kistleri genel olarak erkeklerde kadınlardan daha sık görülmektedir. Sorunun görülme yaş aralığı ortalama 20-40 yaş arası olarak tespit edilmiştir. Ancak kistler yeni doğan dönemi de olmak üzere her yaşta görülmektedir.
Kistlerin tek başına genetik ile bağlantısı bulunmamaktadır. Ancak Gardner sendromu, Gorlin sendromu gibi nadir görülen sendromlarla birlikte kalıtsal olarak bulunmaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalarda kronik güneş hasarlı cilt bölgelerine sahip yaşlı hastalarda kistlerin daha sık görüldüğü tespit edilmiştir. Akne vulgaris şikayeti olanlarda da kistlerin daha sık görüldüğü araştırmalarda elde edilen veriler arasında yer almaktadır.
Kafada Yağ Kisti Teşhisi Nasıl Konulur?
Kafada sert şişlik oluşması her zaman kist olarak değerlendirilmemelidir. Kafada bulunan sert şişlikler başka sağlık problemleri ile ilişkilendirilebilmektedir.
Kistlerin tanı ve tedavisi için doktor muayenesi yeterlidir. Ultrason ya da herhangi ek bir prosedüre ihtiyaç duyulamamaktadır. Yalnızca doktor tarafından kanser şüphesi olduğu düşünülen kistlerde ek testlere ihtiyaç duyulabilmektedir.
Şüpheli kistler için doktorlar tarafından bilgisayarlı tomografi çekimi istenilmektedir. Ayrıca çıkarılan kistlerde şüphe görülmesi durumunda parça alınarak patolojiye gönderilmektedir.
Yağ Kistinin İltihaplanması
Yapısal olarak ağrı ya da herhangi bir şikayete neden olmayan kistlerin mikrop kapması yani iltihaplanması hastalarda ağrı ve apse oluşumuna neden olmaktadır. İltihaplanmanın nedeni yağ kisti kapsülünün içerisine sızan mikroplardır.
Bu tür durumlarda doktor tarafından reçete edilen antibiyotikler kullanılmalıdır. İlk olarak iltihap tedavi edilmeli sonrasında kist tedavisi yapılmalıdır.
Kafada Yağ Kisti Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kist tedavisi cerrahi müdahale ile kistin vücuttan çıkarılması şeklinde yapılmaktadır. Küçük bir cerrahi işlemdir. Ancak saçlı deride olmasından dolayı dikkat edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır.
Saçlı deride yapılan bir tedavinin hastada estetik kaygı yaratmaması için tedavinin saçlar kısaltılmadan ve mümkün en küçük kesi ile yapılması önemlidir. Kesinin küçük olması ve saçların kısaltılmaması sayesinde tedavi sonrasında rahatsız edici bir görünüm oluşmaz.
Hatta dışarıdan bakıldığında kesi yapıldığı fark edilmez bile.
Kistin çıkarılması için ilk olarak kist çevresi lokal olarak uyuşturulur. Ardından minimum boyutta bir kesi yapılır. Sonrasında kisti çevrelen kapsüle kesi atılarak içerisindeki yoğun sıvı boşaltılır. Bu sayede içi boşaltılan kist küçük bir alandan vücut dışarısına çıkarılabilir. Kist boşaltılıp, kapsül çıkartıldıktan sonra dikiş atılarak tedavi tamamlanır.
Tedavi sonrasında hasta gündelik hayatına dönebilir. 1 gün sonra banyosunu yapabilir. Pansuman vs gibi bakımlara ihtiyaç duyulmaz.
Tedavisi Yapılan Kist Tekrar Eder Mi?
Genel olarak tedavisi yapılan kistin tekrarı beklenmez.
Kafada Yağ Kisti Tedavisi İçin Hangi Doktora Gidilir?
Sorunun tedavisi yalnızca cerrahi müdahale ile mümkündür. Bu nedenle tercih edilmesi gereken alan genel cerrahidir.
Kistlerin ilaçla ya da bitkisel ürünlerle tedavisi mümkün değildir. Tedavi için kistin mutlaka vücuttan çıkarılması gerekmektedir.
Kafada Yağ Kisti Hakkında Sık Sorulan Sorular
Yağ Kisti Saç Dökülmesine Neden Olur Mu?
Kistler zaman içerisinde büyüme eğiliminde olabilir. Çok büyüyen kistler basınçla saç köklerini öldürüp kalıcı dökülmeye neden olabilir.
Yağ Kisti Baş Ağrısı Yapar Mı?
Aynı şekilde büyüme görülen kistlerde basıncın etkisi ile bulunduğu bölgede ağrı şikayeti görülebilir.
Tedavi Sonrasında İz Kalır Mı?
Tedavi sonrasında iz kalıp kalmayacağı işlem sırasında ne kadar kesi yapıldığı ile doğrudan alakalıdır. Tedavi minimal kesi ile yapılırsa saç derisinde belli belirsiz bir iz kalır. Bu izde saçların altında kalacağı için görünmez.
Kafadaki Yağ Bezesi Patlarsa Ne Olur?
