Blog

  • Kondilom Tedavisi Nasıl Yapılır? (Genital ve Makat Siğili)

    Kondilom tedavisi için uygulanan teknikler bu yazımızda ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Ancak öncesinde tedavi olurken dikkat edilmesi gereken hususların aktarılması daha faydalı olacaktır. Genital siğil tedavisi sabır ve dikkat gerektiren bir husustur. Bu nedenle tedavi olunmadan önce iyi bir araştırma yapılarak karar verilmelidir. Makalemizi baştan sona okuyarak kondilomun tedavisi ve sonrasında yapılacaklar ile alakalı net bilgiye sahip olabilirsiniz.

    kondilom tedavisi nasıl yapılır

    Kondilom Nasıl ve Hangi Yöntemlerle Tedavi Edilir?

    Kondilomun kesin olarak tedavi edilmesi için tedavi uygulamasının bütün siğilleri yok etmesi gerekmektedir. Günümüzde bu amaçla aktif olarak uygulanan 3 teknik bulunmaktadır. Bunlar; Krioterapi, Elektro koter ve Radyo frekans teknikleridir. Ayrıca %100 etkili olmasa da erken tespit edilen kondilomlarda bölgesel ürün kullanımı tercih edilebilir. Ancak başarı oranlarının düşük olduğu unutulmamalı, ilaçla tedaviye bel bağlanmamalıdır.

    Krioterapi İle Genital Siğil Tedavisi

    Krioterapi dondurma tedavisi olarak da anılan bir tedavi tekniğidir. Dermatoloji uzmanları tarafından ben ve siğil tedavisinde kullanılmaktadır. Amaç bene ve siğile sıvı azot uygulayarak protein değerinin değişmesini sağlayıp istenmeyen dokunun çürüyerek kopmasını sağlamaktır. Ancak ben tedavisinde istenmeyen sağlıklı doku kaybına neden olarak iz ve çukurluk bırakması riskinden dolayı tavsiye edilmemektedir.

    Benlerde sağlıklı doku kaybına neden olduğu gibi siğil tedavisinde de kontrolsüz yanıklara neden olabilmektedir. Ayrıca makatın iç kısımlarına uygulanamadığı için tedavide yetersiz kalmaktadır. Makat içerişinde bulunan siğiller yok edilmedikçe yayılmaya devam eder ve sorun sürekli yineler. Bu da sorunun tam anlamıyla tedavi edilemediği anlamına gelir.

    Bahsedilen dezavantajlar ve siğilleri tam olarak tedavi edememesinde dolayı tercih ve tavsiye edilen bir teknik değildir.

    Elektrokoter ile Kondilom Tedavisi

    Elektro koter cihazı ameliyatlarda cerrahlar tarafından sıklıkla kullanılan bir cihazdır. Yüksek ısısı sayesinde dokundurulduğu bölgede kanamasız bir şekilde yakma ve kesme işlemi yapılmasını sağlar. Bu özelliği sayesinde doktorlar tarafından ameliyatlarda neşter mantığı ile sıklıkla kullanılmaktadır. Ayrıca ben ve siğil tedavisinde de koter cihazına başvurulmaktadır.

    Koter cihazı oldukça güçlü bir cihazdır. Bu nedenle dokundurulduğu alanda ne kadar doku tahribatı yapacağı her zaman net olarak kestirilemez. Bazı durumlarda sağlıklı dokularında tahrip olmasına neden olabilir. Sağlıklı dokuların zarar görmesi iz kalmasına ve çukurluk oluşmasına neden olabilir.

    Özellikle ben ve siğillerin tedavisinde iz ve çukurluk kalması estetik açıdan istenmeyen sonuçlara neden olabilmektedir. Bu nedenle koter cihazı oldukça dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır. Bu tedavi tercih edilirken iz kalma riski de göz önünde bulundurulmalıdır.

    Koter cihazının ben ve siğil tedavisinde ki dezavantajları göz önüne alınmış ve ciltte iz kalmasını neden olmayacak düzeyde etki eden Radyo frekans cihazı geliştirilmiştir. RF cihazının geliştirilmesi ile koter cihazı güncelliğini yitirmeye başlamıştır.

    Radyo Frekans Cihazı İle Genital ve Makat Siğili Tedavisi

    Radyo frekans cihazı radyo dalgalarını ısı enerjisine dönüştüren bir cihazdır. Etki mekanizması koter cihazı ile aynı olmasına karşı etki güçleri oldukça farklıdır. Koter cihazı yüksek güçlü bir cihazdır. Ancak radyo frekans cihazı yüksek güçlü olmasına karşın oldukça hassas bir şekilde ayarlanabilen bir cihazdır.

    Bu sayede hassas bir şekilde ayarlanarak ciltten çok ince katmanlar halinde buharlaşma yapılabilir. Böylece sağlıklı doku kaybı riski en aza indirilmiş olur.

    Radyo Frekansla Kondilom Tedavisi Nasıl Uygulanır?

    Siğillerin yerine göre hasta uygun konuma getirilir. Sonrasında siğillerin bulunduğu alan antiseptik sıvı ile silinerek temizlenir. Sonrasında bölgesel uyuşturma yapılır.

    Bu sayede hasta tedavi sırasında herhangi bir acı hissetmez. Uyuşma sağlandıktan sonra siğiller radyo frekans cihazı ile teker teker yakılır. İşlemin uygulaması süresi siğillerin boyutuna ve yaygınlığına göre değişmektedir. Tüm siğiller yakıldıktan sonra bölge tekrar antiseptik sıvı ile temizlenerek tedavi tamamlanır.

    Kondilom (Genital Siğil) İçin Hangi Doktora / Bölüme Gidilir?

    Kondilom yani genital ya da makat siğili olarak da adlandırılan rahatsızlığın muayene ve tedavisi için proktoloji (makat hastalıkları) konusunda tecrübeli genel cerrahi uzmanlarını tercih edebilirsiniz. IDEATIP’ın tüm şubelerinde yeterli donanımlara sahip tecrübeli proktoloji uzmanları görev yapmakta olup bu rahatsızlığın tedavisinde ameliyatsız yöntemler tercih edilmektedir.

    kondilom tedavisi youtube

    Kondilom Tedavisi Olurken Dikkat Edilmesi Gerekenler

    • Kondilom tedavisi yapılırken mutlaka bütün siğillerin temizlenmesi gerekmektedir. Aksi halde kalan siğiller hızla yayılma eğiliminden dolayı çok kısa sürede geniş alanlara yayılabilir. Bütün siğiller temizlenmeden sorunun tam anlamı ile tedavi edildiğinden bahsedilmez.

    • Bütün siğiller temizlenmiş olsa bile vücutta pasif halde bulunan virüs aktif hale gelerek yeni siğiller oluşturabilir. Bu nedenle bütün siğiller temizlense bile tedavi sonrasında hasta doktor tarafında çağırılarak mutlaka kontrol edilmelidir. Tedavi olunacak merkez seçilirken tedavi sonrasında hastayı takip edecek yeni siğiller oluşup oluşmadığını tespit edip tedavi edecek bir merkez seçilmesi tavsiye edilmektedir.

    • Tedavi için seçilecek doktorun makat hastalıkları uzmanı olması önerilmektedir. Kadınlar genellikle kadın doğum uzmanlarına başvurmayı tercih etmektedir. Ancak kadın doğum uzmanlarının uygulayacakları tedaviler yetersiz kalabilir. Bu nedenle genel cerrahi branşının alt dalı olan proktoloji yani makat hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir doktorun tercih edilmesi faydalı olacaktır.

    • HPV kaynaklı kondilomların tedavisi için piyasada lokal olarak kullanılan birçok ürün satılmaktadır. Bu ürünler yalnızca erken tespit döneminde işe yaramaktadır. Ancak buna rağmen başarı oranları düşüktür. Çoğu zaman bu tür ürünler zaman kaybına neden olmaktadır. Tedavi etmediği gibi yayılmasına da olanak sağlamaktadır. Bu nedenle bu tür çözümlere başvurmak yerine en erken dönmede doktora başvurulması önerilmektedir.

    • Halk arasında kulaktan kulağa dolaşan siğillerin kimyasal madde veya bitkisel ürünlerle yakılması gibi uygulamalardan uzak durulmalıdır. Aksi halde ciddi boyutlu yanıklar ve kalıcı iz oluşabilir.

    Kondilom Tedavisi Sonrası Bilinmesi Gerekenler

    Tedavi sonrasında sorunun tekrar etme riski oldukça yüksektir. Bunun nedeni ise virüslerin vücutta kuluçkaya yatmasıdır. Tüm siğiller yok edilse bile virüs ortadan kaldırılamadığı için yeni siğiller ortaya çıkabilir.

    Bu aşamada hastanın tedavi sonrasında yaklaşık 6 ay gibi bir süre belirli aralıklarla kontrole çağırarak yeni siğiller oluşup oluşmadığına bakılmalıdır. 6 ay sonra yeni oluşumlar tespit edilmesi ise tedavi sonlandırılmalıdır.

    Kondilom Kremi Var mı, Tedavi Eder mi?

    Kondilom kremleri üç gruptur
    1- İmikimod içerenler (Aldara) iki etkisi vardır, birinci etkisi vücudun savunma mekanizmalarını uyarır (immüniteyi indükler) böylece savunma gücü artar, ikinci etkisi virüs öldürücü sitokinlerin miktarını arttırır.

    Bu iki etkisi sayesinde radyo frekans ile yapılan tedavide başarı şansını arttırır. Genellikle tek başına yeterli olmaz bu sebeple diğer tedavilere destek amacıyla kullanılır. Aşırı tahriş edici etkisi sebebiyle anal bölge ve genital siğillerde kullanımı hastalar tarafından zor tolare edilir.

    2- Kateşin içerenler (veregen ve veregreen adlarıyla satılmaktadır), yeşil çaydan elde edilen sinekateşin adlı maddeyi içerir. Sinekateşin vücudun savunma mekanizmalarını özellikle virüslere karşı sitokinler üzerinden savunmayı güçlendirir. Tek başına kullanımda başarı oranının yüksek olmaması beklenir ancak denenebilir, radyo frekans tedavisine destek amacıyla önerilir. % 15-20 oranlarda kullanılır, tahriş edici etkisi olmadığı için anal ve genital siğillerde güvenle kullanılabilir.

    3- Virüsün (HPV) çoğalmasını ve yayılmasını engelleyerek ve bölgedeki bakterileri % 99.9 oranında yok ederek iltihaplanmayı engelleyen bunun yanı sıra yara iyileşme hızını arttırarak daha kısa sürede kapanmayı sağlayan Kutalin Krem veya benzeri ilaçlar.

    Kondilom Tedavisi Sonrası Cinsel İlişki Olur mu?

    Burada 3 sorun karşımıza çıkmaktadır, bu sorunlar;

    1- Oluşan yaralar, gerek koter, gerek lazer ve gerekse en çabuk iyileşen radyo frekans sonrası tedavi yapılan her noktada açık yara oluşur. Açık yarada enfeksiyon kaçınılmazdır ancak ilişkiye girilerek bu enfeksiyonun şiddetlenmesine neden olunabilir. İşlem yapıldıktan 4-6 gün sonra yaralar kabuk bağlar sonraki dönemde kabuklar düşer ve pembe deri ortaya çıkar. Kabukların oluşup düşme süresi yani kabaca yaranın iyileşmesi kondilomun yaygınlığına göre 2-6 hafta sürebilir. Bu süre zarfında ilişkiye girilirse hem yara riske atılmış olur hem de açık yaralarda kanama olabilir, her ikisi de ciddi sorundur yani yara iyileşene kadar ilişkiye girilmemelidir.

    2- Tedavide insan gözünün görebileceği kadar büyüklüğe ulaşmış lezyonlar yok edilir ama gözle ya da loopla görülemeyecek kadar küçük lezyonlar tedavi edilememiş olur ve bulaştırıcılığı devam eder. İşte bu sebeple yani ilişkiye girilen partnere bulaştırma ihtimali devam eder. Her ne kadar prezervatif ile korunmak mümkün gibi görünse de prezervatifin (kondom) olmadığı alanlara da bulaşabileceğinden yeterince güvenlik sağlamaz ve partnere bulaştırılabilir.

    3- İlişkiye giren tedavi edilmiş kişi gözden kaçanlar sebebiyle yeni yerlere bulaştırabilir. Mesela anüs bölgesine tedavi yapılan kişi anal ilişkiye girerse tedavi edilememiş çok küçüklerden bağırsağa bulaştırabilir ve prezervatif bunu engellemez.

    Kondilom Tedavisinden Ne Kadar Sonra İlişkiye Girilebilir?

    Bunun için kesin süre vermek mümkün değildir çünkü siğillerin % 100 temizlendiğinden emin olunamaz. Burada şu mantık yürütülebilir; yapılan tedaviden sonra 4 ay boyunca hiç lezyon görülmezse temiz kabul edilir ve prezervatifle ilişkiye girilebilir. En doğru yaklaşım tedaviyi yapan doktorun bu konudaki önerisine uyulmasıdır.

    Genital Siğil Yakıldıktan Sonra Ne Zaman İyileşir?

    Tedaviden sonra oluşan yüzeysel yaranın iyileşmesi tedavi edilen bölgenin genişliği ve sayısına göre değişir. El ve yüz bölgesindeki siğiller bir hafta on gün sonra büyük oranda iyileşir. Tırnağa yakın bölgede olanlar 2-3 haftada iyileşir. Anal bölgedekiler yaygınlığına göre 2-4 haftada iyileşebilir ancak çok ileri vakalarda vu süre 2 ayı da geçebilir.

    İyileşmede bir diğer önemli faktör de kullanılan teknoloji ve yöntemdir. Krioterapide derin dokular etkilenirse aylarca sürebilir. Koterle yakıldığında lateral termal hasar fazla olduğu için iyileşme gecikir. Lazerle yakılırken ışığın yakma derinliği kestirilemediği için derin yanık olabilir. En hızlı iyileşme radyo frekans sonrasıdır.

    Genital siğillerden pubis yani etek bölgesinde olanlar ve peniste olanların iyileşme süresi 10 gün civarıdır ancak yine aynı bölgede kabul edilen kasık bölgesindekilerin iyileşmesi 2-4 haftayı bulabilir. Özellikle kilolu kişilerde kasık aralarının havalanmaması sebebiyle nem ve yüzeysel iltihap sık geliştiği için iyileşme daha da uzun sürebilir.

    Kondilom Tekrarlar mı?

    Evet kondilomunn tedavi sonrası tekrar etme ihtimali vardır (2) çünkü virüsle olan yani mikrobik bir hastalıktır. İşlem esnasında insan gözüyle ve büyüteçle görülebilecek kadar büyümüş siğiller yakılabilir, insan gözünün göremeyeceği kadar küçük yani topluiğne başının yüzde biri kadar küçük olanlar görülemediği için tedavi edilemez ve sonraki günlerde, haftalarda onla büyüyerek hastalığın tekrarlamasına neden olur. Aslında bu tam bir tekrar değil var olanların büyümesidir.

    Kondilomun tekrar etmemesi için yaralar kapandıktan hemen sonra Veregen Krem kullanılmalıdır. Veregen Krem içeriğinde % 15 oranında bulunan ve yeşil çaydan elde edilen cateshin adlı aktif maddenin kondilomu engellediği ve erken dönem hastalarda kondilomu tedavi ettiğine dair FDA onayı vardır (3). Bu konuda yapılmış çok sayıda bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Veregen Kremin içeriğiyle aynı içeriğe sahip  % 15 cateshin içeren Veregreen Krem de aynı şekilde kullanılabilir. Çocuklarda Veregreen Kremin % 10’luk formu tercih edilmelidir.

    Veregen Krem Amerika’dan, Veregreen Krem Avrupa’dan temin edilebilmektedir. En az 4 aylık kullanım gerektiği için satın alırken bu hesaba katılmalıdır.

