Özellikle ayak başparmağını sıkacak kadar dar ayakkabılar giymek, tırnağın yatağının yanlarına baskı yaparak derinin altına doğru büyümesine neden olabilir.
Tırnağınızı düz kesmek yerine biraz kavisli bir şekilde, ayağınıza uygun bir şekilde kesmek, tırnağın deri ile temas ettiği bölgede sorunlara yol açabilir.
Tırnağı çok kısa kesmek, derinin altına doğru büyümesine neden olabilir, bu da potansiyel bir sorun oluşturabilir.
Genetik faktörler, tırnağın şekil değiştirmesine ve deriye doğru büyümesine neden olabilir.
Tırnağa travmatik etkiler, örneğin kırılma, sıkışma veya yaralanma, şekil değiştirmesine yol açabilir.
Mantar enfeksiyonları da tırnağın yapısını etkileyebilir ve şekil değişikliklerine neden olabilir.
Tırnak, vücutta üretilip dışarı doğru büyür, ancak bazen doku içine girebilir, bu da kıl batması benzeri sorunlara yol açabilir.
Tırnak Batması Belirtileri Nelerdir?
En yaygın ilk belirtisi genellikle ağrıdır. Bu hastalığın şiddetine bağlı olarak, hasta yürüdüğünde veya hatta yattığında bile ağrı hissedebilir. İlerleyen durumlarda, bu ağrı daha da şiddetli hale gelebilir.
Parmak kenarında şişme
Parmak kenarında kızarıklık
Tırnak ile cilt arasında iltihaplı, cerahatli akıntı
Bu belirtiler parmağın bir yanında veya her iki yanında da görülebilir.
Tırnak Batığı Tedavisi Nasıl Yapılır?
Eğer iltihap belirginse, ilk adım olarak iltihap tedavisi uygulamak önemlidir. Bu tedavi için uygun bir antibiyotik, genellikle 5-7 gün süreyle kullanılır. İltihap geriledikten sonra ana tedavi planı oluşturulur. Ana tedavi, temel olarak deri altına doğru büyüyen tırnağı uzaklaştırmayı ve tekrar etmesini engelleyici önlemler almaya odaklanır.
Korumacı Yöntem
Eğer batık tırnak belirtileri hafifse, yani hastalığın başlangıç dönemlerinde ise, ilgili bölge uyuşturulur ve steril koşullarda batan tırnak kısmı, keskin olmayan bir alet veya kaldıraç benzeri bir araç kullanılarak dikkatlice kaldırılır, yaklaşık 3-4 mm kadar yukarı çekilir ve böylece tırnak rahatlatılır.
Tırnağın tekrar aynı yönde büyümemesi ve hastalığın tekrarlamaması için altına nohut büyüklüğünde sıkıştırılmış bir pamuk yerleştirilir. Bu yöntem, konservatif bir yaklaşım olarak adlandırılır ve özellikle hastalığın erken dönemlerinde uygulanabilir.
Tırnak Koruyucu Yöntem
Tırnağın batan kenarındaki sorunlu bölge, 2-3 mm genişliğinde kesilerek batan yerden çıkarılır. Tırnağın “matrix” adı verilen yatağı devre dışı bırakılır, böylece oradan tırnağın tekrar büyümesi önlenir. Bu işlem sonucunda tırnağın toplam genişliği 2-3 mm kadar incelir, ancak genellikle daha öncekinden daha sağlıklı bir şekilde yeniden çıkar. Kökü yani “matrixi” yok etmek için kimyasal ajanlar, koterizasyon, radyo frekans, lazer veya küret gibi yöntemler kullanılabilir.
Bu işleme “emmet yöntemi” denir ve genellikle 3-5 gün boyunca hafif bir ağrıya neden olabilir. Ancak 2-3 hafta içinde tamamen iyileşme sağlanır.
Tırnağı Geçici Olarak Uzaklaştırma
Bu yöntem genellikle kalabalık ortamlarda hızlı tedavi gereken durumlarda, örneğin askeri birimlerde sıkça kullanılır. İlk adımda parmak uyuşturulur ve ardından pense benzeri bir alet kullanılarak tırnak bütünüyle çekilir.
Bu işlem “emmet yöntemi” olarak bilinir ve diğer yöntemlere göre daha sık tekrarlanır, daha agresif bir yaklaşımı temsil eder. Ancak, tırnağın tamamen iyileşmesi eski haline dönmesi için 3-4 ay kadar sürebilir, bu nedenle işlem hızlı olsa da iyileşme süreci uzun olabilir.
Tırnağı Tamamen Yok Etme
Bu yaklaşım, ileri derecede deforme olmuş, batık ve düzeltilemez hale gelmiş tırnakların tamamen kaldırılmasını amaçlar. İşlem, parmağın belirli bir bölgesinin uyuşturulmasıyla başlar ve ardından tırnak kökünden bir bütün olarak çekilir. Tırnağın büyüdüğü kök kısmı, gümüş nitrat, fenolizasyon (fenol), radyo frekans, elektro koter, lazerle yakılarak veya küretle kazınarak tamamen yok edilir ve artık tırnak çıkmaz.
Bunların dışında, tırnak sorunlarını çözmek için yay uygulamaları veya çelik plak uygulamaları gibi alternatif yöntemler de bulunsa da, bu yöntemlerin cerrahi yaklaşımlara göre başarı oranları daha düşüktür ve uzun süre uygulanması gerekebilir.
Ayakta Tırnak Batması Nasıl Geçer, Ne İyi Gelir?
Eğer tırnak tamamen batmışsa, bu durum genellikle kendiliğinden veya evde yapılan basit müdahalelerle düzelmez. Ancak basit bir tırnak batması durumunda, klinik belirtiler minimum düzeydeyse, uygun hijyen koşulları sağlanır ve keskin olmayan bir alet kullanılarak tırnağın batan kısmı dikkatlice ciltten uzaklaştırılmaya çalışılır. Daha sonra pamuk veya kağıt havlu gibi yumuşak bir malzeme tırnağın büyüme yönünü değiştirmek için kullanılır. Büyüme yönü değiştikten sonra, tırnak artık deriye doğru batmaz.
Elde Tırnak Batması Olur mu?
Tırnak batması, ayaktaki tırnak batmalarına kıyasla daha az yaygın görülür. En sık neden yine yanlış kesimdir ve ikinci sıklıkta parmak travmaları bu sorunun nedenlerinden biridir. Tırnak batmasının tedavisi genellikle ayaktaki tırnak batmalarına göre daha kolaydır ve ameliyat gerektirmez. Sorunlu bölgenin biraz kaldırılması genellikle bu sorunu çözmek için yeterli olabilir.
Ayak Tırnak Bakımı Nasıl Olmalı?
İlgili bakımın temel amacı, tırnak batmasını önlemek, tedavi sonrası tekrarını engellemek ve batmadan korunmaktır.
Aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir:
Tırnaklar, özellikle baş parmağın tırnağı düz olarak, C harfi gibi kesilmeden kesilmelidir.
Tırnaklar çok kısa kesilmemelidir.
Ayak ucunu sıkmayan, geniş tarağı olan ayakkabılar tercih edilmelidir. Ayakkabı numarası, tırnağın karşıya çarpmasını engellemek için küçük olmamalıdır.
Parmaklarda yaralanma riski bulunan kişiler, koruyucu ayakkabılar giymeli ve travma risklerinden korunmalıdır.
Tırnak batması şüphesi durumunda, bir uzmana danışarak muayene olunmalıdır.
Basur tedavisi için uygulanacak tedavi basur türü ve derecesine göre belirlenmektedir. Hemoroid için güncel olarak uygulanan tedaviler lazer, RBL ve THD tedavileridir.
Hastalığın erken dönemde tespit edilmesi tedavi açısından ve hastanın konforu açısından oldukça önemlidir.
Basur Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Günümüzde basur tedavisi vakanın derecesine göre çeşitli yöntemlerle yapılmaktadır. Kullanılacak olan yöntem doktor muayenesi ile belli olmaktadır. Aşağıda kullanılan ameliyatlı ve ameliyatsız yöntemleri sıralayarak hangi derecede etkili olduklarından detaylı şekilde bahsettik.
Lazerle Basur Tedavisi
İlk evrelerde tespit edilen basurlar lazer cihazı yardımı ile tedavi edilmektedir. Ancak lazer cihaz ilerleyen evrelerdeki basurların tedavisinde yetersiz kalmaktadır.
1 ve 2. Evrede olan hemoroid pakeleri makat içerisindedir. Bu nedenle lazer tedavisi mutlaka anüsün içini görmeye yarayacak anoskop benzeri bir cihazla yapılmalıdır.
Hemoroid hastalarında kullanılan cihaz daha çok Elektrokoagülatör olarak bilinmektedir. Cihaz yüksek ısı ile çalışmaktadır. Bu sayede hemoroid memesine dokundurulduğunda tahribat sağlayarak memeciği ortadan kaldırmaktadır.
Genellikle tek seans yeterlidir. Ancak bazı durumlarda ikinci ek seansa ihtiyaç duyulabilir.Özellikle kanamalı basur vakalarında lazer tedavisi oldukça etkili sonuçlar vermektedir.
Ancak ilerleyen evrelerde uygulanamaz. Lazerle tedavi olunmak isteniyorsa hastalık ilerlemeden doktora başvurulmalıdır.
Rubber Band Lastikle Boğma Yöntemi
Oldukça pratik ve etkili bir tekniktir. Ameliyatsız teknikler arasında üstünlükleri bulunan avantajlı bir tedavidir. Tedavide amaç basur memesinin beslenmesini engelleyerek çürümesini ve yok olmasını sağlamaktır.
RBL tedavisinde bir cihaz yardımı ile hemoroid memeciğinin baş kısmına bir lastik yerleştirilir. Bu lastik memeye kan gitmesini engeller. Beslenemeyen meme zamanla küçülür ve yok olur.
Makat bölgesinde yapılan tedavilerde kesi uygulanması gaz ve dışkı kaçırma riskini neden olmaktadır. Ancak lastikle boğma tekniğinde herhangi bir kesi olmaması sayesinde böyle bir risk bulunmamaktadır.
Dakikalar içerisinde uygulanabilir. Ve işlem sonrasında hasta aynı gün sosyal hayatına dönebilir.
THD Ameliyatıyla Hemoroid Tedavisi
THD diğer adıyla HAL, Trans Hemoroidal Desarterizasyonu ve Hemoroidal Arter Ligasyonu kısaltılmış halidir. İleri dereceli basur vakalarında uygulanır.
THD ameliyatı local anestezi ile uygulanır. Amaç basuru besleyen atardamarların bağlanması ve memeciğin beslenmesinin engellenmesidir. Memeciği besleyen atardamar cihaz yardımı ile tespit edilir ve bağlanır. Bu sayede kan akışı engellenmiş olur.
Kesi yapılmaması sayesinde kanama, iltihaplanma riski azdır. Ayrıca kesi olmaması sayesinde gaz ve dışkı kaçırma riski de olmaz. Oldukça avantajlı bir tedavidir. Yalnızca teknolojik bir cihaz yardımı ile yapılmasından dolayı uygulayıcısı az ve maliyeti diğer tedavilere göre yüksektir.
Basur Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Ameliyat dendiğinde cerrahi işlem yani kesme işi akla gelir. En yaygın yapılan klasik basur ameliyatı Milligan Morgan ameliyatıdır. Milligan Morgan ameliyatı ilk tarif eden kişilerin adıdır, ilk yapankişinin adı verilmiştir. Başka birkaç cerrahi teknik olsa da 4.derece basurlarda en başarılısı Milligan Morgan olduğu için proktoloji uzmanlarının en çok tercih ettiği yöntemdir.
Hemoroidin en ileri seviyesi olan 4. Derece hemoroidlerde uygulanır, 3. Derece iç hemoroid ile birlikte dış hemoroid de varsa ve hasta onlardan da kurtulmak istiyorsa yine klasik cerrahi uygulanır.
Narkoz altında veya belden aşağısı uyuşturularak yapılır, bölgesel uyuşturma ile yapılmaya çalışılırsa hasta çok rahatsız olur.
Dış ve iç memeler cerrahi olarak kesilerek alınır, kanamalar kontrol edilir genellikle makata tampon konarak işleme son verilir. Kesilen yerler dikilebilir ama tedavisi çok zor olan makat darlığına neden olabildiği için dikiş atmak pek tercih edilmez.
Kanlı bir ameliyattır, ameliyat sonrası 10-15 gün iş gücü kaybına neden olur çünkü ağrılı bir süreçtir. Tüm bu hasta lüksünü azaltan sonuçlara rağmen ileri derece olan hastalarda bu yöntem tercih edilmelidir, yazılan diğer daha kolay ameliyatlar hastaya para ve zaman kaybına neden olur.
Basur Ameliyatı Sonrası Bakım Nasıl Olmalı?
Uygun hastalarda ameliyatsız yöntemler veya teknolojiyle yapılan tedavilerden sonra bakım, pansuman vs gerekmez ama klasik ameliyattan sonra uygun bakım yapmak iyileşme süresini de kısaltır.
Tampon konduysa ertesi gün doktor tarafından alınır. Bazı ekoller bir süre günlük pansumana çağırsa da bu hasta ve ekip için gereksiz zaman kaybı ve zahmettir, en doğru yaklaşım şöyledir;
Tampon konduysa alındıktan sonraki, tampon konmadıysa ameliyattan sonraki ilk dışkılama ihtiyacında pansuman alınarak yara açılır, dışkılanır, dışkılamadan sonra tercihen ılık su ile bolca taharetlenir şekilde yıkanır.
