Blog

  • Makat Kaşıntısı İçin Hangi Krem Kullanılır?

    Makat kaşıntısı (Anüs bölgesinde oluşan kaşıntı) diğer vücut bölgesi kaşıntılarından farklıdır, diğer bölgelerde direk krem kullanarak rahatlama sağlanabilir ama anüs bölgesinde yaklaşım farklı olmalıdır. Öncelikle sebep olabilecek sorunlar tespit edilmeye çalışılmalı ve sebep ortadan kaldırılmalıdır.

    Sebeplere ve sebeplerin nasıl önlenebileceğinin ayrıntısına geçmeden önce kullanılabilecek kremlerden söz edelim.

    Makat Kaşıntısına İyi Gelen Kremler Nelerdir?

    Makat kaşıntısı için krem seçeneklerini iki gruba ayırabiliriz kortizon içerenler ve kortizon içermeyenler, kortizon içermeyenler dendiğinde tek ilaç Pruzon Merhem karşımıza çıkmaktadır, bu da kortizon gibi etkileyen ama kortizonların yan etkilerine neden olmayan fitosteroid yani bitkisel kortizon içerir.

    makat kaşıntısı için hangi krem kullanılır

    Kortizon İçeren Kaşıntı Kremleri

    – Beklazon
    – Momecon
    – Sinokort
    – Advantan
    – Hipokort
    – Nerisona C
    – Demovate
    – Fucikort

    Bu ve benzeri kortizonlu kremler ve merhemler bir haftadan daha uzun süre kullanılırsa deride incelmeye neden olurlar, daha da uzun kullanılırsa “parşömen” gibi deri oluşmasına neden olurlar ki deri kalitesi ciddi ölçüde azalır. Yine kortizon bölgedeki deriye has savunma mekanizmalarının bozulmasına da neden olabilir.

    makat kaşıntısı neden olur

    Kortizon İçermeyen Kaşıntı Kremleri

    Makat kaşıntısına hangi krem iyi gelir sorusunun en net yanıtı, yukarıda yazıldığı gibi bunların en bilineni Pruzon Merhemdir. İçeriğinde bitkisel kortizon olarak bilinen meyan kökü extraktı vardır. Meyan kökü extraktı yanı sıra bölge kaşıntılarının nedenleri arasında sayılan mantarlara da etkili tea tree oil (çay ağacı yağı- malalecua alternifolia) ve kaşınmakla ortaya çıkan deri tahrişini düzelten ve dokuyu yatıştıran kalamin içermektedir.

    Pruzon merhem bu içeriği ile Türkiye’de makat kaşıntılarına özel geliştirilmiş tek ilaçtır ve iyileştirmeyeceği kaşıntı türü yoktur. Sebebi ortadan kaldırıldıysa tekrar da oluşmayacaktır.

    Makat Kaşıntısı Neden Olur?

    Bütün hastalıklar gibi bu sorunun çözümüne e neden olabilecek durumların tespiti ile başlanmalıdır. Özellikle uzun süren ve basit yaklaşımlara cevap vermeyen durumlarda kişi kendisi olabilecek tüm bu nedenleri tek tek düşünüp ortadan kaldırmanın yolunu bulmalıdır. Bu başlıkta hastalık dışında gördüğümüz nedenleri ele alacağız, kaşıntıya neden olan hastalıklar konu sonunda başlık olarak ele alınacaktır.

    – Mayasıl (anal dermatit)
    – Makat bölgesi temizliği
    – Kaşıntı yapan gıdalar
    – Bölgenin ıslak bırakılması
    – Dar pantolon veya etek giymek
    – Sentetik iç çamaşırı giymek
    – Bağırsak parazitleri
    – Ters ilişki
    – Kortizonlu merhem kullanmak
    – Islak mendil kullanımı

    Gelelim nedenlerin ayrıntılarına

    Mayasıl (Anal Dermatit)

    Aşağıda sıralanan nedenlerin çoğu mayasıla neden olarak kaşınma yapar yani aşağıdaki nedenlerin ortadan kaldırılması mayasılı, mayasılın iyileşmesi de kaşınmayı ortadan kaldırır.

    Mayasıl anüs bölgesinin bir tür deri hastalığıdır ve sebebi aşağıda sıralanan durumlardır. Bölge derisi kalınlaşır, kabalaşır, kalınlaşmasına rağmen çok dayanıksızlaşır ve yapı bu kadar bozulunca dayanılmaz düzeyde kaşıntıya neden olur. O kadar ki hasta kaşıyarak kanamaya bile neden olabilir. Diğer bölge hastalıkları ile çok karıştırılsa da çok tipik bulguları vardır ve tecrübeli bir proktoloji uzmanı gözle % 100 e yakın ihtimalle doğru teşhis koyabilir. Cit kalitesinin bozulması mantar yerleşimine de neden olabilir.

    Kalçalar ayırtılıp anüs ve çevresine bakıldığında derinin pembe bir görünüm aldığı, parmak gibi kıvrımlar olduğu, ıslak bir zemin olduğu görülür. En etkili tedavisi Pruzon Merhemdir, aşağıda sıralanan olabilecek nedenler arasından asıl sebep bulunup yok edilirse tekrarlamaz.

    Anal Bölgenin Nemli Kalması

    Vücut ihtiyaç duyacak kadar nem salgılar bunu önlemek için herhangi bir şey yapılmamalı ama aşırı terleme veya aşırı salgı varsa kuru tutmak için kalçaların arasını havalandırmak ve nemi alması için kağıt havlu konulmalıdır.

    Banyo ve tuvalet sonrası yıkamadan sonra kağıt havlu ile ıslaklık tamamen alınmalıdır. Bölgenin gereğinden fazla nemli olması hem mantar gelişimine neden olabilir hem de deri kalitesini bozar.

    Dar Kıyafet Giymek

    Dar pantolon, etek, içlik, külotlu çorap gibi kıyafetler kalçaların arasının yeterince havalanmasını ve olan salgıların neminin buharlaşmasını engelleyerek mayasıla ve kaşıntılara neden olabilir.

    Sentetik İç Çamaşır

    Pamuklu iç kıyafetler hem bölgenin nemini alır hem de daha iyi havalanmasını sağlar, sentetik kıyafetler nemi almadığı gibi kendisi deride alerjik reaksiyona neden olabilir. Bu sebeple sentetik kıyafetlerden uzak durulmalıdır.

    Bağırsak Parazitleri Kaşıntı Nedenidir

    Bağırsak parazitlerinden özellikle kıl kurdu anüsten dışarı çıkma eğilimindedir, anüsü geçerken yaptığı hareketler kaşıntıya ve “bir şey oynuyormuş” hissine neden olur. Parazitler kişiyi rahatsız ettiği gibi ailenin diğer üyelerine de bulaşma eğilimindedir. Dışkı tahlili yaptırılıp parazit tedavisine en kısa sürede başlanmalıdır.

    Ters İlişki

    Sık rastlanan sebeplerden olmasa da ilişkinin kendisinden kaynaklanan mikro travma deride küçük yaralanmalara, korunma amaçlı kullanılan prezervatif ve kullanılan kaydırıcı maddeler deride alerji benzeri reaksiyona neden olabilir.

    Makat Bölgesi Temizliği Nasıl Yapılmalı ?

    Yapı olarak vücudun en farklı bölgesi anüs bölgesidir. Gerek dışkının safra asitleri içermesi, çok yoğun mikrop olması ve gerekse bölgenin ter yapısının farklı olması temizlik uygulamalarını buraya özel hale getirmektedir. Diğer bölgelerde sıkça kullandığımız sabun, duş jeli, ıslak mendil gibi temizlik malzemeleri asla kullanılmamalıdır. Bu bölgeye özel olarak sadece duru su kullanılmalıdır, eğer mümkünse ılık su kullanımı daha iyidir.

    Sabun, şampuan gibi malzemelerin temizlikte kullanımı kiri temizlerken bölgeye has deriyi koruyucu tabaka da uzaklaştırılarak hastalıklara zemin hazırlanır.

    Makatta Kaşıntı Yapan Yiyecekler

    Burada yazdığımız yiyeceklerin hepsi kaşınmaya neden olur gibi algılamamak gerekir çünkü bu ihtimal düşüktür ve akılda bulundurulması gerekir.

    Mayasıla neden olabilen gıdaları sıklık sırasına göre şöyle sıralayabiliriz; domates, patlıcan, yoğun acı, baharatlar, kahve ve çikolata.

    Sebep araştırılırken bu gıdaların neden olup olmadığını anlamak için şöyle yaklaşılmalıdır; Pruzon Merhem kullanılır, 2-3 günde kaşınma ortadan kalkar, bu yiyecekler yeniden yenir ve hangi gıda kaşınmayı başlatıyorsa sebep bulunmuş olur ve artık tüketilmemelidir.
    Yaramayan gıdayı tespit etmeye yarayan bir tahlil veya test yoktur.

    Kortizonlu Merhem Yan Etkisi

    Kortizonların bir çok yan etkileri vardır, bölgesel olarak kullanılan kortizonlu kremler kullanıldığı deri alanında incelmeye, hassaslaşmaya, kılcal damarlarda artışa neden olur, özellikle deri incelmesi derinin kalite kaybetmesine neden olur. Kaşıntının tedavisi için kullanılırken bu yan etkileri sebebiyle uzun süre kullanılırsa kortizonlu kremin kendisi kaşınmaya neden olabilir.

    Makat Temizliğinde Islak Mendil Kullanımı

    Piyasada çok değişik içerikli ıslak mendil bulunmaktadır, içeriklerinde parfüm gibi alerji yapabilen kimyasallar yanı sıra temizleyici özellikleri olan bir çok kimyasal madde içeren de vardır. Bu temizlik maddeleri de alerjiye ve deride tahrişe neden olabilir. Alerji ve tahriş yanı sıra yukarıda bahsedildiği gibi bölgeye has savunma yani koruyucu tabaka da ortadan kaldırılır ki bu da son derece sakıncalı bir durumdur. Bölgenin temizliğinde asla ıslak mendil kullanılmamalıdır.

    Kaşıntı Yapan Makat Hastalıkları

    Bu hastalıkların ayrıntılı anlatımları ilgili sayfalarda ele alınmıştır burada kısa özet halinde ele alacağız. Bu hastalıkların tedavisinin yapıldığında kaşıntı da kendiliğinden düzelir.

    Anal fissür (makat çatlağı, makatta yırtık), bu grup hastaların % 70 inde görülür
    – Anal ragad, sıyrılmaya benzer bir sorundur kaşınmaya da neden olabilir.
    Kondilom (anal siğil), siğil sürekli ıslaklık yaparak ve kendisi deride hasar yaparak kaşınmaya neden olur.
    Basur (hemoroid) dış basur çevre deriyi tahriş edebilir. İç basur memesi dışarı çıktığında çamaşır ile temas ederek basur kaşıntısı oluşmasına neden olabilir.
    Fistül, sürekli cerahat şeklinde akıntı olur, cerahatin deriyi eritme özelliği sebebiyle deri yıpranır.

    Bu hastalılarda görülen kaşıntılara yönelik tedavi gereksizdir, temel sorunun çözülmesi yeterli olmaktadır.

    Makat Kaşıntısı Nasıl Geçer?

    Üstte sıraladığımız hastalıklardan kaynaklı olarak anüs bölgesinde kaşıntı mevcutsa öncelikle hastalık teşhis edilmeli ve tedavi edilmelidir.

    Kaşıntı herhangi bir hastalık kaynaklı değilse evde uygulayabileceğiniz bazı önlemlerle giderilebilir. İlk olarak cildi tahriş edecek davranışlardan kaçınmalı ve bölgeyi temiz, serin ve kuru tutmalısınız.

    Nazikçe Temizleyin: Anüsünüzü bastırmadan, yumuşak bir şekilde koruyucu tabakaya zarar vermeden duru su ile yıkamalısınız.

    Tahriş Edici Maddelerden Kaçının: Anüs temizliği için ıslak mendil, sabun ve şampuan gibi tahriş edebilecek ürünlerden kaçının. Temizliği sadece duru su ile yapın ve ıslaklığı almak için tuvalet kağıdı kullanın.

    Pamuklu Çamaşır Tercih Edin: Sentetik olmayan pamuklu iç çamaşırı tercih etmelisiniz. Böylece bölgenin hava almasına ve daha az terlemesini sağlayabilirsiniz.

    Beslenme Alışkanlığı: Aşırı baharat ve patlıcan, domates, çikolata ve turşu gibi besinler anüste kaşıntı olmasına yol açabilir. Beslenme alışkanlığınızı değiştirerek bu gıdaların hangisinin kaşıntı yapıp yapmadığını test edebilirsiniz.

    Terleme: Makat bölgesinin aşırı terlemesi kaşıntıya neden olabilir. Eğer çok terliyorsanız kalça aralarına kağıt havlu koyabilir ve kuru kalmasını sağlayabilirsiniz.

    Pruzon Kullanabilirsiniz: Pruzon pomad kaşıntıları kesmek için kullanabileceğiniz bitkisel içerikli bir merhemdir.

    Geçmeyen Makat Kaşıntısı

    Aslında “geçmeyen” diye bir kavram olamaz, “sebebi bulunamayan” veya “doğru tedavi edilmeyen” diye tanımlamak daha doğru olur.

    Makatınızdaki kaşınmanız geçmiyorsa doğru ilaç kullanmıyorsunuz demektir, bölgenin kaşıntılı sorunlarına özel geliştirilmiş Pruzon merhem kullanmalısınız. Kaşıntınız geçtikten sonra tekrar başlıyorsa bu tedavide başarılısınız ama sebebi hala bulamamışsınız demektir. Bu durumda yukarıda sıralanan nedenleri hayatınızdan çıkarmalısınız böylece sorunun düzelmesi beklenir, hala düzelmedi ise yukarıdakiler arasına alınamamış size özel bir sebep var demektir onu bulmanız gerekir.

    Unutmayın sebebi ortadan kaldırmadıkça sonuca katlanmak zorunda kalırsınız.

    Özetle;
    Anüs bölgesi kaşınmaları fiziki olduğu kadar her yerde kaşınamadığı için aynı zamanda ruhsal sıkıntılara da neden olabilen bir durumdur ve bu durum kişinin yaşam kalitesini olduğundan daha fazla bozar.

    Öncelikle bu soruna özel geliştirilmiş ilaç başlayın ve aynı anda sebep veya sebeplerin neler olabileceğini araştırıp o sebebi hayatınızdan çıkarın, böylece sorundan kalıcı olarak kurtulmuş olursunuz.

    Makat Kaşıntısına Hangi Bölüm Bakar?

    Geçmeyen ve süreklilik arz eden makat kaşıntısı şikayeti için genel cerrahi uzmanlarına başvurabilirsiniz. Proktoloji konusuna hakim bir genel cerrahi uzmanına başvurmanız oldukça avantaj sağlayacaktır. Kaşıntı yanı sıra makatta ağrı, akıntı, kanama, şişlik ve apse gibi şikayetler içinde bu bölüme başvurabilirsiniz. IDEA TIP’ın tüm şubelerinde proktoloji alanında tecrübeli genel cerrahi uzmanları görev yapmaktadır. Size en yakın kliniğe ulaşarak ayrıntılı bilgi ve randevu alabilirsiniz.

    Travazol krem makat kaşıntısına iyi gelir mi?