    Hpv Siğil Kendiliğinden Geçer mi?

    HPV siğil kişinin bağışıklık sisteminin zayıf olduğu dönemde daha kolay bulaşır ve daha hızlı ilerler. Bağışıklığın güçlendirilmesiyle ilerlemesi yavaşlar çok seyrek olarak kendiliğinden geçebilir. Aslında okumak, incir sütü sürmek gibi uygulamalar da kişinin inancını kullanarak bağışıklığını yükseltmesi sonucu iyileşme sağlar.

    Peniste Siğil Neden Olur?

    Cinsel organ olduğu için neden olarak akla ilk cinsel ilişki gelir ve hastaların önemli bir kısmında bulaşmanın sebebi cinsel temastır ama diğer temas yolları ile de bulaşabilmektedir.

    Cinsel temas dışında;

    Klozette oturma, taharet musluğuna dokunmak, lavabo musluğuna dokunmak, lazer epilasyon gibi kişisel uygulamalar, başkası tarafından kullanılmış jilet veya benzeri alet kullanımı gibi indirek temaslarla da bulaşabilmektedir.

    Peniste Siğil Nasıl Geçer, Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Erken dönemde yani siğiller sayıca azken ve büyümemişken Kondilex Merhem, Veregen merhem, Veregreen Mehem veya Aldara Merhem adlı ilaçlardan biri kullanılarak tedavi edilebilir. Hastalık ilerlemişse veya merhemlerle beklenen sonuç elde edilemediyse diğer yöntemlere geçilmelidir.

    Peniste siğil ameliyatı artık pek uygulanmamaktadır onun yerine radyo frekans, lazer, koter kullanılmaktadır. Bunlar arasında en başarılısı radyo frekanstir.

    Ameliyatsız yöntemlerden bir de krioterapi vardır, krioterapi düşük başarılı olması ve çok seans gerekebilmesi sebebiyle diğer teknolojilerin olduğu kliniklerde uygulanmamaktadır.

    Kondilom Tedavisinden Sonra Krem Kullanmaya Gerek Var mı, Krem Elle Sürülür mü?

    Kondilom tedavisi radyo frekans ile yapılır. Tedaviden sonra oluşan açık yaraların iyileşmesini hızlandıran, HPV virüsünün çoğalmasını engelleyen, iltihabı tedavi eden Kutalin Krem veya benzeri bir ilaç kullanılmalıdır.

    Kutalin kremin içeriğinde iltihaplanmayı engelleyen bölgedeki mikropları öldüren, virüslerin çoğalmasını engelleyen klorheksidin, iyileşmeyi hızlandıran dexpanthenol, triticum vulgare ve hamamelis virjiniana bulunmaktadır. Bu tarz kremler sayesinde yaralar 2-3 haftada kapanır. Yaralar iyileştikten sonra hastalığın tekrarlamasını engellemek veya seans gerekme ihtimalini azaltmak için Veregen adlı krem önerilir.

    Veregen içeriğindeki kateshin sayesinde küçük siğillerin yok olmasını ve geri çıkması ihtimalini azaltır. Krem eldivenle sürülebileceği gibi direk elle de sürülebilir, eldiven kullanılırsa kullanılan eldiven atılmalıdır, elle sürüldüyse el dikkatli şekilde yıkanmalıdır.

    Kondilom Koterizasyonu Sonrası Bakım Nasıl Olmalı?

    Hastalıktan kurtulmada tedavi kadar tedavi sonrası bakım ve takip de önemlidir. Siğillerin yaygınlığına bağlı olarak geniş yanık alanları oluşur. Oluşan bu yanık alanların kısa sürede iyileşmesi için Kutalin Krem gibi içeriğinde yara iyileştirici hamamelis virginiana, triticum vulgare ve dexpanthenol içeren bir krem kullanılmalıdır. Bu maddeler iyileşme hızını arttırarak bir sonraki seansa kadar sağlıklı deri oluşmasını sağlar. Kutalin Krem içeriğindeki klorheksidin’in antiviral etkisiyle yeni siğiller oluşumunu engeller, yine mikrop öldürücü etkisiyle yaranın iltihaplanmasını engeller.

    Yara bakımı şu şekilde olmalıdır; her dışkılamadan sonra bölge bolca suyla taharetlenir, kağıt havlu ile kurutulur ve bolca Kutalin Krem sürülür. Yıkatıp krem kullanmak ne kadar sık uygulanırsa yara o kadar çabuk iyileşir bu sebeple dışkılama ihtiyacı olmasa da günde 3-5 defa yıkayıp krem sürülmelidir. Kutalin krem yerine Fito Krem, Hamethan Krem ve Bepanthen plus Krem adlı kremler karıştırılarak bu karışım sürülerek Kutalin Kremden elde edilen olumlu sonuç elde edilebilir.

    Kondilom Koterizasyonu Sonrası İyileşme Süreci

    Koter bir tür yakma işlemidir (1) tam adı elektrokoterdir, radyo frekansın kullanıma sunulmasıyla koter kullanımı giderek azalmıştır ama devlet hastanelerinde hala kullanılmaktadır. Kondilom tedavisine yoğunlaşmış kliniklerde koterizasyon oldukça azalmıştır, daha çok radyo frekansla buharlaştırma yapılmaktadır.

    Süreç kondilomun büyüklüğü, derinliği ve yaygınlığına göre çok değişir. Koterle siğil yakılırken derinin sağlam tabakasına kadar inilir ve doğal olarak 1-3 mm derinliğinde bir yanık olur. Derinlik yanı sıra süreci etkileyen diğer bir durum her bir siğilin ne kadar büyük olduğu ve vücudun ne kadar alanına yayışmış olduğudur.

    Uygulama yapılan tüm noktalarda 2. Derece 3. Derece yanık olur ve yanık iyileşmesi gibi iyileşir. Çok yaygın değilse yani 5-6 mm lik tek lezyonsa iyileşme günler içinde tamamlanır ama çok yaygınsa iyileşme ve siğiller 2-3 cm büyüklüğündeyse tam iyileşme haftaları bulabilir.

    Yeniden çıkma var mı diye kontrol edilmesi için kontrole gidilmeli ve ayrıntılı muayene yapılmalıdır. Makat ve etrafında kondilom olduğunda mutlaka anoskop ile bağırsağın son kısmı da değerlendirilmeli varsa oradakiler de koterize edilmelidir.

    Kontroller ve gerektiğinde tekrar seans uygulamaları tamamı bitip 4 ay boyunca tekrar hiç lezyon görülmeyene kadar devam edilmelidir.

    Kondilom Yakıldıktan Sonra Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Cinsel ilişki ertelenmelidir. Yara tamamen iyileşene kadar yukarıdaki bakım işlemi uygulanmalıdır. Yara iyileştikten sonra bölgenin nemini azaltmak için araya kağıt havlu konmalıdır çünkü HPV nemli ortamda daha hızlı yayılır. Fark edilir bir siğil yoksa randevu tarihinde kontrole gidilmelidir ancak randevu tarihinden önce yenileri fark edilirse beklemeden kontrole gidilmelidir.

    Gebelikte Kondilom Tedavisi Olunabilir mi?

    Gebelikte vücuda uygulanacak her şeyin bebeğe zarar verebileceği düşüncesi ile mümkün olduğunca vücuda bir madde uygulanmak istenmez ancak kondilomun kendisi de anne için ciddi risk oluşturduğu için, gebelik sonlanana kadar çok ilerleme ihtimali olduğu için tedavi ertelenmemeli erken dönemde başlanmamalıdır. Tedavinin bebeğe zararı yoktur ancak kullanılacak ilaçların zararı olabileceğinden seçici olunmalıdır.

    Kondilom Bitkisel Yöntemlerle Tedavi Edilebilir mi?

    Sadece bitkilerle siğil tedavisi mümkün değildir, radyo frekans tedavisiyle var olanların hepsi yok edilir devamında gözle veya büyüteçle görünmeyecek kadar küçüklerin büyümesini engellemek için yeşil çay extresinden saflaştırılan kateshin adlı maddeyi içeren Veregen Krem kullanılabilir. Tek başına Veregen Krem ile tedavi etmek mümkün olmayabilir.

    Kaynak ve Referanslar
    1- Yanofsky, V. R., Patel, R. V., & Goldenberg, G. (2012). Genital warts: a comprehensive review. The Journal of clinical and aesthetic dermatology5(6), 25.

    2- FLEISCHER JR, A. B., Parrish, C. A., Glenn, R., & Feldman, S. R. (2001). Condylomata acuminata (genital warts) Patient demographics and treating physicians. Sexually transmitted diseases, 643-647.

    3- Clanner-Engelshofen, B. M., Marsela, E., Engelsberger, N., Guertler, A., Schauber, J., French, L. E., & Reinholz, M. (2020). Condylomata acuminata: A retrospective analysis on clinical characteristics and treatment options. Heliyon6(3), e03547.

    4- Seibert, J. S., Shannon Jr, C. J., & Jacoway, J. R. (1969). Treatment of recurrent condyloma acuminatum. Oral Surgery, Oral Medicine, Oral Pathology27(3), 398-409.

    5- Hara, Y. (2011). Tea catechins and their applications as supplements and pharmaceutics. Pharmacological Research64(2), 100-104.

  • Yara Nedir, Nasıl Geçer? Evde Yara Bakımı Nasıl Yapılır?

    Yara vücudu örten deri ve ağız içi gibi alanları örten mukozanın bütünlüğünün bozulmasına denir. Ülser, ülserasyon, ulcus gibi isimlerle de anılır.

    Yaralanmanın düzeyine ve şekline göre şu türleri vardır;

    Maserasyon: Çok yüzeysel yaralanmayı tarif eder, kanama olmaz.

    Laserasyon: Biraz daha derindir yer yer kanama vardır ama yüzeysel yaralanmadır.

    Ülserasyon: derinin tüm katmanları etkilenmiştir.

    Kronik yaralar (şeker veya varis kaynaklı)

    Atonik yaralar, iyileşme yeteneğini kaybetmiş yaralardır.

    Bunların dışında

    • Kesik
    • Ameliyat izi
    • Kimyasal hasarlar
    • Yanıklar

    Tüm deri kayıpları şeklinde yaralanmalar, ayrıca çeşitli tedaviler sonrasında yaralar oluşur bu tedaviler;

    • Koterle tedavi sonrası
    • Radyo frekans tedavisi sonrası
    • Lazer tedavileri sonrası
    • Dermabrazyon (laserasyon sınıfına girer) sonrası
    • Dermapen sonrası
    • Kimyasal peeling sonrası
    • Kılcal varis tedavileri sonrası
    ben tedavisi sonrası yara bakımı nasıl yapılır

    Yara Bakımı Neden Yapılır?

    Yaralanma veya derideki kayıp nasıl olursa olsun ek bakım ürünleri kullanmak şu avantajları elde etmeyi sağlar;

    • Mikrop yoğunluğunu azaltır
    • İltihaplanmayı engeller
    • İltihabın ilerlemesini engeller
    • İyileşmeyi hızlandırır
    • Kalacak izin daha az kalmasını sağlar
    • Leke oluşumunu önler
    • Acıyı azaltır

    Yara Bakımı Ürünleri Nelerdir?

    Kullanım amaçlarına göre en bilindik ürünler ve kullanım amaçları şunlardır;

    Alkol: Kolonya her evde olduğu için ilk akla gelen üründür, mikrop öldürücü etkisi vardır, aşırı yanmaya ve hasarlı alanda protein yapısını bozduğu için pek kullanılmaz, daha çok sağlam deride dezenfektan olarak tercih edilir.

    Klorheksidin: Krem ve solüsyon formları vardır, uygulandığı alandaki mikropları %99.99 oranında öldürür. Krem olarak Kutalin Krem klorheksidin içerir ve en yaygın kullanılan yara kremidir. Solüsyon olarak dişeti sorunlarının çözümünde Listerin Gargara olarak en yaygın kullanılan ürünlerdendir. Klorheksidin ameliyatlarda kullanılan el aletlerinin sterilizasyonunda da kullanılmaktadır.

    Betadin: Povidon iyodin (4) içerir, eskiden çok yaygın kullanılan tentüdiyotun zararsız formudur. Batikon, Poviyod gibi değişik isimlerle eczanelerde satılmaktadır. Dokuya zarar vermeden bölgedeki mikropların tamamına yakınını öldürür. En yaygın kullanılan yara bakım ürünlerindendir. Ameliyat alanının dezenfeksiyonunda da en yaygın kullanılan maddedir.

    Oksijenli su (hidrojen peroksit): Profesyoneller tarafından kullanılması gereken bir üründür, belirli yaralarda kullanılır, alkole benzer şekilde protein yapısında bozulmalara neden olabilir.

    Tentürdiyot: Tentür de iot olarak satılmaktadır, yarada tahrip edici yanığa neden olduğu için kullanımı çok sınırlanmıştır, eskisi kadar olmasa da sağlam deri dezenfeksiyonunda kullanılmaktadır.

    Yara Kremi İşe Yarar mı?

    Kremler tüm yaralanmalarda ince bir tabaka oluşturmaya yarayan ürünlerdir. Oluşturulan tabaka yarayı dış etkilerden korurken mikrop üremesine müsait olan bu ortamda mikropların çoğalmasını engeller, iyileşmeyi hızlandırır ve iyileşme sonrası kalacak izin daha az olmasını sağlar.

    İçeriği en zengin olarak fomülize edilmiş Kutalin Krem en yaygın kullanılan yara kremidir.

    Yara Kremleri ve İçeriğindeki Maddeler

    Burada yıllardır kullanılan, doktorlar tarafından reçete edilen ürünler ve içeriğindeki maddeler sıralanmıştır.

    Fito Krem: Triticum vulgare

    Hametan Krem: Hamamelis virginiana

    Bepanthen: Dexpanthenol

    Bepanthen Plus: Dexpanthenol + Klorheksidin

    Kutalin Krem: Triticum vulgare, hamamelis virginiana, dexpanthenol ve klorheksidin, suncat MTA. Kutalin diğerlerin içeriğini aynı oranda içermektedir ve buna ek olarak kahverengi leke oluşumunu engelleyen suncat MTA içermektedir.

    Madecassol: Centella asiatica

    Bu içeriklerin hepsi farklı yollarla yaraya olumlu katkı sağlar.

    Yara Kremlerinin İçindeki Maddelerin Etkileri

    Tritikum vulgare (1): Bu maddenin bulunduğu Fito ve Kutalin resmi sitelerinden özetlenmiştir.

    Cilt epitelinin yenilenmesi gereken cilt sorunlarının bölgesel tedavilerinde önerilir. Ülseratif değişikliklerde, varis ülseri, yatak yaraları, sünnet yarası gibi yaralarda iyileşmeyi hızlandırır.

    • Egzama ve sedef hastalığında belirtileri geriletmek amacıyla.
    • 1.-2. derece yanıklar, soğuğa bağlı deri çatlakları.
    • Yaşa bağlı olarak deri dokusunun yenilenmesinin yavaşlamalarında.
    • Kilo vermeye bağlı deri çatlakları.
    • Meme başında çatlaklar.

    Hamamelis virginiana (2): Kutalin ve Hametan resmi sitelerinden özetlenmiştir.

    • Bebek, çocuk ve erişkin pişiklerinde.
    • Hafif yanıklarda.
    • Kesik, sıyrılma ve çizik gibi küçük deri yaralanmalarında.
    • Cilt kuruluğu ve kuruluğa bağlı çatlaklarda kullanılır.

    Dexpanthenol (3): Bepanthen ve Kutalin resmi sitelerinden alınmıştır.

    • Bacak yaraları, varis yarası ve yatalaklarda olan yaralar gibi müzmin yaralar.
    • Deri enfeksiyonları.
    • Emzirmeye bağlı meme ucu çatlaklarının tedavisi.
    • Deri hasarı, küçük ameliyat yaraları, sünnet sonrası pansumanda kullanılır.