Soğuk su da kullanılabilir ama soğuk rahatsız edebilir. Yıkamadan sonra bölge kağıt havlu ile kurulanır, bolca Kutalin Krem sürülür ve birkaç kağıt havlu katlanarak kalçaların arasına sıkıştırılır. Kutalin Krem içeriğindeki mikrop öldürücüler sayesinde iltihap riskini azaltır, iyileşmeyi hızlandıran maddeler sayesinde yaranın daha çabuk kapanmasını sağlar.
Yıkayıp, kurulayıp Kutalin sürme işlemi mümkün olduğunca günde 4-5 defa yapılmalıdır. Dışkılama ihtiyacı yokken de bunlar yapılmalıdır. Ne kadar sık yıkanırsa o kadar çabuk iyileşir. Pansumanın en iyisi bu şekildedir.
Basur Ameliyatı Sonrası Kanama Olur mu?
Peçeteyi kirletecek kadar kanama kaçınılmazdır ve son derece önemsizdir, yara açık bırakıldığı için kanam olması normaldir ancak yoğun kanama varsa ve her tuvalette kanama oluyorsa ameliyatı yapan doktora kontrole gidilmelidir. Damar açıldıysa evde yapılacaklarla durdurmak mümkün olmayabilir ama doktor tarafından basit bir şekilde kanama kontrolü yapılabilir.
Doktora ulaşılamıyorsa büyükçe bir pamuk parçası yerleştirerek yumurta şekline getirip anüse 4-5 dakika hiç ara vermeden sıkıca bastırılarak veya bunun üzerine oturarak kanama kontrol edilebilir. İlk defada kanama durmazsa tekrar tekrar aynı işlem yapılabilir.
Basur Ameliyatı Sonrası Ne Yenir?
Ameliyat sonrası beslenme gerek şikayetler açısından, gerek olabilecek komplikasyonlar açısından önemlidir. Her şey yenilebilir ancak iki şey önemlidir
1. Fazla açı yenilirse yarada yanmaya neden olur ki bu hastayı çok rahatsız eder o sebeple 2-4 hafta acı yenmemelidir. Yanma hissi ıkınma isteğini arttırarak kanamaya neden olabilir.
2. Dışkının kıvamını normal tutacak şekilde beslenmelidir. İshal olunursa tedavisi zor bir durum olan makat darlığı gelişebilir o sebeple ishal olunmamalıdır. Kabız kalınırsa dışkılarken çok şiddetli ağrı yaşanır, ıkınıldığı için kanamaya neden olabilir bu sorunları yaşamamak için kabızlık da engellenmelidir.
En doğru yaklaşım 2-3 hafta boyunca dışkı kıvamını normal tutmaktır.
Basur Ameliyatı Sonrası Oluşan Ödem Nasıl Geçer?
Büyük bir cerrahi işlem olması, az veya çok iltihap gelişmesi, bölge derisinin ince olması ve bölgenin yumuşak bir yapıda olması ameliyat sonrası ödemi (şişlik) kaçınılmaz kılar.
İşlem sonrası ödem 2-3 hafta kadar sürer. Ödemin daha çabuk düzelmesi için yaranın iltihaplanmasını engellemek ve daha çabuk iyileşmesi için sıkça yıkayıp, sıkça Kutalin Krem kullanmak yeterlidir. Ağızdan alınacak Arveles Tablet , Aprol Tablet, Brufen tablet gibi antiinflamatuar ağrı kesiciler ham ağrıyı azaltır hem de ödemin daha çabuk çekilmesini sağlar.
Basur Ameliyatı Sonrası Tuvalet Nasıl Yapılır?
Ameliyatsız yöntemlerde sorun olmasa da klasik cerrahi sonrası ilk dışkılama ağrılı olur, özellikle işlem sonrası bir süre tuvalete gidilmezse dışkının ilk kısmı sertleşir ve çıkarırken zorlanacağı için kanama ve ağrıya neden olur, bu sebeple ağrı korkusuyla ilk dışkılama çok ertelenmemelidir.
Sonraki tuvaletler daha az ağrır, tuvaletten hemen sonra ılık su oturma banyosu yapılırsa ağrı hızla azalır.
Sonraki günlerde de ağrıdan korkup tuvalete gidilmezse kabızlık gelişebilir ve asıl o zaman çok ağrı olur.
Basur Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci
Alınan meme sayısı kadar açık yara olur. Genellikle 3 meme alınır ve 3 yara olur, bazen 4 meme almak gerekebilir ancak 3 memeden fazla alınırsa makat darlığı riski artar.
Genellikle dikiş atılmaz ve yaralar açık bırakılır. Diğer tüm açık yaralarda olduğu gibi % 100 ihtimalle iltihaplanma olur ama yara açık olduğu için bu iltihap sorun olmaz ve sıkça yıkayıp Kutalin Krem kullanılırsa iltihap sorun olacak kadar ilerleyemez ve sorun yaşanmaz.
Yara iyileşme hızı günde yaklaşık 1 mm dir ve 10. Günden sonra hızla kapanır. İşlemden sonraki ilk 4 gün şiddetli ağrı olur ama sonra hızla azalır, açık yara olsa da ağrının azalması devam eder.
Yıkama sıklığına ve alınan dokunun büyüklüğüne göre yaranın tam kapanması 3 hafta ile 8 hafta arasında tamamlanır. İşlem doğru yapıldıysa, deformasyona neden olacak tarzda çalışılmadıysa iyileşme tamamlandığında rahatsız edici bir iz kalmaz.
Çok seyrek görülen fournier gangreni denilen iltihap türü çok tehlikelidir, etraf deriler saatler içinde çürüyerek yok olur ve normal deri altı dokular meydana çıkar. Nekrotizan faceitis de denilen bu sorun çok seyrek görülür ama öldürücü olabilmektedir. Bu sebeple 4.-5. Günlerde yarada beklenmedik değişiklik görülürse en kısa sürede doktora ulaşılmalıdır.
Hemoroid Ameliyatı Sonrası Kaşıntı Olur mu?
Bütün yaralanmaların iyileşme döneminde kaşınma görülebilir ancak işlemden dolayı oluşan hassas doku sebebiyle bu bölgeyi kaşımak sıkıntı olabilir. Diğer yaralanmalardan sonra görülen iyileşme dönemi kaşıntılarından farklı olarak bu bölgede kaşınmanın diğer sebepleri şunlardır;
Pansumanda kullanılan Betadin veya benzeri dezenfektan sıvılar.
Bakım için kullanılan Furacin Pomar veya benzeri yara merhemleri
Yaradan olan salgı sebebiyle ıslaklık olması
İltihaplanma ve buna bağlı ortaya çıkan akıntı
Yeterince temizlememek sebebiyle dışkının yaptığı tahriş
Kullanılan ürünlere bağlı ise ürün kullanımına son verilir, salgı veya ıslaklığı alması için kalçaların arasına kağıt havlu konur, iltihabı ve akıntıyı engellemek için gün içinde sıkça taharetlenme şeklinde yıkayarak temizlenir ve Kutalin Krem kullanılır.
Basur Ameliyatı Çeşitleri
En yaygın uygulanan ameliyat yöntemi Milligan Morgan’dır (1) bunun dışında başka ameliyatlar da yapılmaktadır ancak yaşanan çeşitli sorunlar sebebiyle Milligan Morgan dışındakileri yapan proktoloji uzmanı sayısı çok azdır. Çağdaş ameliyatlar arasında en sık yapılanı da THD (trans Hemoroidal Dezarterizasyon) (2) diğer adıyla HAL (Hemoroidal Arter Ligasyonu) dır.
Klasik cerrahinin diğer türleri;
Lazer ile ameliyat, neşter ile kesmek yerine lazer kullanılarak kesilir, ameliyatsız lazer yönteminden farklıdır ve diod lazerle yapılır (3).
Plazma kinetik (4)
Harmonik skalpel (plazma kinetiğe benzer) (4)
De Longo (stapler hemoroidopeksi) (5)
Reclus hemoroidektomi (6)
Whitehead (kapalı hemoroidektomi) (7)
Ferguson (sirküler hemoroidektomi) (8)
Parks (yarı açık hemoroidektomi)
Basur (Hemoroid) İçin Hangi Doktora / Bölüme Gidilir?
Toplumda basuru olan insanların en çok araştırdıkları Hemoroide hangi doktor bakar sorusunun cevabı; basur için proktoloji konusunda tecrübesi olan genel cerrahi uzmanı olacaktır. IDEA TIP’ın tüm şubelerinde proktoloji alanında tecrübeli genel cerrahi uzmanları görev yapmaktadır. Size en yakın şubemize ulaşarak detaylı bilgi ve randevu alabilirsiniz.
Basur Kremi İşe Yarar mı?
Tabi ki işe yarar ama bu işe yaramak hastalığı iyileştirmek anlamına gelmez. Ağrı varsa ağrıyı azaltan Anuflex Merhem veya benzeri merhem Anestol Merhem ağrıyı azaltır.
Memelere bağlı olarak gelişen kaşıntı varsa kaşıntıyı azaltan Pruzon Merhem veya benzeri ürünler kaşıntıyı geçirir. Kortizonlu Kortos gibi fitiller veya Proktolog gibi kremler şişliği azaltabilir.
Hafif kanamalarda krem veya fitiller kullanılsa da çok anlamı olmaz.
Basur Nasıl ve Kaç Günde Geçer?
Teşhis anoskopla ve bu konuda tecrübeli bir doktor tarafından konduysa basurun geçmesinin tek ve uygun yolu teknolojik yöntemlerle ameliyatsız bir şekilde veya ameliyatla tedavi edilmesidir.
Akut atak veya basurun azması denilen basurun şişmesi çok ağrılı bir süreçtir ve hemoroidden farklı bir durumdur. Memeler çok şişmiş ve serttir. İlk 4 gün şiddetli ağrı olur, 4. Günden sonra ağrı azalmaya başlar ve 8-9 günde ağrı sıfırlar, şişliğin tamamen inmesi büyüklüğüne göre 4-8 haftayı bulabilir.
Basura İyi Gelen Bitkiler ya da Bitki Çayları Nelerdir?
İçilecek çaylardan sinameki otu yaprağı çayı kabızlığı engeller, kabızlık engellendiğinde hemoroiddden kaynaklanan şikayetler azalır, fazla içilirse karın ağrısı ve ishal yapabilir. O sebeple dozu kişiye göre ayarlanmalıdır.
Karanfil çayı yapıp bundan bir fincan kadar leğendeki ılık suya koyup içinde oturulursa karanfilin uyuşturucu etkisiyle ağrı azalır.
At kestanesi özünün bölgesel kullanımının damar büzücü etkisi vardır, hemorodi ilaçlarının çoğunda at kestanesi özü bulunmaktadır. Çay şeklinde kullanımı olsa da ciddi yan etkileri sebebiyle önerilmez.
Basura Ne İyi Gelir, Evde Neler Yapılabilir?
Normal şartlarda fiziki rahatsızlık veren bir hastalık olmadığı için iyi gelmesi için pek bir şey yapılmaz. Fazla şikayet olmasa da teşhis konduysa ilerlememesi için tuvalette 1 dakikadan fazla kalınmamalı, fazla ıkınılmamalı, bunları rahat yapabilmek için kabız kalınmamalıdır. Bunlara dikkat etmek yeterli olur.
Şikayet varsa sorun şekil değiştirip tromboze hemoroid yani basurun boğulmuş hali ortaya çıktıysa bu durumda öncesinde farklı olarak ciddi ağrı eklenmiştir.
Ağrıyı azaltmak için leğene 3-4 litre hafif can yakacak kadar sıcak su konur, bu suyun içinde 5-10 dakika oturulur. Ilık su oturma banyosu hastalığı iyileştirmez ama gerek suyun içinde otururken gerekse çıktıktan sonraki birkaç saat ağrı azalır.
Ağrılı dönemde ılık suya ek olarak Anuflex Merhem kullanılabilir. Anuflex Merhem bölge ağrılarının hafifletilmesinde en etkili ilaçtır. Tedavi için ameliyatsız basur tedavisi yazımıza geçebilirsiniz.
Basur Kremlerinin İsimleri Nelerdir?
En bilinenler şunlardır
Tabletler
Daflon Tablet
Doxium Tablet
Venoruton tablat
Kremler ve Merhemler
Anuflex Merhem
Anestol Merhem
Hedensa krem
Hemoraljin Krem
Bu dördü ağrıyı kesmek için kullanılır, Anuflex kasları da gevşettiği için daha fazla ve daha uzun süre etkilidir.
Proktolog Krem
Proktoglivenol Anal Krem
Ultraproct krem
Fitiller
Kortos Supozituvar
Proktolog Supozituvar
Ultraproct fitil
Referans 1- Shalaby, R., & Desoky, A. (2001). Randomized clinical trial of stapled versus Milligan—Morgan haemorrhoidectomy. British journal of Surgery, 88(8), 1049-1053.
2- Bjelanovic, Z., Draskovic, M., Veljovic, M., Lekovic, I., Karanikolas, M., & Stamenkovic, D. (2016). Transanal hemorrhoid dearterialization is a safe and effective outpatient procedure for the treatment of hemorrhoidal disease. Cirugia Espanola (English Edition), 94(10), 588-594.
3- Plapler, H., Hage, R., Duarte, J., Lopes, N., Masson, I., Cazarini, C., & Fukuda, T. (2009). A new method for hemorrhoid surgery: intrahemorrhoidal diode laser, does it work?. Photomedicine and laser surgery, 27(5), 819-823.
4- Yıldırım, D., Dönmez, T., Aktürk, O. M., Kocakuşak, A., Çakır, M., & Yurtteri, M. E. Is there any benefit of harmonic scalpel for hemorrhoidectomy versus conventional diathermy?. Archives of Clinical and Experimental Medicine, 3(1), 10-14.