    Travazol içeriğinde mantar öldürücü ve kortizon içeren bir ilaçtır. Diğer vücut bölgesi kaşıntılarında mantara sık rastlansa da makat bölgesinde mikrop düzeyi çok yüksek olduğu için mantar çoğalamaz ve bu bölgede mantar pek görülmez.

    Makat kaşıntılarında mantar ilaçları olumlu sonuç vermez.

    Travzol’ün içerdiği bir diğer madde kortizondur, kortizon tüm kaşıntılarda kaşıntıyı azaltıcı etki yapar ve bu bölge kaşıntısında iyi gelir.

    Burada dikkat edilmesi gereken şey kortizonun yan etkileridir, kortizon 5-7 günden daha uzun kullanılırsa deride yapısal bozukluklara neden olur.

    Makat kaşıntısı tedavisinde travzol krem çok etkili olmayacağı için tercih edilmez.

    Dermovate krem makata sürülür mü?

    Dermovate Krem kortizon içeren bir kremdir. Vücuttaki tüm kaşıntılı olgularda kortizon iyi gelir, makat bölgesi kaşıntılarında da Dermovate Krem iyi gelir ancak kullanırken dikkatli olunmalıdır. Dermovate krem uzun süre kullanılırsa deride incelmeye neden olur, kaşıntı giderici etkisi azalır ve deri hassaslaşır. Kortizonun bu yan etkilerini yaşamamak için 5-7 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır

    Kaynak:

    1-) Sahnan, K., Lever, L., & Philips, R. K. (2016). Anal itching. bmj, 355.

    2-) MacLean, J., & Russell, D. (2010). Pruritus ani. Australian family physician39(6), 366-370.

  • Kafada Yağ Kisti Neden Olur, Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Bu yazımızda halk arasında yağ bezesi olarak bilinen ancak tıbbi olarak yağ bezelerinden ayrılan yağ kistlerinden bahsedeceğiz. Lipomlar yani yağ bezeleri avuç içleri, ayak tabanı ve kafa derisi haricinde vücudun herhangi bir yerinde bulunabilen yağ dokularıdır.

    Avuç içlerinde, ayak tabanında ve kafa derisinde görülenler ise yağ kisti (sebase kist, epidermoid) olarak bilinmektedir. Bu yazımızda kafa derisinde bulunan yağ kistlerinden ve tedavisinin nasıl yapıldığından bahsedilecektir.

    kafada yağ kisti tedavisi nasıl yapılır

    Yağ Kisti Nedir?

    Kistler en temel tanımı için sıvı ile dolu ve zarla çevirili keseciklerdir. Kistin içerisindeki sıvı koyu kıvamlı, yağlı ve kötü kokulu bir sıvıdır. Kafada saçlı deride bir zarla çevirili olarak bulunur. Şişlik dışında sağlık açısında herhangi bir riski bulunmayan iyi huylu tümörlerdir. Çok çok nadiren kötü huylu olanları ortaya çıkmaktadır. Kistlerin yaklaşık olarak %1’inden azı kötü huylu kistlere dönüşmektedir.

    Yağ Kistleri Neden Olur?

    Yağ kistlerinin neden oluştuğuna dair net bilgi bulunmamaktadır. Ancak kafada yani saçlı deride oluşan kistlerin saç diplerinde bulunan yağ bezelerinin tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.

    Yağ Bezlerinin Tıkanması Kafada Kist Oluşmasına Neden Olmaktadır.
    Her sağlıklı insanın saç derisinde saç köklerinin korumak için köklerin çevresinde yağ ve ter bezleri bulunmaktadır. Yağ bezlerinin salgıladığı yağlar saçları beslemektedir. Bu şekilde bir yağlanma insanlar için rahatsızlık oluşturmamaktadır. Ancak saç dökülmesi olan kişilerde kıl kökü miktarının azalır. Salgılanan yağ miktarı değişmediği için kılların azalması ile birlikte saçlarda yağlı bir görünüm ortaya çıkabilir. Normalde şikayete neden olmayan yağlar bu gibi durumlarda kişilerde rahatsızlığa neden olabilmektedir.

    Yağ bezlerinin bir veya birkaçının tıkanması salgının salgılanamayarak cilt altında birikmesine neden olmaktadır. İlk etapta boyutu küçük olduğu için hastalarda şikayete neden olmaz. Ancak ilerleyen zamanlarda kistin büyümesi ile birlikte hastayı rahatsız edebilmektedir.

    saçlı deride yağ kisti tedavisi youtube

    Kafada Yağ Kisti Nasıl Anlaşılır? Belirtileri Nelerdir?

    Kistler yağ bezelerine nazaran daha sert ama genel olarak yumuşak bir dokuya sahip şişliklerdir. Bu şişlikler ilk etapta hastada herhangi bir şikayete neden olmazlar. Nadiren de olsa oluşan kistleri süreç içerisinde kendiliğinden geçebilmektedir.

    Tıpkı yağ bezeleri gibi dokunulduğunda cilt altında hareket eden yapılardır.

    Kistler yuvarlak ya da küre benzeri yapılardır. Boyutları hastadan hastaya değişiklik gösterebilir. Hatta aynı hastada birden fazla bulunan kistler de farklı boyutlarda olabilmektedir.

    Bazı hastalarda apse oluşumuna bağlı olarak kızarıklık, enfeksiyon, ağrı gibi şikayetlerde görülebilmektedir. Enfeksiyon oluşumuna bağlı olarak bazı hastalarda ateşlenme şikayeti de görülebilmektedir.

    Kafada Yağ Kisti En Çok Kimlerde Görülür?

    Yağ kistleri genel olarak erkeklerde kadınlardan daha sık görülmektedir. Sorunun görülme yaş aralığı ortalama 20-40 yaş arası olarak tespit edilmiştir. Ancak kistler yeni doğan dönemi de olmak üzere her yaşta görülmektedir.

    Kistlerin tek başına genetik ile bağlantısı bulunmamaktadır. Ancak Gardner sendromu, Gorlin sendromu gibi nadir görülen sendromlarla birlikte kalıtsal olarak bulunmaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalarda kronik güneş hasarlı cilt bölgelerine sahip yaşlı hastalarda kistlerin daha sık görüldüğü tespit edilmiştir. Akne vulgaris şikayeti olanlarda da kistlerin daha sık görüldüğü araştırmalarda elde edilen veriler arasında yer almaktadır.

    Kafada Yağ Kisti Teşhisi Nasıl Konulur?

    Kafada sert şişlik oluşması her zaman kist olarak değerlendirilmemelidir. Kafada bulunan sert şişlikler başka sağlık problemleri ile ilişkilendirilebilmektedir.

    Kistlerin tanı ve tedavisi için doktor muayenesi yeterlidir. Ultrason ya da herhangi ek bir prosedüre ihtiyaç duyulamamaktadır. Yalnızca doktor tarafından kanser şüphesi olduğu düşünülen kistlerde ek testlere ihtiyaç duyulabilmektedir.

    Şüpheli kistler için doktorlar tarafından bilgisayarlı tomografi çekimi istenilmektedir. Ayrıca çıkarılan kistlerde şüphe görülmesi durumunda parça alınarak patolojiye gönderilmektedir.

    Yağ Kistinin İltihaplanması

    Yapısal olarak ağrı ya da herhangi bir şikayete neden olmayan kistlerin mikrop kapması yani iltihaplanması hastalarda ağrı ve apse oluşumuna neden olmaktadır. İltihaplanmanın nedeni yağ kisti kapsülünün içerisine sızan mikroplardır.

    Bu tür durumlarda doktor tarafından reçete edilen antibiyotikler kullanılmalıdır. İlk olarak iltihap tedavi edilmeli sonrasında kist tedavisi yapılmalıdır.

    Kafada Yağ Kisti Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Kist tedavisi cerrahi müdahale ile kistin vücuttan çıkarılması şeklinde yapılmaktadır. Küçük bir cerrahi işlemdir. Ancak saçlı deride olmasından dolayı dikkat edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır.

    Saçlı deride yapılan bir tedavinin hastada estetik kaygı yaratmaması için tedavinin saçlar kısaltılmadan ve mümkün en küçük kesi ile yapılması önemlidir. Kesinin küçük olması ve saçların kısaltılmaması sayesinde tedavi sonrasında rahatsız edici bir görünüm oluşmaz.

    Hatta dışarıdan bakıldığında kesi yapıldığı fark edilmez bile.

    Kistin çıkarılması için ilk olarak kist çevresi lokal olarak uyuşturulur. Ardından minimum boyutta bir kesi yapılır. Sonrasında kisti çevrelen kapsüle kesi atılarak içerisindeki yoğun sıvı boşaltılır. Bu sayede içi boşaltılan kist küçük bir alandan vücut dışarısına çıkarılabilir. Kist boşaltılıp, kapsül çıkartıldıktan sonra dikiş atılarak tedavi tamamlanır.

    Tedavi sonrasında hasta gündelik hayatına dönebilir. 1 gün sonra banyosunu yapabilir. Pansuman vs gibi bakımlara ihtiyaç duyulmaz.

    Tedavisi Yapılan Kist Tekrar Eder Mi?

    Genel olarak tedavisi yapılan kistin tekrarı beklenmez.

    Kafada Yağ Kisti Tedavisi İçin Hangi Doktora Gidilir?

    Sorunun tedavisi yalnızca cerrahi müdahale ile mümkündür. Bu nedenle tercih edilmesi gereken alan genel cerrahidir.

    Kistlerin ilaçla ya da bitkisel ürünlerle tedavisi mümkün değildir. Tedavi için kistin mutlaka vücuttan çıkarılması gerekmektedir.

    Kafada Yağ Kisti Hakkında Sık Sorulan Sorular

    Yağ Kisti Saç Dökülmesine Neden Olur Mu?

    Kistler zaman içerisinde büyüme eğiliminde olabilir. Çok büyüyen kistler basınçla saç köklerini öldürüp kalıcı dökülmeye neden olabilir.

    Yağ Kisti Baş Ağrısı Yapar Mı?

    Aynı şekilde büyüme görülen kistlerde basıncın etkisi ile bulunduğu bölgede ağrı şikayeti görülebilir.

    Tedavi Sonrasında İz Kalır Mı?

    Tedavi sonrasında iz kalıp kalmayacağı işlem sırasında ne kadar kesi yapıldığı ile doğrudan alakalıdır. Tedavi minimal kesi ile yapılırsa saç derisinde belli belirsiz bir iz kalır. Bu izde saçların altında kalacağı için görünmez.

    Kafadaki Yağ Bezesi Patlarsa Ne Olur?

    Kafadaki yağ kisti patlarsa kapsülden dışarı sızan yağ iltihaplanmaya neden olur, günler içerisinde apseleşerek boşaltılması gerekebilir. Bu sürede normalde olmayan ağrı, kızarıklık ve şişlik görülebilir.

    Kafadaki küçük şişlikler yağ bezesi midir?

    Kafada meydana gelen her küçük şişlik lipom yani yağ bezesi olduğu anlamına gelmez. Netleştirebilmek adına muayene olunması gerekmektedir.

  • Ben Tedavisi Nasıl Yapılır? Ameliyatsız Ben Aldırma Yöntemleri

    Ben aldırma tekniklerini ayrıntılı olarak yazımızda ele alacağız. Ameliyatsız ben tedavisi tekniklerini sizlere sırasıyla anlatacağız.

    Ben tedavisi işlemi için en pratik yöntem buharlaştırma yöntemi olarak da bilinen radyo frekans yöntemi olup, ortalama 3 dakika kadar kısa sürede tamamlanabilmektedir. Hep birlikte kullanılan tüm yöntemleri sırasıyla görelim. Lütfen yazımızı tamamen okuyun ve sonrasında en doğru tedavi kararını verin.

    ameliyatsız ben tedavisi nasıl yapılır

    Ben Aldırma İçin Kullanılan Tüm Yöntemler Nelerdir?

    Ben aldırma için uygulanan teknikler ameliyat, krioterapi(dondurma), lazer, elektro koter, plazma ve radyo frekanstır.

    Ücretsiz ben muayenesi için bilgi almak ve görüşmek isterseniz uzmanımız size yardımcı olabilir. WhatsApp’tan hemen yazabilirsiniz.

    Ben Ameliyatı Nasıl Yapılır?

    Ben aldırma işlemi eski zamanlardan beri kullanılan bir tekniktir. Ameliyatta amaç beni kesi yapılarak vücuttan çıkarılmasıdır. Benin alınması açısından başarılı bir tekniktir.

    Ben ameliyatı çoğu zaman benden daha büyük bir ize neden olmasından dolayı tercih ve tavsiye edilmez.

    Ayrıca ben ameliyatı yalnızca ciltten kabarık ve büyük benlere uygulanabilir. Yüzeysel ve küçük çaplı benler için ameliyat uygulanamaz.

    Ben ameliyatının dezavantajlı olmasından dolayı ameliyatsız ve iz bırakmayan ben tedavileri gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle ameliyatlı ben tedavisi güncelliğini yitirmiştir. Günümüzde uygulayıcısı yok denecek kadar azdır.

    ben tedavisi nasıl yapılır

    Krioterapi (Dondurma) Yöntemiyle Ben Tedavisi

    Genellikle dermatoloji uzmanlarının tercih ettiği bir tedavi tekniğidir. Krioterapi tekniğinde bene sıvı azot uygulanarak -90 derecelere kadar soğutulur. Soğuyan benin protein yapısı değişir ve çürümeye başlar. Çürüyen ben birkaç gün içerisinde koparak düşer.

    Dikkat gerektiren bir tekniktir. Azot uygulaması dozunda yapılmaz ise ciltte istenenden dazla bölgede doku kaybı olabilir. Sağlıklı doku kaybı ise iz ve çukurluk oluşmasına neden olabilir.

    ameliyatsız ben tedavisinde patoloji mümkün mü

    Lazerle Ben Tedavisi

    Lazerle ben aldırma, oldukça pratik bir yöntemdir. Ancak tedavi edebildiği benler sınırlıdır. Lazerle yalnızca yüzeysel ve koyu renkli benler tedavi edilebilmektedir. Kabarık ve açık renkli benlerin tedavisinde lazer cihazı yetersiz kalmaktadır.

    Plazma Yöntemiyle Ben Aldırma

    Tedavi elektrik bağlantısı olmayan kablosuz bir cihaz yardımı ile uygulanır. Kullanılan cihazın birçok markası olmasına rağmen en çok Plexr markası kullanılmaktadır. Bu nedenle tedavi sıklıkla Plexr tedavisi olarak da bilinmektedir.

    Tedavide cihaz bene dokundurulmadan yaklaştırılır. Bu esnada cihaz ile cilt arasındaki hava iyonize olur ve aradaki hava maddenin katı, sıvı gaz gibi dördüncü hali olan plazma şekline gelir. Ben bu plazma etkisi ile tedavi edilir.

    Ben tedavisinin yanı sıra leke tedavisi, kırışıklık tedavisi gibi uygulamalarda da plazma tedavisi kullanılabilmektedir.
    Yüzeysel benlerde etkili sonuçlar alınabilir. Ancak kabarık benlerde plazma tedavisi çok etkili olmamaktadır.

    Elektrokoter Tekniğiyle Ben Tedavisi

    Koter cihazı ile elektrik enerjisi ısı enerjisine dönüştürülmektedir. Bu sayede cihazın yüksek ısısı sayesinde ben de buharlaştırma yapılarak benler alınmaktadır. Kabarık ve yüzeysel benlerde uygulanabilmektedir.