    Klroheksidin (4): Bepanthen  Plus ve Kutalin ortak içeriğidir.

    • Klorheksidin birçok mikrop, bazı mantarlar ve bazı virüsleri öldüren bir antiseptiktir.
    • Cilt iltihaplanmalarına en sık neden olan bakteri staphlococ dur ve buna etkilidir.
    • Enfeksiyon gelişebilecek çatlak, kesik, sıyrık, çizik gibi küçük yaralanmalarda iltihabı engeller.

    Suncat MTA: Kutalin Krem resmi sitesinden alıntıdır.

    Derideki yaralanmalar iyileşme döneminde güneş ışılarının da etkisiyle kahverengi lekeler oluşabilmektedir. Suncat MTA bu lekelenmeyi (pigmentasyon) engeller.

    Evde Yara Bakımı İçin Yapılabilecekler

    Büyük ameliyatlar, derin ve büyük yanıklar gibi büyük yaralarda bakım ya işlemi yapan doktor veya doktorun belirlediği bu konuda eğitimli pansumancı tarafından yapılır.

    Ben tedavisi, dermapen, kimyasal peeling, radyo frekansla varis tedavisi, lazer epilasyon, dermabrazyon, evde küçük yaralanmalar, düşmeye bağlı küçük çizik veya sıyrılma gibi yaraların bakımı kişinin kendisi tarafından evde yapılır.

    Evde yara bakımının profesyonel bakımdan üstünlükleri vardır mesela yukarıda sayılan yaralanmaların hepsi Kutalin Kremle evde tedavi edilebilir, günde 3 defa 4 defa pansuman gibi krem uygulanabilir oysa profesyonel pansuman en iyi ihtimalle günde bir defa yapılabilir. Evde istenildiği kadar sık yapılması ya da istenildiği kadar sık krem sürülmesi iyileşme hızında büyük avantaj sağlar.

    Yaralanma büyükse ve doktor önerdiyse kremden önce Betadin Solüsyonla (batikon da aynıdır) yara zemini silinebilir, bu şekilde bir öneride bulunulmadıysa yıkadıktan sonra da krem uygulanabilir.

    Açık Yaraya Ne Sürülür?

    İnsanlar yaranın iltihaplanmasından korkarlar. Açık yaraya mikrop bulaşma ihtimali % 100 dür yani aslında iltihap bulaşması kaçınılmazdır ama önemli olan mikrop bulaşmasından çok bulaşan bu mikrobun çoğalmasını ve yayılarak iltihabı arttırmasını önlemek önemlidir.

    Ben tedavisi, kıl dönmesi açık bırakma tedavisi, hemoroid tedavisi, fistül tedavisi gibi açık yaralarda veya iğne epilasyon, lazer epilasyon, kılcal damar çatlamasında radyo frekans gibi çok sayıda delik açılan durumlarda ya da peeling, yüzeysel yanık, güneş yanığı gibi yüzeysel deri kayıplarında içeriğinde klorhesidin de bulunan yara iyileştirici krem kullanmak mikropların yok olmasını ve bulaşan mikrobun iltihap yapıp ilerlemesini engeller.

    Bu sebeple tüm açık yaralarda kullanılacak krem klorheskidin gibi antimikrobial madde de içermelidir.

    Yara İyileşmesi Nasıl Hızlandırılır?

    Vücut bütün yaraları iyileştirme yeteneğine sahiptir, dışarıdan uygulanacak maddeler iyileşme süresini kısaltır, bunun yanı sıra kalacak izin miktarını azaltır, iltihap riskini düşürür leke (hyperpigmentation) oluşumunu engeller (5).

    İyileşmeyi hızlandırmak ve oluşabilecek ek sorunları engellemek için kullanılacak kremin içeriğinde şunlar olmalıdır;

    • Klorheksidin
    • Triticum vulgare
    • Hamamelis virginiana
    • Dexpanthnol
    • Suncat MTA

    Tüm bu maddelerin olduğu kremi kullanmak daha memnun edici sonuç almayı sağlar.

    Referanslar:

    1- Gonzalez-Correa, C. A., Rivera-Garzón, R. A., & Martínez-Táutiva, S. (2019, July). Electric impedance and the healing of diabetic foot ulcers. In Journal of Physics: Conference Series (Vol. 1272, No. 1, p. 012009). IOP Publishing.

    2- Díaz-GonzáLez, M., Rocasalbas, G., Francesko, A., Touriño, S., Torres, J. L., & Tzanov, T. (2012). Inhibition of deleterious chronic wound enzymes with plant polyphenols. Biocatalysis and Biotransformation30(1), 102-110.

    3- Ebner, F., Heller, A., Rippke, F., & Tausch, I. (2002). Topical use of dexpanthenol in skin disorders. American journal of clinical dermatology3(6), 427-433.

    4- Fleischer, W., & Reimer, K. (1997). Povidone-iodine in antisepsis–state of the art. Dermatology195(Suppl. 2), 3-9.

    5- Ho, W. S., Chan, H. H., Ying, S. Y., Chan, P. C., Burd, A., & King, W. W. (2003). Prospective study on the treatment of postburn hyperpigmentation by intense pulsed light. Lasers in Surgery and Medicine: The Official Journal of the American Society for Laser Medicine and Surgery32(1), 42-45.

  • Kabızlık Nedir, Neden Olur, Nasıl Önlenir?

    Bu yazımızda toplumda sıklıkla görülen kabızlık probleminin neden ortaya çıktığından, kabızlıktan korunmak için alınması gereken önlemlerden ve kabızlık sorununun neden olduğu hastalıklardan ayrıntılı olarak bahsedilecektir.

    Yapılan araştırmalar Amerika’da her yıl 2,5 milyon kişinin kabızlık şikayetin ile doktora başvurduğunu ve dışkı yumuşatıcı ilaçlar için her yıl 800 milyon dolardan fazla para harcandığı tespit edilmiştir.

    Kabızlık Nedir?

    Kısaca dışkının sert olması anlamına gelir. Diğer ası konstipasyondur, süreklilik arz ediyorsa bu durumda kronik konstipasyon denir. Her ne kadar genellikle bağırsak hareketlerinin yavaşlaması suçlansa da bir çok sebeple ortaya çıkmaktadır.

    Bazen seyrek dışkılamak da kabızlık olarak değerlendirilse de farklı kavramlardır.
    Dışkının zor çıkarılacak kadar sert olması sonucu hastanın çok ıkınarak ya da parmak yardımıyla çıkarmasına neden olacak kadar sert dışkı kabızlık olarak sınıflandırılır.

    Kabızlık sorunu farklı kriterlere göre değerlendirilen bir durum olmasından dolayı görülme sıklığı hakkında kesin sonuçlar elde edilememektedir.

    Ancak elde edilen verilere göre Türk toplumunda kabızlık sorununun görülme sıklığı %2-28 arasında değişmektedir.

    Hastaların kabızlıkla alakalı yakınmaları genellikle sert ve zorlu dışkılama, dışkılama sayısının normalden az olması, dışkının makat ve anüs bölgesine ağrı yapması gibi şikayetlerdir. Kabızlığın tıbbi olarak tanımı ise haftada 3 kereden az ve zorlu dışkılamadır.

    Son yıllarda kabızlığın tanımlanmasında Roma III Tan˝ Kriterleri, Task Force, Kriterleri ve Bristol Gaita Skalas gibi ölçümlere de başvurulmaktadır.

    American College of Gastroenterology kabızlık sorununun tanımındaki anlam kargaşasını ortadan kaldırmak için şu kriterleri belirlemiştir;

    • Dışkılama esnasında aşırı ıkınma
    • Sert ve topak şeklinde dışkı
    • Dışkılama esnasında zorlanma
    • Tuvalet ihtiyacının tam giderilememesi hissi
    • Tuvalet ihtiyacının normalden daha uzun sürede giderilmesi
    • Aşırı kabızlık durumunda dışkının parmakla boşaltılmasına ihtiyaç duyulması

    Yakınmaların 3 aydan uzun süredir devam etmesi sorunun kronikleştiğini düşündürmektedir.

    kabızlık neden olur nasıl geçer

    Kabızlık Neden Olur, Sebepleri Nelerdir?

    Lifli gıdaların yetersiz tüketilmesi, hareket miktarının az olması, sıvı tüketiminin az olması, stres, beyaz undan yapılan ürünlerin fazla tüketilmesi gibi nedenler kabızlık sorununun oluşmasına neden olmaktadır. Kabızlık sorunu pek çok makat hastalığının oluşmasındaki temel etkendir. Ayrıca makat bölgesinde ortaya çıkan sorunlarda kabızlığın tetikleyicisi olabilmektedir.

    Altında yatan herhangi bir hastalı hikayesi yok ise kabızlık sorunu direk olarak beslenme alışkanlıkları ile ilişkilendirilmektedir.

    En önemli sebebi beslenme alışkanlığıdır, beslenme alışkanlığı aynı zamanda bağırsak hareketlerinin hızını belirleyen en önemli faktördür. Posadan fakir beslenilirse bağırsak dolmaz ve hareketi yavaşlar.

    Bağırsağın çalışma hızını arttıran şey yani bağırsağın motoru içindeki dışkı miktarıdır, bağırsaktaki dışkı miktarını belirleyen şey de tüketilen lif yani posa miktarıdır.

    Genel beslenme alışkanlığının kötü olması dışında şu nedenler sayılabilir

    • Az su veya sıvı tüketmek
    • Dışkı ihtiyacı geldiği halde ertelemek (ertelenen dışkı bekledikçe içindeki su daha fazla emilir ve sertleşir)
    • Kabızlığa neden olan gıda tüketmek, mesela bazı kişilerde muz kabızlığa neden olur.
    • Dolikokolon denilen kalın bağırsağın uzun olması sorunu.
    • Hareketsiz yaşam
    • Aşırı kilo
    • Bağırsak tembelliği
    • Makatta ağrı ve acı yapan hastalıklar
    kabızlığa ne iyi gelir youtube

    Kabızlık Sorunu Beslenme Alışkanlıkları Değiştirilerek Büyük Ölçüde Engellenebilir.
    Lifli gıdaların sindirimi kolay olan gıdalardır. Bu tür gıdaların ağırlıklı oldukları beslenme düzenlerinde zorlu dışkılamalar daha az görülür. Kabızlık sorunu yaşayan kişilerin günlük olarak mutlaka lifli gıdalar tüketmesi ve bu beslenme tarzını alışkanlık haline getirmesi önerilmektedir.

    Tam tahıllı ürünler, meyveler, sebzeler lif açısından zengin besinlerdir. Beyaz undan yapılan ürünler yerine kepekli undan yapılan ürünler tercih edilmelidir. Et gibi hayvansal besinler sindirilmesi zor ve lif açısından fakir besinlerdir. Bu tür besinlerin fazla tüketilmesi de kabızlık sorununun tetikleyicisi olabilmektedir.

    Yetersiz Sıvı Tüketimi Kabızlığa Neden Olabilmektedir.
    Yetersiz su tüketimi dışkının bağırsaklardan geçişini zorlaştırabilir. Bu durumda sert ve zorlu dışkılamaya neden olabilmektedir. Sıvı tüketiminin az olmasına bağlı olarak ortaya çıkan kabızlığın engellenmesi için günlük en az 3 litre su tüketilmesi önerilmektedir.

    Dışkılama İhtiyacının Ertelenmesi Bağırsak Hareketlerini Olumsuz Yönde Etkilemektedir.
    Dışkılama ihtiyacının herhangi bir sebepten ertelenmesi bağırsak hareketlerini olumsuz olarak etkilemektedir. Dışkılama ertelendikçe bağırsaklarda bekleyen dışkı sertleşir ve dışkılama zorlu bir hal alır. Bu durumda kabızlığın kronikleşmesine neden olmaktadır.

    Ev dışından tuvalete gidemeyen ya da umumi tuvaletleri kullanamayan insanlar dışkılama ihtiyacını sıklıkla ertelemektedir. Bu durumda dışkının sertleşmesine ve kabızlık sorununun oluşmasına neden olmaktadır.

    Stres Birçok Hastalığın Tetikleyicisi Olduğu Gibi Kabızlığında Tetikleyicisi Olabilmektedir.
    Sri Lanka’da 2699 çocuk arasında stres ve kabızlığın bağlantısının araştırıldığı bir çalışma yapılmıştır. Çalışmada çocukların %15inde stres ve kabızlık sorununun bulunduğu tespit edilmiştir. Kabızlık sorunu yaşayan çocukların genel özellikleri incelendiğinde ise en iyi arkadaştan ayrılma, bir aile üyesinin ağır hastalığı, bir ebeveynin iş kaybı, ebeveynlerin sık sık cezalandırılması ve ayrılıkçı savaştan etkilenen bir alanda yaşanmış olması gibi sorunların varlığı tespit edilmiştir.

    Stres kabızlık yapar demek tam olarak doğru olmaz. Ancak stresli kişilerde kabızlık sorununun daha sık görüldüğü de bilimsel olarak araştırmalarla kanıtlanmıştır.

    Gebelik Döneminde Hormonların Değişmesi Kabızlık Sorununun Oluşmasına Neden Olmaktadır.
    Gebelik döneminde ortaya çıkan hormonal değişimler bağırsak hareketlerini etkileyebilmektedir. Bazı kadınlarda ishal, bazı kadınlarda ise kabızlık sorunu gebelik döneminde daha sık görülmektedir.

    Gebelik döneminde bu tür hormonal değişimlerin yaşanmasına ek olarak bebeğin büyümesi ile gebeliğin son dönemlerinde makat bölgesine artan baskının artmasına bağlı olarak zorlu dışkılama sorunları görülebilir.

    Gebelik döneminde olan kadınlar beslenme alışkanlıklarına dikkat ederek, bol sıvı tüketerek ve hareketli bir yaşam tarzı benimseyerek kabızlık sorununu engelleyebilir.

    Hareketsiz Bir Yaşam Tarzı Kabızlığa Neden Olabilmektedir.
    Hareket miktarının az olması bağırsak hareketlerinin yavaş olmasına neden olmaktadır. Bu nedenle kabızlık sorunu yaşayan insanlara düzenli egzersiz yapması ve hareketli bir yaşam tarzı benimsemesi önerilmektedir.

    Kansızlık İlaçları Düzensiz Bağırsak Hareketlerinin Düzensiz Olmasına Neden Olabilmektedir.
    Dünya sağlık örgütünün yayınladığı verilere göre dünya nüfusunun %30 unda kansızlık yani demir eksikliği sorunu bulunmaktadır. Kansızlık dünya genelinde en sık görülen hastalıklardan birisidir.

    Kansızlık tedavisinde kullanılan ilaçlar bağırsak hareketlerini olumsuz etkileyerek kabızlık ya da ishal problemlerinin oluşmasına neden olmaktadır. Bu nedenle kansızlık sorunu yaşayanlarda kabızlık görülme riski daha fazladır.

    Ayrıca hemoroid gibi kanamaya neden olan makat hastalıkları uzun süre tedavi edilmezse kansızlık sorununa neden olabilmektedir.

    Günümüzde fast food tüketiminin artması, uzun saatler oturularak çalışılması buna bağlı olarak insanların hareketsiz bir yaşamı olması kabızlık sorununda artış görülmesine neden olmaktadır. Yazımızda bahsedilen hususlara dikkat edilerek kabızlık sorunu büyük oranda engellenebilir. Ayrıca bu sayede hemoroid ve anal fissür gibi kabızlığa bağlı olarak ortaya çıkan makat hastalıkları da engellenmiş olur.

    Kabızlık Belirtileri Nelerdir?

    En önemli belirtisi dışkının olması gerekenden sert olmasıdır. Normalde dışkının kıvamı camcı macunu denilen sertliktedir, daha sert olmasına konstipasyon denir.