5- Nisar, P. J., Acheson, A. G., Neal, K. R., & Scholefield, J. H. (2004). Stapled hemorrhoidopexy compared with conventional hemorrhoidectomy: systematic review of randomized, controlled trials. Diseases of the colon & rectum, 47(11), 1837-1845.
6- Labat, G. L. (1921). LATEST ACHIEVEMENTS OF THE ART OF LOCAL, REGIONAL AND SPINAL ANÆSTHESIA. Annals of Surgery, 74(6), 673.
7- Wolff, B. G. (1988). The whitehead hemorrhoidectomy. Diseases of the colon & rectum, 31(8), 587-590.
8- Milone, M., Maietta, P., Leongito, M., Pesce, G., Salvatore, G., & Milone, F. (2012). Ferguson hemorrhoidectomy: is still the gold standard treatment?. Updates in surgery, 64(3), 191-194.
9- Rosa, G., Lolli, P., Piccinelli, D., Vicenzi, L., Ballarin, A., Bonomo, S., & Mazzola, F. (2005). Submucosal reconstructive hemorrhoidectomy (Parks’ operation): a 20–year experience. Techniques in coloproctology, 9(3), 209-215.
Makat ağrısı sık karşılaşılan bir sorundur. Makatta ağrı hemoroitten, makat çatlağına kadar pek çok farklı hastalıkla ilişkilendirilebilmektedir. Ağrının karakteristik özellikleri hangi hastalık yüzünden ortaya çıktığına dair ipuçları verebilir.
Bu yazımızda makatta ağrıya neden olan hastalıklar ve hastalığın neden olduğu ağrının özellikleri ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Makatta Ağrıya Neden Olan Hastalıklar Nelerdir?
Makat ağrısı (rektal ağrı) tek başına bir hastalığın ayırt edici belirtisi olmayabilir. Genel olarak ağrıya rektal kanama, kaşıntı, batma ve yanma hissi gibi şikayetlerde eşlik etmektedir.
Makatta ağrı şikayetine neden olan ve en sık karşılaşılan hastalıklar şunlardır; hemoroid (basur), makat çatlağı (anal fissür), kondilom (makat siğili), perianal fistül, anal ragad ve makat kanseridir.
Basur (Hemoroid)
Makat ağrısının en sık karşılaşılan nedeni basur (hemoroid) hastalığıdır. Hemoroid hastalığının iç ve dış hemoroid olarak iki türü bulunmaktadır. İç hemoroidler kendi arasında 1 den 4 e kadar derecelendirilmektedir. Basurun ağrı yapıp yapmayacağı iç hemoroidlerde hastalığın derecesine, dış hemoroidlerde ise basur memeciğinin büyüklüğüne göre farklılık göstermektedir.
İç hemoroidler memeciklerin makattan sarkması durumuna göre 1den 4e kadar derecelendirilmektedir. 1 ve 2. Derece hemoroitlerde memecikler makattan sarkmaz. Bu nedenle ağrıya neden olmaz. Ancak 3 ve 4. Derece hemoroidlerde memecikler makattan sarkar. Sarkan memeciklerin makat kasları tarafından sıkıştırılması hastalarda şiddetli ağrıya neden olmaktadır.
Özellikle 4. Derece hemoroidlerde memecikler elle içeri itilse bile makat içerisine dönemez. Bu nedenle hastalarda sürekli bir ağrıya neden olur.
Dış Hemoroid
Dış hemoroidler normalde ağrıya neden olmazlar. Ancak büyüyen dış hemoroidler hastada ağrıya neden olmaktadır. Büyük hemoroidler hasta otururken ezildiği için oturma pozisyonunda bile ağrıya neden olabilmektedir.
Hemoroid Ağrısı Nasıl Geçer?
İç ve dış basurlarda memeciğin şişmesi ve için pıhtı ile dolması durumu tromboze hemoroid olarak sınıflandırılır. Tromboze hemoroiler oldukça ağrılıdır. İç hemoroidlerde tromboze oluşması durumunda ağrı dayanılmazdır. Mutlaka müdahale edilerek pıhtının boşaltılması gerekir. Pıhtının boşaltılması için trombüsektomi yöntemi ya da sülük tedavisi tercih edilebilir. Bunlar dışında ağrının hafiflemesi için sıcak su oturma banyosu ve krem kullanımı da önerilmektedir.
Trombüsektomi
Tromboze hemoroidler de pıhtının boşaltılması için trombüsektomi işlemi gerçekeştirilir. Pıhtı boşaltılır boşaltılmaz ağrı büyük ölçüde geçer. Ufak çaplı bir müdahaledir. Klinik ortamında lokal uyuşturma ile birkaç dakika içerisinde yapılabilir.
Sülükle Basur Tedavisi
Sülük tedavi edici bir yöntem değildir. Yalnızca ağrının geçmesi için uygulanan bir yöntemdir. Tromboze hemoroilerde pıhtının bir diğer boşaltılma yolu ise sülük yöntemidir. Trombüsektomi kadar etkili olmasa da sülükle uygulaması da ağrının geçmesi için başvurulan yöntemler arasındadır. Sülük hemoroid memeciği içerisinde ki kirli kanı ve pıhtıyı emerek şişliğin inmesini ve ağrının büyük ölçüde azalmasını sağlar.
Ilık Su Oturma Banyosu
Hemoroid ağrısında, ağrının hafifletilmesi için sıcak su oturma banyosu yapılması önerilir. Pratik ve ağrıyı büyük ölçüde hafifleten bir yöntemdir. Uygulanması için bir leğen ve sıcak su yeterlidir.
Ilık suyu gevşetici etkisi ile makat kasları gevşetilir bu sayede memecikler sıkıştırılmaz ve ağrı büyük ölçüde hafifler. Herhangi bir yan etkisi yoktur. Gün içerisinde sıkça tekrarlanarak ağrı hafifletilebilir.
Ilık Su Oturma Banyosu Nasıl Yapılır?
Ilım su oturma banyosu için uygun bir leğene yakmayacak sıcaklıkta su doldurulur. Oturma açısından rahat bir yere koyulur. 5-6 dakika kadar bir süre sıcak suyun içerisinde oturulması yeterlidir. Uzun süre oturmak yerine gün içerisinde oturma banyosunun sık sık tekrar edilmesi daha faydalı olacaktır. Oturma banyosu saf su ile yapılabilir. Eğer istenirse etkinin artması için suyun içerisine rahatlatıcı etkisi olan papatya çayı da eklenebilir.
Kremle Hemoroid Ağrısı Geçirme
Uygulaması oldukça pratik ve ağrıyı büyük ölçüde hafifleten bir diğer yöntem ise lokal olarak sürülen kremlerin uygulanmasıdır. Ağrının yan etkisiz bir şekilde hafifletilmesi için bitkisel içerikli anuflex merhem kullanılması önerilmektedir.
Anuflex merhem makat çatlağı tedavisi için geliştirilmiş ve rahatlatıcı etkisi olan bir kremdir. Makat çatlağında makat kaslarının gevşetilmesini sağlayarak hastalığın tedavi edilmesini sağlar. Kas gevşetme özelliği sayesinde basur ağrısının geçirilmesinde de etkili olarak kullanılmaktadır.
Dış Hemoroid Ağrısı Nasıl Geçer?
Dış hemoroid ağrısının geçmesi için tek yapılacak olan basur memesinin cerrahi müdahale ile alınmasıdır. Dış hemoroidler de iç hemoroidler gibi ameliyatsız ( lazer, skleroterapi, lastikle boğma) yöntemler kullanılmaz. Ancak cerrahi müdahalede hasta konforunu yükseltmek için Ligasure denilen cihaz kullanılır. Bu sayede daha pratik ve ağrısız bir tedavi uygulanabilir.
Makat Çatlağı (Anal Fissür)
Makat bölgesinde ortaya çıkan ve şiddetli ağrıya neden olan hastalıklardan birisi de makat çatlağı yani anal fissür hastalığıdır. Kabızlığa bağlı olarak sertleşen dışkı makattan geçişi esnasında anüs derisinde yara ve yırtık oluşturabilir. Oluşan bu lezyonlaran anal fissür (makat çatlağı) ismi verilir. Kendisi küçük bir yara olmasına karşın hastalarda sanki cam çiziyormuş gibi şiddetli ağrıya neden olur. Akut ve kronik olmak üzere iki türü bulunmaktadır. Akut dönemde oluşan yara yüzeyseldir. Kronik dönemde ise yara derin yerleşimlidir.
Akut fissürler dışkılama sonrasında şiddetli ağrı yaşanır. Dışkılamadan birkaç dakika sonra geçer. Kronik fissürler de ise ortaya çıkan ağrı saatlerce devam edebilir.
Makat Çatlağı Ağrısı Nasıl Geçer?
Makat çatlağında sorunun ilerlememesi ve ağrının geçmesi için ilk olarak kabızlık engellenmelidir. Bunun için beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, hareketli bir yaşam tarzının benimsenmesi ve bol sıvı tüketilmesi gibi birkaç ufak değişiklik yapılması yeterlidir. Kabızlık sorunun önlendikten sonra ise ikinci basamak olarak ılık su oturma banyosu yapılması önerilir.
Bunlara ek olarak bitkisel içerikli anuflex merhemin kullanılması ağrının geçmesini sağlamaktadır. Yeni oluşmuş fissürler de ağrının geçmesine ek olarak makat çatlağı sorunu da kremle tedavi edilebilmektedir. Kremle tedavinin başarı oranları yaklaşık %50 civarındadır. Kremle tedavi edilemeyen anal fissürler botox enjeksiyonu ile ameliyatsız olarak tedavi edilebilmektedir. Botox tedavisinde başarı oranı %98 civarındadır. Tedavide kesi ve dikiş olmaması sayesinde herhangi bir yan etki yaşanmaz.
Makat çatlağı ameliyatlarında başarı oranları %99 civarındadır. Ancak makat bölgesinde kesi yapılmasından dolayı kalıcı gaz ve dışkı kaçırma riski bulunur. Bu nedenle makat çatlağı tedavisinde ameliyat yöntemi önerilmez.
Bazı kurumlarda makat çatlağının lazer yöntemi ile tedavi edildiği söylenmektedir. Makat çatlağı tedavisinde mantık istemsiz kasılan makat kaslarının geçici olarak devre dışı bırakılması (felç edilmesi) ya da gevşetilmesidir. Ancak lazer ışınının böyle bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle lazerle makat çatlağı tedavisi söylemlerine itibar edilmemelidir.
Perianal Apsa (Makatta Apse)
Apseler vücudun herhangi bir dokusunda veya organında oluşabilen içi irin dolu şişliklerdir. Makat bölgesi de vücutta apse oluşan alanlardan birisidir. Makat bölgesinde ortaya çıkan en ağrılı hastalıklardan birisidir.
Her apse gibi makat apseleri de kendiliğinden patlayabilir. Apsenin patlaması ile ağrı geçer. Ancak apsenin kendi kendine patlaması hasta açısından riskli bir durumdur. Kendi kendine patlayan apsenin tekrar etme riski yüksektir. Apsenin tekrar etmesinden daha riskli olan ise patlayan apsenin perianal fistül hastalığına neden olmasıdır. Perianal fistül için en zorlu makat bölgesi hastalığı denebilir. Bu nedenle makat apselerinin mutlaka bir doktor kontrolünde boşaltılması önerilir.
Apse Ağrısı Nasıl Geçer?
Makatta apse şiddetli ağrıya neden olsa da tedavisi oldukça kolaydır. Apse küçük bir cerrahi kesi ile boşaltılır. Daha sonrasında fistül oluşumunun engellenmesi için doktorun reçete edeceği antibiyotikler kullanılır. Hastanın ağrısı apsenin boşaltılması ile ortadan kalkar. İlaçlar sayesinde de fistül oluşma riski de ortadan kalkmış olur.
Makat Siğili (Kondiloma)
Siğiller her insanda görülebilen cilt lezyonlarıdır. HPV virüsüne bağlı olarak ortaya çıkarlar. HPV nin yaklaşık olarak 200 den farklı türü bulunmaktadır. Siğilin yapısal özellikleri ve konumu HPV nin tipine göre farklılık göstermektedir. 200 tip HPV den 40 tanesi anal ve genital bölgede siğil oluşmasına neden olmaktadır.
Siğiller virüs kaynaklı olmasından dolayı bulaş riski bulunmaktadır. Özellikle anal ve genital bölgede bulunan siğillerin cinsel ilişki esnasında bulaşma riski oldukça fazladır. Bulaşması dışında siğiller tedavi edilmedikçe yayılma eğilimindedir. Müdahale edilmediği takdirde çok geniş alanlara hatta makat içerisinde doğru da yayılabilir.
Kondilomlar yani makat siğilleri normalde ağrıya neden olmazlar. Ancak tedavi edilmeyen siğiller daha geniş alanlara yayılarak enfekte olabilir. Bu tür durumlarda ağrı, kanam ve kaşıntı gibi şikayetler görülebilir.
Makat Siğili (Kondilom) Ağrısı Nasıl Geçer?
Kondiloma bağlı makat ağsırından kurtulmanın tek yolu siğillerin temizlenmesidir. Siğil tedavisi için farklı tedavi yöntemleri bulunur. Bunlardan en ağrısız, risksiz ve iz bırakmayanı radyo frekans yöntemidir. Radyo frekans yönteminde siğiller yüksek ısının etkisi ile kontrollü olarak buharlaştırılır. Bu sayede hem her türlü siğile müdahale edilebilir hem de buharlaştırmanın kontrollü bir şekilde yapılması ile iz kalma riski en aza indirilir.