    Koter cihazı gücü oldukça yüksek bir cihazdır. Bu nedenle ben alımında hassasiyeti ayarlanamaz ise kalıcı iz ve çukurluk kalmasına neden olabilir.

    Radyo Frekansla Ben Tedavisi (Buharlaştırma ile Ben Aldırma)

    Radyo dalgalarını ısı enerjisine dönüştüren cihaza radyo frekans cihazı ismi verilmektedir. Çalışma mantığı koter cihazı ile aynıdır. Ancak rf cihazı hassas şekilde ayarlanabilen bir cihazdır.

    Bu özelliği sayesinde benin üst katmanlarından çok hafif düzeyde buharlaşma yapılabilir.

    Radyo frekans tekniği kabarık ve yüzeysel bütün benlerde güvenle uygulanabilmektedir.

    Bu şekilde ince katmanlar halinde buharlaşma yapılması iz kalma riskini en aza indirmektedir. Alınan bazı benlerde iz kalmazken, bazı benlerde yalnızca konuşma mesafesinden belli olacak belirsiz bir iz kalabilmektedir.

    Benin hangi teknikle alınacağı benin yapısına göre değişiklik gösterebilmektedir. Bu nedenle ben aldırmak için tercih edilecek klinikte bahsedilen yöntemlerin hepsinin mevcut olması faydalı olacaktır.

    Bu sayede size en uygun hangi teknik ise benlerinizi o teknikle aldırabilirsiniz.

    Ameliyatsız Ben Aldırmanın Avantajları

    Gelişen teknolojiler ve yeni yöntemler sayesinde ameliyatla ben alma büyük oranda terk edilmiştir. Kanser olduğu kesinleşmiş benler dışındakilerde ameliyat uygulaması devlet hastaneleri ve “ameliyat” kelimesinin büyüsünü kullanarak daha fazla ücret almayı planlayanlar dışında pek uygulaması kalmamıştır.

    Ameliyatsız ben tedavisinin şu avantajları vardır;

    • Ameliyat izi kalmaz.
    • Dikiş izi kalmaz.
    • Dikiş olmadığı için dikiş aldırılmaz.
    • Ameliyat yeri bakımı ve pansuman gerekmez.
    • Banyo için dikişlerin alınması beklenmez, ertesi gün banyo yapılabilir.
    • Dikilirken çekilmeye bağlı deformasyon gelişmez.
    • İz ya hiç kalmaz ya da minimal iz kalır.
    • İşlem sonrası ağrı olmaz.
    • İyileşme daha hızlıdır.

    Benler İçin Bitkisel Tedavi Var mı?

    Ben yapısal bir sorundur ve uzaklaştırmanın çeşitli yolları vardır. Bitkilerle beni yakmak teknik olarak imkansızdır ancak bazı merdiven altı üretim yapan uyanık şarlatanlar “bitkisel” diyerek asitli solüsyon satmaktadır.

    Asitle yakmak mümkündür ancak asidin değdiği her nokta yanacağı için çok risklidir ve abartılı iz kalmasına neden olur.

    Ne yazık ki saf insanlar “bitkisel ben kremi” adıyla satılan bu tür ürünlerle mağdur olmaktadır.

    Ben Tedavisinin Yan Etkileri Var mı?

    Belirlenmiş bir yan etkisi yoktur, derinliği fazla olan benlerin tedavisinden sonra çukurluk kalabilmektedir, çok seyrek gördüğümüz bu durum aslında bir yan etki değil etkidir.

    Yine geçici pembelik olması da bir yan etki değil iyileşme sürecidir.

    Ben Takibi ve Ben Haritası Nasıl Yapılır?

    Bazı klinikler ilk muayenede görüntüleri belli bir düzen içinde kaydeder ve işaretler, bu işleme “ben haritası çıkarma” denir. Yine bazı klinikler bu kayıt üzerinden hastayı 6 ayda bir kontrole çağırıp durumu değerlendirmektedirler.

    Bu yaklaşım hasta açısından hem her 6 ayda bir muayene ücreti ödeyerek ekonomik kayba hem de her kontrol öncesi “acaba kanserleşti mi?” tedirginliğine sebep olmaktadır.

    Bu şekilde hastayı oyalamak yerine tedavi edip hem risklerden kurtulmak hem de tedirginliği ortadan kaldırmak daha mantıklı bir yaklaşımdır.

    Ben Tedavisi Sonrası Çukur Oluşur mu?

    Ben deri altına kadar büyümüşse minimal bir iz kalabilir. Derinliği fazla olmayan benler alındığı anda biraz çukur görünür, bunun sebebi bir tabakanın eksi olmasıdır, vücut tarafından iyileşme sağlanırken eksik deri tabakası tamamlanır ve genellikle fark edilir çukurluk kalmaz.

    Burada kullanılan teknoloji ve doktorun bu konudaki tecrübesi önemlidir.

    Ben Aldırma İçin Yaş Sınırı Var mı?

    Tedavide yaş sınırı yoktur, her yaşta yapılabilir. Burada önemli olan benin cinsi ve yapısıdır. Mesela küçük bir damar beni varsa ve anne baba büyüdüğünü fark ediyorsa çocuk 1-2 aylıkken bile tedavi yapılabilir hatta büyümemesi için yapılması mutlak gereklidir. Aile onayıyla büyümeden yok edilir.

    Ama basit ve küçük bir bense ve ne aile ne de çocuk rahatsız değilse çocuğun kendi karar vereceği yaşa kadar beklenebilir.

    Bazen sosyal endikasyonla da yapılabilmektedir mesela 8 yaşında ilkokula giden bir çocukta normal şartlarda ben tedavisi çok gerekli değildir ama çocuğun arkadaşları dalga geçiyorsa veya “benli” gibi lakap takıyorlarsa çocuk küçük de olsa bundan rahatsız olabilir. Bu gibi durumlarda bekletmek gereksizdir, tedavisi yapılmalıdır.

    Ben Tedavisi İçin Hangi Doktora / Bölüme Gidilmelidir?

    Ben tedavisi işlemi dermatoloji uzmanları, plastik cerrahlar ve genel cerrahi uzmanları tarafından yapılmaktadır. Doktorun branşı kadar tecrübesi de önemlidir.

    Bu nedenle doktor tercih edilirken ben tedavisi alanında uzmanlaşmış ve bütün teknikleri kullanabilen bir doktor tercih edilmelidir.

    IDEATIP’ın tüm şubelerinde konusunda tecrübeli genel cerrahi uzmanları görev yapmakta olup ameliyatsız tedaviler için gerekli bütün donanımlara sahiplerdir.

    Ben Aldırmak Kanser Yapar mı?

    Ben aldırmanın kanser yapacağı yalnızca kulaktan kulağa yayılan geçersiz bir bilgidir. Benin hangi teknikle olursa olsun alınması kansere neden olmaz. Bilakis benin alınması ilerleyen zamanlarda oluşabilecek bütün kanserleşme risklerini de ortadan kaldırmaktadır.

    Ayrıca kanser tespit edilen benlerin tedavisi de benin alınması şeklinde yapılmaktadır. Bu nedenle ben alımı kanserleşme yapar bilgisi tıbbi olarak geçerli değildir.

    Kanserli Ben Nasıl Anlaşılır, Tedavisi Yapılır mı?

    Tüm doku ve organ kanserlerinde olduğu gibi anlamanın en etkili yolu parça alıp incelenmesidir, ancak bu şekilde kanser olduğu kesinleştirilebilir.

    Bu cümleden “her benden parça alınmalıdır” sonucu çıkarmak yanlış olur çünkü 22 yıl içinde yaptığımız on binlerce benler arasında çok kötü huylu olan bu güne kadar 2 kişide, kötü huylu kabul edilen ama % 100 başarıyla tedavi edilen kanser ise 15 civarı kişide görülmüştür.

    Halk arasındaki yanlış paylaşımlar dolayısıyla çok az insanın öldüğü malgin melanom ve hiç ölüme neden olmayan ben kanseri BCC konusu her yıl binlerce insanın öldüğü akciğer kanserinden daha çok bilinmektedir.

    Muayene veya dermatoskopla muayenede kanser olabileceği konusunda şüphe oluşursa biyopsi denilen parça alınır ve patolog tarafından incelenerek kesinleştirilir.

    Şüphe olmadığı halde hasta emin olmak için parça alınıp incelenmesini isteyebilir bu durumda tereddütsüz biyopsi alınır ve inceletilir.

    Ben kanserlerinin hepsi tedavi edilebilir, tedavide % 100 başarılı sonuç alınabilen kanser türü olduğu gibi başarının daha düşük olduğu kanser türleri de vardır.

    Ben Tedavisi Nerede Yapılır?

    Ben aldırma işlemi konusunda tecrübeli olan tüm doktorların, gerekli donanımlara sahip muayenehanelerinde, kliniklerinde ya da hastanelerinde yapılabilir.

    3-5 dakika kadar kısa bir sürede gerçekleştirilen bu tedavinin ardından herhangi bir istirahat, pansuman ya da benzeri ihtiyaçlara gereksinim duyulmaz. Kişi günlük hayatına sorunsuz devam edebilir.

    Tedavi olmak için Türkiye’nin 4 büyük şehrinde 6 klinikle hizmet vermekte olan IDEATIP tercih edilebilir.

    Yıllardır binlerce ben tedavisi gerçekleştiren kliniklerimizde görev alan genel cerrahi uzmanları ben aldırma konusunda gerekli tüm tecrübeye ve donanıma sahiptir.

    Ben Aldırmak Tehlikeli mi?

    Halk arasında “beni aldırırsan kanserleşir” gibi tamamen akla, bilime aykırı bir inanış vardır. Aslında tam tersidir beni aldırırsanız o benin kanserleşme riskini ortadan kaldırmış olursunuz, olmayan ben kanserleşemez.

    Normal derinin de kanserleşme riski olduğu göz ardı edilmemelidir ancak koyu renkli benler güneşin zararlı ışığını daha fazla tutar ve kanserleşme riski deri renginde olanlardan daha fazladır. Hangi renk veya çeşit olursa olsun alındığında kanserleşme riski ortadan kaldırılır.

    Ben Aldırmak Acıtır mı?

    Genellikle uyuşturucu yapmayı gerektirmeyecek kadar hafif bir acı olur ancak hasta canı tatlı biriyse ve “uyuşturulsun istiyorum” derse uyuşturmaktan daha az acısa da uyuşturulabilir.

    Her ne kadar çok az acısa da göz kapağı gibi reflex olarak hareket ettirilen bölgelerde uyuşturmak doğru bir yaklaşım olur, bunun dışındaki bölgelerdekileri uyuşturmak bölgeyi şişirerek yanıltıcı olabileceğinden uyuşturmadan yapmak daha doğru olur.

    Ben Tedavisi Fiyatları Ne Kadar?

    Ben tedavisi olmak için tedavi ücretleri sayfasını ziyaret edebilir veya 0542 621 08 88 numaralı telefonumuza WhatsApp üzerinden görsel göndererek ücret bilgisi alabilirsiniz. Doktorlarımız görseli inceleyerek ben aldırma fiyatları hakkında bilgilendirme yapacaktır.

    Vücutta Ben Çıkması Normal mi, Ne Yapılması Gerekir?

    Hayır normal bir durum değil. Deriyi oluşturan katmanların deformasyonu sonucu o katmanın aşırı büyümesiyle veya deriye rengini veren melanocit adlı hücrelerin fazla melanin salgılaması sonucu tümör benzeri yapılar oluşur.

    Bu durum normal değildir ama ciddi bir sorun da değildir.

    Yapılacak şey her ben için en uygun yöntemle alınmasıdır. Görsel olarak rahatsız etmiyorsa alınmaması da ciddi sorun çıkarmaz.

    Ben Aldırma Sonrası Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

    Ameliyatsız ben tedavisi sonrasında takip eden bir gün yüzünüze su değdirmemeniz ve kabuk oluştuysa asla yolmamanızdır. Oluşan kabuğun kendi kendine düşmesi beklenmelidir.

    Ben aldırdıktan bir gün sonra makyaj yapmanızda bir sakınca yoktur. Cildiniz lekelenmeye müsaitse güneş kremi kullanabilirsiniz.

    Sonuç Olarak:

    Yüzdeki, boyundaki yada vücudun herhangi bir yerindeki siyah ben, kahverengi, çıkıntılı yada yüzeysel ben ayırt etmeksizin tüm benler ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilebilmektedir.

    Radyo frekans ben aldırma konusunda oldukça etkili ve başarılı bir yöntem olup tüm IDEA Klinik şubelerinde etkin bir şekilde uygulanmaktadır.

    Ben aldırma işlemi benin yapısı, sayısı ve boyutuna göre değişiklik gösterse de tek bir ben tedavisi ortalama 2-3 dakikada tamamlanabilmektedir.

    Ben sildirme için araştırma yapan hastaların bir çoğu dikişli ben aldırma, küçük ben aldırma, siyah ben aldırma gibi aramalar yapmaktadır.

    Tüm benlerin tedavisi ameliyatsız olarak herhangi bir risk içermeden pratik şekilde yapılabilmektedir. Ancak uygulamayı yapacak klinik yada doktor iyi araştırılmalıdır.

    Bilimsel Referanslar:
    1- Viana, ACL, Gontijo, B., & Bittencourt, FV (2013). Dev konjenital melanositik nevus. Anais brasileiros de dermatologia , 88 , 863-878.

    2- Hu, XG, Ma, HH, Zhao, YY ve Yang, QH (2009). Çeşitli fasiyal nevüslerin tedavisine yönelik kapsamlı cerrahi yaklaşımlar. Çin Tıp Bilimleri Dergisi , 24 (2), 127-129.

  • Varis Yarası (Varis Ülseri) Nedir, Neden Olur, Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Varis yarası, ilerleyen varis hastalarında sıklıkla rastlanan bir durumdur. Varis hastalığı özellikle kadınlar arasında oldukça yaygındır. Bu yazımızda varis hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan varis yarası detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Varis yaralarının oluşum sürecinin daha iyi ve doğru anlaşılması için varis hastalığının ne olduğuna kısaca değinilmesi mantıklı olacaktır.

    Varis Nedir?

    Varis toplardamarlarda bulunan ve kanın kalbe taşınırken geri kaçmasını engelleyen kapakçıkların görevini yerine getirememesi sonucunda kanın toplardamarda birikmesine bağlı olarak damarların yapısal olarak bozulması yani genişlemesidir. Yani varis kısaca toplardamar genişlemesi olarak ifade edilebilir.

    varis yarası ameliyatsız nasıl tedavi edilir

    Varis hastalığı tedavi edilmedikçe ilerleme eğiliminde olan bir hastalıktır. Varis derecelendirilmesi evrensel olarak kabul gören Ceap sınıflandırmasına göre yapılmaktadır. Ceap sınılandırması varisleri derecesine göre 1 ile 6 arasında sınıflandırmaktadır.

    İlk derecelerde olan varisler tedavi edilmezse 5 ve 6. Derecelerde bacaklarda varis yaraları (varis ülseri) ortaya çıkmaktadır.