Kafadaki yağ kisti patlarsa kapsülden dışarı sızan yağ iltihaplanmaya neden olur, günler içerisinde apseleşerek boşaltılması gerekebilir. Bu sürede normalde olmayan ağrı, kızarıklık ve şişlik görülebilir.
Kafadaki küçük şişlikler yağ bezesi midir?
Kafada meydana gelen her küçük şişlik lipom yani yağ bezesi olduğu anlamına gelmez. Netleştirebilmek adına muayene olunması gerekmektedir.
Yağ bezesi tıpta lipom olarak adlandırılan, yağ hücrelerinin bir araya toplanması ile oluşan ve toplumda sıklıkla görülebilen cilt altı lezyonlarıdır. Estetik kaygı dışında nadiren şikayete neden olmamasından dolayı hastalar genellikle doktora başvurmazlar. Bu nedenle görülme sıklığı hakkında net bilgiler bulunmamaktadır. Ancak genel olarak yapılan çalışmalarda her yüz kişiden 1’inde yağ bezesi olduğu tespit edilmiştir. Yağ bezesi tedavisi tecrübeli eller tarafından, modern yöntemlerle birkaç dakika içinde kolayca yapılabilir.
Bu yazımızda sıklıkla görülen yağ bezelerini ayrıntılı olarak ele alacağız.
Yağ Bezesi Nedir?
Yağ bezesi tıbbi olarak lipom olarak anılan yağ dokularıdır. Lipomlar iyi huylu tümörler olarak tanımlanabilir. Ancak bazı lipomlar kötü huyludur. Boyutları oldukça farklılık gösterebilir. Bazı lipomlar 1 cm kadar küçükken bazıları ise 20 cm kadar büyük olabilirler.
Lipom vücudun her yerinde görülebilir ancak çoğunlukla vücudun üst kısmında özellikle sırt ve ense bölgelerinde görülmektedir.
Yağ Bezesi Neden Oluşur?
Lipomların oluşmasının nedeni kesin olarak tespit edilememiştir. Ancak uzmanlar tarafından yağ bezlerinin kontrolsüz çalışması ve alınan darbe ve travmaların yağ bezelerinin oluşmasına neden olduğu düşünülmektedir.
Yağ bezlerinin kontrolsüz bir şekilde çalışması kontrolsüz bir büyümeye neden olmaktadır. Kontrolsüz büyüyen yağ dokuları ise deri altında yağ bezeleri oluşmasına neden olmaktadır.
Ayrıca bazı hastalıklara sahip olan kişilerde lipomların daha sık görüldüğü gözlenmiştir. Bu hastalıklar; • Gardner sendromu • Cowden sendromu • Madelung hastalığı • Adiposis Dolorosa
Belirtileri Nelerdir? Nasıl Anlaşılır? Diğer Şişliklerden Nasıl Ayırt Edilir?
Yağ bezelerinin tespit ve teşhis edilmesi oldukça kolaydır. Yağ bezeleri cilt altında oluşan, hareket ettirilebilen, yumuşak dokulu şişliklerdir. Vücutta oluşan diğer şişlikler genellikle hareket ettirilemez. Ancak yağ bezeleri elinizle üstüne bastığınız zaman deri altında sağa sola hareket etmektedir. Ayrıca yağ bezeleri şişliğe neden olmasına karşın herhangi bir ağrıya neden olmazlar.
Yağ bezeleri içerisinde sinir bulunmadığı için hiçbir şekilde ağrıya neden olmazlar. Bu sayede apse gibi şişliklerden kolaylıkla ayırt edilebilir.
Teşhisi Nasıl Konur?
Yağ bezesinin teşhis edilmesi için doktorun yapacağı muayene yeterlidir. EK olarak herhangi bir test ya da uygulamaya ihtiyaç duyulmaz.
En Çok Kimlerde Görülür?
Sorunun genellikle doktora bildirilmemesinde dolayı görülme sıklığı kesin olarak bilinmemekle birlikte yapılan araştırmalar toplumun %1inde lipom görüldüğünü tespit etmiştir.
Ayrıca yapılan çalışmalarda lipomların 40-60 yaş arasında daha sık görüldüğü de tespit edilmiştir. Fazla kilo problemi olanlarda, yüksek kolesterolü olanlarda, şeker hastalarında, karaciğer hastalığı bulunanlarda ve glikoz intorelansı olanlarda yağ bezelerine daha sık rastlandığı görülmüştür.
Yağ Bezesi Tedavi Edilmeli Midir?
Yağ bezelerinin vücutta bulunmasının sağlık açısından herhangi bir olumsuz etkisi bulunmamaktadır. Ancak bulunduğu alana ve büyüklüğüne göre rahatsızlığa neden olabilir. Sağlık açısından herhangi bir soruna neden olmasa da estetik anlamda istenmeyen bir görüntüye neden olabilirler. Özellikle büyüme eğiliminde olan yağ bezeleri zaman içerisinde rahatsız edecek boyutlara ulaşabilmektedir.
Estetik anlamda istenmeyen görüntülere neden olan ya da boyutundan ve konumundan dolayı rahatsızlık veren lipomların alınmasının hiçbir sakıncası yoktur. Alınması şart değildir. Ancak kişinin isteğine bağlı olarak ufak bir işlemle sorunsuz bir şekilde alınabilmektedir.