Tedavinin geciktirilmesi siğillerin daha geniş alana yayılmasına ve daha uzun bir tedavi sürecine neden olmaktadır. Ayrıca anal ve genital bölge siğillerinin tedavisinin geciktirilmesi düşükte olsa kanserleşmeye neden olmaktadır. Bu nedenle siğil oluşumları gözlenir gözlenmez uzman bir doktora başvurulması önerilmektedir.
Perianal Fistül
Makat bölgesinde ortaya çıkan ve hasta için çok yıpratıcı olan bir hastalıktır. Çok büyük oranla makat bölgesinde ortaya çıkan apselerin kendi kendine patlamasına bağlı olarak ortaya çıkar.
Kendi kendine patlayan apse vücuttan dışarı çıkabilmek için kendisine bir yol oluşturur. En basit şekilde hastalığı apsenin vücuttan dışarı atılması için oluşan iki ucu açık kanal olarak tanımlayabiliriz. Normalde olmaması gereken ama apseye bağlı olarak oluşan bu kanala fistül ismi verilmektedir.
Oluşan bu fistülden devamlı olarak akıntı gelir Bu durum hastada ıslaklık, kötü koku, kaşıntı ve tahriş gibi şikayetlere neden olur. Fistül kanalı kapatılmadıkça da hastanın şikayetleri devam eder.
Sürekli devam eden akıntı iltihaplanmaya neden olarak makat bölgesinde ağrı şikayeti yaşanmasına neden olmaktadır. Ayrıca tedavisi geciktirilen fistüllerde kanserleşme riski de bulunmaktadır. Bu nedenle erken dönemde tedavi edilmesi hasta açısından avantajlı bir durumdur.
Perianal Fistül Ağrısı Nasıl Geçer?
Fistül tedavisi oluşan kanalın kaslarla bağlantısı olup olmamasına göre planlanır. Eğer oluşan fistül kanalı makat kasları ile kesişmiyorsa tedavisi daha kolay ve başarı oranları daha yüksektir. Ancak oluşan fistül makat kasları ile bağlantılı ise tedavisi daha meşakkatli ve uzundur.
Makat Kanseri
Makat kanserinde şiddetli ağrı görülmez. Ancak ilerlemesi durumunda ağrının şiddeti artabilir. Hızlı yayılan bir kanser türüdür. Bu nedenle tedavisinin geciktirilmemesi önerilir.
Makat kanserinin tedavisi cerrahidir. Kanserli doku ameliyatla çıkarılarak tedavi gerçekleştirilir. Ameliyat sonrasında doktorun önerisine göre uygun radyo terapi ve kemoterapi tedavisi planlanır.
Anal Ragad
Anal ragad hastılığı anal fissür hastalığı ile benzerdir. Ancak daha hafif ve iyileşmesi kolay bir sorundur. Ragad deride meydana gelen küçük çizik ve yaralanmalar olarak tarif edilebilir. Makat bölgesinde sıklıkla karşılaşılır. Cildimizin herhangi bir yüzeye sürtünmesi ile ortaya çıkan sıyrılmalara benzetilebilir.
Makat bölgesinde yoğun sinir uçları bulunur. Bu nedenle ufak çaplı çizikler bile ağrıya neden olabilir. Tedavisi oldukça basit ve etkilidir. Makat çatlağı tedavisinde kullanılan anuflex merhem ile %100 başarılı bir şekilde tedavi edilir. Sorunun tekrar ortaya çıkmaması için kabızlık mutlaka önlenmelidir. Ayrıca taharetlenme esnasında peçetenin çok sert bir şekilde kullanılmaması da önerilir.
Makat Ağrısı Nasıl Geçer?
Makat ağrısı şikâyetinin geçmesi için ağrıya neden olan hastalık veya durumun tespit edilmesi gerekir. Sonrasında ağrıdan kalıcı olarak kurtulmak için hastalığın tedavi edilmesi gerekir. Bazı uygulamalar ile ağrı hafifletilmesi bile hastalık tedavi edilmedikçe ağrı şikâyetinin sık sık tekrar etmesi muhtemeldir. Bu nedenle kesin çözüm için mutlaka doktora başvurulması önerilmektedir.
Makat Ağrısı İçin Evde Yapılabilecekler?
Ağrı hemoroid ve makat çatlağı kaynaklıysa sıcak su oturma banyosu yapılabilir. İçine oturabileceğiniz büyüklükte bir leğenin içine yine oturabileceğiniz ılıklıkta (çok sıcak olmayan) su doldurarak, oturabilirsiniz. Ilık su ağrının azalmasına yardımcı olacaktır. Gün içinde bir kaç defa yapılmasında mahsur yoktur. Basur veya anal fissür mevcutsa kabızlıktan ve dışkılama esnasında fazla ıkınmaktan uzak durmanız önerilir. Ayrıca tuvalette çok fazla oturmamanız dışkılama işleminin ardından hemen çıkmanız tavsiye edilir.
Oturunca Makat Ağrısı Neden Olur?
Yukarıda belirttiğimiz tüm hastalıklarda , oturunca baskı arttığı için ağrı düzeyi de artış gösterebilir. Bunların dışında kıl dönmesi hastalığı oturunca kuyruk sokumu bölgesinde ağrıya neden olabilir. Oturunca ortaya çıkan makat ağrısının hangi hastalıktan dolayı oluştuğunun teşhis edilebilmesi için muayene olmak gerekmektedir.
Makat Ağrısı İçin Hangi Doktora Gidilir?
Makat bölgesinde ki ağrı yukarıda da belirttiğimiz gibi bir çok sebepten dolayı olabilir. Makat ağrısının teşhisi ve tedavisi için proktoloji konusunda tecrübeli genel cerrahi uzmanına başvurulması gerekmektedir. IDEA TIP’ın tüm şubelerinde hizmet veren genel cerrahi uzmanları proktoloji konusunda birikimli ve tecrübeli olup bizimle WhatsApp destek üzerinden ya da https://www.ideatip.net/bize-ulasin linkine tıklayarak diğer iletişim araçlarıyla iletişime geçebilir detaylı bilgi ve randevu alabilirsiniz.
Makatta ağrıya neden olan en sık görülen sorun, hemoroid veya halk arasında bilinen adıyla basur hastalığıdır. Bununla birlikte, anal fissür ve anal apse gibi rahatsızlıklar da makatta ağrıya yol açabilir. Makat ağrısının muayenesi sırasında, bu tür rahatsızlıkların varlığı dikkate alınır ve detaylı değerlendirilir.
Makattan kan gelmesinin en yaygın nedenleri arasında hemoroid, kabızlık, anal fissür, fistül, kolorektal kanser ve inflamatuar bağırsak hastalığı bulunmaktadır. Daha nadir görülen sebepler arasında ülser, enfeksiyonlar, anal polipler ve gastrointestinal sorunlar yer almaktadır.
Makat kanaması genellikle kişinin dışkıladığı esnada tuvalet kağıdında, dışkı çevresinde yada iç çamaşırında küçük bir miktarda görülebilir.
Makattan kan gelmesi ciddiye alınmalı ve altında yatan sebebin belirlenebilmesi için muayene olunması önerilmektedir.
Kanamanın meydana geldiği bölgenin utanç verici olduğu düşünülmesinden dolayı hastalar genellikle çekinmekte ve muayene olmayı geciktirmektedir. Ancak kanama süreklilik arz ediyorsa kişi çekinmemeli ve mutlaka doktora başvurmalıdır. Bu tarz bir erteleme altta yatan hastalığın ilerlemesine ve gelecek dönemde hem şikayetlerin artmasına hem de tedavinin sürecini uzatmaya sebep olabilmektedir.
Makattan Kan Gelmesinin Sebepleri Nelerdir?
Tıp dilinde rektal kanama olarak adlandırılan makat kanaması az önce de değindiğimiz gibi pek çok rahatsızlıktan dolayı meydana gelmektedir. Genellikle anal fissür (makat çatlağı), hemoroid (basur) gibi problemlerden dolayı görülürken nadiren de olsa kolorektal kanser gibi daha ciddiye alınması gereken hastalıklardan dolayı oluşabilmektedir.
Altta yatan sebebin belirlenebilmesi için vakit kaybedilmemeli ve mutlaka doktora başvurulmalı ve muayene ile beraber ek tetkikler yapılması gerekebilmektedir.
Makat kanamasına sebep olan hastalıkları şu şekilde sıralayabiliriz
Hemoroid (Basur)
Hemoroid diğer adıyla basur anüs bölgesinde en çok görülen hastalıktır. Yetişkin nüfusun neredeyse yarısında basur olduğuna dair bilimsel çalışmalar mevcuttur.
Anüs bölgesinde meme meydana gelmesi yada anüs çevresinde çıkıntılar oluşması ile anlaşılan hastalık iç ve dış hemoroid olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Memenin anüs içerisinden dışarı doğru çıkan tipine iç hemoroid, anüs çevresinde çıkıntılar şekilde olmasına ise dış hemoroid denilmektedir.
Ancak iç hemoroid memesini dışarıda görüp el yordamıyla fark eden hastaların büyük bölümü bunu dış basur olarak tabir etmekte ve araştırmalarını bu yönde yapmaktadır. Oysaki bu dış değil iç basurdur ve en sık karşılan hemoroit tipi iç hemoroittir.
Erkeklerde ve kadınlarda neredeyse eşit düzeyde görülen basur hastalığı bebek veya çocuklarda görülmemektedir. Bunun sebebi ise hemoroid hastalığının oluşumunda uzun yılların rol oynamasıdır.
İç basur hastalığı 4 evreden oluşur. İlk evrede kanama şikayeti tek başına görülürken, diğer evrelerde şişlik, ağrı ve kaşıntı gibi şikayetler olabilmektedir.
Anüste küçük bir çiziğin (cam çiziği hissiyatına benzetilir) oluşması ile meydana gelen anal fissür problemi çoğunlukla tuvalet kağıdında bir kaç damla kan görülmesine sebep olabilmektedir. Kanamanın yanı sıra şiddetli acı ve ağrılara neden olan anal fissür de makat bölgesinin sık görülen rahatsızlıklarından biridir.
İlk oluştuğu evrelerde akut sonrasında ise kronik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Başlangıç aşamasındaki fissür vakalarının büyük çoğunluğu dışkılama alışkanlıklarına dikkat edilip, merhem kullanımıyla kendiliğinden geçebilmektedir. Ancak kronikleştiğinde tedavi edilmesi gerekebilir. Ancak tedavisi günümüzde botox yöntemiyle 3 dakika kadar kısa bir sürede ameliyatsız şekilde mümkündür.
Anüste meydana gelen apseler kanama ile birlikte ağrı, yanma, kaşıntı, iltihap ve kötü koku gibi şikayetlere yol açabilmektedir. Anüs bölgesinde meydana gelen dört tip apse vardır. Apse boşaltma işlemi minimal kesiler ile mümkün olabilmektedir.
Bağırsağın iç yüzeyinde meydana gelen anormal dokular kalın bağırsak polipleri olarak isimlendirilir. Fazla kilo, sigara tüketimi, ülseratif kolit, crohn hastalığı, stres ve hareketsiz yaşam tarzından dolayı ortaya çıkabilmektedir. Makattan kan gelmesinin yanı sıra kabızlık, ishal, ağrı gibi belirtilere neden olabilir.
Poliplerin ilerleyerek kansere yol açmaması için vaktinde teşhisiyle tedavi uygulanması önem arz etmektedir.
Kabızlık
Kabızlık problemi yaşayan bireylerin sert dışkılaması ve aşırı ıkınması, anal fissür ve hemoroidlerin zarar görmesine yol açabilir ve bu durum makattan taze kan gelmesine neden olabilir.
Makat Kanaması Nasıl Geçer?
Makat kanamasının sona ermesi için altta yatan rahatsızlığın tespit edilmesi gerekmektedir. Çoğunlukla hemoroid yada anal fissür sebep olsa da, nadiren daha ciddi rahatsızlıklar görülebilmektedir. Bu sebeple hastalar doktora başvurarak muayene olmaktan çekinmemelidir. Bir çok hasta utandığı için muayene olmaktan kaçınmakta ve evde kendi uyguladığı yöntemlerle sadece hastalığın ilerlemesine ve şikayetlerin artmasına sebebiyet vermektedir.
Makat Kanaması hakkında sık sorulan sorular
Makat kanamasının en sık karşılaşılan sebeplerini hemen üst kısımda detaylı bir şekilde açıklamaya çalıştık. Makatta kanama ile alakalı sık karşılaşılan sorular şunlardır;
Makatta kanama tedavisi nasıl yapılır?
Makat kanamasının altında yatan hastalık teşhis edilmeli ve kanamanın sona ermesi için bu hastalığın tedavi edilmesi gerekmektedir. Makat kanaması tedavisi diye bir durum söz konusu değildir. Makatta kanamaya yol açan hastalık tedavi edilmelidir.
Makatta acı ve kanama neden olur?
Makatta acı ve kanama ilk olarak akıllara makat çatlağı ve basur hastalıklarını getirmektedir. Ancak her hastanın şikayetleri bu hastalıklar olduğu anlamına gelmemekte olup net teşhis için mutlaka muayene olunması gerekmektedir.
Makat kanaması için hangi doktora / bölüme gidilir?
Makat kanamasına sebep olan hastalığın teşhisi ve tedavisi için öncelikle proktoloji uzmanına başvurulmalıdır. Makat hastalıkları konusunda tecrübeli olan ve yalnızca bu hastalıklarla ilgilenen genel cerrahi uzmanlarına proktoloji uzmanı denilmektedir. IDEA Kliniklerin tümünde proktoloji konusunda tecrübeli genel cerrahi uzmanları hizmet vermektedir.