    Ceap Sınıflandırması

    C1 aşaması kılcal varis çatlamalarının tespit edildiği anlamına gelmektedir. Kılcal damar çatlamaları toplumda varis hastalığı ile aynı görülmektedir. Ancak kılcal damar çatlamaları sağlık sorunu olmaktan ziyade daha çok estetik bir sorun kabul edilir. Kılcalların bulunması kişide herhangi bir sağlık şikayetine neden olmaz. Ancak estetik açıdan istenmeyen görüntülere neden olur.

    Kılcallar tedavi edilmez ise varise dönüşmezler. Ancak hızlı bir şekilde örümcek ağı gibi yayılabilirler. Bu nedenle erken dönemde müdahale edilmesinde fayda vardır.

    C2 aşaması küçük ve orta ölçekli varislerin tespit edildiği anlamına gelir. Bu aşamada bazı hastalarda bacaklarda kaşıntı ve ağrı şikayeti görülebilir. Bazı hastalarda ise herhangi bir belirtiye rastlanmaz.

    C2 aşamasındaki varisler tedavi edilmez ise ilerler. Bacaklarda şişlik ve ödem gibi sorunlar ortaya çıkar. Ödem ve şişlik belirtilerinin bulunduğu varis vakıaları C3 olarak sınıflandırılır.

    C3 aşamasında tedavi edilmeyen varisler ilerlemeye devam eder ve daha büyük çaplı varislere dönüşürler. Genişleyen damarlar cilt yüzeyinden belirgin hale gelir, ciltte renk değişimleri olur. Bu belirtilerin görüldüğü varisler C4 olarak sınıflandırılır.

    C5 ve C6 aşamalarında artık damarlarda kan dolaşımı neredeyse durmuş şekildedir. Kanama gibi şikayetler görülebilir. Bu aşamaya gelen varislerde bacaklarda varis ülseri adı verilen yaralar ortaya çıkabilmektedir.

    varis ülseri tedavisi nasıl yapılır

    Varis Ülseri (Bacak Yarası) Neden Olur?

    Varisler tedavi edilmezse önce büyük boy varislere dönüşür. Sonrasında ise bacaklarda ülser yani yaralar oluşur.

    Varislerin ilerlemesi ile birlikte damarlar genişler, çatlar ve kanama gibi sorunlar ortaya çıkar. Bu aşamada bacaklarda dolaşım bozukluğu olmasına bağlı olarak bacak yaraları ortaya çıkar.

    Normalde vücudumuzda oluşan yararlar vücudun kendisi tarafından süreç içerisinde onarılır. Ancak varise bağlı oluşan yaraların kendi kendine geçe ihtimali yoktur. Dolaşım bozukluğundan dolayı dokuların yenilenmesi için gerekli olan temiz kan bölgeye ulaşamaz. Bu durumda yaraların iyileşmesini engeller.

    Varis yaralarına müdahale edilmez ise yara kemiklere kadar inebilir. Ciddi boyutlu doku kayıplarına neden olur. Varis yaraları hastanın yaşam kalitesini doğrudan etkiler.

    Venöz Ülser Nasıl Oluşur?

    Ulcus crusis veya varis ülseri de denilen bu kronik yaraların en önemli sebebi toplar damar dolaşımının bozulmasıdır. Toplar damarlar kirli kanı kalbe taşır, damarlar genişlediğinde bulunduğu alanda basınç artışına neden olur.

    Toplar damar deriye yakın seyrettiği için o bölgedeki kılcal damarların deriye getirdiği oksijen ve besleyici maddelerin yetersiz kalmasına ve buna bağlı olarak derinin yeterince beslenememesine neden olur.

    Yeterince iyi beslenemeyen deri giderek kalite kaybeder ve basit travmalarla yaralanabilecek kadar incelir ve hassaslaşır. Kalite kaybeden deri kaşırken bile yaralanabilir.

    Derinin yeterince iyi beslenememesinin getirdiği bir diğer sorun da iyileşememe sorunudur. Oluşan küçük yara bir türlü iyileşemez hatta giderek büyür ve derinleşir (1).

    Varis Ülseri Belirtileri Nelerdir?

    Varis ülserinin belirtileri varisler ile aynıdır. Çünkü sorun varis hastalığının tedavi edilmemesine bağlı olarak ortaya çıkar. Varisler oluşum aşamasında bacaklarda ağrı, kaşıntı, kramp gibi şikayetlere neden olur. Hastalığın ilerlemesi ile birlikte ortaya çıkan şikayetlerin dozunda artış görülür. Bacaklardaki ağrı varisler ilerledikçe yürüme zorluğuna bile neden olabilir. Daha ileri evrelerde yani yaraların oluşum aşamasında ise bacaklarda renk değişimi, ciltte sertleşme gibi şikayetler görülmeye başlar. Sonrasında ise baca yaraları ortaya çıkar. Yaralar kötü kokulu açık yaralardır. Tedavi edilmedikçe doku kaybına neden olarak ilerler.

    Varis Ülseri Nasıl Teşhis Edilir?

    Diğer yaralardan daha farklı bir görünümü vardır, bu bulgular; görüldüğünde kronik varis ülseri teşhisi konur.

    • Temiz kan yeterli gelmediği için etrafı mor renklidir.
    • Tepki olarak kahverengi lekeler vardır. Lekeler geniş ve düzensizdir.
    • Yaranın etrafındaki deri çevre deriden daha incedir.
    • İyileşemeyen kronik bir yaradır.
    • Yaranın içinde exuda denilen sarı – beyaz salgı vardır.
    • Yara genellikle bilek ve bacak ön yüzdedir.
    • O bölgede ve daha üst kısımlarda varisler vardır.

    Bu bulguların biri veya birkaçı görüldüğünde varis teşhisi kesinleşir. Teşhis için teknolojik desteğe ihtiyaç duyulmaz ama derin toplar damarların durumunun değerlendirilmesi için doppler yapılır. (2)

    Varis Ülseri Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Varis ülserleri iki aşamalı bir şekilde tedavi edimektedir. Öncelikle ülserin oluşmasına neden olan varis problemi tedavi edilir. Sonrasında yara tedavisi yapılır.

    Nasıl ki akıtan bir mutfak lavobosunun tamiri için ilk önce akıntı yani su kaçağı tamir edilir daha sonra akan suyun verdiği hasar. Varis yarasında da mantık aynıdır. Eğer su sızıntısı sorunu çözülmeden suyun hasara neden olduğu alanlarda tamir edilirse. Su sızıntısı devam ettiği için sorun çok kısa sürede tekrar eder.

    Varis yarası sorunlarında da öncelikle yara oluşmasına neden olan varisler tedavi edilir. Daha sonrasında yara tedavisine başlanır.
    Yaranın tamamen iyileşmesi için tedavinin bu şekilde yapılması şarttır.

    Varis hastalığı skleroterapi, köpük ve yapıştırma gibi yöntemlerle ameliyatsız olarak tedavi edilmektedir. Varis yaraları ise PRP adı verilen bir teknik ile tedavi edilmektedir.

    PRP ile Bacak Yarası Tedavisi

    PRP nin açılımı Platelet Rich Plasma yani trombosit yönünden zengin kan anlamına gelmektedir. PRP kişinin kendi kanı alınarak elde edilen bir solüsyondur. Ve içeriğinde normal kandan 4 5 kat fazla trombosit bulunmaktadır.

    Trombositler doku ve hücrelerin yenilenmesini ve yaraların iyileşmesini sağlar. Elde edilen PRP solüsyonu yara olan bölgelere enjekte edilir. Bu sayede yaranın iyileşmesi sağlanır. İşlem yara iyileşene kadar seanslar halinde uygulanır.

    Genellikle seanslar arası 15-30 gün aralıklı olacak şekilde ayarlanır. Her hastada aynı olmamakla birlikte genel olarak tedavi için 3 4 seans yeterli olmaktadır.

    Son yıllarda giderek yaygınlaşan PRP destekli yara bakımı ile en iyi ve en kısa sürede cevap alınmaktadır.

    Yine son yıllarda geliştirilen Kutalin Krem içeriğindeki mikrop öldürücü klorhexidin, iyileşmeyi hızlandıran triticum vulgare ve hamamelis virjiniana, deri ilarlamasini hızlandıran ve deri kalitesini arttıran dexpanthenol sayesinde daha hızlı iyileşme sağlamaktadır. Kutalin krem benzer sorun olan yatak yaralarında da iyi sonuç vermektedir.

    Temel sorun olan varisler de uygun zamanda skleroterapi, köpük tedavisi veya diğer yöntemlerle tedavi edilmelidir. (5)

    Varis Yarası Bakımı Nasıl Yapılır?

    Diğer yaralardan daha zor iyileştiği için uzun zaman devam edeceği hastaya anlatılmalıdır. Sıradan yara bakımından daha uğraştırıcı olduğu bilinmelidir.

    Dolaşımı düzenlemek için kompresyon bandajları veya kompresyon çorapları kullanılabilir. (3)

    Çok değişik yara bakım ürünleri ve değişik yaklaşımlar vardır.

    Varis Ülseri İçin İlaç Var mı?

    Tek başına “şu ilacı kullanın geçer” şeklinde önerilebilecek bir ilaç yoktur. Kutalin krem iltihabı azaltır, iyileşmeyi hızlandırır, deri kalitesini arttırır ama buna rağmen pansuman, yara bakımı ve PRP yapılması gerekir.

    Varis Ülseri Olan Hastanın Dikkat Etmesi Gerekenler Nelerdir?

    Öncelikle yara çıkmadan varisler tedavi edilmelidir. Yara oluşumunu engellemek için küçük de olsa yaralanmalardan korunmalıdır. Dar ayakkabı giyilmemeli, küçük yaralanmalardan korunmak için çorap giyilmeli, böcek sokmalarından korunmak için pantolonun paçası kapalı tutulmalıdır.

    Çok basit bile olsa varis varken yara çıktıysa en kısa sürede kalp damar cerrahının fikri alınarak tedavi başlanmalı, yaranın kronikleşmesi engellenmelidir.

    Ayaklar yıkanırken yumuşak lif kullanılmalı, agresif davranmamalıdır.

    Kaynak:

    1- Wollina, U., Unger, L., Stelzner, C., Machetanz, J., & Schellong, S. (2013). Ulcus cruris. Der Internist11(54), 1323-1329.

    2- Miller, A., & Ruzicka, T. (2001). Differentialdiagnose des Ulcus cruris. Der Hautarzt52, 593-603.

    3- Dissemond, J., Assenheimer, B., Bültemann, A., Gerber, V., Gretener, S., Kohler‐von Siebenthal, E., … & Partsch, H. (2016). Kompressionstherapie bei Patienten mit Ulcus cruris venosum. JDDG: Journal der Deutschen Dermatologischen Gesellschaft14(11), 1073-1089.

    4- Bossart, S., Seyed Jafari, S. M., Lehmann, M., Jossi‐Will, A., Sane, E., Heidemeyer, K., … & Schlapbach, C. (2022). Effect of topical application of platelet‐rich plasma on chronic venous leg ulcerations. Dermatologic therapy35(2), e15236.

    5- Kahle, B. (2010). Foam sclerotherapy of ulcus cruris venosum. Phlebologie39(03), 152-155.

  • Basur Ağrısına Ne İyi Gelir?

    Aslında basur (hemoroid) ağrılı bir hastalık değildir. Halk arasındaki deyimle “basur azdığında” ağrı olur, aslında burada azmak olarak isimlendirilen durum şişme olarak da tanımlanabilir ve şişliğin büyüklüğüne göre değişik şiddette ağrılar ortaya çıkar.

    Öyle ki küçük bir şişlik sadece otururken hafif ağrıya neden olurken büyük bir şişlik bırakın oturmayı ayakta dururken hatta yatarken bile dayanılmaz ağrıyabilir.

    basur ağrısına ne iyi gelir

    Basur Neden Şişer

    Sorunu çözmek ve tekrarını engellemek için öncelikle sorunu tam ve doğru anlamak gerekir. Yukarıda belirttiğimiz gibi “azmak” olarak da değerlendirilen bu klinik durumun tam adı tromboze hemoroid’tir.

    Tromboz pıhtı anlamına gelir tromboze ise pıhtıyla dolmak anlamına gelir yani olayın özü basurun iç pıhtı ile dolar ve memeyi dolduran pıhtının miktarı şişliğin de ağrının da şiddetini belirler.

    Normalde var olan, dışkılama esnasında dışarı çıkıp kendiliğinden ya da elle içeri giren basur memeleri hastanın kabız kalması, aşırı ishal olması veya çok ağır bir cisim kaldırması sonucu maktan dışarı çıkar, memeler dışarıdayken hasta ıkınmaya devam ederse memelerin içinde küçük damarlarda patlama olur ve memenin içine kan dolar. Damardan dışarı yani deri altına çıkan kan memenin daha da büyümesine neden olur ve normalde içeri girebilirken artık ittirmekle bile içeri giremez olur ve makat dışında kalır.

    Makatımızın bizim kontrolümüzde olmayan bir kasılma gücü vardır, bu kasılma sayesinde gazımızı ve dışkımızı tutarız. İşte dışarı çıkmış memeler makat kaslarının bu spontane kasılmasıyla sıkıştırılır, bu sıkıştırma sonucu zaten şiş olan meme daha da şişer ve içeri girmesi imkansız hale gelir. Bu durumu parmağa bağlanan lastiğin parmağı boğması ve şişirmesine benzetebilirsiniz.

    Kaslar tarafından sıkılma ve şişme sorunu giderek kısır döngüye girer, şiştikçe içeri girmesi zorlaşır, içeri girmedikçe giderek daha fazla ödem olur.

    Hastanın ağrısı şişliğin büyüklüğüne paralel bir şekilde 3-4 saatte maksimum düzeylere erişir ki gerçekten dayanması zor bir ağrıdır.

    Hemoroid Ağrısına Ne İyi Gelir

    Evde kolaylıkla yapılacak ılık su oturma banyosu yapılabilecek uygulamaların en etkilisidir. Ilık sudaki kasıt banyo suyundan biraz sıcak, hafif canı yakan ama yanığa neden olmayacak bir sıcaklıkta olmalıdır. Isının daha iyi iletilmesi için suyun içine oturmak en doğrusudur, buharının üstünde oturmak yeterli etki gösteremez. Genellikle 10-20 dakika oturmak belirgin rahatlama sağlar ve bu rahatlık 30 dakika ile 2 saat kadar azalarak devam eder. Ağrının çok şiddetli olduğu vakalarda bu süre daha da kısalabilir.

    Ilık suya oturmak misafirlik, otelde kalma, seyahat gibi sosyal sebeplerle uygun değilse veya kişi uğraşmak istemezse ılık suya oturmak yerine termofor veya ılık taş gibi o bölgeyi ısıtacak farklı uygulamalar da yaklaşık aynı etkiyi gösterir.

    Ilık Su Nasıl Etki Eder?

    Yukarda belirttiğimiz gibi temel sorunlardan birisi anüs kaslarının kasılmasıdır işte ılık su kaslarda gevşeme ve rahatlama sağlar bu rahatlama ağrıyı hafifletir, bunun yanı sıra ağrı mediatörleri denilen ağrıya neden olan biyokimyasal maddeler de ılık su sayesinde biraz uzaklaştırılmış olur, bu da ağrının azalmasına yardım eder.