Yağ Bezesi (Lipom) Tedavisi Nasıl Yapılır?
Günümüzde bir çok sağlık probleminin tedavisi ameliyatsız tekniklerle yapılabilmektedir. Ancak henüz lipom tedavisi için ameliyatsız bir yöntem bulunamamıştır. Ancak yağ bezesinin tedavisi için ameliyat etmek gerekir demekte doğru olmaz. Çünkü tedavi 1cm kadar küçük bir kesi ile kolayca 3-4 dakikada gerçekleştirilmektedir. Uygulanan kesi gizli dikiş ile kapatılır ve herhangi bir dikiş aldırma gibi işleme de gerek duyulmaz.
Yağ bezesi tedavisi cerrahi yöntemlerle yapılabilmektedir. Herhangi bir ilaçla veya bitkisel kürlerle tedavisi günümüzde mümkün değildir. Hastanın yağ bezesi bulunan bölgesine lokal anestezi uygulanarak en küçük kesiyle tedavi tamamlanmaktadır.
Bezeler Vücuttan Nasıl Çıkarılır?
Yağ bezesi vücuttan ameliyat ile çıkarılmaktadır. Ancak ameliyatta ne kadar kesi yapılacağı uygulayan doktora ve yağ bezesinin büyüklüğüne göre değişmektedir.
Yağ bezeleri genellikle vücudun göz önünde olan kısımlarında bulunmaktadır. Bu nedenle ameliyatın en az kesi ile yani en az iz kalacak şekilde uygulanması hasta açısından önemlidir.
Küçük çaplı bir uygulama olması sayesinde narkoza ihtiyaç duyulmadan bölgesel uyuşturma ile dakikalar içerisinde yapılabilmektedir. Ameliyatta yağ bezesinin boyutu kadar kesi yapılması ciddi boyutlarda iz kalmasına neden olabilmektedir. Bunun yerine lipomun 3’te 1 i kadar kesi yapılması vücuttan çıkarılması için yeterlidir. Yani 8 cm lik bir yağ bezesi 2 cm kadar bir alanda kesi uygulanarak çıkarılabilir. Ayrıca gizli dikiş yapılarak kalacak izin boyutu en aza indirilebilir.
Yağ Bezesi Nasıl Geçer?
Kendiliğinden, ilaçla, kremlerle veya cerrahi dışı herhangi bir uygulamayla geçmez. Farklı ameliyat yöntemi olmakla birlikte tek tedavi yöntemi ameliyatla alınmasıdır. Klasik cerrahiyle genişçe keserek alınabilir, mikro cerrahiyle en küçük kesikten çıkarılabilir veya liposuction denilen emme yöntemiyle alınabilir.
Bu yazılanlar vücuttaki tümör gigi bezeler için geçerlidir. Yüzdeki yağ bezeleri daha farklı yapılardır ve neredeyse tamamı ameliyatsız alınabilmektedir.
Yüzdeki yağ bezeleri ve tedavisi şöyle sınıflanabilir;
Komedon; toplu iğne başı kadar ya da biraz daha büyük siyah nokta şeklinde yağ salgılarıdır, sıkılarak ya da cilt bakımıyla temizlenir.
Millia; daha çok göz cevresindedir, yine toplu iğne başı büyüklüğünde keratin katlantılarıdır, radyo frekansla basitçe alınır.
Ksantelazma; göz kapaklarında kolesterol birikintileridir, yağa benzer bir yapıdır, radyo frekansla eritilir.
Yağ Bezesi Ameliyatı Nasıl Yapılır, Ameliyat Şart mı?
Evet şart, çok küçültülmüş ameliyat olsa da liposuction da bir ameliyattır. 6-7 mm kalınlığında vakuma bağlı boru yardımıyla yağ bezesi vakumla emilerek alınır, bunun dışında klasik ameliyatla veya mikro cerrahi yöntemiyle alınır.
Idea Klinik şubelerinde uygun vakalarda mikro cerrahi yöntemiyle alınmaktadır.
Yağ Bezesi Eriten Krem Var mı, İşe Yarar mı?
Kesinlikle böyle bir krem yoktur olamaz da çünkü krem deri altına eritecek kadar inemez, inse bile tüm normal deri tabakasını eritir ve çok ciddi soruna neden olur ama kremin işe yaramayacağı kesindir.
Geçmişte alkol enjeksiyonuyla eritmeye çalışılmış ama yaşanan ciddi sorunlar sebebiyle uygulamadan kalkmıştır.
Yağ Bezesi Aldırmak Zararlı mı?
Hayır aldırmanın bilinen hiç bir zararı yoktur, hatta işe gitmeye bile engel olmaz yani hasta 10 dakikada aldırıp sonrası işine dönebilir. Çok seyrek görülen iltihaplanması ya da yine çok seyrek görülen morluk sorun yaratmadan düzelir. Aslında aldırmamanın da belirlenmiş bir zararı yoktur, büyümesi dışında sorun yaratmaz.
Kendiliğinden Geçer mi?