Kabızlık makatta kanama yapar mı?
Mevcut hemoroid ve anal fissür rahatsızlığı kabızlıktan dolayı sert dışkılamalarda kanamaya sebep olabilmektedir.
Makatta yanma ve kanama neyin belirtisi olabilir?
Yanma ve kanama çok farklı sebeplerle olabildiği için ayrı başlıklar halinde ele almak gerekir.
Makatta Yanma Nedenleri
Sıklık sırasıyla şu hastalık ve sorunlar yanmaya neden olabilir;
Anala fissür (makatta yırtık, makat çatlağı)
Anal erozyon (makatta yüzeysel sıyrık olur)
Mayasıl (anal dermatit)
Anal ragad (çizik gibi basit çatlaktır)
Acı tüketini
Makat siğili (kondilom)
Bağırsağın son kısmında aft benzeri sorun olması(soliter rektal ülser)
Makattan Kanama Nedenleri
Akla ilk gelen hastalık sanki tek sebepmiş gibi basurdur ama basur dışında bir çok kanama sebebi vardır;
Makat kanseri
Rektum kanseri
Makat çatlağı
Soliter rektal ülser
Mayasıl (kaşımaya bağlı)
Fistül
Kondilom
Travmalar
Ters ilişki
Acı biber makatta kanama yapar mı?
Acı yemek nasıl ağzımızda, dudağımızda, dilimizde kanama yapmıyorsa benzer şekilde makatta da kanama yapmaz ama acının verdiği yanma hissi ve bir türlü rahatlayamama hissi kişinin tuvalette daha fazla vakit geçirmesine ve bu süre zarfında daha fazla ıkınmasına neden olur. İşte daha fazla ıkınmak ve tuvalette fazla kalmak kanamaya neden olabilir.
Ksantelazma, toplumda göz kapağı üzerinde ve çevresinde meydana gelen yağ bezeleri/kistleri olarak bilinmektedir. Tıbbı olarak ksantelazmalar yağ kisti olarak değerlendirilir. Ancak yapısal olarak vücutta görülen beze ve kistlerden farklıdır.
Bu yazımızda göz çevresinde ortaya çıkan ksantelazmaların neden olduğu ve tedavi yöntemleri ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Ksantelazma Nedir?
Ksantelazma bir çeşit yağ kistidir. Ancak yapısal olarak vücudun diğer alanlarında görülen kistlerden farklıdır. Yağ kistleri yuvarlak ve dışı pürüzsüz bir yapıdadır. Ancak göz kapağı çevresinde ortaya çıkan ksantelazmalar bir tabaka halindedir.
Aşağıdaki görselde saçlı deriden çıkartılan bir yağ kisti ve göz çevresinde ortaya çıkan bir yağ bezesi gösterilmektedir. Her ikisi de yağ kisti olmasına rağmen hem yapısal hem de görüntü olarak birbirinden farklıdır.
Ksantelazma ve Yağ Kistinin Farkı Nedir?
Vücutta bulunan yağ kistleri ve göz çevresinde bulunan ksantelazmalar yapısal olarak farklı olduğu için tedavi yöntemleride birbirinden farklıdır. Vücutta bulunan yağ kistleri ameliyatla tedavi edilmektedir. Ancak göz çevresinde bulunan yağ bezeleri ameliyatsız olarak tedavi edilebilmektedir.
Bazı hekimler tarafından göz çevresindeki yağ kistleri de ameliyatla tedavi edilmektedir. Ancak İDEA şubelerinde ksantelazma tedavisi ameliyatsız yöntemlerle yapılmaktadır. Bu sayede göz çevresi gibi dikkat çekici bir alanda ameliyat ve dikiş izi kalmadan tedavi gerçekleştirilmektedir.
Ksantelazma Neden Olur?
Kandaki yağ seviyelerinin yüksek olması enzim bozukluğuna neden olmaktadır. LDL nin yani kandaki kötü kolesterolün yüksek olması yağ dokularının cilt yüzeyine itilmesine neden olmaktadır. Yağ dokularının cilt yüzeyine çıkması sonucunda ise göz çevresinde ksantelazma oluşmaktadır.
Kolesterolü olanlarda, karaciğer hastalığı olanlarda, aşırı kilolu bireylerde, sigara içenlerde vücutta yağ birikmesi durumu daha fazla olabileceğinden bu kişilerde ksantelazma görülme riski daha fazladır.
Göz Çevresinde Yağ Bezesi – Ksantelazma Tedavisi Nasıl Yapılır?
Göz kapağı çevresindeki yağ kistlerinde uygulanan tedaviler 2 ana başlıkta toplanmaktadır. Bunlar ameliyatlı ve ameliyatsız yağ kisti tedavileridir. Ameliyatta kesi ve dikiş olmasından dolayı tercih edilmez. Onun yerinde kesi ve dikişin olmadığı yani tedavi sonrasında iz kalmayan modern ve teknolojik yöntemlerle yapılan ameliyatsız tedaviler tercih edilmektedir.
Göz kapağında bulunan yağ bezeleri lazer ve radyo frekans yöntemleri ile ameliyatsız olarak tedavi edilebilmektedir.
Lazerle Ameliyatsız Ksantelazma Tedavisi
Lazer teknolojisi 2000li yıllarından başından beri sağlık ve estetik alanında aktif olarak kullanılmaktadır. Ksantelazma tedavisinde de lazer yöntemi denenmiş ancak istenen sonuçlar alınamamıştır. Lazer cihazı daha çok yüzeysel leke ve lezyonların tedavisinde başarılı olarak kullanılmaktadır. Ancak ciltten kabarık lezyonlarda lazer cihazının etkisi yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle et benleri de lazerle tedavi edilememektedir. Tıpkı et benleri gibi ksantelazmalar da ciltten kabarık lezyonlardır. Bu nedenle lazer cihazının etkisi yetersiz kalmaktadır. Ancak başka tedavilerle kombine olarak uygulanmaktadır.
Lazerle tedavi edileceği söylendiğinde lazerin tedavi edici olmadığı tedaviye ek destekleyici bir yöntem olduğu unutulmamalıdır.
Radyo Frekansla Ksantelazma Tedavisi
Radyo frekansla ksantelazma tedavisi Türkiye’de ilk olarak İDEA Klinik doktorlarından Atilla Kaya tarafından kullanılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Doktor Atilla Kaya zaman içerisinde radyo frekansla ksantelazma tedavisini geliştirmiş ve mükemmel sonuçlar almıştır. Şimdilerde ise birçok doktor ve klinik tarafından ksantelazma tedavisi radyo frekans yöntemi ile ameliyatsız olarak tedavi edilmektedir.
Radyo frekans cihazı radyo dalgalarını ısı enerjisine dönüştüren bir cihazdır. Yüksek ısı yaymasına karşın cihaz oldukça hassas ayarlanabilmektedir. Bu sayede ciltten buharlaştırılmak istenen doku milimetrik olarak istenilen ölçüde kademe kademe buharlaştırılabilmektedir.
Ksantelazma tedavisinde de yağ dokusu ciltten istenen ölçüde milimetrik olarak buharlaştırılabilmektedir. Radyo frekans ile buharlaştırma sonrasında bandaj ya da herhangi bir özel uygulama yapılmasına gerek duyulmaz. Tedavi edilen alan tıpkı yarar iyileşir gibi 6 7 gün içerisinde kendiliğinden iyileşir. İyileşme tamamlandığında yağ kistinin olduğu alanda sağlıklı doku oluşur.
Ksantelazma Tedavisi Sonrasında İz Kalır mı?
Göz kapağında yağ bezesi tedavisi sonrasında iz kalıp kalmayacağı tedavinin hangi yöntemle yapıldığına ve tedaviyi yapan doktorun el becerisine bağlıdır. Eğer tedavi ameliyatla yapılırsa dikiş iz kalır. Ancak tedavi ameliyatsız yöntemlerle yapılırsa iz kalma riski minimumdur. Hiç iz kalmaz denmesi gerçekçi değildir. Ancak göz kapağı çok ince bir deriye sahip olduğu için vücudun diğer alanlarına göre iz kalma riski çok daha azdır. Tedavi sonrasında genellikle hiç iz kalmaz ya da ancak çok dikkatli bakınca fark edilebilecek hafif bir iz kalabilir.
İz kalmaması ya da en minimal iz kalması için tedaviyi mutlaka ksantelazma tedavisi alanında uzman bir doktorun yapması önerilmektedir.
Ksantelazma Doğal Yöntemlerle Tedavi Edilir mi?
Ksantelazmaların doğal yöntemlerle tedavisi mümkün değildir. Ameliyatsız ve cerrahi yöntemlerle son derece avantajlı ve pratik şekilde yapılabilmektedir.
Ksantelazma Hangi Doktor / Bölüm Bakar?
Ksantelazma tedavisi için genel cerrahi uzmanına başvurabilirsiniz. Ameliyatsız yöntemleri tercih edip, ksantelazma tedavisinde tecrübeli bir hekim tercih etmeniz sizin için avantaj sağlayacaktır. Bu doğrultuda IDEA Kliniklerden size en yakın olan bir şubeyi tercih edebilirsiniz. Kliniklerimizin tümünde ameliyatsız yöntemlerle ksantelazma tedavisi yapılmaktadır.
Ksantelazma Kremi Var mı, Kremle Geçer mi?
Doku derinliğinde birikim olduğu için krem o derinliğe ulaşamaz ve herhangi bir etki gösteremez. Kremler daha çok yüzeysel sorunlar için önerilir ve kullanılır. Krem bu derinliğe ulaşsa bile kitlesel bir yapıl olduğu için etkilenmez.
Ksantelazma Ameliyatı Olanlar Ne Yapmalı?
Daha çok ameliyatsız tedavi yöntemleri tercih edilmektedir ama hastada göz kapağı sarkması da beraberinde varsa bu durumda ameliyatla alınabilir.
Ameliyat sonrası deri açıklığı dikiş ile kapatılır. Bir çok klinik dikişler alınana kadar pansuman önerilir ve banyoyu yasaklar, bazı klinikler 2 gün sonra banyo önerir, rutin pansuman önermez ama yine de ameliyatı yapanın önerilerine uyulmalıdır.
Ameliyatsız yöntemlerle yağı eritme işlemi sonrası açık yara olur, 2 gün sonra banyo yapılabilir, yara kapanana kadar günde 3 – 4 defa Kutalin Krem kullanılır.
Ksantelazma Tehlikeli mi?
Bilinen hiçbir tehlikesi yok denebilir ancak birikinti çok artarsa göz kapağı göz bebeğinin üstüne devrilerek görmeyi kalitesizleştirebilir.
Tehlike olarak değerlendirilmese de çok ilerlerse tedavisi zorlaşır.
Ksantelazma Tekrarlar mı?
Hastalık temelde metabolizma ile ilgili bir sorun olduğu ve tedavi kişinin metabolizmasını değiştirmediği için yeni alanlarda yenileri oluşabilir. Tedavi edilen bölgeler skar dokusu olduğu için o alanlarda tekrar olma ihtimali çok düşüktür.
Bu hasta grubunda genellikle kan kolesterol düzeyi yüksektir, doktor önerisi doğrultusunda diyet yapılıp kolesterol düşürücü ilaçlar alınırsa tekrarlama ihtimali düşer.
Ksantelazma Kendiliğinden Geçer mi?
Kendiliğinden, ağızdan alınan ilaçlarla, bölgesel kremlerle geçmesi mümkün değildir. Yağ birikintisi dış etkilerden etkilenmeyecek şekilde sınırlanmıştır, içinde damar olmadığı için kan dolaşımından da etkilenmez.
Bitkisel Yöntemlerle Tedavi Edilir mi?
Bitkisel kremler, solüsyonlar yağ tabakasına ulaşamayacağı için hiçbir etkisi olmaz. Bu tür uygulamalara gereksiz para harcamak ve vakit kaybetmek yerine milyonlarca insana uygulanmış, sonuçları görülmüş bilimsel yöntemlerle tedavi olunmalıdır.
Ksantelazmaya Sarımsak İyi Gelir mi?
Sarımsak daha çok deri üzerindeki sorunların çözümü için kullanılır, içeriğindeki tahriş edici maddelerin tahriş gücünden yararlanılır ama burada yüzeysel bir sorun yoktur, derin planda kolesterol – lipit birikimi vardır ve onu asla etkilemez. Kolesterol/lipit yapı olarak yağa benzer ve ya keserek alınmalıdır ya da eriterek yok edilmelidir.
Sirke ile Tedavi Edilir mi?
Hayır göz kapağında yağ bezesi elma sirkesi yada herhangi bir sirke ile tedavi edilemez. Sirke derinin en üst tabakasını eritebilir ama burada yağ birikintisi daha derin planda olduğundan dolayı sirkenin etki etmesi mümkün değildir. Gereksiz yere yaralanma olduğu gibi ayrıca sirke göze de zarar verebilir.
Aşırı terleme diğer adıyla hiperhidrozis dendiğinde daha çok koltuk altı akla gelir ve gerçekten rahatsız edicidir ama aslında makat bölgesi terlemesi de düşünülenden sıktır ve koltuk altı terlemesinden çok daha fazla rahatsız edicidir. Koltuk altı terlemeleri için üretilen ürünler anal bölgenin deri yapısından dolayı bu bölgede kullanımı zordur.
Makat Terlemesi Neden Olur?