    Basur Ağrısına Buz İyi Gelir mi

    Evet ılık suyun tam tersi bir etki de olsa buz veya soğuk suyun da yararı olur. Buradaki etki ise çok soğuk uygulamanın sinirler aracılığıyla iletilen ağrı duyusunun iletimini azaltır, bir anlamda uyuşturma etkisi vardır. Ancak soğuk su veya buz uygulamanın bu etkisi ılık su kadar belirgin değildir ve ağrının tekrar başlama süresi çok daha çabuk olur. Etkinin az ve tekrar başlama süresinin kısa olmasının nedeni soğuk etkisinin kas gevşemesi yapmamasıdır.

    Basur Ağrısına İyi Gelen Şeyler

    Yukarda saydığımız ılık su, ılık termofor, soğuk su, buz yanı sıra yüz üstü yatmak da şikayetleri azaltır. Yüz üstü yatınca hemoroid memesinden kalbe doğru kanın akışı daha rahat olacağı için şişlik kısmen azalır ve bu da ağrının hafiflemesine yardımcı olur. Bu durumu bacaklarımız şiştiğinde yukarı kaldırma isteğimize benzetilebilir.

    Basur Ağrısına İyi Gelen Kremler

    Ağrı olmadığı dönemde tedavi amacıyla yazılan Kortos krem, proktolog krem gibi kremler burada pek etkili değildir. Şişlik döneminde daha çok uyuşturan veya tercihen hem uyuşturup hem de anüs kaslarını gevşeten ilaçlar kullanılmalıdır.

    Anuflex Merhem

    Hem uyuşturma hem de anüs kaslarını gevşetme etkisi vardır. Anestol gibi uygulandığı alanı uyuşturur bunun yanı sıra makattaki kontrolsüz kasılan kası (lateral internal sfinkter) gevşetir. Arıyı azaltacak en etkili merhemdir.

    Anestol Merhem

    En yaygın bilinen bölgesel uyuşturucudur ancak kas gevşetme etkisi yoktur bu sebeple etkisi daha sınırlı kalır. Sürüldüğü deri bölgesine sürüldükten saniyeler sonra orada hissizlik yapar, derin plana etki etmediği için ağrıyı tamamen kesemez ama kısmi rahatlama için uygundur.

    Anestola benzer şekilde etki eden Proktolog, Lokalen, Redakain, Doloproct, Ultraprokct Recbutin adlı kremlerin de bölgesel uyuşturucu etkileri vardır.

    Basur Ağrısına Hangi Ağrı Kesici İyi Gelir

    Aslında tüm ağrıkesiciler ağrının azalmasına yardımcı olur bunların bazıları daha hafif bazıları daha fazla etkilidir.
    Parol ve benzeri ilaçlar yan etkileri azdır ama ağrının azalmasına yardımcı olur. Anti inflamatuar ağrıkesiciler denilen Aprol Tablet, Voltaren tabler (ampulü de kalçadan yapılabilir) mide üzerine yan etkileri olmakla birlikte daha etkili ilaçlardırç Bu antiinflamatua gurup ağrıyla birlikte şişliğin azalmasında da etkili olabilir bu sebeple mide şikayeti yoksa bunlar tercih edilebilir.

    Acil Basur Ameliyatı

    Şişmiş halde gelen basur aşırı düzeyde ağrıya neden oluyorsa bölgesel olarak uyuşturup içindeki pıhtı boşaltılabilir. Memenin içindeki pıhtıdan kaynaklanan basınç düştüğü ve işlem öncesi bölgesel uyuşturma yapıldığı için ağrılar tamamen geçer ancak bölgesel uyuşturucunun etkisi 2-4 saatte geçinde eski ağrının azaldığı ama ameliyata bağlı acının eklendiği görülür. Genel olarak değerlendirildiğinde memenin içindeki pıhtının boşaltılması ağrıda azalma sağlar ve hasta sosyal yaşamına zor da olsa dönebilir.

    Makat Ağrısı Yapan Diğer Hastalıklar

    Basurdan farklı olup da bu bölgede ağrıya neden olan bir çok hastalık vardır bunlardan da isim olarak bahsedelim, bu hastalıkların ayırıntısı için ilgili sayfalara bakabilirsiniz.

    Makat çatlağı, anüs apsesi, anal hematom, fistül, anal siğil, anüs içinde yaralanma, anismus, yabancı cisim girmesi, tecavüz gibi durumlar da çeşitli düzeylerde ağrıya neden olabilir.

    Sıkça sorulan sorular

    Parol basura iyi gelir mi?

    Parol bir ağrı kesici olup, basur ağrısı için geçici bir çözüm olabilir. Ancak basurun iyileşmesinde herhangi bir rolü olmayacaktır.

    Basur tedavisi yazımız ilginizi çekebilir.

    Kaynak:

    Davis, B. R., Lee-Kong, S. A., Migaly, J., Feingold, D. L., & Steele, S. R. (2018). The American Society of Colon and Rectal Surgeons clinical practice guidelines for the management of hemorrhoids. Diseases of the Colon & Rectum61(3), 284-292.

    Lohsiriwat, V. (2012). Hemorrhoids: from basic pathophysiology to clinical management. World journal of gastroenterology: WJG18(17), 2009.

  • Leke Tedavisi Sonrası Yapılması Gerekenler Nelerdir?

    Leke tedavisi bir çok yöntemle yapılmaktadır ve her yöntemden sonra mutlaka yara oluşur ve bakım gerektirir. Yöntemler farklı olsa da yaşanabilecek sorunlar iltihaplanma, lekenin yeniden oluşması, iz kalması, keloid veya hipertrofik skar oluşması gibi sorunlardır.

    Bu sorunların yaşanmaması için işlem sonrası bakımda kullanılacak krem mikrop öldürücü, iyileşmeyi hızlandırıcı ve lekelenmeyi önleyici bir içeriğe sahip olmalıdır. Bu tarzda geniş spektrumlu Kutalin Krem en çok reçete edilen kremdir ve beklentileri karşılamaktadır.

    leke tedavisi sonrası bakım nasıl yapılır

    Cilde rengini veren madde melanindir, melanin esmer olanlarda fazla beyaz tenlilerde daha azdır. Melanini salgılayan hücrelere melanosit denir ve derimizin rengini koyulaştırarak güneş ışınları ve güneşin zararlı ışınlarının zararlarına karşı daha dayanıklı hale getirir.

    Deriye normal rengini veren melanositlerin hatalı ve düzensiz melanin pigmenti salgılaması sonucu değişik şekil, kalınlık ve koyulukta deri rengi ortaya çıkmasına neden olur, bu koyu renk farkına leke denir.

    Leke Neden Olur?

    Hatalı ve düzensiz pigment salgılanmasının sebepleri şunlardır;

    Güneşte fazla kalmak

    Güneş koruyucu olmadan uzun süre güneşlenmek teras denilen alın, burun üstü, omuzlar, dekolte gibi yerlerde lekeler oluşturabilir.

    Gebelik

    Hamilelik döneminde sebebi bilinmeyen bir şekilde kloazma denilen lekeler ortaya çıkabilir.

    Yaralanmalar

    Deride sıyrılma, kesilme, ameliyat, ben tedavisi, siğil tedavisi gibi yaralanmalar iyileşme dokusuyla iyileşir, iyileşme döneminde güneş koruyucu krem kullanılmazsa posttravmatik pigmentasyon denilen koyu renkli alanlar oluşabilir.

    Yanık

    Birinci dereceler genellikle ek sorun yaratmadan iyileşir ama ikinci derece yanıklarda iz kalabilir ve kahverengi leke oluşabilir.

    Lazer epilasyon sonrası

    Epilasyonda kullanılan lazerin enerjisi hastaya uygun olmayan yükseklikte kullanımı, hastanın hassasiyeti, cihazın kalibrasyonunun yapılmaması gibi sebeplerle yanık olur, iyileşirken renk değişimi ortaya çıkabilir.

    Varis lekesi

    Varisin oluşturduğu staz zamanla deri altına demir kaçmasına ve demir molekülü birikmesi sonucu lekelenmeye neden olur, buna benzer şekilde varis tedavisine bağlı olarak da lekelenme olabilir. Varis tedavisi ile oluşanlar kendiliğinden düzelir ancak varisin kendisine bağlı olanlara tedavi uygulamak gerekir.

    Doğuştan olan lekeler

    Anne karnında vücudun bir kısmında hatta bazen çok geniş alanlarını kaplayan koyu kahverengi farklılıklar oluşabilmektedir, bunlar genellikle ben olarak değerlendirilir.

    Şarap lekesi

    Porto vine stein de denir, bir tür hemanjiom yani damar benidir. Vücudun bir bölgesinde damar yoğunluğu sebebiyle kırmızı alan oluşur. Genellikle doğumsaldır.

    Spider anjioma

    Örümcek gibi ortasında kan beni gibi yapı ve etrafında örümcek ağı gibi kılcal damarlar olan küçük damarsal oluşumlardır, gül lekesi de denir.

    Yaşlılık lekeleri

    Güneş gören alanlarda özellikle el üstlerinde, şakaklarda, elmacık kemiği üstünde 5-10 mm çapında yuvarlağa benzer şekilsiz koyu renkli alanlar oluşur.

    Senil keratoz

    Bu da bir tür yaş ilerledikçe ortaya çıkan bir sorundur ama derinin sert tabakası da kalınlaşıp boynuzsu bir hal alır, yani hem koyu renk hem de sert tabaka olur, eldeki gibi sadece koyu alanlar olmasından farklıdır.

    Leke Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Çok değişik yöntem ve teknolojiler kullanılmaktadır. Hepsinde amaç yüzeysel bir cilt tabakasını kaldırmaktır.

    Yaygın olarak şu yöntemler kullanılmaktadır.

    Lazerle Leke Tedavisi

    Çok değişik teknolojiyle çalışan lazer vardır. Fraksiyonel, İPL, ND YAG, karbondioxid, ruby gibi bir çok türü vardır, yüksek ışık taşıyan ışıkla yüzeysel yakma yapılır, fraksiyonel lazerle daha derin tabakalara inilebilir (1).

    Radyo Frekans Tedavisi

    Radyo dalgalarının ısıya dönüşerek yüzeysel tabakayı buharlaştırma şeklinde etki eder, hafif ısı ve çok ince uçla kontrollü yapılabildiği için derin yanık olma ihtimali ve iz kalma ihtimali en az yöntemdir. Tüm benler gibi lekede de güvenle kullanılmaktadır (2).

    Plazma Tedavisi

    Plexr’da denmektedir, cilde direk değmeden, cilt ile cihazın ucu arasındaki havayı plazmaya çevirerek noktasal ısı oluşturur, oluşan bu ısı yüzeysel bir yanık yapar ve ince bir tabaka uzaklaşır. Sadece yüzeysel sorunların çözümünde etkilidir (3).

    Kimyasal peeling

    AHA (alfa hidroksi asit) ve TCA (tri cloro asetikasit) adlı asitlerle yapılır. AHA meyve asididir daha yüzeysel bir tabaka kaldırır, hafif etkili olduğu için yan etkileri de azadır. TCA kimyasal asittir yakıcılığı yüksektir bu sebeple sadece doktor kullanımına müsaade edilmiştir. Her iki asitte de sonrası dönem bakım önemlidir ama TCA daha derin etkili olduğu için sonrası bakım daha önemlidir ve Kutalin Krem veya benzeri bir krem dikkatli ve sık bir şeklide kullanılmalıdır (4).

    Dermabrazyon

    İnce tırtıklı zımpara gibi bir aletle deri istenilen derinlikte tabakalar halinde sıyrılır, genellikle belirgin kanama oluncaya kadar zımparalama işlemine devam edilir. Lekeler yanı sıra kırışıklık, sivilce izi gibi izlerin tedavisinde en etkili yöntemdir. İşlemden sonra aylarca güneşe çıkmak yasaklanır. Kızarıklık 2-4 ay sürer bu süre zarfında yani derideki pembelik düzelene kadar Kutalin veya benzeri ürün kullanılmalıdır (5).

    Mikrodermabrazyon

    Kum gibi ince partiküllerin cilde hızla çarptırılarak tabaka kaldırma işlemidir, dermabrazyon gibi zımparalamaya benzer ancak daha hafif bir uygulamadır.

    Dermapen

    Bunda deriden tabaka kaldırılmaz, 1-2 mm uzunluğunda iğnelerle ciltte küçük yaralanma yapılır. Lekede etkisi azdır daha çok kolejeni arttırmak için önerilir. Küçük de olsa yüzlerce delik açıldığı için krem kullanmak doğru olur.

    Tüm bu uygulamalar deriden farklı kalınlıkta tabaka kaldırır ve değişik düzeylerde yaralanmaya neden olur. Mesela AHA (alfa hidroksi asit – meyve asidi) ile peeling sadece en üstteki ölü tabakayı kaldırırken TCA (tri cloro asetikasit) daha derin hatta kanayacak kadar derin bir tabaka kaldırır. Doğal olarak farklı bakım gerektirir.

    Leke Tedavisi Sonrası Krem

    Tüm uygulamalardan sonraki bakım uygulamanın kendisi kadar önemlidir çünkü en istenmeyen durum iltihap olması durumunda yaralanma çok derinleşebilir ve abartılı iz kalabilir.

    Uygulamadan hemen sonra klinik güvendiği kremle ince bir tabaka oluşturacak şekilde kapatır. Zengin içeriği sebebiyle kliniklerin en sık tercih ettiği krem Kutalin Kremdir. Uygulamadan sonra uygulanan kremin nasıl kullanılacağı hastanın kendisine de anlatılarak ve gösterilerek öğretilir, evde de aynı şekilde uygulaması önerilir.

    Kutalin Krem

    İçeriğindeki klorheksidin diglukonat sayesinde uygulama alanındaki mikropları öldürerek iltihap riskini en aza indirir.

    Hamamelis virjiniana, ve tritikum vulgare sayesinde iyileşme hızını arttırır, dexpanthenol sayesinde pürüzsüz bir deri ortaya çıkmasını sağlar.

    UVA ve UVB filtre etkili suncat MTA ile de güneşin zararlı ışınlarını engelleyerek lekelenmeyi önler.

    Kutalin Krem yerine bu maddeleri içeren kremlerden triticum vulgare içeren Fito Krem, hamamelis virjiniana içeren Hamethan Krem, dexpanthenol ve klorheksidin içeren Bepanthen plus Krem ve bunlara ek olarak herhangi bir güneş koruyucu karıştırılarak elde edilen karışım da kullanılabilir. Kutalin Kremin özelliği tüm bu maddelerin yüksek oranda ve steril fabrika ortamında karıştırılıp tek tüpte sunulmasıdır.

    Hangi krem olursa olsun güne başlarken ince bir tabaka şeklinde uygulanır. Gün içinde kurumayı engellemek amacıyla tekrar uygulanır. Yaz aylarında, güneşin dik olduğu sabah 10:00 – 14:00 arasında güneşe çıkılmaması önerilir ancak zorunlu olarak güneşe çıkılacaksa yarım saatte bir ince tabaka şeklinde uygulamak leke oluşma ihtimalini azaltır.

    Bazı klinikler işlemden hemen sonra nemlendirici örtü ile kapatıp ilk 3-5 pansumanı klinikte kendileri yapar, sonraki dönemde evde krem önerir. Bu daha dermabrazyon gibi çok geniş alan çalışmalarından sonra yapılır. 1-2 cm’lik dar alanda yapılan işlemlerden sonra pansuman gerekmez bakımı hasta kendi evinde kremlerle yapabilir.