Hayır, kendiliğinden, masajla veya eritici krem diye satılan işe yaramaz kremlerle iyileşmez. Tek çözüm cerrah tarafından alınmasıdır. Lipomların iyileşmesi için kendi bulduğunuz yöntemleri uygulamanız cildinize de zarar verebilir. Bu yüzden yalnızca doktorunuza danışarak tedavi olmanız önerilir.
Kötü Huylu Yağ Bezesi Nasıl Anlaşılır?
Lipomlar çok büyük oranla iyi huyludur. Ancak nadiren de olsa kötü huylu türleri bulunmaktadır. Kanserleşme riski olan yani doktorların şüphelendiği lipomlarda patoloji yapılarak kesin tanı konulur. Kanserleşme riski olan lipomlara liposarkom ismi verilmektedir.
Lipomlar normalde ağrısızdır. Ancak kanserleşme riski olan lipomlar ağrılıdır ve hızla büyüme eğilimindedir. Ayrıca sertleşme ve ciltte renk değişimine de neden olabilir. Bu nedenle ağrılı ve hızla büyüme eğiliminde olan lipomlara dikkat edilmelidir.
Ameliyatsız Yağ Bezesi Tedavisi Mümkün Değil mi?
Yağ bezeleri cilt altında oluşan bir sorun olduğundan maalesef cilt üzerinden tedavisi mümkün değildir. Ancak endişe etmeyin çok küçük bir kesi ile çok büyük boyuttaki yağ bezeleri kolayca çıkarılabilmektedir.
Beze çıkarıldıktan sonra açılan kesi tıbbi yapıştırıcı ile yada estetik dikiş ile kapatılır ve hastaya kozmetik açıdan rahatsızlık verecek herhangi bir durum oluşmaz.
Pansuman yada istirahat gibi dezavantajlarda söz konusu değildir.
Lipom Tedavisi İçin Hangi Doktora Gidilir?
Lipom tedavisi genel cerrahi uzmanları tarafından yapılmaktadır. Doktor seçerken iyi araştırma yapmak gerekir. Çünkü doktor 8 cmlik yağ bezesini 8 cm kesi yaparak da çıkarabilir. 2 cm kesi ile de. Bu nedenle doktor iyi araştırılması en az kesi ile en az iz kalacak şekilde işlem uygulanmalıdır. IDEA Kliniklerin tümünde hizmet veren genel cerrahi uzmanları yağ bezesi tedavisi konusunda gerekli tecrübe ve donanımlara sahiplerdir.
Yağ Bezesi Hakkında Sık Sorulan Sorular
Her Lipomu Patolojiye Göndermek Gerekir Mi?
Hayır. Lipomların %99u iyi huyludur. Yalnızca kanserleşme belirtisi gösteren lipomlar için patoloji yapılması yeterlidir. Kliniklerimizde şüphe görülen yağ bezeleri için örnek alınmakta ve patolojiye gönderilmektedir.
Lipomlar Lazer İle Tedavi Edilir mi?
Lipomlar cilt altında bulunan yağ dokularıdır. Lazer cihazının gücü bu tür dokuları yok edecek kadar etkili değildir. Ayrıca lazer cildin 1-2 cm derinliğine kadar etki eder. Yağ bezeleri ise daha derinde ve daha geniş çaplı dokulardır. Bu nedenle lazerle tedavisi mümkün değildir.
Yağ Bezesi Kremle Tedavi Edilir Mi?
Cildin altında oluşmuş bir kitlenin yüzeysel olarak uygulanacak bir krem ile yok olması mümkün değildir. Lazer cihazının bile etkisiz kaldığı kitlelerin kremle tedavi edilmesi elbette ki mantıklı değildir. Bu tür ürünler yalnızca zaman ve para kaybına neden olmaktadır.
Yağ Bezesi Acıyorsa Tehlikeli midir, Ne Yapılmalı?
Yağ bezesi acıyorsa bu tehlikeli olduğunu göstermez. Acı varsa 2 ihtimal akla gelir;
1- Çarpma sonucu ezilmiş olabilir
2- Beze değil kisttir, kistte iltihaplanma olmuştur.
Ezilme kaynaklı ağrı kendiliğinden geçer ancak iltihap (kızarıklık, ağrı, sıcaklık artışı, şişlikte büyüme) varsa boşaltmak gerekebilir.
Kanserli Yağ Bezesinin Belirtileri Nelerdir?
Kanserli yağ bezesi en seyrek görülen kanserlerdendir ve dışardan anlamak mümkün değildir. Doku çıkarıldığında anlaşılabilir. Rengi sarıdan çok kahverengine yakındır, daha çabuk dağılır, kapsülü olmaz ve yuvarlak şekilli değil şekilsizdir.
Yağ Bezesi Sıkmak Zararlı mı, Çözüm Olur mu?
Yağ bezesini sıkmanın zararı da faydası da olmaz ancak kistse sıkılarak boşaltıldığı için küçülür. Kapsülü içerde kaldığı için % 100 tekrarlar, tekrar büyüyene kadar görsel olarak daha güzel görünür.
Yağ Bezesi Kendiliğinden Kaybolur mu?