    • Dışkının sert olmasına
    • Zor dışkılamak
    • Dışkıyı çıkarmak için aşırı ıkınmak zorunda kalmak
    • Dışkıyı ıkınarak çıkaramadığı için parmakla yardım etmek zorunda kalmak
    • Bağırsakta çok bekleyen dışkının daha ağır kokması da belirtiler arasında sayılabilir

    Kabızlığa Ne İyi Gelir, Nasıl Giderilir, Evde Neler Yapılabilir?

    Kabızlığı en iyi düzeltecek şey fazla posa tüketmektir. En kolay ulaşılabilir, en rahat tüketilebilir, gereksiz kalori içermeyen ve en ekonomik gıda kepektir. Kepeğin en kolay tüketilen şekli kepekli ekmektir ve her öğünde güvenle tüketilebilir.

    Yeterli sebze ve meyve tüketilmesine, akşamları kayısı, kayısı kurusu, incir gibi şeyler yenmesine rağmen kabızlık düzelmiyorsa kepekli ekmek yenmelidir.

    Kepekli ekmek tüketilmesine rağmen hala düzelmediyse bu durumda kepek direk tüketilmelidir.

    Evde yapılabilecek en pratik çözüm her akşam bir su bardağı kepek süt, ayran, çorba gibi sıvı gıda ile karıştırılarak yenir. Bir bardak kepek yeterli gelmiyorsa miktarı giderek arttırılabilir.

    Evde yapılabilecek bir diğer şey ise kepek tüketimini daha çekici hale getirmek için kek, krep, yoğun kepekli ekmek gibi şeyler yapıp yemektir.

    Gıdalar dışında şunlara da dikkat edilmelidir

    Dışkılama isteği ertelenmemelidir.

    Mümkün olduğunca her gün aynı saatlerde tuvalet yapmak bağırsaklara öğretilmelidir.
    Günlük yürüyüş yapılmalıdır.

    Kabızlık Nasıl Geçer, Çözüm Yolları Nelerdir?

    Öncelikle şundan emin olunmalıdır; her kabızlık mutlaka çözülür ama farklı kişilerde farklı ihtiyaçlar olabilir.

    Bağırsağı çalıştıran en önemli faktör dışkı miktarıdır, dışkı miktarını belirleyen şey de içerdiği lif miktarıdır.

    Beslenmede şunlara dikkat edilmeli ve kabızlık düzelene kadar miktarı arttırılmalıdır;

    • Alışıldıktan çok sebze yenmelidir, mesela kebap yenilebilir ama yanında getirilen salatayı bitirmek alışkanlık haline getirilmelidir, mümkünse salata duble istenmelidir.
    • Akşamları kayısı, erik, incir veya bunların kurusu yenmelidir.
    • Ekmek sadece kepekli olandan tüketilmelidir, varsa belediyenin ürettiği tercih edilmelidir. (marketlerde satılanlarda kepek azdır, daha çok renk verici madde ile görsellik alımlı hale getirilir)
    • Bunlar yeterli gelmiyorsa aktardan iri taneli kepek alınmalı giderek artan dozda tüketilmelidir.
    • Tüm bunlara rağmen kabızlık hala geçmiyorsa akşam yatmadan önce Duphalak Şurup veya Bekunis draje içilmelidir.

    Kabızlığın İlacı, Şurubu veya Fitili Var mı? İşe Yarar mı?

    Evet tüm kabızlık ilaçları işe yarar ama doğal olmayan bir çözümdür, alındığı sürece etkili olur, bırakıldığı gün kabızlık sorunu yeniden başlar. Tercihen doğal gıdalarla çözmeye çalışılmalı eğer cevap alınamıyorsa o zaman ilaç alınmalıdır.

    Kabızlık fitili; Erişkinlerde fitille çözümün yeri yoktur, daha çok bebeklerde ve küçük çocuklarda gliserin fitil kullanılır.

    Kabızlık şurubu; Bu şurupların içeriğinde emilemeyen bir şeker vardır, bu şeker mikroplar tarafından parçalanır köpük oluşur, oluşan bu köpük dışkının kıvamını yumuşatır. En bilinen şuruplar Duphalak Şurup ve Normalak Şuruptur, her ikisi de yaklaşık aynıdır.

    Kabızlık ilacı; şurup dışında hap da kullanılabilir, kabızlık haplarının en bilineni Bekunis drajedir. Bekunis Draje karın ağrısı daha doğrusu sancıya neden olabilir o sebeple yatmadan önce alınmalıdır.

    Bu ilaçların dozu kişiye göre değiştiği için bir ölçek veya bir drajeyle başlanmalı alınan cevaba yani kabızlığın durumuna göre giderek arttırılmalıdır.

    Kabızlığa İyi Gelen Yiyecekler ve İçecekler Nelerdir?

    Posalı olan her gıda iyi gelir ancak şunlar daha etkilidir.

    • Kayısı
    • Erik
    • İncir
    • Kiraz
    • Kavun

    Bunlar taze yendiğinde etkilidir, mevsimi uygun olmadığında kurusu veya ticari şekilde sunulan suyu da tüketilebilir, hepsi etkilidir.

    Bunların yanı sıra bitkisel çaylardan sinameki otu çayı da çok etkilidir ancak miktarı dikkatli belirlenmelidir yoksa karın ağrısı ve ishale neden olabilir.

    Muz Kabızlık Yapar mı?

    Hem evet hem hayır, muz bazı kişilerde kabızlık yaparken bazılarında yapmaz, bunun nedeni kişisel farklılıklardır.

    Muz neden kabızlık yapar, diğer meyveler gibi muzda da yeterli posa vardır ama kabızlığa neden olabilir bunun bilinen en önemli nedeni muzda yüksek miktarda potasyum olmasıdır.

    Sürekli Kabız Olmak Neyin Belirtisi?

    Yukarıda saydığımız nedenlerin hepsinin belirtisi olabilir ama seyrek karşımıza çıkan şu sorunları da göz ardı etmemeli ve uzman görüşleri doğrultusunda gerekli araştırmalar yapılmalıdır.

    Kabızlıkla belirti veren ve daha seyrek görülen hastalıklar şunlardır;

    • Dolikokolon, kalın bağırsağın uzun olması
    • Mega kolon, kalın bağırsağın geniş olması
    • Hirschspurung hastalığı, kalın bağırsağın bir kısmında sinir olmadığı için çalışmamasıdır, bebeklerde görülür
    • Kalın bağırsak tümörleri
    • Makat darlığı

    Referanslar:
    1- Korkmaz, M. (2011). Kabızlık yakınması olan hastanın birinci basamakta yönetimi. Konuralp Tıp Dergisi, 3(3), 35-41.
    2- Yurdakul, İ. (2007). Kronik kabızlık. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri, 43-58.
    3- Devanarayana, N. M., & Rajindrajith, S. (2010). Association between constipation and stressful life events in a cohort of Sri Lankan children and adolescents. Journal of tropical pediatrics, 56(3), 144-148.
    4- Gasche, C., Lomer, M. C. E., Cavill, I., & Weiss, G. (2004). Iron, anaemia, and inflammatory bowel diseases. Gut, 53(8), 1190-1197.

  • Botox Fiyatları 2024 Yılında Ne Kadar?

    Botox Fiyatları 2024

    Ücretler net olup tüm tedavi yöntemleri ve özellikle Botox gibi ithal ilaçlarla yapılan tedaviler enflasyon sebebiyle sıkça değişmektedir. Bu sayfa sürekli güncellenecek şekilde tasarlanmıştır ve fiyatlar değiştikçe güncellenecektir. Ücret farkı kırışıklığın yaygınlığına, kişinin yaşına ve ihtiyaç duyulan ilaç miktarına göre değişiklikler göstermektedir. Hastalık tedavisinde ise işlemin zorluğuna ve kullanılan ilaç miktarına göre değişmektedir.

    Tüm kliniklerimizde FDA onayı almış markalar kullanılmaktadır.

    güncel botox fiyatları ne kadar

    Botox İlacının Fiyatı Ne Kadar?

    Botox ilaç fiyatı uygulama yapılacak bölgeye göre şu şekildedir ;

    Botox uygulamasında ücret hastanın kırışıklık miktarına bağlı olarak muayene ile belirlenmektedir. Muayenelerimiz ücretsizdir. Tüm yüz botox ücretimiz 4000 tl den başlamaktadır.

    • Fiyatlar değişiklik gösterebilir, doğru bilgi için WhatsApp üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Tedavi Amaçlı Botox Fiyatları

    • Masetter botoxu (diş gıcırdatma) :
    • Anüs botoxu (makat çatlağı, anal fissür) : 9000 TL’den başlar.
    • Anüs botoxu (anismus, makat kaslarında çalışma uyumsuzluğu) : 9000 TL’den başlar.
    • Koltukaltı terlemesi : 9000 TL
    • El terlemesi : 9000 TL
    • Aşırı makat terlemesi : 9000 TL
    • Keloid tedavisi : 1500 TL’den başlar
    • Makat darlığı tedavisi : 9000 TL’den başlar
    • Parkinson hastalığına bağlı zor dışkılama :
    • Fiyatlar değişiklik gösterebilir, doğru bilgi için WhatsApp üzerinden ulaşabilirsiniz.

    Botox Kaç Ünite Uygulanır?

    Alın Kırışıklıkları : En çok talep edilen ve en sık uygulanan bölgedir. Hastanın kırışıklık miktarı, kırışıklıkların derinliği ve ne kadar zamandan beri botox uygulanmadığına göre 30-50 ünite yapılır.

    Kaz Ayakları : İkinci sırada sık uygulanan bölgedir ve en iyi sonuç veren alandır. 20-30 Ü. Yapılır. (1)

    Kaş Arası (Glabella) : Özellikle kaşlarını çok çatanlarda oldukça iyi sonuç alınır, 20-40 ünite.
    Kaş kaldırma; kaşların kuyruk kısmının aşağı doğru kıvrılması ya da aşağıda olması kişi yorgun ve bezgin gösterir. Kaş kaldırarak dinamik bir görünüm elde edilir. Kaş kaldırma için 10-20 ünite yeterli olmaktadır. (2)

    Masetter Botoxu (Çene Belirginleştirme) : Alt çene arka kısmının geniş görünmesi sorununun çözümünde kullanılır. 60-100 ünite.

    Estetik Dışı Botox Fiyatları 2024

    Masetter Botoxu (Diş Gıcırdatma) : Gece uykuda diş gıcırdatmak dişlerin aşınmasına, daha çabuk çürümesine ve çevredeki insanları gıcırtıyla rahatsız etmeye sebep olur. Botoxla kolaylıkla çözülebilen bir sorundur ve 60-100 Ünite yeterli olmaktadır. (3)

    Anüs Botoxu (Makat Çatlağı, Anal Fissür) : Eskiden ameliyatla tedavi edilen bu hastalıkta ameliyatsız botoxla tedavisiyle yaklaşık aynı başarıyla uygulanmaktadır. Bu sayede makat çatlağında uygulanan LİS ameliyatı giderek daha az yapılmaktadır. 100 Ünite ilaç yapılmaktadır (4).

    Anüs Botoxu (Anismus, Makat Kaslarında Çalışma Uyumsuzluğu) : Makat kaslarında kontrolsüz kasılma ve buna bağlı olarak ağrı olur, bunun yanı sıra zor dışkılama, boşalma güçlüğü gibi sorunlar yaşanır. Botox enjeksiyonuyla kontrolsüz kas kasılması düzelir. 100 ünite yeterli olmaktadır.

    Koltukaltı Terlemesi ( Hyperhidrosis) : Sempatik aktivite yüksekliği kaynaklı, hiperhidrozis denilen bir sorundur. Cerrahi tedavisi zor ve risklidir, en basit ve başarılı tedavisi botilismus toksiniyle yapılır (5).

    El Ayak Terlemesi : Bu da sempatik aktivite sebebiyle olur, bir çok tedavisi olsa da en etkilisi botilismus tedavisidir.

    Aşırı Makat Terlemesi : Sebebi bilinmemektedir ki oturduğu yerden kalktığında pantolonu ıslanacak kadar terleme olur ve son derece rahatsız edicidir. Diğer fazla terlemeler gibi botoksla tedavi edilir.

    Keloid Tedavisi : Son yıllarda üzerinde ciddi çalışmalar yapılan bir tedavidir. Deride tam kat yaralanma, ameliyat gibi uygulamalardan sonra deride parmak gibi kabarıklık olması sorunudur, tek başına botox ve kortizonlar birlikte yapılır. Keloidin büyüklüğüne göre 5-50 ünite uygulanmaktadır (6).

    Makat Darlığı Tedavisi : Darlık sorununun çözümüne iki sebeple ihtiyaç duyulmaktadır.

    1- Bazı insanların makat kasları doğuştan çok güçlüdür ve buna bağlı olarak makat fazla kasılır. Kaslardaki bu kasılmaz dışkılamayı güçleştirir ve buna bağlı anüs hastalıkları ortaya çıkar.

    2- Makat kasları bu şekilde doğuştan güçlü olup da anal sex yapmak isteyenler ilişki sırasında ağrı duyarlar ve istedikleri zevki alamazlar. Kasların botoxla felç edilmesi rahatlama sağlar ve ilişki esnasında ağrı duyulmaz.

    Her iki durum için de 100 ünite yapılması yeterlidir.

    Botox Markaları

    Botox : Dünyada ilk üretilen, Selpak mendilin kağıt mendile marka ismini vermesine benzer şekilde ismini maddeye veren markadır. Allergan firması tarafından üretilmektedir. Allergan Amerikan firmasıdır, üretim Amerikadadır ama vergi kaçırmak için şirket merkezi İrlanda görünmektedir.

    Dysport : İngiltere üretimidir, en güvenilir ikinci markadır.

    Kliniklerimizde sadece bu iki marka kullanılmaktadır

    Kliniklerimizde kullanmadığımız ama piyasada satın alınabilen diğer botilismus toksini içeren markalar;

    • Masport
    • Dyston
    • Refinex

    Botoxla Tedavi Edilen Diğer Hastalıklar

    Bu hastalıklar kliniklerimizde tedavi edilmemektedir, bilgi için yazılmıştır.

    • Vajinismus
    • Şaşılık
    • Yüz felci
    • Tortikollis (Boyun eğriliği)
    • Migren
    • Spastiklik
    • Frey sendromu
    • Göz kapağı kasılması
    • Yarım yüz kasılması
    • Meige sendromu
    • Salya akması tedavisi
    • Titreme
    • Kafa sallama
    • Yüz felci
    • Yutma güçlüğü
    • Ses fonetiğini değiştirme amaçlı
    • Piriformis sendromu
    • Depresyon, kaş arasındaki kırışıklıkların depresyonu iyileştirdiği yönünde bilimsel çalışmalar vardır.
    • Akalazya, yemek borusundaki kasılmadan dolayı yutma güçlüğü
    • Sinirsel yutma güçlüğü (nörojenik disfaji)
    • Serabral palsy (spastik çocuk)

    Botox Kurnazlığı (Keratin Botox, Saç Botoxu)

    Kelimenin albenisini ve bilinirliliğini paraya çevirmek isteyen bazı uyanıklar hiçbir benzerliği veya ilişkisi olmamasına rağmen “keratin botox” veya “saç botoxu” gibi ne anlama geldiği belli olmayan çeşitli tuzaklar vardır.

    Bu tür kurnazlıklara kanmadan önce ne olduğundan emin olmalısınız.

    Keratin botoxu denilen şey bildiğiniz sıvı keratindir, saça dışardan uygulanır ve saçta kalite artışı, parlaklık sağlanır. Bunu yıllar içince küçük çizikler oluşmuş araba kaportasını güzelleştirmek için pasta cila yaptırmaya benzetebilirsiniz.

    Bir de saç dökülmesi için botox yaptığını yazanlar vardır bunlar da aslında mezoterapi yaparlar ama saf insanları bu şekilde tuzağa düşürürler.