    Referanslar

    1- Shimbashi, T., & Kojima, T. (1995). Ruby laser treatment of pigmented skin lesions. Aesthetic plastic surgery19(3), 225-229.

    2- Atiyeh, B. S., & Dibo, S. A. (2009). Nonsurgical nonablative treatment of aging skin: radiofrequency technologies between aggressive marketing and evidence-based efficacy. Aesthetic plastic surgery33(3), 283-294.

    3- King, M. (2017). Focus on Plasma: the application of plasma devices in aesthetic medicine. PMFA J4(5), 24-26.

    4- Abdel-Daim, M., Funasaka, Y., Kamo, T., Ooe, M., Matsunaka, H., Yanagita, E., … & Nishigori, C. (2010). Preventive effect of chemical peeling on ultraviolet induced skin tumor formation. Journal of dermatological science60(1), 21-28.

    5- Kunachak, S., Kunachakr, S., Sirikulchayanonta, V., & Leelaudomniti, P. (1996). Dermabrasion is an effective treatment for acquired bilateral nevus of Ota‐like macules. Dermatologic surgery22(6), 559-562.

  • Yağ Bezesi (Lipom) Neden Olur, Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Yağ bezesi tıpta lipom olarak adlandırılan, yağ hücrelerinin bir araya toplanması ile oluşan ve toplumda sıklıkla görülebilen cilt altı lezyonlarıdır. Estetik kaygı dışında nadiren şikayete neden olmamasından dolayı hastalar genellikle doktora başvurmazlar. Bu nedenle görülme sıklığı hakkında net bilgiler bulunmamaktadır. Ancak genel olarak yapılan çalışmalarda her yüz kişiden 1’inde yağ bezesi olduğu tespit edilmiştir. Yağ bezesi tedavisi tecrübeli eller tarafından, modern yöntemlerle birkaç dakika içinde kolayca yapılabilir.

    Bu yazımızda sıklıkla görülen yağ bezelerini ayrıntılı olarak ele alacağız.

    yağ bezesi lipom neden olur

    Yağ Bezesi Nedir?

    Yağ bezesi tıbbi olarak lipom olarak anılan yağ dokularıdır. Lipomlar iyi huylu tümörler olarak tanımlanabilir. Ancak bazı lipomlar kötü huyludur. Boyutları oldukça farklılık gösterebilir. Bazı lipomlar 1 cm kadar küçükken bazıları ise 20 cm kadar büyük olabilirler.

    Lipom vücudun her yerinde görülebilir ancak çoğunlukla vücudun üst kısmında özellikle sırt ve ense bölgelerinde görülmektedir.

    Yağ Bezesi Neden Oluşur?

    Lipomların oluşmasının nedeni kesin olarak tespit edilememiştir. Ancak uzmanlar tarafından yağ bezlerinin kontrolsüz çalışması ve alınan darbe ve travmaların yağ bezelerinin oluşmasına neden olduğu düşünülmektedir.

    Yağ bezlerinin kontrolsüz bir şekilde çalışması kontrolsüz bir büyümeye neden olmaktadır. Kontrolsüz büyüyen yağ dokuları ise deri altında yağ bezeleri oluşmasına neden olmaktadır.

    Ayrıca bazı hastalıklara sahip olan kişilerde lipomların daha sık görüldüğü gözlenmiştir. Bu hastalıklar;
    • Gardner sendromu
    • Cowden sendromu
    • Madelung hastalığı
    • Adiposis Dolorosa

    Belirtileri Nelerdir? Nasıl Anlaşılır? Diğer Şişliklerden Nasıl Ayırt Edilir?

    Yağ bezelerinin tespit ve teşhis edilmesi oldukça kolaydır. Yağ bezeleri cilt altında oluşan, hareket ettirilebilen, yumuşak dokulu şişliklerdir. Vücutta oluşan diğer şişlikler genellikle hareket ettirilemez. Ancak yağ bezeleri elinizle üstüne bastığınız zaman deri altında sağa sola hareket etmektedir. Ayrıca yağ bezeleri şişliğe neden olmasına karşın herhangi bir ağrıya neden olmazlar.

    Yağ bezeleri içerisinde sinir bulunmadığı için hiçbir şekilde ağrıya neden olmazlar. Bu sayede apse gibi şişliklerden kolaylıkla ayırt edilebilir.

    Teşhisi Nasıl Konur?

    Yağ bezesinin teşhis edilmesi için doktorun yapacağı muayene yeterlidir. EK olarak herhangi bir test ya da uygulamaya ihtiyaç duyulmaz.

    En Çok Kimlerde Görülür?

    Sorunun genellikle doktora bildirilmemesinde dolayı görülme sıklığı kesin olarak bilinmemekle birlikte yapılan araştırmalar toplumun %1inde lipom görüldüğünü tespit etmiştir.

    Ayrıca yapılan çalışmalarda lipomların 40-60 yaş arasında daha sık görüldüğü de tespit edilmiştir. Fazla kilo problemi olanlarda, yüksek kolesterolü olanlarda, şeker hastalarında, karaciğer hastalığı bulunanlarda ve glikoz intorelansı olanlarda yağ bezelerine daha sık rastlandığı görülmüştür.

    ameliyatsız lipom tedavisi youtube

    Yağ Bezesi Tedavi Edilmeli Midir?

    Yağ bezelerinin vücutta bulunmasının sağlık açısından herhangi bir olumsuz etkisi bulunmamaktadır. Ancak bulunduğu alana ve büyüklüğüne göre rahatsızlığa neden olabilir. Sağlık açısından herhangi bir soruna neden olmasa da estetik anlamda istenmeyen bir görüntüye neden olabilirler. Özellikle büyüme eğiliminde olan yağ bezeleri zaman içerisinde rahatsız edecek boyutlara ulaşabilmektedir.

    Estetik anlamda istenmeyen görüntülere neden olan ya da boyutundan ve konumundan dolayı rahatsızlık veren lipomların alınmasının hiçbir sakıncası yoktur. Alınması şart değildir. Ancak kişinin isteğine bağlı olarak ufak bir işlemle sorunsuz bir şekilde alınabilmektedir.

    Yağ Bezesi (Lipom) Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Günümüzde bir çok sağlık probleminin tedavisi ameliyatsız tekniklerle yapılabilmektedir. Ancak henüz lipom tedavisi için ameliyatsız bir yöntem bulunamamıştır. Ancak yağ bezesinin tedavisi için ameliyat etmek gerekir demekte doğru olmaz. Çünkü tedavi 1cm kadar küçük bir kesi ile kolayca 3-4 dakikada gerçekleştirilmektedir. Uygulanan kesi gizli dikiş ile kapatılır ve herhangi bir dikiş aldırma gibi işleme de gerek duyulmaz.

    Yağ bezesi tedavisi cerrahi yöntemlerle yapılabilmektedir. Herhangi bir ilaçla veya bitkisel kürlerle tedavisi günümüzde mümkün değildir. Hastanın yağ bezesi bulunan bölgesine lokal anestezi uygulanarak en küçük kesiyle tedavi tamamlanmaktadır.

    Bezeler Vücuttan Nasıl Çıkarılır?

    Yağ bezesi vücuttan ameliyat ile çıkarılmaktadır. Ancak ameliyatta ne kadar kesi yapılacağı uygulayan doktora ve yağ bezesinin büyüklüğüne göre değişmektedir.

    Yağ bezeleri genellikle vücudun göz önünde olan kısımlarında bulunmaktadır. Bu nedenle ameliyatın en az kesi ile yani en az iz kalacak şekilde uygulanması hasta açısından önemlidir.

    Küçük çaplı bir uygulama olması sayesinde narkoza ihtiyaç duyulmadan bölgesel uyuşturma ile dakikalar içerisinde yapılabilmektedir.
    Ameliyatta yağ bezesinin boyutu kadar kesi yapılması ciddi boyutlarda iz kalmasına neden olabilmektedir. Bunun yerine lipomun 3’te 1 i kadar kesi yapılması vücuttan çıkarılması için yeterlidir. Yani 8 cm lik bir yağ bezesi 2 cm kadar bir alanda kesi uygulanarak çıkarılabilir. Ayrıca gizli dikiş yapılarak kalacak izin boyutu en aza indirilebilir.

    Yağ Bezesi Nasıl Geçer?

    Kendiliğinden, ilaçla, kremlerle veya cerrahi dışı herhangi bir uygulamayla geçmez. Farklı ameliyat yöntemi olmakla birlikte tek tedavi yöntemi ameliyatla alınmasıdır. Klasik cerrahiyle genişçe keserek alınabilir, mikro cerrahiyle en küçük kesikten çıkarılabilir veya liposuction denilen emme yöntemiyle alınabilir.

    Bu yazılanlar vücuttaki tümör gigi bezeler için geçerlidir. Yüzdeki yağ bezeleri daha farklı yapılardır ve neredeyse tamamı ameliyatsız alınabilmektedir.

    Yüzdeki yağ bezeleri ve tedavisi şöyle sınıflanabilir;

    Komedon; toplu iğne başı kadar ya da biraz daha büyük siyah nokta şeklinde yağ salgılarıdır, sıkılarak ya da cilt bakımıyla temizlenir.

    Millia; daha çok göz cevresindedir, yine toplu iğne başı büyüklüğünde keratin katlantılarıdır, radyo frekansla basitçe alınır.

    Ksantelazma; göz kapaklarında kolesterol birikintileridir, yağa benzer bir yapıdır, radyo frekansla eritilir.

    Yağ Bezesi Ameliyatı Nasıl Yapılır, Ameliyat Şart mı?

    Evet şart, çok küçültülmüş ameliyat olsa da liposuction da bir ameliyattır. 6-7 mm kalınlığında vakuma bağlı boru yardımıyla yağ bezesi vakumla emilerek alınır, bunun dışında klasik ameliyatla veya mikro cerrahi yöntemiyle alınır.

    Idea Klinik şubelerinde uygun vakalarda mikro cerrahi yöntemiyle alınmaktadır.

    Yağ Bezesi Eriten Krem Var mı, İşe Yarar mı?

    Kesinlikle böyle bir krem yoktur olamaz da çünkü krem deri altına eritecek kadar inemez, inse bile tüm normal deri tabakasını eritir ve çok ciddi soruna neden olur ama kremin işe yaramayacağı kesindir.

    Geçmişte alkol enjeksiyonuyla eritmeye çalışılmış ama yaşanan ciddi sorunlar sebebiyle uygulamadan kalkmıştır.

    Yağ Bezesi Aldırmak Zararlı mı?

    Hayır aldırmanın bilinen hiç bir zararı yoktur, hatta işe gitmeye bile engel olmaz yani hasta 10 dakikada aldırıp sonrası işine dönebilir. Çok seyrek görülen iltihaplanması ya da yine çok seyrek görülen morluk sorun yaratmadan düzelir. Aslında aldırmamanın da belirlenmiş bir zararı yoktur, büyümesi dışında sorun yaratmaz.

    Kendiliğinden Geçer mi?

    Hayır, kendiliğinden, masajla veya eritici krem diye satılan işe yaramaz kremlerle iyileşmez. Tek çözüm cerrah tarafından alınmasıdır. Lipomların iyileşmesi için kendi bulduğunuz yöntemleri uygulamanız cildinize de zarar verebilir. Bu yüzden yalnızca doktorunuza danışarak tedavi olmanız önerilir.

    Kötü Huylu Yağ Bezesi Nasıl Anlaşılır?

    Lipomlar çok büyük oranla iyi huyludur. Ancak nadiren de olsa kötü huylu türleri bulunmaktadır. Kanserleşme riski olan yani doktorların şüphelendiği lipomlarda patoloji yapılarak kesin tanı konulur. Kanserleşme riski olan lipomlara liposarkom ismi verilmektedir.

    Lipomlar normalde ağrısızdır. Ancak kanserleşme riski olan lipomlar ağrılıdır ve hızla büyüme eğilimindedir. Ayrıca sertleşme ve ciltte renk değişimine de neden olabilir. Bu nedenle ağrılı ve hızla büyüme eğiliminde olan lipomlara dikkat edilmelidir.

    Ameliyatsız Yağ Bezesi Tedavisi Mümkün Değil mi?

    Yağ bezeleri cilt altında oluşan bir sorun olduğundan maalesef cilt üzerinden tedavisi mümkün değildir. Ancak endişe etmeyin çok küçük bir kesi ile çok büyük boyuttaki yağ bezeleri kolayca çıkarılabilmektedir.

    Beze çıkarıldıktan sonra açılan kesi tıbbi yapıştırıcı ile yada estetik dikiş ile kapatılır ve hastaya kozmetik açıdan rahatsızlık verecek herhangi bir durum oluşmaz.

    Pansuman yada istirahat gibi dezavantajlarda söz konusu değildir.

    Lipom Tedavisi İçin Hangi Doktora Gidilir?

    Lipom tedavisi genel cerrahi uzmanları tarafından yapılmaktadır. Doktor seçerken iyi araştırma yapmak gerekir. Çünkü doktor 8 cmlik yağ bezesini 8 cm kesi yaparak da çıkarabilir. 2 cm kesi ile de. Bu nedenle doktor iyi araştırılması en az kesi ile en az iz kalacak şekilde işlem uygulanmalıdır. IDEA Kliniklerin tümünde hizmet veren genel cerrahi uzmanları yağ bezesi tedavisi konusunda gerekli tecrübe ve donanımlara sahiplerdir.

    Yağ Bezesi Hakkında Sık Sorulan Sorular

    Her Lipomu Patolojiye Göndermek Gerekir Mi?

    Hayır. Lipomların %99u iyi huyludur. Yalnızca kanserleşme belirtisi gösteren lipomlar için patoloji yapılması yeterlidir. Kliniklerimizde şüphe görülen yağ bezeleri için örnek alınmakta ve patolojiye gönderilmektedir.

    Lipomlar Lazer İle Tedavi Edilir mi?

    Lipomlar cilt altında bulunan yağ dokularıdır. Lazer cihazının gücü bu tür dokuları yok edecek kadar etkili değildir. Ayrıca lazer cildin 1-2 cm derinliğine kadar etki eder. Yağ bezeleri ise daha derinde ve daha geniş çaplı dokulardır. Bu nedenle lazerle tedavisi mümkün değildir.

    Yağ Bezesi Kremle Tedavi Edilir Mi?

    Cildin altında oluşmuş bir kitlenin yüzeysel olarak uygulanacak bir krem ile yok olması mümkün değildir. Lazer cihazının bile etkisiz kaldığı kitlelerin kremle tedavi edilmesi elbette ki mantıklı değildir. Bu tür ürünler yalnızca zaman ve para kaybına neden olmaktadır.

    Yağ Bezesi Acıyorsa Tehlikeli midir, Ne Yapılmalı?

    Yağ bezesi acıyorsa bu tehlikeli olduğunu göstermez. Acı varsa 2 ihtimal akla gelir;

    1- Çarpma sonucu ezilmiş olabilir

    2- Beze değil kisttir, kistte iltihaplanma olmuştur.

    Ezilme kaynaklı ağrı kendiliğinden geçer ancak iltihap (kızarıklık, ağrı, sıcaklık artışı, şişlikte büyüme) varsa boşaltmak gerekebilir.

    Kanserli Yağ Bezesinin Belirtileri Nelerdir?