Hayır teşhis doğru ise kendiliğinden kaybolmaz, küçülmez, büyüyebilir veya sabit kalabilir.
Lipom Aldırma Ücreti Ne Kadar?
Yağ bezesi tedavi ücretleri için WhatsApp Destek hattımızdan detaylı bilgi alabilir yada tedavi ücretleri sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Yağ Bezesi Ağrı Yapar mı?
Hastalar arasında genellikle ağrıdan şikayet etme oranı oldukça düşüktür; bu durum genellikle ezilmeyle ilişkilendirilen bir rahatsızlıktır. Kemer bölgesi gibi alanlarda bulunan lipomlar baskı altında kaldıklarında bir miktar ağrıyabilir. Bunun dışında herhangi bir baskı görmediklerinde ağrı neredeyse olmaz.
Ağrıya neden olabilecek lipomlar genellikle şu bölgelerde bulunabilir:
Bel bölgesi ve leğen kemiğine denk gelen bölgeler
Diz, dirsek gibi eklem alanları
Oturma bölgesine denk gelen bölgeler
Avuç içi ve ayak tabanı bölgeleri (bu genellikle kist yapısında olabilir)
Hızlı bir şekilde büyüyen lipomlar (bu durumda büyüme, kapsülde gerginlik oluşturabilir)
Darbe alan lipomlar, yani bir nesneye çarpmadan veya bir kavgada yumruk almasından kaynaklanan durumlar
İltihaplanan lipomlar
Yağ Bezesi Acısı Nasıl Geçer?
Ezilen alan üzerindeki baskıyı azaltmak, acıyı hafifletebilir; ancak sorunun kalıcı olarak çözülmesi için doğru yaklaşım, lipomun temelindeki sorunu tamamen ortadan kaldırmaktır. Kapsülüyle birlikte cerrahi müdahale ile alındığında, mevcut şikayetler de etkili bir şekilde giderilmiş olur.
Lipomların doğal olarak küçülme veya iyileşme eğilimi gösterme olasılığı yoktur; aksine, genellikle büyüme potansiyeline sahiptirler. Bu nedenle, lipomdan kurtulmak için cerrahi müdahale yapmak mantıklı bir yaklaşım olabilir.
Yağ Bezesi Kaşıntı Yapar mı?
Kaşıntı, lipomlarla sık sık ilişkilendirilmese de, büyüme sürecinde deride oluşturduğu gerginlik nedeniyle bazı durumlarda ortaya çıkabilir. Ancak bu kaşıntı genellikle aşırı düzeyde değildir ve tedavi gerektirmez. Bezenin cerrahi olarak çıkarılması, kaşıntı sorununu etkili bir şekilde çözebilir.
Referanslar
1- Charifa, A., Azmat, C. E., & Badri, T. (2018). Lipoma pathology.
2- Guler, O., Mutlu, S., & Mahirogulları, M. (2015). Giant lipoma of the back affecting quality of life. Annals of Medicine and Surgery, 4(3), 279-282.
3- Hardy, C. L., & Goliath, G. (2015). Constipation associated with a lipoma. New England Journal of Medicine, 373(7), 656-656.
4- Kolb, L., Yarrarapu, S. N. S., Ameer, M. A., & Rosario-Collazo, J. A. (2021). Lipoma. In StatPearls [Internet]. StatPearls Publishing.
5- Lee, Y. J., Jeong, Y. J., Lee, J. H., Jun, Y. J., & Kim, Y. J. (2014). Liposarcoma in the axilla developed from a longstanding lipoma. Archives of Plastic Surgery, 41(05), 600-602.
Ksantelazma, toplumda göz kapağı üzerinde ve çevresinde meydana gelen yağ bezeleri/kistleri olarak bilinmektedir. Tıbbı olarak ksantelazmalar yağ kisti olarak değerlendirilir. Ancak yapısal olarak vücutta görülen beze ve kistlerden farklıdır.
Bu yazımızda göz çevresinde ortaya çıkan ksantelazmaların neden olduğu ve tedavi yöntemleri ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Ksantelazma Nedir?
Ksantelazma bir çeşit yağ kistidir. Ancak yapısal olarak vücudun diğer alanlarında görülen kistlerden farklıdır. Yağ kistleri yuvarlak ve dışı pürüzsüz bir yapıdadır. Ancak göz kapağı çevresinde ortaya çıkan ksantelazmalar bir tabaka halindedir.
Aşağıdaki görselde saçlı deriden çıkartılan bir yağ kisti ve göz çevresinde ortaya çıkan bir yağ bezesi gösterilmektedir. Her ikisi de yağ kisti olmasına rağmen hem yapısal hem de görüntü olarak birbirinden farklıdır.
Ksantelazma ve Yağ Kistinin Farkı Nedir?
Vücutta bulunan yağ kistleri ve göz çevresinde bulunan ksantelazmalar yapısal olarak farklı olduğu için tedavi yöntemleride birbirinden farklıdır. Vücutta bulunan yağ kistleri ameliyatla tedavi edilmektedir. Ancak göz çevresinde bulunan yağ bezeleri ameliyatsız olarak tedavi edilebilmektedir.