Ruhsal durum; Aslında herkeste terleme olur ancak bazı kişilerde aşırı olur işte sorun olan ve hastalık olarak kabul edilen bu aşırı terlemedir. Hiperhidrozisin net sebebi bulunamamıştır. Sempatik aktivite yüksekliği suçlanan ten nedendir. Kişinin heyecanlanması, korkması, strese girmesi gibi sempatik aktiviteyi artıran durumlar terlemede de artışa neden olur.
Ortam ısısı; Ortam ısısı yüksekse yani yaz mevsimlerinde ya da kışın odanın ısısının yüksek tutulması var olan şikayetleri artırır.
Aşırı kilo; Kalçaların arasının normalde devam eden havalanmasını engeller, havalanma engellenince oluşan ter buharlaşamaz, daha fazlaymış gibi algılanır ve rahatsız eder.
Mayasıl ( anal dermatit); Buradaki sorun aslında terlemeden değil deri rahatsızlığından kaynaklanan bir durumdur ama devam eden bir ıslaklı vardır.
Sistemik hastalıklar; Zehirli guatr, şeker hastalığı gibi hastalıklar eşlik edebilir.
Makatta Terleme Belirtileri
Anüste kötü koku; aşırı terlemeye kötü koku da eklenebilir, kötü kokunun sebebi bölgede mikrop yoğunluğunun fazla olması ve bu bölge terinin protein de içermesidir.
Makatta kaşıntı; Terin kimyasal yapısı deriyi tahriş eder ve kaçıntıya neden olabilir.
Anüs civarında kızarıklık; Yine terdeki kimyasal maddelerin deride yaptığı tahrişe bağlıdır.
Kıyafetlerde ıslaklık; hastayı asıl rahatsız daha doğrusu tedirgin eden bulgu budur. Kişi oturduğu koltuktan kalkarken pantolonun ıslanmış olabileceği korkusu yaşar.
Makatta Terleme Nasıl Geçer?
– Öncelikle varsa sebepler ortadan kaldırılmalıdır. Varsa zehirli guatr , şeker veya başka hastalık varsa bunlar tedavi edilmelidir. – Fazla kilolar verilmelidir. – Anal dermatit yani mayasıl varsa Pruzon Merhem veya benzeri ilaçlarla tedavisi yapılmalıdır. – Daha ince kıyafetler tercih edilmelidir. – Yaşanılan ortam mümkün olduğunca serin tutulmalıdır.
Makat (Popo) Terlemesi Nasıl Önlenir?
Yaşanan rahatlığı minimize etmek için palyatif tedbirler alınmalıdır. Bu palyatif tedbirlerin en kolay uygulananı kalçaların arasına kağıt havlu veya tuvalet kağıdı koymak, kağıt rahatsız ediyorsa el büyüklüğünde penye bir kıyafet parçası da konabilir. Kalçaların arasına konan havlu veya penye ortaya çıkan teri emerek terin verdiği rahatsızlığı engeller, kalçaların birbirine sürtünmesini engeller, bölgenin havalanarak terin buharlaşmasını sağlar.
Tüm bu önlemlerle beklenen sonuç elde edilemiyorsa geriye tek tedavi yöntemi kalmaktadır.
Makatta Terleme Tedavisi
En etkili tedavi yöntemi botoxdur. Cerrahi yani ameliyatla tedavisi yoktur.
Makat Terlemesine Botox Enjeksiyonu
Koltukaltlarında olduğu gibi burada da botox güvenle kullanılmaktadır. Botox botilismus toksini denilen mikroplara ürettirilen bir ilaçtır, en yaygın kullanıldığı yer kırışıklık tedavisi olmakla birlikte tıbbın bir çok alanında kullanılmaktadır.
Uygulandığı bölgede sempatik aktiviteyi azatlara oluşan ter miktarını azaltır. Özellikle terlemenin çok rahatsız ettiği yaz aylarında hastanın rahatlamasında ciddi katkı sağlar. Terlemenin şiddetine göre doz belirlenir ancak minimum 100 Ünite yapılmalıdır. Botoks uygulandıktan 10-15 gün sora beklenen sonucu verir, bu etki yaklaşık 3-4 ay devam eder, 4 aydan sonra etkisi giderek azalır ve 7 ayda aşağı yukarı sıfırlamış olur. İstenmesi halinde şikayetler yeniden rahatsız edici düzeylere geldiğinde ikinci seans yapılabilir. Her uygulamada etkisi giderek daha uzun süre devam eder.
Botoxun Yan Etkileri
Yukarıda belirtildiği gibi tıbbın bir çok alanında (kırışıklık, migren, anal fissür, kas spazmları, serebral palsi, kilo verme, anismus, şaşılık, diş gıcırdatma gibi) güvenle kullanılmaktadır. Keskin bir zehir olmasına rağmen kullanılan doz çok düşük olduğu için bu güne kadar tespit edilmiş ciddi yan etkisi yoktur. Prospektüsünde bahsedilen yan etkiler çok seyrek rastlanmaktadır.
Makat Terlemesine Bitkisel Çözüm
Terlemeyi azaltan herhangi bir bitki olmadığı için bitkisel çözümü de yoktur, çeşitli kürler önerilse de hiçbir etkisi olmaz. Bitkisel karışımlarla ilgilenmek yerine bireysel olarak sebep olabilecek ihtimalleri ortadan kaldırmak daha akıllıca yaklaşım olur.
Bechara, F. G., Sand, M., Achenbach, R. K., Sand, D., Altmeyer, P., & Hoffmann, K. (2007). Focal hyperhidrosis of the anal fold: successful treatment with botulinum toxin A. Dermatologic surgery, 33(8), 924-927.
Wollina, U., & Konrad, H. (2002). Botulinum toxin A in anal fissures: a modified technique. Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology, 16(5), 469-471.
Bu çalışmada anal fissür için yapılan hastalarda terlemenin de azaldığı gözlemlenmiş.
Genel cerrahi tıbbın önemli ve geniş bir alanını kapsayan tıp ana bili dalıdır. Birçok alanı kapsamasından dolayı birçok alt branşı bulunmaktadır. Genel cerrahinin ilgilendiği alanlar kısaca karın bölgesi hastalıkları olarak özetlenebilir. Genel cerrahi branşının ilgilendiği temel hastalıklar şunlardır;
– Tiroid bezi hastalıkları, – Yemek borusu ile alakalı hastalıklar, – Mide ve mide ile alakalı hastalıklar, – Makat hastalıkları ( proktoloji), – İnce ve kalın bağırsak bölgesinde oluşan hastalıklar, – Pankreas cerrahisi, – Karaciğer ile alakalı hastalıklar, – Safra kesesi cerrahisi ve diğer safra yollarına dair cerrahiler, – Fıtık hastalıkları tanı ve tedavisi genel cerrahinin başlıca alanlarıdır.
Bu yazımızda genel cerrahinin bir alt dalı olan proktoloji dalı ve ilgilendiği hastalıklar ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Sonrasında Türkiye’de ameliyatsız tedavi uygulayan proktoloji kliniklerinin listesi paylaşılacaktır.
Proktoloj Branşı Nedir? Hangi Hastalıklara Bakar?
Proktoloji sindirim sisteminin son kısmı olan kalın bağırsaktan başlayıp anal bölgeye kadar olan alandaki hastalıklari inceleyen tıp dalıdır. En kısa tabirle makat bölgesi hastalıkları olarak da tanımlanabilir.
Genel cerrahi oldukça geniş kapsamlı bir branştır. Bu nedenle genel cerrahi uzmanları o alandaki bütün konularda uzman olamayabilirler. Alt branşların bulunmasının sebebi de budur.
Her genel cerrahi uzmanı makat hastalıkları konusunda bilgi sahibidir. Ancak uzmanlık alanı olmayabilir. Uzmanlık alanı olmamasından dolayı bu alanda çıkan yeni tedaviler hakkında bilgi sahibi olmayabilir. Veya bu alanda yeteri kadar operasyon gerçekleştirmediği için yeterli tecrübeye sahip olmayabilir. Bundan dolayı makat hastalıklarında sorun yaşayan hastaların proktoloji alanında uzman bir genel cerrah tercih etmeleri faydalı olacaktır.
Örneğin sıklıkla karşılaşılan hemoroid hastalığı genel cerrahi uzmanları tarafından cerrahi müdahale ile tedavi edilmektedir. Ancak günümüzde tıbbi imkânların ve teknolojinin gelişmesi sayesinde hemoroidler ameliyatsız olarak tedavi edilebilmektedir. Proktoloji alanında çalışmayan bir doktor yeni tedaviler konusunda bilgisiz olabilir. Ya da bu alana odaklanmadığı için gerekli cihazlara sahip olmadığı için tedavi konusunda bilgi sahibi olsa bile güncel tedavileri uygulayamayabilir.
Proktoloji Alanında En Sık Karşılaşılan Hastalıklar Ve Güncel Tedavi Teknikleri
Hemoroid ( Basur) Nedir?
Hemoroid anal kanalda bulunan yastıkçıkların aşırı ıkınmadan dolayı baskıya maruz kalarak yapısal bozulmaya uğrayarak makat dışına sarkmasıdır. Sarkan bu yapılara hemoroid memeciği ya da pakesi ismi verilmektedir.
Hemoroid hastalığı iç ve dış hemoroid olmak üzere 2 türdür. İç hemoroidler ise 1 ile 4 arasında derecelendirilmektedir.
Güncel Hemoroid Tedavi Teknikleri Nelerdir?
Hemoroid hastalığı ilk evrelerde ameliyatsız bir şekilde tedavi edilmektedir. Ancak 4. Derece hemoroidlerin tedavisi için cerrahi müdahale şarttır.
İlk evrelerdeki hemoroidler RBL yani lastikle boğma yöntemi ile tedavi edilmektedir. Tedavide amaç memeciğin baş kısmına lastik takılarak beslenmesini engelleyip çürüyerek yok olmasını sağlamaktır. 3. Dereceli hemoroidler ise THD yöntemi ile yani hemoroid memeciğini besleyen atar damarın tespit edilerek bağlanması şeklinde tedavi edilmektedir. 4. Dereceli hemoroidler ise cerrahi müdahale ile tedavi edilmektedir. Bu evrede cerrahi müdahale sırasında Ligasure, Lazer, Ultrasicion gibi teknolojik cihazlar kullanılarak hasta konforu ameliyatsız tedaviler gibi yüksek tutulabilir.
RBL, THD, Lazer; Ligasure gibi cihazlar sayesinde hemoroid hastalığı daha kolay bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Güncel tekniklerle tedavi olmak için bu cihazların bulunduğu sağlık kuruluşları tercih edilmelidir.
Anal Fissür ( Makat Çatlağı) Nedir?
Toplumda en sık karşılaşılan makat hastalıklarından birisi de anal fissür yani makat çatlağı hastalığıdır. Makat çatlağı kendisi küçük ama acısı oldukça fazla olan bir hastalıktır.
Makat çatlağı kabızlığa bağlı olarak sertleşen dışkının makattan geçişi esnasında yara ve yırtık oluşturmasıdır. Hastalık akut ve kronik olmak üzere 2 evrede incelenmektedir.
Akut fissür ilk 10-15 günlük dönemi kapsar. Bu aşamada oluşan yara veya yırtık yüzeyseldir. Kronik fissürde ise yara derin yerleşimlidir. Akut dönemde yaşanan ağrı şikayeti kısa sürelidir. Ancak kronik dönemde yaşanan ağrı uzun süre devam edebilmektedir.
Ameliyatsız Anal Fissür Tedavisi Nasıl Yapılır?
Fissür deride oluşan küçük bir yara olmasına karşın kendi kendine iyileşemez. Bunu nedeni ise makat kaslarının istemsiz olarak kasılmasıdır. İstemsizce kasılan kaslar yaranın iyileşmesini engeller. Yaranın iyileşmesi için kasların istemsiz kasılmasının engellenmesi gerekmektedir.
Akut ve kronik fissürler farklı şekillerde tedavi edilmektedir. Akut dönemde fark edilen makat çatlağı sorunları kremle tedavi edilebilmektedir. Ancak kronikleşen vakıalarda mutlaka doktor müdahalesi gerekmektedir.
Kronik fissürler ilk olarak ameliyatla tedavi edilmekteydi. Ameliyatta fissürün iyileşmesini engelleyen kas kesilerek çıkarılmaktaydı. Ancak makat bölgesinde yapılan kesiler gaz ve dışkı kaçırma sorunlarına neden olabilmektedir. Bu nedenle ameliyat yöntemine alternatif olarak botoxla tedavi tekniği geliştirilmiştir. Ameliyat tekniği giderek güncelliğini yitirmektedir.
Botoxla makat çatlağı tedavisinde kaslar kesilerek çıkarılmak yerine geçici olarak devre dışı bırakılmaktadır. Bu sayede yaranın iyileşmesine olanak sağlanmaktadır. Kesi yapılmaması sayesinde gaz ve dışkı kaçırma riski ortadan kaldırılmaktadır.
Hemoroid ve anal fissür makat bölgesinde en sık karşılaşılan 2 hastalıktır. Cerrahi müdahale ile tedavi edilebilirler. Ancak gelişen tıbbi imkanlar sayesinde kesiye gerek kalmadan tedavi edilebilmektedir. Yazımızın geri kalan kısmında hemoroid ve makat çatlağı örneğinde olduğu gibi ameliyatsız tekniklerle tedavi sunan proktoloji kliniklerinden bahsedilecektir.