    Kelime oyunlarına kanmadan beklentinizi bu doğrultuda tutmalısınız.

    Referanslar

    1- Satriyasa, B. K. (2019). Botulinum toxin (Botox) A for reducing the appearance of facial wrinkles: a literature review of clinical use and pharmacological aspect. Clinical, cosmetic and investigational dermatology12, 223.

    2- de Almeida, A. R. T., da Costa Marques, E. R., Banegas, R., & Kadunc, B. V. (2012). Glabellar contraction patterns: a tool to optimize botulinum toxin treatment. Dermatologic surgery38(9), 1506-1515.

    3- Andrade, N. N., & Deshpande, G. S. (2011). Use of botulinum toxin (botox) in the management of masseter muscle hypertrophy: a simplified technique. Plastic and Reconstructive Surgery128(1), 24e-26e.

    4- Yiannakopoulou, E. (2012). Botulinum toxin and anal fissure: efficacy and safety systematic review. International journal of colorectal disease27(1), 1-9.

    5- Grunfeld, A., Murray, C. A., & Solish, N. (2009). Botulinum toxin for hyperhidrosis. American journal of clinical dermatology10(2), 87-102.

    6- Sohrabi, C., & Goutos, I. (2020). The use of botulinum toxin in keloid scar management: a literature review. Scars, Burns & Healing6, 2059513120926628.

  • Pişik Neden ve Nasıl Olur, Nasıl Tedavi Edilir?

    Hastanın yaşına göre neden ve nasıl olduğu değişmektedir yani çocuklarda farklı sebeple erişkinde farklı sebeplerle olmaktadır. Diaper dermatiti de denmektedir ve önlenebilir bir hastalıktır (1)

    Bebekte Pişik Neden Olur?

    • Yetersiz temizlik
    • Yeterince sık temizlememe
    • Yetersiz havalandırma
    • Uygun olmayan bez kullanımı
    • Seyrek bez değiştirme

    Bebek cildi daha zarif ve dayanıksızdır, dışkı ve idrar gibi tahriş edici etkileri olan salgı ve extreksiyonlar bebeğin derisini tahriş eder, etki devam ederse bu durumda tahrişten öteye geçip yara haline gelebilir. Şunlara dikkat edilmezse pişikle karşılaşmak kaçınılmazdır.

    pişik neden olur nasıl geçer

    Erişkin Pişikleri

    Bebeklerdekinden farklı sebeplerle ve şekilde olur. Genellikle ek bir hastalığa bağlı olarak gelişir. Pişiğe neden olan hastalıklar;

    Fistül, anüsün yanında deri ile bağırsak arasında kanal oluşur, kanal bağırsaktan sürekli kirlendiği için sürekli akıntı olur. Akıntının deriyi eritme ve zarar verme etkisi olduğu için deri tahriş olur.

    Anal dermatit (mayasıl), deri çok hassaslaşır ve bu hassasiyet fazla salgı olmasına neden olur, bu salgı deriyi tahriş eder.

    Kondilom (makat siğili), HPV, virüs deriyi dayanıksız hale getirir. Deride çıkıntılar yapar bunlar deride ıslaklık ve kokuya neden olur. Bu ıslaklık pişiğe neden olur.

    En İyi ve Etkili Pişik Kremi Nedir?

    En iyi demek için kullanılacak ürün tercihen şu özelliklerden en fazlasına sahip olmalıdır.

    • Alerjik reaksiyonu azaltmalı
    • Bariyer özelliği olmalı
    • Mikrop öldürücü olmalı
    • Mantarı tedavi etmeli
    • Cildi yatıştırmalı
    • Can yakıcı olmamalı

    Tüm bu özellikler düşünüldüğünde;

    Erişkinlerde yaygın kullanılan kortizonlu kremler alerjik reaksiyonu engeller, cildi yatıştırır ama mikropları öldürmez, mantarı öldürmez, bariyer özelliği taşımaz. Erişkin pişiklerine özel geliştirilmiş Pruzon Merhem içeriğindeki bitkisel kortizonla alerjik reaksiyonu engeller, TTO ile mikropları ve mantarları öldürür, çinko oksit ile bariyer oluşturur.

    Çocuk pişiklerinde kortizonlu ürünler önerilmez, sıradan pişik kremleri de sadece cilt yatıştırıcı özelliğe sahiptir, alerjik reaksiyonu azaltmaz, mikrop öldürmez ve mantarı tedavi etmez bu sebeple yetersiz kalabilir.

    Genel olarak değerlendirildiğinde Pruzon merhem içerdiği bitkisel aktiflerle en iyi sonuç verecek ürün denebilir. Kutalin Krem de pişik için en sık önerilen kremdir ama alerjik reaksiyona etkisi yoktur daha çok bariyer etkisi, mikrop ve mantar öldürme etkisi ve iyileştirmeyi hızlandırma etkisi sebebiyle tercih edilebilir.

    Pişiğe Ne İyi Gelir?

    Pişiğin düzeyine göre hafif vakalarda zeytinyağı (2), sıradan pişik kremleri, kantaron yağı iyi gelir ancak ilerlemiş vakalarda bunlar yetersiz kalır bu durumda tercihen Pruzon Merhem veya Kutalin krem kullanılmalıdır. Diğer bir yaklaşım da şöyle olabilir ilk 3-5 gün kortizonlu krem kullanılır, kortizonlu kreme daha fazla devam edilemeyeceği için sonraki günlerde zeytinyağı, kantaron yağı veya sıradan pişik kremi kullanılabilir.

    Yetişkinlerde Pişik Nasıl Geçer?

    Makat bölgesinde aşırı terlemeye bağlıysa botilismus enjeksiyonu ile terleme kesildiğinde pişik kendiliğinden iyileşir.

    Mayasıl kaynaklı ise mayasılın tedavisi yapıldığında kendiliğinden düzelir.

    Fistül, kondilom gibi akıntı yapan hastalıkta oluşan akıntıya bağlı olarak geliştiyse yine temel sorun olan fistül veya kondilom tedavi edildiğinde kendiliğinden düzelir.

    Bunların dışında aşırı sıcaklara bağlı oluyorsa bu durumda geniş iç çamaşırı ve geniş pantolon giyilerek kalça aralarının havalanması sağlanır, gün içinde kalçaların arasına kağıt havlu sıkıştırarak nem alınırsa, pişiğe neden olan turşu, baharat, acı gibi gıdalar tüketilmezse yine kendiliğinden düzelir.

    Tüm bunlarla düzemezse en etkili ilaç Pruzon merhemdir, 2.-3. Gün ciddi rahatlama sağlanır, bu arada yine sebep olabilecek şeyle gözden geçirilmelidir. Erişkin pişiklerinde Kutalin Krem de kullanılabilir ancak Pruzon merhem daha başarılıdır.

    Bebeklerde Pişik Nasıl Geçer?

    Öncelikle olabilecek nedenler ortadan kaldırılmalıdır. Sebep ortadan kaldırılırsa kendiliğinden düzelir. İyileşmeyi hızlandırmak için hafif vakalarda zeytinyağı gibi bariyer oluşturan doğal ürünler kullanılabilir ancak ileri düzeyse ve bu yapılanlarla düzelmiyorsa etkili pişik kremi kullanılmalıdır. Pruzon en kısa sürede cevap alınan ilaçtır.

    Pişik Kaç Günde Geçer?

    Buna rağmen 2-3 günde anlamlı gerileme yoksa o zaman ilaç başlanmalıdır. Pruzon merhem kullanmaya başlandığını ertesi gün olumlu değişiklikler başlar 4-5 günde tama yakın geçer. Tabi bu arada işi tamamen Pruzon a bırakmayıp bebeğin altı sık değiştirilmeli, uygun ortam hazırlanıp sıkça havalandırılmalıdır. Bu şekilde yaklaşılırsa tekrarı da engellenmiş olur.

    Pişik Nerelerde Olur?

    En çok tahrişe neden olan sebep dışkı olduğu için en sık görüldüğü yer anüs etrafıdır. İkinci sıklıkta tahriş gücü olan şey idrardır ve ikinci sıklıkta kız çocuklarının cinsel organında görülür.

    Bunun dışında daha seyrek olarak yoğun terleme alanları olan ve yeterli havalanamayan kasık araları, koltuk altları, erişkinlerde meme altları, kilolu bebek ve erişkinlerde boyun bölgesinde de görülebilir.

    Kantaron Yağı Pişiğe İyi Gelir mi?

    İyi bir bariyerdir, sebep olan dışkı veya idrarın deri ile temasını engelleyerek iyileşme sağlar. Kantaron yağının bariyer etkisi yanı sıra derin pişiklerde oluşan yaraları iyileştirme etkisi de vardır.

    Zeytinyağı Pişiğe İyi Gelir mi?

    Zeytinyağı da kantaron yağı gibi deride koruyucu bir bariyer tabakası oluşturur. Bu bariyer deride tahrişe neden olan pişik sebebinin bu etkisini engeller. İyileştirici etkisi kantaron yağı kadar iyi değildir. Sıkça hastalanan çocuklarda sürekli zeytinyağı kullanmak pişiğin tekrarını engelleyebilir.

    Pişik Pudrası İyi Gelir mi, Nasıl Kullanılır?

    Pudra çok yüksek oranda nem ve ıslaklık tutma gücüyle pişikte iyi gelir ancak pudranın kendisi çocuklarda ve bebeklerde pudra zatüresine neden olabilmektedir (3). Bu sebeple çok tercih edilmemelidir. Bunun yerine doğal yağlarla korunmaya çalışılmalı pişerse Pruzon merhemle tedavi edilmelidir. Uzun süreli tedavi gerekecekse Kutalin Krem daha doğru tercih olur çünkü Kutalinde enfeksiyon nedeni olan bakteri, mantar ve virüsleri öldüren klorheksidin adlı madde de vardır (4).

    Referanslar

    1-) Merrill, L. (2015). Prevention, treatment and parent education for diaper dermatitis. Nursing for women’s health19(4), 324-337.

    2-) Nield, L. S., & Kamat, D. (2007). Prevention, diagnosis, and management of diaper dermatitis. Clinical Pediatrics46(6), 480-486.

    3-) Shin, H. T. (2005). Diaper dermatitis that does not quit. Dermatologic therapy18(2), 124-135.

    4-) Bonifazi, E., Miragliotta, G., Caprio, F., Favale, M., Mosca, A., & D’Alagni, M. (1996). Diaper rash treated with chlorhexidine. Clinical results and changes in the bacterial flora. European Journal of Pediatric Dermatology6(4), 213-6.

  • Nasır Nedir, Neden Olur? Nasır Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Nasır toplumda pek çok insanın farklı seviyeleri ile karşılaştığı bir cilt sorunudur. Bu yazımızda nasırın neden oluştuğunu, oluşmaması için nasıl önlemler alınması gerektiğini ve nasırın nasıl tedavi edildiğini detaylı olarak aktaracağız.

    Nasırın oluşmasında en büyük etken kişisel ihmaller ve hatalardır. Bu nedenle sorunun neden olduğu bilinerek önlem alınabilirsiniz. Bu sayede nasırlardan korunabilirsiniz. Ayrıca hali hazırda oluşmaya başlayan nasırlarınız var ise ilerlemesini önleyerek tedavi edebilirsiniz. İlerlemiş ve kökleşmiş nasırların tedavisi yalnızca ciltte kalınlaşma boyutunda olan nasırlardan daha zorlu olabilmektedir. Ciltte kalınlaşma fark edilir edilmez müdahale edilir ise doktora başvurulmasına gerek kalmadan sorun ortadan kaldırılabilir.

    nasır tedavisi nasıl yapılır

    Nasır Nedir?

    Nasır cildin dış yüzeylerle temasına ve baskıya maruz kalmasına bağlı olarak cildin kendini korumak amacı ile sertleşmesidir. Genellikle vücudumuzun dış yüzeylerle en çok temas halinde olan eller ve ayaklarda görülmektedir.

    Nasır oluşumu ilk olarak sürtünmeye bağlı olarak cildin kalınlaşması ile başlar. Bu aşamada tedbir alınmayan durumlarda deri kalınlaşır. Rengi değişerek sarımsı bir renk alır. Sonrasında ise nasır kökü olan nidus oluşur.

    Nasırı cilt yüzeyinden görünen kısmı haricinde birde iç tarafında büyüyen nasır kökü denilen nidus bulunmaktadır. Nasır kökü huni şeklinde bir yapıda ve oldukça serttir. Nasır kökleri normalde yaşanan ağrının kat kat fazla hissedilmesine neden olmaktadır.

    Örneğin ayak tabanında bulunan bir nasır kökü her yere basıldığında şiddetli ağrıya neden olmaktadır. Nasır kökü hissedilen ağrıya on kat arttırmaktadır.

    nasır tedavisi

    Nasır Neden Olur?

    Nasır vücudun bir çeşit savunma mekanizmasıdır. Yani nasır vücudun kendini korumaya çalışması sonucunda oluşmaktadır. Vücudun baskı ve sürtünmeye maruz kalan alanı vücut tarafından kendini korumak amacı ile kalınlaştırılır. Bu sayede cilt kalınlaşması oluşmuş olur. Cildin kalınlaşmaya başlaması nasırlaşma olduğu anlamına gelmektedir.

    Nasır en çok ellerde ve ayaklarda meydana gelmektedir. Hatta nasırların büyük kısmını ayaklarda oluşan nasırlar oluşturmaktadır.
    Yanlış ayakkabı seçimi (ayağa dar veya geniş ayakkabıların kullanılması), yanlış basma alışkanlığı, sürekli el aleti veya bir müzik aleti kullanılması, cildin belli bölgelerinin sürekli baskıya maruz kalınması, gibi sebepler nasır oluşmasının başlıca nedenleridir.

    Yanlış Ayakkabı Seçimi Nasırın Başlıca Sebeplerinden Biridir.

    Ayağa uygun olmayan ayakkabılar ayak nasırlarının en temel tetikleyicisidir. Ayağa dar olan ayakkabılar baskıya neden olduğu için, geniş olan ayakkabılar ise sürtünmeye neden olduğu için ayaklarda nasır oluşmasına neden olmaktadır.

    Dar ayakkabılar ayağı sıkar ve belli bir bölgesine sürekli olarak baskı uygulanmasına neden olur. Bu durum ise zamanla nasırın oluşmasına neden olmaktadır.

    Yanlış Basma Alışkanlığı ve Ayaklarda Olan Fizyolojik Bozukluklar Nasır Oluşumuna Uygun Zemin Oluşturabilir.
    Yanlış basma alışkanlığı olan bireyler sürekli olarak ayağın belli bir bölümüne basıyorsa bu alanda nasır oluşması neredeyse kaçınılmazdır. Ayrıca kişinin ayak yapısı da nasıra uygun zemin hazırlayacak şekilde olabilir. Örneğin çekiç parmak hastalığı ya da bünyon gibi rahatsızlıklar ayakalarda nasıra neden olabilir. Bu tür durumlarda nasırlaşma riskini en aza indirmek için uygun ayakkabılar kullanılmalıdır.

    Sürekli El Aleti/ Müzik Aleti Kullanılması Ellerde Nasır Oluşmasına Neden Olabilir.
    Tarlalarda kullanılan el aletleri sürekli olarak kullanıldığında hep aynı bölgeye sürtünme uygulamasından dolayı ellerde, avuç içinde nasır oluşmasına neden olabilir. Aynı şekilde müzik aleti çalan kişiler sürekli olarak çalıştıkları için ellerinde nasır oluşumu gözlenebilmektedir.

    Nasır Türleri Nelerdir?

    Nasırlaşma sorunları genel olarak 3 grupta incelenmektedir. Bunlar; sert, yumuşak ve tohum nasırdır.