Bazı hekimler tarafından göz çevresindeki yağ kistleri de ameliyatla tedavi edilmektedir. Ancak İDEA şubelerinde ksantelazma tedavisi ameliyatsız yöntemlerle yapılmaktadır. Bu sayede göz çevresi gibi dikkat çekici bir alanda ameliyat ve dikiş izi kalmadan tedavi gerçekleştirilmektedir.
Ksantelazma Neden Olur?
Kandaki yağ seviyelerinin yüksek olması enzim bozukluğuna neden olmaktadır. LDL nin yani kandaki kötü kolesterolün yüksek olması yağ dokularının cilt yüzeyine itilmesine neden olmaktadır. Yağ dokularının cilt yüzeyine çıkması sonucunda ise göz çevresinde ksantelazma oluşmaktadır.
Kolesterolü olanlarda, karaciğer hastalığı olanlarda, aşırı kilolu bireylerde, sigara içenlerde vücutta yağ birikmesi durumu daha fazla olabileceğinden bu kişilerde ksantelazma görülme riski daha fazladır.
Göz Çevresinde Yağ Bezesi – Ksantelazma Tedavisi Nasıl Yapılır?
Göz kapağı çevresindeki yağ kistlerinde uygulanan tedaviler 2 ana başlıkta toplanmaktadır. Bunlar ameliyatlı ve ameliyatsız yağ kisti tedavileridir. Ameliyatta kesi ve dikiş olmasından dolayı tercih edilmez. Onun yerinde kesi ve dikişin olmadığı yani tedavi sonrasında iz kalmayan modern ve teknolojik yöntemlerle yapılan ameliyatsız tedaviler tercih edilmektedir.
Göz kapağında bulunan yağ bezeleri lazer ve radyo frekans yöntemleri ile ameliyatsız olarak tedavi edilebilmektedir.
Lazerle Ameliyatsız Ksantelazma Tedavisi
Lazer teknolojisi 2000li yıllarından başından beri sağlık ve estetik alanında aktif olarak kullanılmaktadır. Ksantelazma tedavisinde de lazer yöntemi denenmiş ancak istenen sonuçlar alınamamıştır. Lazer cihazı daha çok yüzeysel leke ve lezyonların tedavisinde başarılı olarak kullanılmaktadır. Ancak ciltten kabarık lezyonlarda lazer cihazının etkisi yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle et benleri de lazerle tedavi edilememektedir. Tıpkı et benleri gibi ksantelazmalar da ciltten kabarık lezyonlardır. Bu nedenle lazer cihazının etkisi yetersiz kalmaktadır. Ancak başka tedavilerle kombine olarak uygulanmaktadır.
Lazerle tedavi edileceği söylendiğinde lazerin tedavi edici olmadığı tedaviye ek destekleyici bir yöntem olduğu unutulmamalıdır.
Radyo Frekansla Ksantelazma Tedavisi
Radyo frekansla ksantelazma tedavisi Türkiye’de ilk olarak İDEA Klinik doktorlarından Atilla Kaya tarafından kullanılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Doktor Atilla Kaya zaman içerisinde radyo frekansla ksantelazma tedavisini geliştirmiş ve mükemmel sonuçlar almıştır. Şimdilerde ise birçok doktor ve klinik tarafından ksantelazma tedavisi radyo frekans yöntemi ile ameliyatsız olarak tedavi edilmektedir.
Radyo frekans cihazı radyo dalgalarını ısı enerjisine dönüştüren bir cihazdır. Yüksek ısı yaymasına karşın cihaz oldukça hassas ayarlanabilmektedir. Bu sayede ciltten buharlaştırılmak istenen doku milimetrik olarak istenilen ölçüde kademe kademe buharlaştırılabilmektedir.
Ksantelazma tedavisinde de yağ dokusu ciltten istenen ölçüde milimetrik olarak buharlaştırılabilmektedir. Radyo frekans ile buharlaştırma sonrasında bandaj ya da herhangi bir özel uygulama yapılmasına gerek duyulmaz. Tedavi edilen alan tıpkı yarar iyileşir gibi 6 7 gün içerisinde kendiliğinden iyileşir. İyileşme tamamlandığında yağ kistinin olduğu alanda sağlıklı doku oluşur.
Ksantelazma Tedavisi Sonrasında İz Kalır mı?
Göz kapağında yağ bezesi tedavisi sonrasında iz kalıp kalmayacağı tedavinin hangi yöntemle yapıldığına ve tedaviyi yapan doktorun el becerisine bağlıdır. Eğer tedavi ameliyatla yapılırsa dikiş iz kalır. Ancak tedavi ameliyatsız yöntemlerle yapılırsa iz kalma riski minimumdur. Hiç iz kalmaz denmesi gerçekçi değildir. Ancak göz kapağı çok ince bir deriye sahip olduğu için vücudun diğer alanlarına göre iz kalma riski çok daha azdır. Tedavi sonrasında genellikle hiç iz kalmaz ya da ancak çok dikkatli bakınca fark edilebilecek hafif bir iz kalabilir.