    Kanserli yağ bezesi en seyrek görülen kanserlerdendir ve dışardan anlamak mümkün değildir. Doku çıkarıldığında anlaşılabilir. Rengi sarıdan çok kahverengine yakındır, daha çabuk dağılır, kapsülü olmaz ve yuvarlak şekilli değil şekilsizdir.

    Yağ Bezesi Sıkmak Zararlı mı, Çözüm Olur mu?

    Yağ bezesini sıkmanın zararı da faydası da olmaz ancak kistse sıkılarak boşaltıldığı için küçülür. Kapsülü içerde kaldığı için % 100 tekrarlar, tekrar büyüyene kadar görsel olarak daha güzel görünür.

    Yağ Bezesi Kendiliğinden Kaybolur mu?

    Hayır teşhis doğru ise kendiliğinden kaybolmaz, küçülmez, büyüyebilir veya sabit kalabilir.

    Lipom Aldırma Ücreti Ne Kadar?

    Yağ bezesi tedavi ücretleri için WhatsApp Destek hattımızdan detaylı bilgi alabilir yada tedavi ücretleri sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

    Yağ Bezesi Ağrı Yapar mı?

    Hastalar arasında genellikle ağrıdan şikayet etme oranı oldukça düşüktür; bu durum genellikle ezilmeyle ilişkilendirilen bir rahatsızlıktır. Kemer bölgesi gibi alanlarda bulunan lipomlar baskı altında kaldıklarında bir miktar ağrıyabilir. Bunun dışında herhangi bir baskı görmediklerinde ağrı neredeyse olmaz.

    Ağrıya neden olabilecek lipomlar genellikle şu bölgelerde bulunabilir:

    • Bel bölgesi ve leğen kemiğine denk gelen bölgeler
    • Diz, dirsek gibi eklem alanları
    • Oturma bölgesine denk gelen bölgeler
    • Avuç içi ve ayak tabanı bölgeleri (bu genellikle kist yapısında olabilir)
    • Hızlı bir şekilde büyüyen lipomlar (bu durumda büyüme, kapsülde gerginlik oluşturabilir)
    • Darbe alan lipomlar, yani bir nesneye çarpmadan veya bir kavgada yumruk almasından kaynaklanan durumlar
    • İltihaplanan lipomlar

    Yağ Bezesi Acısı Nasıl Geçer?

    Ezilen alan üzerindeki baskıyı azaltmak, acıyı hafifletebilir; ancak sorunun kalıcı olarak çözülmesi için doğru yaklaşım, lipomun temelindeki sorunu tamamen ortadan kaldırmaktır. Kapsülüyle birlikte cerrahi müdahale ile alındığında, mevcut şikayetler de etkili bir şekilde giderilmiş olur.

    Lipomların doğal olarak küçülme veya iyileşme eğilimi gösterme olasılığı yoktur; aksine, genellikle büyüme potansiyeline sahiptirler. Bu nedenle, lipomdan kurtulmak için cerrahi müdahale yapmak mantıklı bir yaklaşım olabilir.

    Yağ Bezesi Kaşıntı Yapar mı?

    Kaşıntı, lipomlarla sık sık ilişkilendirilmese de, büyüme sürecinde deride oluşturduğu gerginlik nedeniyle bazı durumlarda ortaya çıkabilir. Ancak bu kaşıntı genellikle aşırı düzeyde değildir ve tedavi gerektirmez. Bezenin cerrahi olarak çıkarılması, kaşıntı sorununu etkili bir şekilde çözebilir.

    Referanslar

    1- Charifa, A., Azmat, C. E., & Badri, T. (2018). Lipoma pathology.

    2- Guler, O., Mutlu, S., & Mahirogulları, M. (2015). Giant lipoma of the back affecting quality of life. Annals of Medicine and Surgery4(3), 279-282.

    3- Hardy, C. L., & Goliath, G. (2015). Constipation associated with a lipoma. New England Journal of Medicine373(7), 656-656.

    4- Kolb, L., Yarrarapu, S. N. S., Ameer, M. A., & Rosario-Collazo, J. A. (2021). Lipoma. In StatPearls [Internet]. StatPearls Publishing.

    5- Lee, Y. J., Jeong, Y. J., Lee, J. H., Jun, Y. J., & Kim, Y. J. (2014). Liposarcoma in the axilla developed from a longstanding lipoma. Archives of Plastic Surgery41(05), 600-602.

    6- Op. Dr. Atilla KAYA – Yağ Bezesi Tedavisi Nasıl Yapılır – https://www.ideaklinik.com.tr/lipom-yag-bezesi-nedir-tedavisi-nasil-yapilir/

  • Varis Çorabı Ne İşe Yarar, Varisleri Tedavi Eder mi?

    Varis çorabı, varis şikayeti olan hastalar tarafından kullanılan, basınçlı ve uzun çoraplardır. Varis çorapları bazı durumlarda varis tedavisi sonrasında bazı durumlarda ise doktor tavsiyesi ile varislerin ilerlemesini engellemek amacı ile kullanılan ürünlerdir.

    Uygun basınçta olan varis çorapları hastaların varis kaynaklı şikayetlerin geçmesine ve ya hafiflemesine yardımcı olmaktadır.

    Bu yazımızda varis çoraplarının ne işe yaradığından, varis tedavisinde etkili olup olmadığından ve çorapların nasıl kullanılması gerektiğinden detaylı olarak bahsedilecektir.

    varis çorabı varisleri tedavi eder mi

    Varis Çorabı Nasıl Etki Eder, İşe Yarar mı?

    – Varis kaynaklı şikâyetlerin azalmasını sağlar.
    – Yeni varislerin oluşma riskini azaltır.
    – Oluşan varislerin ilerlemesini engeller, ilerleme hızını yavaşlatır.
    – Varis tedavisi sonrasında iyileşme süresini hızlandırır.

    Varis çorapları özel olarak üretilmiş basınçlı çoraplardır. Hafif, orta ve yüksek basınçlı olmak üzere farklı türleri bulunmaktadır.

    Çorapta bulunan özel basınç sayesinde bacaklarda şişme, ağrı gibi sorunlar büyük ölçüde ortadan kaldırılmaktadır.

    Ayrıca çorap sayesinde dışarıdan uygulanan basınç sayesinde kan dolaşımı daha sağlıklı bir şekilde gerçekleşir. Bu durumda varislerin ilerlemesini ve yeni varisler oluşmasını engellemektedir.

    varis çorabı tedavi eder mi

    Varis çoraplarının basınçları genel olarak bileklerde daha fazla ve bacağın üst kısımlarına çıktıkça azalan bir orandadır. Görünüş olarak sıradan çoraplara benzese de özellik olarak çok farklıdır. Bileklerden başlayarak uygulanan basınç sayesinde kan dolaşımı daha sağlıklı bir şekilde ilerlemektedir.

    Varis çorapları birçok kişi tarafından varis tedavi yöntemi olarak düşünülür. Ancak varis çoraplarının herhangi bir tedavi edici özelliği yoktur.

    Varis çorapları doktor tavsiyesine göre tedaviye ek olarak kullanılabilir. Veyahut koruyucu ve ilerleme engelleyici bir uygulama olarak başvurulabilir. Ancak kesinlikle tedavi edici özelliği yoktur.

    Varis damarlarda bulunan kapakçıkların bozulmasına bağlı olarak ortaya çıkan fizyolojik bir durumdur. Bu nedenle çorap gibi yüzeysel uygulamaların varis sorununa herhangi bir etkisi olamaz.

    Varis Çorabı Alırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Çorap, mutlaka doktor önerisi ile alınmalıdır. Kendi kendinize çorap seçerek almanız kesinlikle önerilmez. Çorapların birçok farklı basınç türü ve farklı şekillerde olanları bulunmaktadır.

    Varis Çorabı Nasıl Kullanılır?

    Varis çorapları sabah yataktan kalkar kalkmaz giyilmelidir. Geceleri kullanılmasına gerek yoktur. Gün içerisinde ise gerekli bir durum olmadıkça çıkarılmaması önerilmektedir.

    Varis Çorabı Fiyatları

    Varis çorabı fiyatları markaya, yerli ve ya ithal olmasına bağlı olarak farklı fiyatlarda satılmaktadır.

    Varis Çorabı Nereden Alınır?

    Varis çorabını mutlaka doktor önerisi ile medikal ürünler satan bir yerden almalısınız.

    Gebelikte Varis Çorabı Kullanılır Mı?

    Gebelik döneminde hamilelere özel varis çorabı doktor kontrolünde kullanılabilir. Bu sayede gebelik döneminde varis oluşma riski daha aza indirilebilir.

    Varis Tedavisinden Sonra Ne Kadar Süre Varis Çorabı Kullanılır?

    Ameliyatlı tedavilerden sonra birkaç ay varis çorabı kullanılması önerilmektedir. Ameliyatsız tedavilerden sonra gerekli olması durumunda ise bir hafta kadar varis çorabı kullanılması önerilmektedir.

    Varis tedavisi yazımıza göz atarak, ameliyatsız uygulanan tüm yöntemler hakkında bilgi edinebilirsiniz.

    Varis Çorabının Zararları Var mı?

    Varis çorabı varis şikayetlerinin azalması için yada tedavi sonrasında kullanılabilir. Zararı yoktur ancak doktor tavsiyesi ile varis türüne göre doğru çorap tercih edilmeli ve giyilmelidir. Yanlış çorap tercih edildiğinde herhangi bir faydası olmadığından insanlar etkisini göremediği için zararı olduğunu düşünebilmektedir.

  • Makat Çatlağı (Anal Fissür) Nedir, Neden Olur?

    Makat hastalıkları arasında en sık karşılaşılanlardan biriside anal fissür yani makat çatlağı hastalığıdır. Yapısal olarak küçük bir hastalık olmasına rağmen oldukça acı verici ve hayat kalitesini düşüren bir hastalıktır. Özellikle dışkılama esnasında ve sonrasında yaşattığı şiddetli ağrılar hastaların yakınmalarına neden olmaktadır. Makat çatlağı nedir, neden olur, belirtileri ve çeşitleri gibi bir çok başlık hakkında detaylı bilgiyi yazımızda bulabilirsiniz.

    makat çatlağı neden olur belirtileri nelerdir

    Makat Çatlağı (Anal Fissür) Nedir?

    Anal fissür makat derisinde oluşan yara ve yırtıklardır. Makat derisinde yoğun şekilde sinir uçları bulunmasından dolayı oldukça hassas bir bölgedir. Hassas olmasından dolayı oluşan yara ve yırtıklar acı verici olabilmektedir. Anal fissür hastalığı akut ve kronik olmak üzere 2 farklı türe ayrılmaktadır.

    Akut Anal Fissür

    Dışkılama ve ıkınma esnasında kabızlığa bağlı olarak sertleşen dışkının makattan geçişi esnasında bölgede yara ve yırtıklar oluşturmasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Akut fissürde yara ve yırtıklar yüzeyseldir. Sorun oluştuktan sonraki 10-15 günlük dönemi kapsamaktadır.

    Hastalığın akut dönemde tespit edilmesi oldukça önemlidir. Akut dönemde tespit edilen sorunlarda doktor müdahalesi olmadan ilaçla tedavi mümkündür. Bu nedenle yazımızın ilerleyen kısımlarında anlatılacak olan fissür belirtileri öğrenilip takip edilmelidir. Bu sayede sorun kronikleşmeden doktora başvurarak ilaç tedavisi denenebilir.

    Ayrıca akut dönemde ilaç tedavisine ek olarak beslenme alışkanlıkları mutlaka düzenlenmelidir. Aksi halde geçmek yerine ilerleyebilir. Ayrıca tedavi olunsa bile beslenme düzenine dikkat edilmez, kabızlık yaşanırsa nüks eden fissür problemi ile karşılaşılabilir.

    Kabızlığın engellenmesi için posalı ve lifli yönünden zengin besinler tercih edilmeli, hareket miktarı arttırılmalı ve bol bol su içilmelidir. Beslenme alışkanlıklarını düzenlenerek ve egzersiz yapmak alışkanlık haline getirilerek kabızlık ve kabızlığa bağlı oluşabilecek birçok hastalığa karşı koruyucu önlem alınabilir.

    Kronik Anal Fissür

    Makat derisinde oluşan yara ve yırtıklar akut dönemde tedavi edilmez ise kronikleşir yani derin yerleşimli olur. Bu aşamaya gelen fissürlerde maalesef ki ilaç tedavisi yetersiz kalır. Mutlaka doktor müdahalesi ile tedavi gerekir.

    Makat Çatlağı Neden Olur?

    Makat bölgesindeki zorlanmalar anal fissürün temel nedenidir. Kabızlık ve ishal makat bölgesini zorlayan iki durumdur.

    Kabızlık durumunda dışkı sertleşir. Sertleşen dışkı makattan çıkışı esnasında bölge derisinde deformasyona yani yara ve yırtıklara neden olur. Özellikle uzun süreli kabızlıklarda makat sürekli olarak zorlanmaya maruz kalır ve kronik fissür oluşur.

    İshalde tıpkı kabızlık gibi makatın zorlanmasına sebep olduğu için makatta deformasyona sebep olmaktadır. İshal kabızlık kadar sık karşılaşılan bir makat çatlağı oluşum nedeni değildir.

    Makat Çatlağı Belirtileri Nelerdir?

    Bazı makat hastalıkları oluşum aşamasında hiçbir şikayete neden olmazlar. Bu nedenle erken dönemde tespit edilemeyebilirler. Ancak makat çatlağında durum farklıdır. Makat çatlağında sorun oluşur oluşmaz şikayetler kendini belli eder.

    Makat çatlağı hastalığında temel olarak iki belirti vardır. Dışkılama sonrası ağrı ve kanama. Özellikle ağrı oldukça can yakıcıdır. Yaşanılan ağrı hastalar tarafından genellikle cam kesiyormuş gibi şeklinde tarif edilir.

    Kanama ise oluşan yaraya bağlı olarak ortaya çıkar. Dışkılama sonrasında lekelenme şeklinde görülebilir.

    Ayrıca kronikleşen fissürlerde zamanla basur memeciğine benzer memecikler oluşabilir. Memeciklerin oluşması sürtünmeye bağlı kaşıntı şikayeti görülmesine de neden olabilir.

    Makat Çatlağı Nasıl Anlaşılır?

    Makat çatlağı üst paragrafta da belirttiğimiz üzere hastalık oluşur oluşmaz kanama ve ağrı gibi şikayetlerin ortaya çıkması ile anlaşılır. Özellikle dışkılama esnasında şiddetli ağrı hissedilmektedir. Kanama ise dışkı üzerinde ya da tuvalet kağıdında görülebilir. Makat çatlağı meydana geldiğinde anüste cam çiziği gibi bir hissiyat ile kendini belli etmektedir.

    Ancak makat bölgesinde meydana gelebilecek pek çok hastalık olduğundan mutlaka bir doktora başvurulması ve doğru teşhis koydurulması önem arz etmektedir.

    Akut ve Kronik Fissür Nasıl Ayırt Edilir?

    Her iki türde de ortaya çıkan belirtiler aynıdır. Ancak kronikleşme durumunda belirtiler çok daha uzun süre devam eder. Örneğin akut dönemde dışkılama sonrası ağrı birkaç dakika devam ederken kronikleşme olan durumlarda ağrı şikâyeti uzun süre devam edebilir.