    Yumuşak Nasırlar

    Adında anlaşılabileceği gibi çok sert olmayan yumuşak cilt deformasyonlarıdır. Genellikle el ve ayakların parmak aralarında görülür. Kızarık ve hassas bir yapıları vardır. Parmakların birbirini üstüne gelmesine bağlı oluşan baskı yüzünden oluşurlar. Özellikle topuklu ayakkabı kullananlarda daha sık rastlanan bir nasır türüdür.

    Ayak parmaklarının yapısal olarak birbirinin üstüne binecek şekilde olması da parmaklarda yumuşak nasır oluşumuna neden olabilmektedir.

    Sert Nasırlar

    Nasırın en ağrılı ve rahatsız edici türüdür. Yanlış ayakkabılar, ayağın yanlış basılması gibi nedenlerle ortaya çıkar. Ayağın kemikli olması gibi fizyolojik durumlarda sert nasırların oluşmasına neden olabilmektedir. Sert nasırların nidus adı verilen kökleri bulunur. Ayaklarda olan sert nasırlar oldukça can yakıcıdır. Hatta bazı durumlarda yürüme güçlüğüne dahi neden olabilmektedir.

    Tohum Nasırı

    Topuklarda ortaya çıkan nasırlardır. Sert nasırlar gibi değildir. Ölü cilt hücrelerinden oluşan bir nasır türüdür. Derinin yumuşatılması ile üstte ki ölü derinin temizlenmesi ile geçebilir. Ancak nasır kökü olumuşsa doktor müdahalesi gerekir.

    Nasır Belirtileri Nelerdir?

    Ciltte Sertleşme

    Nasırın ilk olarak fark edilebilecek belirtisi elbette ki ciltte oluşan sertleşmedir. Ciltte sertleşme fark edildiğinde müdahale edilmesi halinde nasırlaşmanın önüne geçilebilir. Ancak önlem alınmazsa nasırlaşma ve nasır kökü oluşumu meydana gelebilir.

    Deride Renk Değişimi

    Derinin sertleşmesi ile birlikte renk değişimi de gözlenmektedir. Kalınlaşan cilt normal deriden daha sarı bir renk almaktadır.

    Nasır Kökü Oluşması

    Nasır kökü nasırın orta kısmında bulunan oldukça sert bir yapıdır. Nasır kaynaklı ağrıların çok daha şiddetli hissedilmesine neden olur. Kök oluşan nasırların evde tedavi edilmesi mümkün değildir. Mutlaka doktor tarafından vücuttan çıkarılmalıdır.

    Nasır kökü çıkarılmadan yapılan tedaviler kalıcı değildir. Kök alınmadıkça sorun çok kısa süre de tekrar eder.

    Nasır Teşhisi Nasıl Konur?

    Hastalar genellikle teşhisini kendileri koyarlar ve daha çok tedaviye karar verip gelirler. Genellikle doğru teşhis konsa da bunların azımsanmayacak kısmı ise yanlış teşhis konmuş olarak gelir. Nasırla çok karışan taban siğili ya da ayak siğili (verruko plantaris) ile karıştırırlar.

    Nasır Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Nasır tedavisi ameliyat ve radyo frekans tedavisi olmak üzere 2 şekilde yapılmaktadır. Ancak tedavi kadar önemli olan bir diğer husus ise koruyucu uygulamalardır. Nasır tedavisi yapılsa bile nasıra neden olan durumlar ortadan kaldırılmaz ise sorun tekrar edebilir. Hatta büyük ihtimalle tekrar eder. Bu nedenle tedavi olunduktan sonra nasıra neden olan durumlar mutlaka ortadan kaldırılmalıdır.

    Ameliyatla Nasır Tedavisi

    Ameliyatla yani cerrahi müdahale ile nasır tedavisi eski zamanlardan beri uygulanmaktadır. Amaç nasırın kesilerek vücuttan alınmasıdır. Ameliyat için nasırın olduğu alana lokal anestezi uygulanır. Sonrasında uygun büyüklükte kesi yapılarak nasır çıkarılır. Ve gerginlik olmayacak şekilde dikiş atılır.

    Nasırın oluştuğu bölgeye göre bir süre ayağı yere basamamaya neden olabilir. Dezavantajlı bir yöntem olmasından dolayı uygulayıcısı giderek azalmaktadır.

    Radyo Frekansla Nasır Tedavisi

    Ameliyata nazara oldukça avantajlı bir tedavidir. Kesi ve dikişe gerek kalmadan nasırların çıkarılmasına olanak sağlanır. Radyo frekansın yüksek ısısı sayesinde nasır ve kökü kesi yapılmadan ciltten çıkarılır. Bu işlem içinde lokal anestezi uygulanması yeterlidir.

    1-2 dakika kadar kısa bir sürede uygulanabilir. İşlem sonrasında dikiş atılmasına gerek yoktur.

    Nasır İçin Hangi Doktora / Bölüme Gidilir?

    Nasır için cildiye (dermatoloji) ve genel cerrahi uzmanlarına gidilebilir. IDEATIP’ın tüm şubelerinde nasır tedavisi konusunda gerekli donanım ve tecrübeye sahip genel cerrahi uzmanları hizmet vermektedir.

    Nasırdan Korunma Yolları

    Nasır tedavisi kadar nasırdan korunmakta önemlidir. Aksi takdirde nasır kısa sürede tekrar eder.

    İlk ve ön önemlisi ayağa uygun ayakkabı seçilmesidir. Ayakkabılar ne dar ne de ayağa çok geniş olmamalıdır. Dar olursa baskıya, geniş olursa sürtünmeye neden olmaktadır.

    Ayağı vuran ayakkabılar iki gün üst üste kesinlikle giyilmemelidir. İlla ki giyilecekse de başka ayakkabılarda dönüşümlü giyilmelidir.

    El aletleri kullanılırken eldiven takılması el nasırlarının önlenmesi açısından faydalı olacaktır.

    Ciltte sertleşme fark edilirse ponza taşı, ayak törpüsü gibi aletlerle cildin sertleşen kısmı temizlenmelidir.

    Nasır Bandı Tedavi Sağlar mı? Nasıl Kullanılır?

    Nasır bandı deriye temas eden kısmında yakıcı bir asit içerir. Asit derinin üst tabakasını kimyasal olarak yakarak eritir, eriyen tabaka parça halinde ya da zamanla dökülme şeklinde zeminden ayrılır.

    Yüzeysel bir deri kalktığı ama nidus denilen kök olduğu gibi kaldığı için gerçek bir tedavi değil geçici rahatlama sağlar. Derinin üst tabakası oluşana kadar yani 1-2 ay hasta rahat eder, sonrası aynı eskisi gibi olur.

    Bant nasırı ortalayacak şekilde yapıştırılır, 2-3 gün sonra kaldırılır.

    Nasıra Ne İyi Gelir, Nasıl Geçer?

    Asitle yakma, bant kullanma, ponza taşıyla zımparalama, jiletle üst tabakayı kesme işlemleri iyi gelir, geçici olarak rahatlama sağlar ancak tamamen geçmez. Tamamen geçmesi için radyo frekansla veya cerrahi olarak nidus denilen kökün alınması gerekir.

    Nasır İlacı / Kremi Var mı? İşe Yarar mı?

    Bandın üstündeki gibi asit içeren ilaç uygulanabilir ancak geçici rahatlık sağlayacağı bilinmeli ve çevre dokuları yakmamak için dikkatli kullanılmalıdır. Asit içeren kremler de aynı şekilde geçici olarak biraz rahatlatır.

    Podolog denilen bu tür ayak sorunlarında yardımcı olan uzmanların yaptığı işlemler de deriyi yumuşatarak üstten bir tabaka almaktır ve 1-2 ayda bir tekrarlanması gereken geçici bir çözümdür. Podologların yaptıkları da asit veya bant gibi kökü alamaz ve gerçek bir tedavi değildir.

    Nasırla Taban Siğili Arasındaki Farklar Nelerdir?

    nasır ile siğil arasındaki farklar nelerdir

    Nasır En Çok Hangi Bölgelerde Görülür?

    En sık görüldüğü yer ayaklardır, seyrek olarak ellerde, çok seyrek olarak dirsek veya dizde de görülebilir. Ayakta en sık görüldüğü yer ayağın ön yarısı ve parmak aralarıdır. Bu bölgelerde daha sık görülmesinin en önemli sebebi vücudun ağırlığını taşıyan noktalar olmasıdır. Parmakların birbiri üstüne bindiği noktalarda da olabilmektedir.

    Nasır Tedavi Edilmezse Ne Olur?

    Kanserleşme ihtimali yoktur. Tedavi edilmediği sürece ağrı çekilir, en büyük sorun budur. Diğer taraftan etki devam edeceği için giderek büyür ve verdiği rahatsızlık da giderek artar.

    Seyrek yaşanabilecek bir diğer sorun da nasırın üstüne basılmadığı için ayağın değişik noktalarına fazla basılacağından yenilerinin çıkmasına neden olabilir.

    Nasır Tedavisinden Sonra Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Oluşan yaranın kapanması 3-8 hafta kadar sürebilir, süre çıkarılan dokunun büyüklü ve sonrası bakım kalitesine göre değişir. İşlemden 2-3 gün sonra yara açılmalı, günde 3-4 defa bolca suyla yıkayıp, kurulayıp Kutalin Krem sürüp kapatılmalıdır. Bu yaranın daha çabuk kapanmasını sağlar. Yara iyileştikten sonra tekrarı engelleyen önlemler alınmalıdır.

    Nasırın Tekrarlamaması İçin Neler Yapılmalıdır?

    Nasır olan bir etkiye vücudun verdiği bir tepkidir bu sebeple etki ortadan kaldırılmadığı sürece tepki devam eder yani hastalık tekrarlar. Tekrarlamasını engellemek için sebep mutlaka ortadan kaldırılmalıdır, bunun için;

    • Ayakkabı tarzı değiştirilmelidir.
    • Birden fazla ayakkabı alınmalı ve her gün farklı ayakkabı giyilmelidir.
    • Gün içinde terlik giyiliyorsa farklı marka terlikler alınmalı günlük değiştirilmelidir.

    Nasır Bulaşıcı mıdır?

    Nasır bulaşıcı değildir ancak benzer hastalık olan taban siğili bulaşıcıdır ve iki hastalık çok benzediği için karıştırılmaktadır. Bu benzeşme sebebiyle siğil olup da bulaşmaması için uzman doktora muayene olunmalı, siğilse bir an önce tedavi olunmalıdır.

  • Plazma Pen Yöntemiyle Yapılan Tedavi Sonrası Bakım Nasıl Olmalı?

    Plazma enerjisi son yıllarda insan sağlığında kullanımı giderek yaygınlaşan bir uygulamadır ve her gün yeni bir uygulama alanı bulmaktadır. Her ne kadar bu uygulamaların bir kısmı anlamsız, bir kısmı tamamen para tuzağı olarak yapılsa da birçok soruna da çözüm üretmektedir.

    Plazma Nedir?

    Maddenin 4 halinden biridir, eskiden katı, sıvı ve gaz olarak 3 madde formu varken son yıllarda buna maddenin 4. Hali plazma da eklenmiştir. Sıvı ile gaz arasında bir yapıdır. Uygulamaya bu ismin verilmesinin sebebi cihazla deri arasındaki havanın ve etkilenen tabakanın yapı değiştirerek yeni form yani plazma haline dönüşmesidir.

    Bu uygulamanın ismi aynı zamanda cihazın ismini de almıştır. Plexr da denmektedir. Plexr denmesinin sebebi ilk üretilen cihaz olmasıdır ve bu ilk üretilen cihazın diğer markalara üstünlüğü yoktur hatta sonradan üretilenler çeşitli avantajlarla üretilmiş ve öne çıkmıştır.

    Temelde elde edilen sonuç lazer, radyo frekans ve koter gibi bir tür yanmadır yani termal hasardır.

    plazma ben tedavisi sonrası bakım

    Plazma Pen Ne İşe Yarar?

    Derinin üst tabakasında yüzeysel ve 1 mm çapında küçük yanıklar oluşur, bu yanıklar yeni deri oluşumuyla iyileşir. Bu iyileşme bir çok sorunun çözümü sağlar.

    Kullanıldığı alanlar;

    • Ben tedavisi (sadece yüzeysel leke şeklinde olanlarda kullanılmalıdır)
    • Kırışıklık
    • Cilt sarkmaları
    • Leke silme

    Bu sorunların çözümünde beklentiyi karşılayacak kadar olumlu sonuç alınır, bunun dışında daha az beklentiyle kullanılan sorunlar;

    • Üst göz kapağı sarkması (1)
    • Cildi yenileme
    • Gevşek ciltte sıkılaştırma
    • Sivilce izi silme
    • Ameliyat izi silme
    • Sivilce (3)
    • Cilt gençleştirme
    • Yaşlılığa bağlı çıkan el ve yüz bölgesi lekeleri

    Halihazırda kullanılan ama olumlu sonuç alma ihtimali düşük uygulamalar;

    • Göğüs (meme) sarkması
    • Alın kırışıklıkları
    • Gıdı sarkması
    • Göbek sarkması
    • Siğil tedavisi
    • Et beni tedavisi
    • Dövme silme (rahatsız edici düzeylerde yanık izi kalır)
    • Rozasea (etkili olmaz hatta daha da artabilir)
    • Sedef, etkisi minimaldir.

    Plazma Nasıl Etkili Olur?

    Yüzeysel bir yanık oluşturur, çok küçük nokta şeklinde yanık olduğu için gözle görülür yanık izi kalmaz. Oluşan yanık derinin en üst tabakasındaki sorunlu veya lekeli kısmı uzaklaştırır.

    Devam eden haftalarda iyileşme devam ederken bölgede kolajen artılı olur. Bu kolajen artışı deride sıkılaşma sağlar. Yani aynı anda hem leke silinir hem de deride gençleşme sağlar.

    Etkisi mikroskobik düzeylerde olduğu için ileri düzey deri sarkmalarında etkisi yetersiz kalır.
    Genel bir yorum yapılırsa ciltte yenilenmeyi tetikler ve geri kalan iş vücudun yeteneğine kalır.

    Plazma Pen Yaptıranların Bilmesi Gerekenler Nelerdir?

    Şunlarla karşılaşırlar;

    İşlem esnasında minimal bir acı hissederler, genellikle kolaylıkla tolere edilir ama canı tatlı insanlarda Emla Krem veya benzeri uyuşturucu kremle ya da bölgesel uyuşturucu iğne ile uyuşturmak gerekebilir.

    İşlemden hemen sonra uygulama alanında yüzlerce küçük kahverengi, siyah nokta olur, bunlar silinerek temizlenebilir veya kendiliğinden düşmesi beklenebilir.

    2. – 3. Günlerde şişlik başlar, dar alanlarda ciddi şişlik olmaz ama göz kapağı, gıdı gibi derisi ince ve yumuşak bölgelerde ciddi şişlik olabilir. Göz kapağına müdahale edildiğinde gözler kapanacak kadar şişebilir. Bu dönemde Kutalin Krem veya benzeri içerikli b ir krem kullanılırsa daha az şişlik olur.

    6. – 8. Günlerde küçük yara kabuğu gibi kahverengi – siyah noktalar dökülmeye başlar ve bu günlerde sık banyo yapmak daha çabuk dökülmesini sağlar. Yara iyileşmesini hızlandıran kremler bu sürecin daha rahat geçirilmesini sağlar.

    Kabuklar döküldüğünde küçük pembe noktacıklar ortaya çıkar ama görsel olarak ciddi sorun yaratmaz.

    Derideki gerilme, sıkılaşma gibi değişimler 2 ay boyunca devam eder. İyileşme daha uzun sürse de 2 aydan sonraki değişimler minimal düzeylerde kalır.

    Beklentiye yaklaşıldıysa 2 ay sonra ikinci seans yapılabilir.

    Plazma Pen Tedavisi Sonrası Hangi Krem Kullanılır?