İz kalmaması ya da en minimal iz kalması için tedaviyi mutlaka ksantelazma tedavisi alanında uzman bir doktorun yapması önerilmektedir.
Ksantelazma Doğal Yöntemlerle Tedavi Edilir mi?
Ksantelazmaların doğal yöntemlerle tedavisi mümkün değildir. Ameliyatsız ve cerrahi yöntemlerle son derece avantajlı ve pratik şekilde yapılabilmektedir.
Ksantelazma Hangi Doktor / Bölüm Bakar?
Ksantelazma tedavisi için genel cerrahi uzmanına başvurabilirsiniz. Ameliyatsız yöntemleri tercih edip, ksantelazma tedavisinde tecrübeli bir hekim tercih etmeniz sizin için avantaj sağlayacaktır. Bu doğrultuda IDEA Kliniklerden size en yakın olan bir şubeyi tercih edebilirsiniz. Kliniklerimizin tümünde ameliyatsız yöntemlerle ksantelazma tedavisi yapılmaktadır.
Ksantelazma Kremi Var mı, Kremle Geçer mi?
Doku derinliğinde birikim olduğu için krem o derinliğe ulaşamaz ve herhangi bir etki gösteremez. Kremler daha çok yüzeysel sorunlar için önerilir ve kullanılır. Krem bu derinliğe ulaşsa bile kitlesel bir yapıl olduğu için etkilenmez.
Ksantelazma Ameliyatı Olanlar Ne Yapmalı?
Daha çok ameliyatsız tedavi yöntemleri tercih edilmektedir ama hastada göz kapağı sarkması da beraberinde varsa bu durumda ameliyatla alınabilir.
Ameliyat sonrası deri açıklığı dikiş ile kapatılır. Bir çok klinik dikişler alınana kadar pansuman önerilir ve banyoyu yasaklar, bazı klinikler 2 gün sonra banyo önerir, rutin pansuman önermez ama yine de ameliyatı yapanın önerilerine uyulmalıdır.
Ameliyatsız yöntemlerle yağı eritme işlemi sonrası açık yara olur, 2 gün sonra banyo yapılabilir, yara kapanana kadar günde 3 – 4 defa Kutalin Krem kullanılır.
Ksantelazma Tehlikeli mi?
Bilinen hiçbir tehlikesi yok denebilir ancak birikinti çok artarsa göz kapağı göz bebeğinin üstüne devrilerek görmeyi kalitesizleştirebilir.
Tehlike olarak değerlendirilmese de çok ilerlerse tedavisi zorlaşır.
Ksantelazma Tekrarlar mı?
Hastalık temelde metabolizma ile ilgili bir sorun olduğu ve tedavi kişinin metabolizmasını değiştirmediği için yeni alanlarda yenileri oluşabilir. Tedavi edilen bölgeler skar dokusu olduğu için o alanlarda tekrar olma ihtimali çok düşüktür.
Bu hasta grubunda genellikle kan kolesterol düzeyi yüksektir, doktor önerisi doğrultusunda diyet yapılıp kolesterol düşürücü ilaçlar alınırsa tekrarlama ihtimali düşer.
Ksantelazma Kendiliğinden Geçer mi?
Kendiliğinden, ağızdan alınan ilaçlarla, bölgesel kremlerle geçmesi mümkün değildir. Yağ birikintisi dış etkilerden etkilenmeyecek şekilde sınırlanmıştır, içinde damar olmadığı için kan dolaşımından da etkilenmez.
Bitkisel Yöntemlerle Tedavi Edilir mi?
Bitkisel kremler, solüsyonlar yağ tabakasına ulaşamayacağı için hiçbir etkisi olmaz. Bu tür uygulamalara gereksiz para harcamak ve vakit kaybetmek yerine milyonlarca insana uygulanmış, sonuçları görülmüş bilimsel yöntemlerle tedavi olunmalıdır.
Ksantelazmaya Sarımsak İyi Gelir mi?
Sarımsak daha çok deri üzerindeki sorunların çözümü için kullanılır, içeriğindeki tahriş edici maddelerin tahriş gücünden yararlanılır ama burada yüzeysel bir sorun yoktur, derin planda kolesterol – lipit birikimi vardır ve onu asla etkilemez. Kolesterol/lipit yapı olarak yağa benzer ve ya keserek alınmalıdır ya da eriterek yok edilmelidir.
Sirke ile Tedavi Edilir mi?
Hayır göz kapağında yağ bezesi elma sirkesi yada herhangi bir sirke ile tedavi edilemez. Sirke derinin en üst tabakasını eritebilir ama burada yağ birikintisi daha derin planda olduğundan dolayı sirkenin etki etmesi mümkün değildir. Gereksiz yere yaralanma olduğu gibi ayrıca sirke göze de zarar verebilir.
Milia, göz etrafındaki küçük, yuvarlak, sarı beyaz arası, inci gibi tarif edilen çıkıntılardır. Bir tane olduğunda ya da bir tanesi isimlendirilirken milium denir, çok sayıda olduğunda ve bu durum tarif edilirken milia denir. Göz etrafı ve elmacık kemikleri üstü en sık görüldüğü alanlardır ama vücudun her terinde görülebilir.
Milia Neden Olur?