Ameliyatsız Tedavi Uygulayan Proktoloji Merkezleri
Kliniklerde Uygulanan Ameliyatsız Tedaviler Şunlardır – Hemoroid tedavisinde RBL (lastikle boğma), Lazer, THD ve ileri dereceli hemoroidler için cerrahi müdahale uygulanmaktadır. – Anal fissür makat çatlağı tedavisinde ameliyatsız tedavi olan Botox tedavisi uygulanmaktadır. – Pilonidal sinüs (kıl dönmesi) mikro sinüsektomi, pit picking, sinüsotomi, ve bascom gibi mikro cerrahi girişimler uygulanmaktadır. Çok ileri vakıalarda ise cerrahi müdahale olan karidakis ameliyatı uygulanmaktadır. – Kondilom (makat ve genital bölge siğilleri) hastalığı radyo frekans tekniği ile tedavi edilmektedir. Proktoloji kliniklerinde kondilom tedavisinde sonra 6 ay kadar bir süre hasta takip edilir. 6 ay boyunca oluşan yeni siğiller tedavi edilir. Sonrasında yeni siğiller oluşmamış ise tedavi sonlandırılır. – Makat sarkması sorunu hemoroid tedavisinde kullanılan cihazlar yardımı ile tedavi edilmektedir. – Anal bölgede oluşan apseler küçük bir cerrahi müdahale ile boşaltılmaktadır.
İstanbul’da Proktoloji Bölümü Nerelerde Hangi Hastanede Var?
İstanbul’da güncel tekniklerle tedavi yapan 3 proktoloji kliniği öne çıkmaktadır. Bunlar Kadıköy, Bakırköy ve Şişli’de bulunmaktadır. Bu klinklerde tedaviler proktoloji alanında uzmanlaşmış genel cerrahi uzmanları tarafından yapılmaktadır. IDEA Klinik Proktoloji merkezi İstanbul dışında Ankara, Bursa, İzmir ve Antalya’da da bulunmaktadır.
Varis özellikle kadınlar arasında oldukça yaygın olan bir sağlık sorunudur. Genel nüfusun yaklaşık olarak %20sini, kadın nüfusunun ise yaklaşık olarak %50sinin etkilemektedir. Bazılarından varisler başlangıç düzeyinde olmasından dolayı ağrı ya da şikayete neden olmazken, bazı hastalarda yürüme zorluğuna neden olacak düzeyde ağrıya neden olabilmektedir. Varislerden kurtulmanın tek yolu bilimselliği kanıtlanmış tıbbi tedaviler ile tedavi olmaktır.
Ancak tedavi süreci başlatılana kadar varis şikayetlerini azaltmak ve ilerleme hızını azaltmak için doktorlar bazı önerilerde bulunmaktadır. Bu yazımızda varis şikayetlerinden kurtulmak ve ilerlemesini engellemek için 10 öneriden bahsedilecektir.
Varis Şikayetlerinden Kurtulmak İçin 10 İpucu
Günümüz şartlarında görülme oranları giderek artan varis giyinme tarzımızdan oturma şeklimize kadar pek çok faktörden etkilenmektedir. Özellikle birçok insanın şikayetçi oldu fazla kilolar ve hareketsizlik varis hastalığının en önemli nedenlerindendir. Bazı hususlara dikkat edilmediğinde ise varisler artabiliyor.
Varis hastalığı ilk etapta yalnızca estetik kaygıya neden olurken zaman içerisinde dikkat edilmez ve tedavi edilmez ise sağlık açısından da insanları rahatsız edecek boyutlara ulaşmaktadır. Bu nedenle varis hastalarının önerileri dikkate alması ve mümkünse varislerden kalıcı olarak kurtulmak için tedavi olmaları önerilmektedir.
1. Düzenli Spor ve Egzersiz Yapılmalı
Varis toplardamar kapakçıklarının bozulması ve kanın kalbe taşınırken geriye kaçarak damarda birikmesidir. Yüzme, yürüyüş, bisiklet sürme gibi bacak kaslarını çalıştıran egzersizler kanın kalbe doğru pompalanmasını kolaylaştırmaktadır. Bu sayede varis oluşma riskini en aza indirmekte ve varis kaynaklı şikayetlerin azalmasına neden olmaktadır. Düzenli olarak spor yapılması genel olarak kan akışını düzenler ve kalp damar sağlığını korur.
2. Bacaklar Altına Yükselti Koyularak Dinlendirilmeli
Bacakların altına yükselti koyulmasından kasıt bacakların kalp seviyesinden yüksek olmasını sağlamaktır. Bu sayede kanın kalbe gidişi kolaylaşır be kanın damarda birikmesi önlenir. Böylece varislerin neden olduğu bacak ağrısı büyük ölçüde engellenebilir. Bacaklarda ortaya çıkan ağrıların varis kaynaklı olup olmadığı ev ortamında bu şekilde dinlenme yapılarak anlaşılabilir. Eğer bu şekilde dinlendirilen bacaklarda ağrı hafifliyor ise varis kaynaklı olduğu düşünülmektedir.
3. Hareketsizlikten Kaçınmalı
Varis halk arasında genellikle öğretmen hastalığı olarak bilinmektedir. Oysa yalnızca uzun süre ayakta ders anlatan öğretmenler değil, uzun süre ayakta ve oturarak sabit kalınmak zorunda olan bütün meslekler varis açısından risklidir. Uzun süre sabit kalınması kanın kalbe çıkışını zorlaştırır. Bu durumda kanın geriye kaçmasına ve varis oluşturmasına neden olur.
Alınan küçük önlemlerle bu riskten kurtulmak mümkündür. Örneğin asansör yerine merdivenleri kullanmak alışkanlık edinilebilir. Ya da uzun süre sabit kalınmak zorunda olunan zamanlarda en azından yarım saatte bir olsa da oda içerisinde 5 10 adım atılması faydalı olacaktır. Tabi ki en etkili hareketli olma yönteminin düzenli spor ve yürüyüş yapmak olduğu unutulmamalıdır.
4. Aşırı Kilolu Almaktan Kaçınılmalı
Fazla kilolar sağlık açısından risklidir. Risk oluşturan durumlardan biriside varis hastalığıdır. Fazla kilolu kişilerde bacaklara uygulanan baskı miktarı daha fazladır. Bu nedenle varis oluşma riski çok daha fazladır.
9935 kişi arasında yapılan bir varis araştırmasında varis bulgusu olan hastaların %63ünün vücut kitle indeksinin (VKI) normalden daha fazla olduğu yani kişilerin fazla kilolu oldukları tespit edilmiştir. Bu alanda yapılan çalışmalar fazla kilonun hem varis hem de kalp damar hastalıklarının görülme riskini arttırdığını ortaya koymaktadır.
Sağlıklı beslenerek ve düzenli spor yaparak hem fazla kiloların önüne geçilebilir hem de kalp damar sağlığı korunabilir.
5. Sıcak Ortamlarda Uzun Süre Bulunmaktan Uzak Durulmalıdır
Sıcak damarların gevşemesini sağlamaktadır. Özellikle varis grubunda olanlar için damarların gevşemesi istenen bir durum değildir. Uzun süre hamam sauna gibi sıcak alanlarda kalınması varis riskine neden olmaktadır. Ayrıca varisi olan hastalarında varislerinin ilerlemesine neden olmaktadır. Bu nedenle risk grubunda olanların uzun süre bu tür alanlarda bulunmamaları önerilmektedir.
6. Yüksek Topuklu Ayakkabılar Tercih Edilmemeli
Yüksek topuklu ayakkabılar bacak kaslarının yetersiz çalışmasına neden olmaktadır. Kasların yetersiz çalışması kanın kalbe pompalanmasını zorlaştırmaktadır. Bu nedenle yüksek topuklu ayakkabıların özellikle uzun saatler ve sık sık kullanılması önerilmemektedir.
7. Çok Dar Ve Sıkı Kıyafetler Tercih Edilmemeli
Bacakları sıkan dar kıyafetler dolaşımı olumsuz yönde etkileyerek varis oluşma riskini arttırmaktadır. Bu nedenle dar kıyafetler yerine bol, dolaşımı engellemeyecek kıyafetler giyilmesi önerilmektedir.
8. Bacaklarınıza Soğuk Uygulayın
Bacaklara soğuk uygulanması genellikle tedavi edici bir uygulama olarak algılanmaktadır. Ancak soğuk uygulamak ya da bahsedilen diğer yöntemler tedavi edici değil yalnızca şikayetleri ve hastalığın ilerleme hızını yavaşlatmaktadır. Varis hastalığı fizyolojik bir rahatsızlıktır. Bu nedenle tedavisi ancak doktor müdahalesi ile mümkündür.
Bacaklara soğuk uygulanması damarların daralmasına ve yaşanan şikayetlerin geçici olarak hafiflemesini sağlamaktadır.
Özellikle uzun ve yorucu günlerin sonunda bacaklara soğuk duş tutulması ciddi bir rahatlama sağlayacaktır.
9. Varis Çorabı Kullanılmalı
Varis çorabı tek başına tedavi edici bir ürün değildir. Ancak tedaviden sonra destekleyici ürün olarak ya da hastalığı ilerlemesini ve yayılmasını engellemek amaçlı kullanılmaktadır.
Varis çorapları özel basıncı çoraplardır. BU sayede dolaşımın düzgün bir şekilde devam etmesini sağlarlar. Doğru ve düzenli kullanılması ile hastalığın ilerlemesi büyük ölçüde engellenebilir.
Varis çorapları farklı basınçlarda ve değişik formlarda olabilmektedir. Bu nedenle doktor tavsiyesi üzerine uygun olan şekilde kullanılması önerilmektedir.
10. Doktora Başvurulmalıdır
Varis tedavi edilmedikçe ilerleme eğiliminde olan bir hastalıktır. Tedavisi ise yalnızca doktor müdahalesi ile mümkündür. Bu nedenle erken dönemde doktora başvurulması sorun ilerlemeden çözülmesi ve yaşam kalitesini etkilememesi açısından faydalı olacaktır.
Bu yazımızda ben aldırma ile alakalı en çok merak edilen soruları cevaplandırmaya çalışacağız. Ben aldırmak isteyenlerin aklına en çok takılan sorular şunlardır;
• Ben aldırma teknikleri nelerdir? • En iyi ben aldırma tekniği hangisidir? • Ben aldırmak için hangi doktora/bölüme gidilir? • Ben aldırınca iz kalır mı? • Ben aldırmak zararlı mıdır? Kansere neden olur mu? • Kanserleşme riski olan benler nasıl anlaşılır? Kanserli ben nasıl tedavi edilir? • Yazın ben tedavisi yapılır mı? • Ben aldırdıktan sonra tekrar çıkar mı? • İlaçla ya da doğal ürünlerle ben tedavi edilebilir mi?
Ben tedavisinde kullanılan ameliyatsız yöntemleri, avantajları ve dezavantajlarını ben aldırma sayfamızda inceleyebilirsiniz.
Ben Aldırma Teknikleri Nelerdir?
Ben ameliyatı, krioterapi, lazer, plazma, koter ve radyo frekans olmak üzere benler 5 farklı teknikle alınabilir.
Ben ameliyatı benin cerrahi yolla kesilerek alınmasıdır. Yalnızca deriden kabarık et benlerinde uygulanabilir. Kesi yapıldığı için bazen ben kadar bazen bende daha fazla dikiş izi kalmasına neden olur. Bu nedenle ben alma teknikleri arasında en dezavantajlı olan yöntemdir.
Benler genellikle estetik kaygıya neden olduğu için aldırılmak istenir. Ancak ameliyat sonrasında ciddi boyutlu bir iz kaldığı için estetik kaygı tamamen ortadan kalkmaz.
Krioterapi bene sıvı azot uygulanarak soğutulup çürüyerek düşmesini sağlayan bir yöntemdir. Krioterapi tekniğinde uygulanan sıvı azotun deride ne kadar hasara neden olacağı tam kestirilemeyebilir.
Azot istenenden fazla alana etki ederek sağlıklı doku kaybına neden olarak iz ve çukurluk oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle benlerini krioterapi tekniği ile aldırmayı tercih edenlerin mutlaka çok tecrübeli bir doktor tercih etmesi gerekir. Yoksa tedavi sonrasında çukurluk veya izle karşı karşıya kalınabilir. Ayrıca yüzeysel olan benlerin tedavisinde uygulanamadığı için tedavi alanı sınırlıdır.
Lazer cihazı sağlık ve güzellik alanında çok fazla kullanılmaktadır. Benlerin alınması da bu alanlardan birisidir. Lazer cihazı ile ben dokusu buharlaştırılarak ben alınır. İşlem sonrasında hafif bir pembelik kalabilir. Bu pembelikte 1 2 hafta içerisinde kendiliğinden yok olur. Lazerle yalnızca yüzeysel ve koyu renkli benler alınabilmektedir. Ciltten kabarık ve açık renkli lezyonlarda lazer ışını yetersiz kalmaktadır.
Koter cihazı yüksek ısı enerjisine sahip bir cihazdır. Yüksek ısısı sayesinde ameliyatlarda cerrahlar tarafından neşter mantığı ile kullanılmaktadır. Aynı şekilde yaydığı yüksek ısı sayesinde ben alma işlemlerinde de kullanılmaktadır. Bene dokundurulduğu zaman ben dokusunda buharlaşma sağlamaktadır. Ancak koter cihazı çok güçlü bir cihazdır. Bu nedenle dikkatle kullanılmalıdır. Yüksek ısısı sağlıklı doku kaybına neden olabilir. Yani ben buharlaştırılırken iz kalabilir.
Radyo frekans cihazı koter cihazı ile benzerdir. Her isi cihazda yüksek ısı yayar. Ancak enerjileri farklıdır. Radyo frekans cihazı radyo dalgalarını ısı enerjisine dönüştüren bir cihazdır. Yüksek ısı yayabilir ancak buna rağmen oldukça hassas bir şekilde ayarlanabilir. B sayede ben dokusunda çok ine tabakalar halinde buharlaşma yapılabilir. Böylece iz kalma riski minimuma indirilmiş olur.