    Bütün yüzeysel deri yaralanmalarında olduğu gibi şu sorunlar görülebilir (ama önlemler alınarak bu sorunlar yaşanmayabilir);

    İltihap sivilce gibi küçük bir yaralanma da olsa mikrop kapabilir ve iltihaplanabilir, iltihaplanması yine sivilce gibi derin çukurlara neden olabilir. İltihaplanmaması için kullanılacak krem iltihap önleyici klorheksidin içermelidir.

    Yeniden lekelenme olabilir hatta leke tedavisi sonrası daha koyu renkli lekeler olabilir, bunu önlemek için güneş ışınlarından koruyan Suncat MTA içeren krem kullanılmalıdır.

    Düzensiz renk, uygulama alanında renk dengesizlikleri olabilir bunun için dexpanthenol içeren krem kullanılmalıdır.

    Yaygın şekilde plazmayla uygulama yapan kliniklerin en sık reçete ettiği krem Kutalin Kremdir. Kutalin kremde iyileşme hızlandırıcı hamamelis virjininana, tritikum vulgare, pürüzsüz iyileşme sağlayan dexpanthenol (provitamin B5), mikrop öldürücü klorheksidin diglukonat, güneşin UVA ve UVB ışınlarından koruyan suncat MTA ve şişlik önleyici allantoin içermektedir.

    Plazma Pen Yan Etkileri

    Yüzeysel de olsa bütün yaralanmalardan sonra çeşitli yan etkiler görülebilir, bu yan etkiler plazmayla tedaviden sonra da görülebilir. Şu istenmeyen sonuçlarla karşılaşılabilir;

    • İltihaplanma
    • Leke oluşumu
    • Yara izi
    • Hipertrofik skar
    • Keloid
    • Geçici şişlik
    • Renk düzensizliği
    • Etkisiz kalması

    Bu istenmeyen durumlara yönelik şunlar yapılabilir;

    • İltihaptan korunmak için ilk günden itibaren Kutalin Krem veya benzeri içerikli krem kullanılmalıdır.
    • Leke oluşumu, kullanılan kremde güneş koruyucu mutlaka olmalıdır. Güneş koruyucuya rağmen yaz aylarında saat 10:00 – 14:00 arasında dik güneşte kalınmamalıdır. Bilgisayar ekranı, telefon ekranı gibi ışın yaydığı düşünülen cihazlardan uzak durmanın kesinlikle hiçbir anlamı yoktur çünkü bunlar asla yan etki yapmazlar.
    • Yara izi, yara iyileşmesini hızlandırıcı yara kremi kullanılmalıdır.
    • Hipertrofik skar ve keloid yapısal bir sorundur, ortaya çıkarsa tedavi edilir.
    • Geçici şişlik, allantoin içeren krem kullanılabilir.
    • Etkisiz kalması, ikinci seans uygulanabilir.

    Plazma Pen Tedavisi Yapan Yerler

    Ne yazık ki Türkiye’de yasal düzenleme olmadığı için birçok merdiven altı yerde uygulanmaktadır, hiçbir tıbbi eğitimi olmayan güzellik merkezlerinde ehil olmayan ellerde uygulanmaktadır. Tüm tıbbi işlemlerde olduğu gibi kesinlikle bu ve benzeri işlemlerinizi doktorun bizzat kendisine yaptırmalısınız. Hatta doktorun yanında çalışan yardımcı sağlık personellerine bile yaptırmamalısınız.

    Unutmayın bir yan etki ortaya çıktığında yine bir doktordan yardım almak zorunda kalacaksınız.

    Referanslar:

    1- Rossi, E., Farnetani, F., Trakatelli, M., Ciardo, S., & Pellacani, G. (2018). Clinical and confocal microscopy study of plasma exeresis for nonsurgical blepharoplasty of the upper eyelid: a pilot study. Dermatologic surgery44(2), 283-290.

    2- Paganelli, A., Mandel, V. D., Pellacani, G., & Rossi, E. (2020). Synergic effect of plasma exeresis and non–cross‐linked low and high molecular weight hyaluronic acid to improve neck skin laxities. Journal of Cosmetic Dermatology19(1), 55-60.

    3- Stamatina¹, G., Sotiris, T., & Aglaia, V. (2015). Plexr In Acne Treatment.

    4- Surgeon-Oculoplastic, E., & ⁵Implantology, A. (2016). Presentation Of Old And New Histological Results After Plasma Exercises (Plexr) Application (Regeneration Of The Skin Tissue With Collagen III).

  • Veregen Krem Nedir, Neden ve Nasıl Kullanılır?

    Amerika’da eczanelerde ve internette satışı yapılan, yeşil çay ekstresi içeren ve HPV tedavisinde kullanılan bir kremdir. Benzeri Veregreen Krem, aynı içerikli ve aynı amaçla kullanılan, Avrupa’da satılan bir üründür.

    Türkiye’deki üretimi ve satışı ise Venerex Pomat adıyla yapılmaktadır. Venerex, diğer iki ürünle birebir aynı içeriğe sahiptir. Tek farkı, Amerika ve Avrupa’dakiler 15 gram iken Venerex‘in 30 gramlık ambalajlarda sunulmasıdır. (1)

    Venerex pomad

    Kondilom tedavisinde etkili olarak kullanılabileceği konusunda FDA onayı vardır (2). FDA onayı olması ürünün güvenle ve yüksek başarı oranıyla kullanılabileceği yönünde bir veridir.

    Veregen Krem İçerik

    İçeriğinde yeşil çay ekstresinden elde edilen sinekateşinlerden (sinecateshins) kateşin (cateshin) adlı öz vardır.

    Erişkin ve çocuk olarak iki formda üretilmektedir., çocuklar için üretilen formunda % 10 kateşin vardır, erişkiler için üretilen formunda % 15 kateşin vardır. Geri kalan % 85-90 lık kısmı krem dolgu maddelerinden oluşur ama etkili olan madde kateşindir. Yeşil çay ekstresinin yani sinekateşinlerin HPV tedavisinde etkili olduğu FDA tarafından onaylanmıştır.

    Veregen Krem Ne İşe Yarar?

    HPV tedavisinde kullanılmaktadır, daha çok kondilom denilen genital siğil ve anüs siğilinde önerilir. Bu bölge siğillerinin tedavisinde tek başına yeterli olması zordur, daha çok küçük siğillerin tedavisini yapmak mümkün olabilir. Asıl kullanım alanı radyo frekans veya koterle kondilomlar yakıldıktan sonra tekrarın engellenmesidir.

    Gerek radyo frekansla tedavide gerekse koterle yakmada çoklu seanslar gerekebilmektedir. Tedaviye alınan hatada 2 seansta bitebildiği gibi 10 seans da sürebilmektedir. Burada en önemli faktör hastanın bağışıklık sisteminin gücü ve virüsün virülansı yani çoğalma hızıdır. Mesela organ nakli, kanser sonrası kemoterapi sonrasında olduğu gibi bağışıklığın baskılandığı durumlarda 10-20 seans gerekebilmektedir.

    Kremin en gerekli olduğu ve en iyi cevap alındığı yer kondilom tedavisi sonrası oluşan yara bakımı ve o bölgede tekrar siğil çıkmasını engellemedir (3)

    Veregen Kremin Etkileri Nelerdir?

    Kateşinlerin asıl etkisi antiviral olmasıdır, uygulandığı bölgede enzimler üzerinden etkili olarak virüslerin yok olmasını sağlar. Uygulandığı bölgede bağışıklık mekanizmasını uyararak artı etki sağlayacağı yönünde görüşler vardır. Kremin içeriğindeki diğer maddeler yara iyileşmesine olumlu etki sağlar. Kateşinler kanser hücrelerinin de yok olmasında etkilidir.

    Etki mekanizmasının izahı konusunda bilimsel veriler şöyledir;

    Sinekateşinler, mikromolar aralıktaki konsantrasyonlarda çeşitli enzimlere karşı spesifik inhibisyon gösterdi. Matriks metalloproteinaz-1 dışında, test edilen tüm proteazlar doza bağlı bir şekilde inhibe edildi. Bazı lipoksijenazların belirgin şekilde inhibisyonu gözlendi. Siklooksijenazlar da, siklooksijenazların indüklenebilir formu olan siklooksijenaz-2’ye karşı daha fazla inhibisyonun hafif seçiciliği ile inhibe edildi. Ekstrasellüler sinyalle regüle edilen kinazlar 1/2 (insan papilloma virüsü tümör hücresi büyümesine dahil olan) aynı zamanda yüksek konsantrasyonlarda sinekateşinler tarafından inhibe edilirken, epidermal büyüme faktörü reseptörü şaşırtıcı derecede düşük konsantrasyonlarda inhibe edildi. Buna karşılık, çeşitli büyüme faktörlerinin karşılık gelen reseptörlerine bağlanmasının inhibisyonu görülmedi, bu da sinüs kateşinlerin inhibe edici aktivitesinin özgünlüğünü vurguladı. (4)

    Veregen Krem Nasıl Kullanılır?

    Yukarda belirttiğimiz gibi HPV’nin başlangıç düzeyinde tek başına tedavi amacıyla kullanılabilir ve günde iki defa bölgede ince bir tabaka oluşturacak kadar sürmek yeterlidir. Tedavi amacıyla uygulandığında tercihen 4 ay aralıksız kullanılmalı, lezyonlar tamamen bittiyse bırakılmalıdır. Kullanılırken doktor kontrolüne giderek durumdan emin olmak doğru bir yaklaşım olur.

    Anal ve genital siğil yakma sonrası tekrarı engellemek için kullanılacağında günde üç defa bölge duru suyla iyice yıkanmalı, kağıt havlu ile kuruladıktan sonra bölgeye geniş bir şekilde sürülmelidir. Yine ince bir tabaka yeterli olur. Doktorun önerdiği doğrultuda seanslara gidilmeli, her uygulamanın ertesi gününden itibaren krem sürülmelidir. Son seanstan 2-3 ay geçtikten sonra doktor bittiğini söylediyse krem bırakılabilir (5).

    Veregen Vücut Siğillerine Etki Eder mi?

    Yüz ve el siğillerinin tedavisinde de etkili olduğu yönünde bilimsel çalışmalar vardır (6). Ancak bu bölge siğillerinin diğer yöntemlerle tedavisi zor olmadığı için onlar tercih edilebilir. El yüz bölgesinde çok yaygınsa ve tedaviye direnç gösteriyorsa bu durumda bu bölgelerde de kullanılabilir (6).

    Veregen Satış Yeri Var mı, Nereden Alınabilir?

    Türkiye’ye ithalatı ve Türkiye’de satışı yoktur. Bir süre önde el atından gerilip tezgah altında satışı yapılıyordu ancak artık o şekilde de satışı da yoktur. Tek yolu yurt dışında tanıdıklar aracılığıyla satın almaktır. Yurt dışından satın alınacaksa tercihen 30 gramlık olanlardan ve mümkünse birden fazla kutu alınmalıdır ki tedavisi yarım kalmasın.

    Veregen Krem Fiyatı Nedir?

    Satıldığı ülkeye göre değişmektedir. Amerika’da bazı sitelerde 1.500 dolar gibi uçuk sayılar olsa da bu akıl dışıdır ve muhtemelen o fiyattan satışı yapılmamaktadır.

    Kanada’da canadapharmacyonline sitesinde 92 Kanada dolarına satış yapılmaktadır.

    Amerika’da eaglepharmacy sitesinde 125 Amerikan Dolarına satış yapılmaktadır.

    Bunlar % 15 oranlı 30 gramlık tüp olanların fiyatıdır. Çocuklarda önerilen % 10’luk olanların ve 15 gr olanların fiyatları daha farklıdır ama yetersiz kalacağı için onların fiyatları araştırılmadı.

    Yan Etkileri

    Belirlenmiş bir yan etkisi yoktur, seyrek olarak alerji ve bu alerjiye bağlı deri hasarları ve buna bağlı kaşıntı, kızarıklık yanma gibi şikayetler görülmüştür, alerji gelişmesi durumunda kullanıma ara verilmelidir. Kremi kesmeyi gerektirecek düzeyde ciddi yan etki çok seyrektir. (7)

    Hamile ve Emzirenler Kullanabilir mi?

    Emzirme döneminde kullanmanın sakıncası yoktur ancak gebelik dönemiyle ilgili yeterli bilimsel çalışma olmadığı için jinekoloğun görüşü alınmadan kullanılmamalıdır.

    Referanslar

    1- Bhatia, N. (2012). Overview of HPV-related Dermatoses and Applications of Sinecatechins Ointment. Current Dermatology Reports1(4), 161-167.

    2- Stockfleth, E., & Meyer, T. (2014). Sinecatechins (Polyphenon E) ointment for treatment of external genital warts and possible future indications. Expert Opinion on Biological Therapy14(7), 1033-1043.

    3- Tyring, S. K. (2012). Effect of sinecatechins on HPV-activated cell growth and induction of apoptosis. The Journal of clinical and aesthetic dermatology5(2), 34.

    4- Tyring, S. K. (2012). Sinecatechins: effects on HPV-induced enzymes involved in inflammatory mediator generation. The Journal of Clinical and Aesthetic Dermatology5(1), 19.

    5- On, S. C. J., Linkner, R. V., Haddican, M., Yaroshinsky, A., Gagliotti, M., Singer, G., & Goldenberg, G. (2014). A single-blinded randomized controlled study to assess the efficacy of twice daily application of sinecatechins 15% ointment when used sequentially with cryotherapy in the treatment of external genital warts.

    6- Clouth, A., & Schöfer, H. (2015). Treatment of recalcitrant facial verrucae vulgares with sinecatechins (greentea catechins) ointment. Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology29(1), 178-179.

    7- Masters, K. P. (2009). Sinecatechins (Veregen) for external genital and perianal warts. American Family Physician80(12), 1447.

  • Saçkıran Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

    Alopecia areata da denilen ve yaygınlığına göre farklı isimlerle de anılan bir tür saç dökülmesi sorunudur. Diğer dökülme tiplerinden sebebi de, şekli de seyri de çok farklıdır. En büyük özelliği genellikle para şeklinde ve kısa sürede tüm kılların dökülmesidir. Türkçe de kaybın olduğu bölgeye göre kaşkıran, sakalkıran gibi isimler verilmektedir.

    Saçkıran Neden Olur?

    Nedeni kesin tarif edilmemiştir temel sebep için farklı görüşler olsa da kılın kaybedilmesinin ana sebebi kılı oluşturan hücrelere karşı vücudun bir anlamda savaş açmasıdır, bağışıklık sistemi kökleri hedef alarak öldürür. Bu duruma otoimmün hastalık denir. Nasıl romatizmada eklem bölgesine karşı vücutta zararlı maddeler oluşuyorsa ona benzer şekilde kıl köküne karşı vücutta zararlı madde olması sorunudur. Oluşan bu zararlı madde kökü öldürür ve kıl dökülür. Diğer dökülme sebeplerinden farklı olarak 1-3 haftada o alandaki tüm kıllar dökülür ve kelleşmiş alan ortaya çıkar.

    saçkıran nasıl geçer tedavisi nasıl yapılır

    Başlangıcı Nasıl Anlaşılır?

    Genellikle kıllar tamamen dökülüp kelleşmiş alan ortaya çıkınca fark edilir, özellikle uzun saçlılarda arada kaldığı için daha geç fark edilir. Başlangıç döneminde anlamak çok kolaydır. Çekme testi denilen test uygulandığında test pozitifse teşhis doğru kabul edilir. Çekme testi şu şekilde yapılır; dökülme olan alandaki kıl çekildiğinde kolaylıkla çıkar ve çıkarken normalde olduğu gibi acı olmaz. Bu test daha çok mantara bağlı dökülmede görülür.

    Saçkıran Belirtileri Nelerdir?