İnterneti araştırırken bir çok sebep sayıldığını görürsünüz ama bunların neredeyse hiçbiri “kesin neden” olarak gösterilmemektedir. Aslında temel neden kişinin bünyesi yani genetik yapısıdır.
Kortizon kullanımı; krem veya başka yolla kortizon kullananlarda görülme sıklığı hiç kortizon kullanmayanlarda görülme sıklığıyla yaklaşık aynıdır, hatta bebek doğduğu anda bile görülebilmektedir.
Güneş ışınları; güneşe çıkmayan veya güneş görmeyen vücut bölgelerinde de görülmesi bu fikri çürütmektedir.
Yanlış beslenme; içeriğindeki maddelerin gıdalarla ilişkili olduğunu söylemek mümkün değildir, bu durum benzer hastalık olan ksantelazma ile karıştırılmasından kaynaklanmaktadır, beslenme alışkanlıklarıyla ilişkilendirmek zordur.
Deri hassasiyeti olması; hassas deriye sahip kişilerde daha sık görülmemektedir.
Kan kolesterolünün yüksek olması, ksantelazma’da kolesterol yüksekliği normal toplumdan daha sıktır ancak aynı durum milida geçerli değildir.
Milia Nasıl Oluşur?
Bu durum da çok açık değildir. İçeriği incelendiğinde yağlı bir yapısı olduğu ama daha çok ölü deri katlantısı gibi keratin de içerdiği görülmektedir. Yağ kistine çok benzese de yağ kistinden farklı olarak daha serttir, bu sertliğin sebebi yağ yanı sıra deri komponentleri de içermesidir.
Tüm bunlar genetik yatkınlıkla ortaya çıkan durumdur.
Milia Çeşitleri Nelerdir?
Bebeklerde görülen formuna milium da denir, bebek doğduğu anda vardır ve neredeyse tamamı haftalar içinde kendiliğinden geçer, tedaviye ihtiyaç duyulmaz.
Erişkin formu primer ve sekonder olarak iki sınıfa ayrılır. Tedavide bu sınıflamanın önemi yoktur. Kendiliğinden çıktığı düşünülenlere primer, bir başka hastalık ya da uygulamadan sonra ortaya çıkanlara sekonder milia denir.
Her ikisi de aynı şekilde görünür ve aynı şekilde tedavi edilir.
Milia Nasıl Tedavi Edilir?
Yine internette çoğu hiç kullanılmamış ve tedavide olumlu sonuç alınamadığı için kullanılmayan çok sayıda yöntem (peeling, dermabrazyon, keserek çıkartma, dondurarak yok etme) okuyabilirsiniz ama bunların neredeyse hiçbiri kullanılmamaktadır.
Lazerle Milia Tedavisi
Lazer ile üstünü örten deri yakılır, kistik oluşum serbest kalır ve sıkıştırılarak çıkarılır. Işığın etkisi tam kontrol edilebilir olmadığı için gereksiz yere kitleden daha büyük yanıklar oluşabilir.
Keserek çıkartma, üstündeki deri kesilir sıkıştırılarak çıkarılır. Uygulanabilir bir yöntemdir ancak çok küçük kesilmezse kesik izleri kalabilir.
Radyo Frekansla Eritme
Radyo frekans dalgaları kılın 1/10 kalınlıkta yani zorla görülecek kadar ince iğne ile kitleye verirli. Verilen radyo frekans enerjisi kitle eritilir ve yok edilir. Derideki hasar gözle görülemeyecek kadar küçük olduğu için fark edilebilecek bir iz kalmaz.
Milia Evde Tedavi Edilir mi?
Bu sorunun cevabı hem evettir hem de hayırdır.
Evet evde tedavi edilebilir ama şunlar unutulmamalıdır; bölge derisi uygun solusyonlarla (betadin, batikon, alkol, klorhexidin vs ) dezenfekte edilmelidir. Ucu steril aletle (bunun en pratiği steril enjektör ucudur) milianın üstünü örten deri kesilir, komedon çıkarır gibi sıkıştırılarak dışarı çıkarılır.
Uygulaması zor, başarısı düşük, tekrarı yüksek, zahmetli ve riskli bir yaklaşımdır. Bütün hastalıkların tedavisinde olduğu gibi en doğru yaklaşım bu konuda tecrübeli bir cerrahtan yardım almaktır.
Göz Etrafındaki Yağ Kistleri Tehlikeli midir?
Bilinen hiçbir tehlikesi yoktur, ağrı, acı gibi şikayetlere neden olmaz, kansere veya bir başka hastalığa dönüşmez, tek sorun estetik olarak hoş görünmemesidir. Doğru yöntemle tedavi edildiğinde oluşturduğu estetik kusur hiç iz kalmadan düzeltilebilir.
Miliaya Benzeyen Hastalıklar
Görüntü olarak bazı hastalıklarla karıştırılabilir, bu hastalıklardır ve farkları da şu şekildedir;
Komedon; görünen kısmı siyahtır, sıkınca kolaylıkla çıkar.
Molluskum kontagiozum; sıvı da vardır, virüslerle oluştuğu için bulaşıcır.