En İyi/Avantajlı Ben Aldırma Tekniği Hangisidir?
EN avantajlı ben aldırma tekniği kişiye en uygun olan yöntemdir. Sorunun net bir cevabı yoktur. Bu nedenle ben aldırmak için gidilen klinikte mutlaka bütün teknikler bulunmalıdır. Aksi halde size en uygun olan yöntem yerine kliniğin herkese uyguladığı yöntemle benlerinizi aldırmanız gerekir.
Ben Aldırma İçin Hangi Doktora Gidilir, Hangi Bölüm Bakar?
Ben alma işlemi dermatoloji uzmanları, plastik cerrahlar ve genel cerrahi uzmanları tarafından yapılmaktadır. Doktorun branşı kadar tecrübesi de önemlidir. Bu nedenle doktor tercih edilirken ben tedavisi alanında uzmanlaşmış ve bütün teknikleri kullanabilen bir doktor tercih edilmelidir.
Ben Aldırınca İz Kalır Mı?
İz kalıp kalmayacağı benin hangi teknikle alındığı ve uygulayan doktorun tecrübesi ile doğrudan alakalıdır. Örneğin ameliyatla alınan bir bende iz kalmama ihtimali yoktur. Ancak radyo frekansla ben alımında doktor tecrübeli ise ya hiç iz kalmaz ya da ancak konuşma mesafesinden belli olabilecek hafif bir iz kalabilir.
Ben Aldırmak Zararlı Mıdır? Kansere Neden Olur Mu?
Ben aldırmanın zararlı olduğu, kanserleşmeye neden olduğu tıbbi olarak geçerliliği olmayan bir bilgidir. Ben aldırmanın herhangi bir zararı yoktur. Aksine ilerde benin kanserleşme riskini tamamen ortadan kaldırmaktadır.
Kanserleşen Benler Nasıl Anlaşılır?
Zaman içerisinde benin renginde, boyutunda, simetrisinde değişiklikler olması kanserleşme riskini düşündürür. Benlerde zaman içerisinde değişim görülüyorsa, boyutu zamanla büyüyorsa, 6mm den büyükse ve ben yapısal olarak asimetrik ise mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Kanserli Ben Nasıl Tedavi Edilir?
Kanserli benin ben alma tekniklerinden herhangi biri ile alınması kanseri ortadan kaldırır. Ek olarak herhangi bir tedavi gerekmez.
Yazın Ben Tedavisi Yapılır Mı?
Evet. Ben tedavisi her mevsimde yapılabilir. Yalnızca yazın güneş koruyucusu kullanılması önerilmektedir.
Ben Aldırdıktan Sonra Tekrar Çıkar Mı?
Hayır. Ancak iz kalmaması için bazı benlerde derine inmeden tedavi yapılır. Bu tür durumlarda cilt kendini tamir ederken altta kalan ben dokuları yüzeye çıkabilir. Bu aşamada rötuş yapılır. Rötuş yapıldıktan sonra yani ben alma süreci tamamladıktan sonra alınan ben tekrar çıkmaz.
İlaçla Ya Da Doğal Ürünlerle Benler Yok Edilebilir Mi?
Benin yok olmasını sağlayacak maddenin asidik özelliği olmalıdır. Aksi halde ciltte herhangi bir etkiye neden olmaz. Ancak bu tür ilaçlar ciltte yanıklara neden olabilir. Hatta büyük ölçüde yanık ve sağlıklı doku kaybına neden olur demek daha doğru olur. Bu nedenle kişilerin evde bu tür uygulamaları yapması doktorlar tarafından kesinlikle önerilmemektedir. Aksi halde benden kurtulmaya çalışırken benden daha büyük bir iz oluşmasına neden olunabilir.
Seboreik keratoz bir tür tümördür. Derinin en sık karşılaşılan iyi huylu tümörüdür (1). Orta yaşta görülmeye başlar yaş ilerledikçe daha sık karşılaşılır. Ciddi bir sorun olmamakla birlikte kişiyi yaşlı göstermesi koyu renkli olması gibi sebeplerle estetik olarak rahatsız eder.
Cildin üst tabakasının kabalaşması ile oluşur. Sıklıkla koyu kahverengidir ama sütlü kahve hatta kirli sarıya çalan renklerde de olabilir. Büyüme ve yakın bölgelerde yenilerinin çıkması yaygındır.
Orta yaştan sonra giderek daha sık görülür, beynimiz böyle algıladığı için yaşlılık lekesi gibi değerlendiririz. Sıklıkla siğil ile karışır ama siğil gibi bulaşıcı değildir. Tedavileri aynı şekilde yapıldığı için karıştırılmasının önemi yoktur. Siğile (verruko vulgaris) benzediği için senil verru, seboreik verru gibi isimler de kullanılmaktadır.
Seboreik Keratoz Nasıl Anlaşılır?
Belirtiler hastalığın başlangıç zamanından muayene edildiği zamana kadar geçen süreye göre değişir. Başlangıçta çok belirsiz kirli sarı, sütlü kahve renginde deriden çok az kabarık bir lezyonken zamanla deriden 1 cm kabarık siyaha yakın bir görünümde olabilir.
Diğer hastalıklardan ayırt etmeye de yarayan belirtileri şöyle sıralanabilir;
Kirli sarı ile koyu kahverengi arasında değişen leke gibi görünür.
Erken dönemde pürüzsüzdür.
Zaman geçtikçe pütürlü, çizgili karnabahar görünümü alır.
Yer yer siyah noktalar vardır.
Genellikle yuvarlağa yakın görünür ama şekilsiz de olabilir
Tek başına olabildiği gibi çapları 1-30 mm arasında değişen ve çok sayıda da olabilir.
Görsellik dışında fiziki şikayet yapmaması karakteristiktir.
Kenar çizgileri nettir.
Koyu renkli benlere benzese de üzerlerinin pütürlü olması ayırt etmeye yarar.
Sert silindiğinde deriden ayrılıp gelebilir.
Seboreik Keratoz Tehlikeli midir?
Ciddi tehlikesi yoktur. Giderek büyüyebilir ve yenileri çıkabilir. Bulaşıcı değildir ama bir kişide yüzlercesi olabilir. Yani tek tehlikesi giderek yaygınlaşmasıdır. İleri yaşta görüldüğü için kanser olabildiğinden ya da kanserleşebileceğinden korkulur ama kansere dönüştüğü yönünde bilgi yoktur.
Bir diğer tehlikesi de kanser olan bir soruna yanlışlıkla seboreik keratoz teşhisi konmasıdır, çok seyrek de olsa böyle bir sorun yaşanabilir. Tecrübeli bir doktorun karıştırması zordur.
Oluşmasında ki Nedenleri Nelerdir?
Genetik nedenler
Bazı ailelerde daha sık görülmesi genetik yatkınlık olduğunu gösterir, ailenizde varsa sizde olma ihtimali ailesinde olmayan kişiden daha fazladır (2).
Yaş
Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar çok yaşlı kişilerde çok daha yaygındır, derinin yıpranması ve doğal şartlar seboreik keratoz oluşmasına neden olur (3).
Güneşe maruziyet
Güneşi daha çok gören bölgelerde sık görülmesi güneşin de etkili olabileceğini düşündürür.
Seboreik Keratoz Kanserleşir mi?
Yapı olarak kansere benzemesi, kanserin daha sık görüldüğü yaşlarda ortaya çıkması kanser olabileceğini ve kansere dönüşebileceğini düşündürür, bu durum hastaları da tedirgin edebilir ancak hastalığın kanserle ilişkisi yoktur ve kansere dönüştüğü yönünde az sayıda bilimsel çalışma vardır (4).
Tecrübeli bir doktor kanserle farklarını bildiği için karıştırmaz. Bazı belirtileri deri kanserine benzediği için şüpheye düşülürse doğru yaklaşım parça (biyopsi) alınır ve patolog tarafından incelenerek kesin teşhis konur.
Seboreik Keratoz Bulaşır mı?
Hayır bulaşıcı bir hastalık değildir. Çok benzeyen verrüko vulgaris yani siğil HPV ( human papillom virüs ) ile oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Siğil olmadığından emin olunursa bulaşmayacağından da emin olunabilir.
Seboreik Keratoz Krem İle Geçer mi?
Hayır hiçbir ilaç tedavi edemez. Deri üzerindeki ölü tabaka kaldırılmadıkça tedavi olmaz. Kremlerle bu ölü tabakanın uzaklaştırılması mümkün değildir. Bazı bitkisel adıyla satılan solüsyonlar satılmaktadır ancak bitkisel adıyla satılsa da bunlar yoğun asit içeren ve ciddi kimyasal yakıcılardır. Kimyasal madde ile yakmak son derece tehlikelidir ve ciddi yanıklara neden olabilir. Doğru yaklaşım milyonlarca hastada kullanılıp olumlu sonuç alınmış yöntemlerdir ve bu yöntemlerin en başarılısı radyo frekanstır.
Kremlerden daha agresif etki gösteren bölgesel ürünler kullanılmaktadır, merhem yapısındaki bu ilaçlar 4 ay gibi uzun süreli kullanım gerektirmesi, tamamen yok etmemesi ve sık tekrarlaması sebebiyle tercih edilmez. Bu merhemler 3 farklı madde içermektedirkalsipotrien, tazaroten ve imikimod. Bunlardan imikimod Aldara Merhem ve İmidara merhem adlarıyla Türkiye de satılmaktadır, diğerlerinin Türkiye’de satışı yoktur.
Seboreik Keratoz Nasıl Geçer, Tedavisi Nasıl Yapılır?
Tedavinin temelini deri üstündeki ölü plakın deriden uzaklaştırılmasıdır.
Derinin en üst tabakasına yapışık duran bu tümörü uzaklaştırmanın bir çok yöntemi vardır. Bunlar içinde en başarılısı radyo frekanstır.
Tedavi yöntemlerini başarısına göre şöyle sıralayabiliriz;
Radyo frekansla tedavi
Radyo dalgalarının kontrollü bir şekilde istenmeyen tabakayı olduğu yerden kaldırma esasına dayanır. Renkli tabaka normal deri katmanından ayrılır ve doku temizlenmiş olur. Radyo frekansla tedavi en başarılı yöntemdir (5), iyileşme daha hızlıdır, iz kalmaz, uyuşturmayı gerektirmeyecek düzeyde hafif acı olur, tekrar etmez. Tecrübeli ellerde mükemmel sonuç elde edilebilir.
Koterle tedavi
Elektrik enerjisinin ısıya dönüşmesi sonucu istenmeyen hastalıklı tabaka yakılır, alttaki temiz deriye kadar inilir. Radyo frekans kadar olmasa da başarılı bir yöntemdir. Diğer teknolojilerin olmadığı kliniklerde kullanılır.
Lazerle seboreik keratoz tedavisi
Lazer ışığının taşıdığı ısı enerjisi ile yakma işlemidir (5). Lazer kelimesinin çekiciliği dışında üstünlüğü yoktur, sonuçları koterden daha kötüdür. Işığın yakacağı tabaka koter veya radyo frekans kadar kontrollü değildir çünkü ışığın ne kadar derine kadar yakacağı kontrol edilemez .
Krioterapi
Eksi 160 dereceye kadar soğutularak tabakanın donup çürümesi sağlanır. Deri katmanlarının istenmeyen bir şekilde donması ve istenmeyen derinliklerde doku kaybı oluşabilir. Uygulaması pratik olsa da seans gerekmesi veya çukurlar olması yan etkileri vardır.
Kazıyarak tedavi
Hastalıklı tabaka sert bir şekilde silerek ya da neşterle kazıyarak uzaklaştırılır. Kanayan tabakaya kadar inilmezse tedavi eksik kalır, kanayan tabakaya kadar inilirse uzun süre rahatsız edici kanama olabilir. En başarısız yöntem olduğu için pek tercih edilmez.
Seboreik Keratoz Evde Tedavi Edilir mi?
Yukarıda yazılan ve teknoloji gerektiren uygulamalar ancak doktor tarafından yapılabildiği için evde uygulanamaz. Kazıma tedavisi uygulanabilir ama acılı ve kanamalı bir işlem haline gelebileceğinden doğru bir yaklaşım olmaz diğer taraftan doktor muayene etmeden önce gerektiğinde parça alıp patolojik inceleme yaptırabileceği için evde böyle bir risk de yaşanabilir. Doğru yaklaşım bu konuda tecrübeli bir doktordan hizmet almaktır.
Seboreik Keratoz Bitkisel Tedavisi
Deri üzerinde ve deri ile bütünleşmiş bir yapı olduğu için bitkisel ürünlerle onu yerinden sökmek zordur ve sağlıklı bir şekilde tedavi edilemez. Her ne kadar instagramda akıl dışı görsellerle % 100 başarı, kesin tedavi gibi paylaşımlar olsa da bunların çoğu şarlatanların üretip satmaya çalıştığı ürünlerdir dikkat edilmelidir.
Seboreik Keratoz Bulaşır mı?
Kesinlikle bulaşıcı değildir, bir insandan başka bir insana asla bulaşmaz ancak aynı bölgede ve çok benzer bir görünüme sahip olan siğil yani HPV bulaşıcıdır. Uzman doktora bu ayrımı yaptırıp kesin teşhis koydurmadıkça siğil olabileceği düşünülüp bulaşıcıymış gibi davranılmalıdır.
Seboreik Keratoz Kimlerde Olur?
Orta yaşı geçen herkeste görülebilen bir sorundur. Her iki cinste de görülmekle beraber erkeklerde biraz daha sık rastlanır. Yağlı cilt ve saç yağlanması fazla olan kişilerde daha sık rastlanır.