    Makat Çatlağı Kendi Kendine İyileşir Mi?

    Makat çatlağı aslında vücudumuzun diğer bölgelerinde oluşan yaralarla aynıdır. Ama diğer yaralanmalar gibi kendi kendine iyileşemez. Bunun nedeni ise bulunduğu bölgedir. Makat kasları sürekli olarak kasıldığı için yara kendi kendine geçmez.

    Akut dönemde olan yara ve yırtıklar yüzeysel olduğu için lokal olarak kullanılacak ürünlerle tedavi edilebilir. Başarı oranları yüksek olsa da her hastada krem tedavisine cevap alınamayabilir.

    Kronik fissürde yara derin yerleşimli olduğu içim lokal olarak uygulanacak krem gibi ürünlerin etkisi yetersizdir.

    Makat Çatlağına Ne İyi Gelir?

    Makat çatlağı, lifli gıdaların tüketilmesiyle erken aşamalarda düzeltilme şansına sahiptir. Bu dönemde su tüketiminin artırılması da çatlağın iyileşmesine katkı sağlayabilir. Günde 2-2,5 litre su içmek faydalı olabilir. Eğer herhangi bir iyileşme görülmezse, doktor ağrıları azaltmak için ağrı kesici önerebilir.

    Beslenme düzeni de gözden geçirilmelidir. Makat çatlağı olan kişiler yaşamlarında bazı değişiklikler yapmalıdır. Özellikle yeme içme alışkanlıklarını gözden geçirmek, hastaların iyiliği için önemlidir. Makat çatlağından muzdarip olanların beslenme konusunda dikkat etmeleri gerekenleri öğrenmek için makat çatlağındaki beslenme yazımızı okuyabilirsiniz. Anal fissürü iyileştirmeye yardımcı olmayacak tüm gıdalardan kaçınılmalıdır.

    Makat Çatlağı Olan Ne Yememeli?

    Makat çatlağı ve benzeri makat hastalıklarının bir çoğunda bazı gıdaların tüketilmesinin azaltılması doğru bir hamle olabilir.

    – Karabiber, kırmızıbiber, pul biber gibi baharatlar.
    – Acıbiber
    – Fast food
    – Turşu
    – Alkol
    – Çay ve kahve tüketiminde çok aşırıya kaçılmamalıdır.

    Makat Çatlağına Zeytinyağı İyi Gelir mi?

    Makat çatlağına zeytinyağının iki yolla faydası olur.

    1- Sabahları yarım fincan zeytinyağı içilirse bu kabızlığın çözülmesine yardımcı olur, kabızlığın çözülmesi hem hastalıktan kaynaklanan şikayetleri azaltır hem de tedaviye yardımcı olur.

    2- Bölgesel olarak çatlağın üzerine zeytinyağı sürülürse ince tabaka şeklinde bariyer oluşturur ve bu bariyer dışkının fissürü kirletme miktarını azaltır, bunun yanı sıra deride yumuşama sağlar.

    Makat Çatlağı Karın Ağrısı Yapar mı?

    Makat çatlağı direkt olarak karın ağrısı yapmaz ama indirek olarak karın ağrısına daha doğrusu sancıya neden olabilir. Şöyle ki: Fissür makat kaslarında kasılmaya neden olur ve hasta bu kasılmayı kolaylıkla açamaz, makattaki bu kasılma bağırsak gazının boşaltılmasını zorlaştırır ve bağırsakta biriken bu gaz bağırsakta şişliğe ve buna bağlı olarak da sancıya neden olabilir.

    Makat Çatlağı Kaç Günde İyileşir?

    Makat çatlağının iyileşmesi için net bir süre vermek mümkün değildir ama eğer erken dönemde Anuflex Krem gibi bir ilaç başlanırsa 7-10 günde büyük oranda düzelir. Kronikleşmiş hastalarda bu süre daha uzun sürer.

    Kronik hastalarda uygulanan botox tedavisinden sonra tam iyileşme genellikle 2 haftada tamamlanır, seyrek olarak 1.5 aya kadar uzayabilir.

    Çatlak ameliyatından sonra fissürün ve ameliyat yerinin tamamen iyileşmesi 2-3 haftayı bulabilir.
    Bu sürelerde önemli olan bir etken de kabızlığın devam etmesidir, kabızlık engellenirse bu süreler kısalır.

    Fissür Memesi Nasıl Geçer?

    Fissürde oluşan dış memeye sentinel pili veya sentinel tag denir, benzeri bağırsak son kısımda olur ona da sentinel polip denir. Hastalar şikayetin ondan kaynaklandığını düşünse de bu çıkıntılar estetik dışında sorun yaratmazlar. Fissür Anuflex merhem, botilismus toxin enjeksiyonu veya ameliyatla geçince bu çıkıntılar küçülür ama kaybolmaz. Bunlardan kurtulmanın tek yolu alınmasıdır.

    Makat Çatlağı İçin Hangi Doktora Gidilir? Hangi Bölüm Bakar?

    Makat hastalıklarının muayene ve tedavisi, genel cerrahi uzmanları tarafından gerçekleştirilmektedir. Özellikle makat çatlağı tedavisi için, proktoloji (makat hastalıkları) alanında deneyime sahip bir genel cerrahi uzmanına başvurmanız önerilir.

    IDEA kliniklerinin tüm şubelerinde görev yapan genel cerrahi uzmanları, proktoloji uzmanlığına sahip olup, ameliyatsız veya en modern ve pratik yöntemlerle tedavi sunmaktadır.

    Kaynak:
    1-) Feldman M, et al., eds. Anal diseases. In: Sleisenger and Fordtran’s Gastrointestinal and Liver Disease: Pathophysiology, Diagnosis, Management. 11th ed. Elsevier; 2021.https://www.clinicalkey.com. Accessed Oct. 30, 2020.
    2-) Anal fissure. American Society of Colon and Rectal Surgeons. https://fascrs.org/patients/diseases-and-conditions/a-z/anal-fissure-expanded-information. Accessed Oct. 30, 2020.

  • Anal Fistül Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

    Fistül organlar ve cilt arasında normalde olmaması gereken ama sonradan ortaya çıkan iki ucu açık boru şeklindeki kanallara verilen isimdir. Fistul, fistula latince kanal anlamına gelmektedir. sindirim, idrar ve üreme sistemlerinde ve dolaşım sisteminde ortaya çıkabilir. Fistüller genellikle yaralanma, iltihaplanma ve apseleşme gibi durumlar sorasında ortaya çıkabilmektedir. En sık görülen fistüller makat bölgesinde ortaya çıkan fistüllerdir. Tıbbi olarak makat fistülü ya da perianal fistül gibi isimlerle anılmaktadır. Bu yazımızda makat bölgesinde ortaya çıkan fistüllerin neden olduğundan ve nasıl tedavi edildiğinden ayrıntılı olarak bahsedilecektir.

    ameliyatsız anal fistül tedavisi nasıl yapılır

    Anal Fistül Nedir, Ne Demek?

    Cilt ve bağırsak arasında ortaya çıkan iki ucu açık boru şeklindeki kanallara anal fistül denilmektedir. Oluşan kanalın açık iki ucu bulunmaktadır. Bunlara ağız ismi verilmektedir. Bağırsak tarafında olan ağıza iç ağız, makat derisi tarafında olana ise dış ağız ismi verilmektedir.

    Perianal Fistül Neden Olur?

    Makat bölgesinde oluşan fistüllerin neredeyse tamamı makat bölgesinde oluşmuş ve kendi kendine patlamış apseler ile ilişkilendirilmiştir. Öyle ki bazı kaynaklarda makat apseleri perianal fistül hastalığının başlangıç aşaması olarak kabul edilmektedir.

    Virginia Üniversitesi genel cerrahi alanına başvuran 1000 hasta arasında yapılan bir araştırmada hastaların %40ında sorunun apse ve buna bağlı olarak ortaya çıkan fistül şikayeti ile hastaneye başvurduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Amerika genelinde yapılan bir araştırmada her sene 20000-25000 civarında hastanın fistül şikâyeti ile hastanelere başvurduğu tespit edilmiştir.

    Anal apseler, inflamtuvar bağırsak hastalıkları ( Crohn hastalığı ve ülseratif kolit) makat bölgesi apselerinin başlıca sebepleridir.

    Anal Bölgede Bulunan Apselerin Kendi Kendisine Patlaması Fistül Oluşmasına Neden Olmaktadır.

    Makat bölgesinde nemliliği sağlayarak dışkılamayı kolaylaştıran salgı bezleri bulunmaktadır. Bu bezlerin herhangi bir sebeple tıkanması sonucunda normal şartlarda salgılanarak cilt dışına çıkan sıvı cilt dışına çıkamayarak deri altında birikir. Biriken bu sıvı apseleşmeye neden olmaktadır.

    Apseler müdahale edilmez ise kendi kendine patlama eğilimindedir. Kendi kendine patlayan apselerin akıntısı makat derisi ve bağırsağın son kısmında fistül yani iki ucu açık bir boru oluşmasına neden olmaktadır.

    Apselerin kendi kendine patlaması hem fistül riski oluşturmaktadır. Hem de apsenin tekrar etme riskini arttırmaktadır.

    Apselerin fistül oluşturmaması için doktor tarafından boşaltılması ve dren takılması gerekmektedir.

    Crohn Hastalarının Birçoğunda Makat Fistülü Hastalığı Görülmektedir.

    Crohn hastalığı kalın bağırsağın son kısmında ülser ve kalınlaşma meydana gelmesidir. Perianal fistül hastalığı ile en sık ilişkilendirilen hastalıktır. Yapılan araştırmalar crohn hastalarında %20-40 civarında fistül gelişme riski olduğunu tespit etmiştir.

    Aynı şekilde tekrar eden fistül vakaları da crohn hastalığı ile ilişkilendirilmektedir. Sık sık tekrar eden hastalık durumlarında kolonoskopi yapılarak crohn hastalığı açısından araştırma yapılması önerilmektedir.

    Fistül Nasıl Anlaşılır? Belirtileri Nelerdir?

    • Apse Hikayesi
    • Akıntı
    • Kötü Koku
    • Makat çevresinde tahriş
    • Nemlilik ve ıslaklık
    • Kaşıntı

    Fistüller yapısal olarak ağrıya neden olan hastalıklar değildir. Ancak fistül hastalığından önce görülen apseler hastalarda makat bölgesinde şiddetli ağrı şikayeti yaşanmasına neden olmaktadır.

    Apselerin patlaması ile ağrı şikayeti kalkar. Ancak bu aşamada akıntı ve kötü koku şikayeti görülür. Ortaya çıkan akıntı fistül kanalının oluşmasına neden olmaktadır.

    Makat bölgesinde sürekli olarak kötü kokulu bir akıntı olması hastaların hayat kalitesini düşürmektedir. Ayrıca sürekli akıntı olması bölgenin tahriş olmasına ve kaşınmasına neden olmaktadır.

    Fistül Teşhisi Nasıl Koyulur?

    Hastanın dinlenmesi ve doktor muayenesi genellikle teşhis koyulması için yeterlidir. İlk olarak hastanın şikayetleri dinlenir sonrasında doktorun yapacağı parmak muayenesi ile kesin teşhis koyulabilir. Fistül teşhisi için bunlar yeterlidir.

    Ancak doktorun gerekli görmesi durumunda altta yatan başka hastalıklar olup olmadığının anlaşılması için ek olarak anal ultrasonografi veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi tetkikler yapılabilir.

    Fistül Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Fistüllerin nasıl tedavi edileceği fistülün makat kasları ile olan bağlantısına göre farklılık gösterebilmektedir. Eğer fistül makat kaslarına dokunmuyorsa basit fistül ancak makat kasları arasından geçiyor ise komplike fistül olarak gruplandırılır.

    Makat bölgesinde yapılan ameliyatlı tedavilerde kasların zarar görme riski bulunmaktadır. Bu bölgedeki kasların zarar görmesi kalıcı olarak gaz ve dışkı kaçırma sorununa neden olmaktadır. Bu nedenle anal bölgede ortaya çıkan hastalıklarda ameliyatsız tedaviler önceliklidir.

    Fistül Ameliyatı

    Fistül ameliyatı yalnızca basit yani kaslarla bağlantısı olmayan fistüllerde uygulanmaktadır. Tedavide fistül ağızları keserek çıkarılır. Sonrasında fistül hattı anal kanaldan çıkarılarak tedavi tamamlanır. Başarılı bir uygulamadır.

    Kesi yapılmasından dolayı bu tedavi karmaşık fistül vakılarında uygulanamamaktadır. Kamaşık fistüllerde makat kaslarının zarar görme riski bulunur. Bu nedenle ameliyatsız tedavi önerilir.

    Seton Tedavisi

    Seton tedavisi karmaşık fistülerin tedavisi için geliştirilmiş ameliyatsız bir tedavidir. Tedavide dış ve iç ağzın arasına ip bağlanmaktadır. Amaç ipin bölgede zamana yaygın olarak gerginlikle yavaş yavaş kesilmesini sağlamaktadır. Kesilme işlemi uzun süreçte ve yavaş bir şekilde olmasından dolayı acısız ve risksizdir.

    Tedavisi zorlu ve başarısı oranı düşük olan karmaşık fistül vakıalarında seton yöntemi ile %60-70 oranında başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.

    Lazerle Fistül Tedavisi

    Tıp ve teknoloji alanındaki gelişmeler sayesinde basit fistüller kesi yapılmadan lazer tekniği ile kolaylıkla tedavi edilebilmektedir.
    Tedavide dış ağızdan girilerek fistül kanalının tamamı ve dış ağzın olduğu alam lazer ışını ile taranır. Yani kontrollü bir şekilde tahrip edilir. Bu sayede fistül borusu kapatılmış olur. Fistül kanalı tamamen kapatıldıktan sonra sorunun tekrar etmemesi için dış delikte kapatılır. Bu sayede sorunun tekrar etme riski en aza indirilmiş olur.

    Makat Fistülü Tedavi Edilmezse Ne Olur?

    Fistül kişilerin hayat kalitesinin oldukça etkileyen bir hastalıktır. Bu nedenle fistül hastalığı ile uzun süre yaşanması hastalar açısından bezdirici olacaktır. Bezdirici olmasının yanı sıra uzun süre tedavi edilmeyen fistüller zaman içerisinde makat kanseri hastalığına neden olabilmektedir.

    Anal Fistül İçin Hangi Doktora / Bölüme Gidilir?

    Makat fistülü hastalığının tanısı ve tedavisi için hastanelerin genel cerrahi bölümlerine başvurabilirsiniz. Makat hastalıkları yani proktoloji konusunda tecrübeli olan doktorlara başvurmanız sizin için avantaj olacaktır.

    Bunun için IDEA TIP’ın her şubesinde görev yapan genel cerrahi uzmanlarına iletişim bilgilerimiz aracılığı ile ulaşabilir ve randevu alabilirsiniz.

    Fistül Sarımsak Tedavisi

    Anal fistül yalnızca cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilen bir rahatsızlık olup, evde sarımsak, bitkisel yada benzeri yöntemlerle maalesef iyileşmeyecektir. Bu ve benzeri yöntemlerin evde denenmesi vakit kaybı yaşatacak olup hastalığın ilerlemesine sebebiyet vereceği unutulmamalıdır.