    En büyük belirtisi dar bir alanda kısa sürede tüm kılların dökülmesidir. Farklı bölgelerde benzer şekilli dökülmeler vardır. Dökülme diğer tiplerde zamanla zayıflayarak olurken burada zayıflama olmadan kısa sürede kaliteliyken dökülür.

    Dökülmeden geride parlak ve daha koyu renkli bir alan kalır.

    Kaşıntı, acı, iltihap vs. olmaz.

    Saçkıran Bulaşıcı mı?

    Kesinlikle bulaşıcı bir hastalık değildir. Ancak aynı ailede birden fazla kişide görülmesi bulaşıcı olabileceği düşünülür ama bunun sebebi bulaşıcılık değil aynı ortamı ve aynı stresi paylaşıyor olmak olabilir.

    Saçkıran Nasıl Geçer?

    Kesin sebebi bilinmekle birlikte sebebi tümüyle ortadan kaldıran ilaç olmadığı için bir çok tedavi yöntemi geliştirilmiştir. Her yöntemin değişik oranda başarısı vardır. Hiçbir tedavi uygulanmasa bile hastaların % 30-35 kadarında kendiliğinden tamamen çıkar. Hastaların azımsanmayacak bir kısmı “sürekli olup düzeliyor” diye tarif etmektedir.

    Saçkıran Sebepleri Nelerdir?

    Bilinen en sık sebep strestir, özellikle yas gibi ağır stres durumlarında daha sık rastlanır. Sınav stresi , ev içi tartışmaların getirdiği stres gibi durumlar tetikleyici olabilmektedir. Stresle mücadele tedaviyi olumlu etkiler. Bunun dışında diğer haşimato tiroditi gibi otoimmün hastalıklarla birlikte görülmesi daha sıktır.

    Saçkıran Sarımsak Tedavisi

    En yaygın bilinen, ilk akla gelen ve neredeyse herkes tarafından uygulanan bir tedavi yöntemidir. Sarımsağın içindeki asit yapısındaki madde deride tahriş yapar, tahriş olan bölgeye vücut daha fazla kan gönderir buna bağlı olarak bölge daha iyi kanlanır ve daha iyi beslenir. Sarımsak kullananların yaklaşık yarısı memnun edici sonuç alır, seyrek olarak kıllar beyaz çıkar. Buradaki %50’lik başarının ne kadarı sarımsağa bağlıdır bu bilinemez çünkü hiçbir şey kullanmayanların da %30 kadarında kendiliğinden tam düzelme olmaktadır.

    Diğer tedavilere geçmeden önce 3-4 hafta sarımsak kullanmak doğru bir yaklaşım olur.

    Sarımsak kullanımı şöyle olmalıdır; sarımsak dişi enine ortadan ikiye bölünür ıslak tarafı dökülme alanına sürülür, canı yakana kadar sürülmeli ve hafif tahriş belirtileri çıktığı görülmelidir. Çok fazla uygulayarak yara oluşturmamaya dikkat edilmelidir.

    Saçkıran Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Her ne kadar bir kısmı kendiliğinden çıksa da tedavi başlamak doğru olur, öncelikle kolay ulaşılabilir, ekonomik olan sarımsak uygulanmalıdır (1). Bir ay uygulamayla az da olsa kıllar görüldüyse tedaviye devam edilmelidir, hiçbir cevap alınamadıysa ısrar etmek yerine başka yöntemlere geçilmelidir.

    Sarımsaktan beklenen sonuç alınamadıysa kortizon enjeksiyonu yapılabilir (2) . Ancak gerek başarısının düşük olması gerekse yan etkileri olması sebebiyle kortizon enjeksiyonu yapmak yerine direk squarik asit di butyl ester (SADBE) kullanmak daha doğru olur (3).  Squarik asitin başarısı % 95 ler düzeyindedir ve kortizonun % 80-85 başarısından daha yüksektir. SADBE hastalığın asıl nedeni olan bağışıklık sistemi üzerinden etkilidir. Köke zarar veren bağışıklıkla ilgili madde ve hücrelerin köke saldırısını engeller.

    Benzer şekilde immünoterapi yaparak etkili olan DPCP (di phenyl cyclo propenone kelimelerinin baş harfidir)  de tercih edilen maddelerdendir (4). DPCP nin iki olumsuzluğu vardır, eczanelerde hazır formu yoktur hazırlanması gerekir, mutajenik etkisi sebebiyle çocuklarda kullanımı yasaktır.

    İyileşme Süreci Nasıldır?

    Süreç uygulanan tedaviye göre değişir, sarımsak uygulamada deride kızarıklık ve yüzeysel bir yara olur ki bu beklenen bir sonuçtur. Kortizon enjeksiyonunda deride herhangi bir değişim olmaz. SADBE (squarik asit di butyl ester) kullanımında deride hafif tahriş belirtisi olabilir ama olmaması da tedavinin etkili olmayacağı anlamına gelmez.

    Sakalda Saçkıran Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Diğer vücut bölgelerinden farksızdır, öncelikle sarımsak denenmelidir. Bir aylık kullanımda minimal de olsa değişiklik başladıysa sarımsağa devam edilmelidir, bir aylık kullanıma rağmen hiçbir değişiklik yoksa bu durumda Sadbe kullanmaya başlanmalıdır. SADBE (squarik asit di butyl ester) nin etkisi sakal bölgesinde daha yüksektir.  Sakal çıkma yaşında DPCP de tercih edilebilir. DPCP (di phenyl cyclo propenone) nin sakalkırandaki başarısı SADBE de olduğu gibi %95 den fazladır.

    Saçkıranın Doğal Yollarla Bitkisel Tedavisi Mümkün mü?

    Evet mümkün ama başarı oranı diğer yöntemlerden daha düşüktür. Diğer yöntemlerden düşük olsa da mutlaka öncelikle denenmelidir. Doğal yolla tedavi dendiğinde akla ilk sarımsak gelir ve hastaların yaklaşık yarısında memnun edici sonuç alınır.

    Burada dikkat edilmesi gereken şey sarımsak direk kullanılmalıdır. Şarlatanların ürettiği sarımsak ruhu, sarımsak suyu, sarımsak yağı, sarımsaklı şampuan gibi ürünlerin kesinlikle hiçbir yararı olmaz, tamamen uyanıkça bir şekilde “sarımsak” kelimesinin büyüsünü kullanmaktır. Yukarıda tarif edildiği şekilde sarımsak kullanılmalıdır.

    Kendini tıp profesörü gibi lanse ederek televizyonlara çıkan, televizyon ekranlarından vatandaşın gözüne baka baka hakkında hiçbir fikri olmayan hastalıkların tedaviler önermektedir. Bu tür “profesörlerden” uzak durun çünkü saçkıranın sebebini bile bilmeyen bu kişiler size vakit kaybettirir.

    Saçkıranın İyileşme Belirtileri Nelerdir?

    Tek belirtisi hiç kıl olmayan bölgeden zayıf ince tüylerin çıkmaya başlamasıdır. Tedaviye başladıktan 2-4 ay sonra hafif tüylenme başlar ve 2-3 ayda neredeyse eski kalitede kıllar çıkmaya devam ederi. Bazı kişilerde tedavi sonrası çıkan kıllar beyaz olmaktadır ve bunun sebebi izah edilememiştir.

    Dişi Saçkıran Nedir, Nasıl Geçer?

    Aslında bu hastalığın dişisi erkeği yoktur. Bazı kişilerde bazıları geçerken bir yerlerde yenileri çıkar, halk arasında böyle sürekli yenileri çıkana dişisi denir ama bunun bilimsel yönden değeri yoktur. Sınıflama daha çok saçkıranın nasıl olduğuna göre yapılır. Örneğin küçük alandaysa alopecia areata, tüm kafadaki kıllar döküldüyse alopecia totalis, vücuttaki tüm kıllar döküldüyse alopecia universalis denir.

    Saçkıran İlacı Var mı, Bulundu mu?

    Saçkıran ilacı hep vardı ve yaygın şekilde kullanılıyordu. Bölgesel dökülmelerde kullanılan en son çıkan ve bu güne kadar geliştirilenlerin en etkilisi olansquarik asit di butyl ester (SADBE) ilaç 7-8 yıldır kullanılmaktadır ve dermatologların ilk tercihidir. Sadbe para gibi dökülmelerde oldukça etkilidir, tüm saçların dökülmesi gibi geniş alan kayıplarında çok pahalı olmaktadır.

    Tüm kafadan dökülme olan alopecia totalis ve tüm vücut kıllarının döküldüğü alopecia universaliste son yıllarda bulunan en etkili ilaç tofecitinib citrat’tır  (5). Tablet şeklinde alınmaktadır ve son derece başarılıdır.

    Saçkıran İlacı Nasıl Kullanılır?

    Kullanılacak her ilacın kullanım şekli farklıdır.

    Sarımsak; deriyi sürekli hafif kırmızı olacak şekilde tahriş edecek şekilde sürülür, günde bir veya iki defa uygulanabilir.

    %5 minoxidil; başarısı hiç kullanılmaması halinde çıkan orana yakındır, sabah akşam kullanılır.

    SADBE ve DPCP; günde iki veya üç defa kullanılır, bir aydan sonra daha yoğun formuna geçilerek aynı şekilde kullanılır.

    Depo kortizon enjeksiyonu; derinin içine yüksek basınçlı enjeksiyon şeklinde uygulanır, doktor tarafından yapılmalıdır. 2 haftada bir olmak üzere 2-4 defa uygulanabilir, deriyi inceltme yan etkisi olduğu için yan etkisi yakından gözlenmelidir.

    Saçkıran Geçer mi,  İyi Gelen İlaçlar Nelerdir?

    Evet doğru ilaç doğru şekilde kullanılırsa % 95 e varan oranlarda kozmetik olarak memnun edici sonuç alınır. En etkili ilaçlar tüm kafa veya tüm vücut kılları döküldüyse tofacitinib citrat, bölgesel dökülme varsa SADBE (squarik asit di butyl ester) veya DPCP (di phenyl cyclo propenone) en etkili ilaçlardır. Bu ilaçlara ulaşılamıyorsa 2. Tercih kortizon enjeksiyonudur.

    Berberlerin Saçkıran Tedavisi İşe Yarar mı?

    Evet yarayabilir, denemekte yarar vardır. Sarımsak gibi derinin tahrişine dayalı bir tedavidir. Berber jiletin köşesiyle çok sayıda küçük çizikler oluşturur ve yaralanmaya tepki olarak bölge kanlanması artar. Başarısı % 30-40 civarıdır. Hijyene çok dikkat edilmelidir, jilet mutlaka steril olmalıdır yoksa AİDS, hepatit gibi hastalıklar bulaşabilir.

    Saçkıran Olan Kişi Nelere Dikkat Etmeli?

    Dikkat edeceği en öneli şey stres yaşamamalıdır. Özellikle saçkıranın strese neden olmasına müsaade etmemelidir ve tedavi olabileceğine inanmalıdır.

    Önerilen ilacı önerilen şekil ve sıklıkta kullanmalıdır.

    Şarlatanların piyasaya verdiği “%100 başarılı, kesin sonuç” gibi söylemlere kanmamalıdır, çünkü bunların sonunda ümidini kaybetme riski vardır. Bu tür bilimsellikten uzak ürünlerden kaçınılmalı ve bunlarla vakit ve para kaybedilmemelidir.

    Saçkıran İçin Hangi Doktora Gidilir?

    Dermatoloji yani cildiye branşına giren bir hastalıktır. Özellikle doğru teşhis için dermatolojiye gidilmeli, başkası tarafından teşhis konduysa dermatoloji uzmanına onaylatılmalıdır.

    Son yıllarda trikolog, trkoljist, saç uzmanı gibi ne anlama geldiği belli olmayan ve daha önemlisi tıpta adı bile geçmeyen garip isimlerle “uzmanıyım” diyenlere karşı dikkatli olunmalıdır.

    Bunların amacı genellikle hastayı pahalı ürünleri almaya ikna etmektir. Özellikle saçkıran için önerecekleri ürün veya uygulamalardan uzak durun, bilimin yanında kalın, bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış ilaçlar kullanın.

    Saçkıran Mezoterapi İşe Yarar mı?

    Mezoterapi bir çok sorunun çözümünde önerilmektedir ancak bu hastalıkta faydalı olması beklenmez, başlamadınızsa hiç başlamayın, başladınız ve parayı önden verdinizse devam edin ama asıl kullanmanız gereken ilaçlara da başlayın.

    Saçkıran PRP Tedavisi

    PRP platelet rich plazma yani kan pulcuklarından zengin serum anlamına gelir. Hastadan alınan kanın ayrıştırılarak bir kısmının deriye enjekte edilmesidir. Birçok hastalık tedavisinde kullanılmaktadır. Kan pulcuklarının içinde büyüme hormonu vardır ve çeşitli yararları vardır ancak saçkıranda büyüme hormonunun da kan pulcuğunun da en küçük fayda sağlaması beklenmez. Mezoterapi gibi başlamadınızsa uzak durun, başladınızsa ek olarak bilimsel ilaçlar başlayın.

    Bunların dışında sülük yapıştırma, hacamat, ozon gibi hiçbir bilimsel desteği olmayan, hastalığın sebebine yönelik herhangi bir etki yapmayan uygulamalar da vardır, bunlar için yazı yazmaya bile gerek yoktur.

    Saçkıran Lazer Tedavisi

    Düşük dalga boylu (308 nm) excimer lazerle tedavi denenmiş ancak beklenen düzeylerde başarı elde edilemediği için devam edilmemiştir. Her ne kadar 308 nm lazer saç köküne zarar verme ihtimali düşük olsa da epilasyonda olduğu gibi kıl köklerinin kalıcı olarak yok olma gibi riski de olabilir. (6)

    Referanslar

    1- Lee, S., & Lee, W. S. (2017). Management of alopecia areata: updates and algorithmic approach. The Journal of dermatology44(11), 1199-1211.

    2- Nakajima, T., Inui, S., & Itami, S. (2007). Pulse corticosteroid therapy for alopecia areata: study of 139 patients. Dermatology215(4), 320-324.

    3- Yoshimasu, T., & Furukawa, F. (2016). Modified immunotherapy for alopecia areata. Autoimmunity reviews15(7), 664-667.

    4- Ghandi, N., Daneshmand, R., Hatami, P., Abedini, R., Nasimi, M., Aryanian, Z., & Vance, T. M. (2021). A randomized trial of diphenylcyclopropenone (DPCP) combined with anthralin versus DPCP alone for treating moderate to severe alopecia areata. International Immunopharmacology99, 107971.

    5- Liu, L. Y., Craiglow, B. G., Dai, F., & King, B. A. (2017). Tofacitinib for the treatment of severe alopecia areata and variants: a study of 90 patients. Journal of the American Academy of Dermatology76(1), 22-28.

    6- Al‐Mutairi, N. (2009). 308‐nm excimer laser for the treatment of alopecia areata in children. Pediatric dermatology26(5), 547-550.

  • Biotin Nedir, Ne İçin Kullanılır?

    B gurubu vitaminlerden biridir. H vitamini, saç tırnak vitamini, güzellik vitamini olarak da adlandırılmaktadır. Bilindiği gibi B vitaminleri çok sayıdadır ve en büyük özellikleri suda çözünebilmeleridir. Suda çözündüğü için fazla alınması zehirlenmeye neden olmaz, fazla kısım idrarla atılır.

    Biotin Hangi Vitamin?

    B7 vitaminidir, biyotin de denmektedir. Normal beslenen bir kişide genellikle gıdalarla yeterli miktarda alınmaktadır. Kalın bağırsakta mikroplar tarafından da üretilmektedir ancak kalın bağırsaktan emilemediği için vücudun bağırsakta üretilenden yararlanamadığı, ince bağırsaklar tarafından gıdalarla alınan kısmının emilebildiği düşünülmektedir.

    biotin nedir ne işe yarar

    Biotin Ne İşe Yarar?

    Bir çok metabolizmaya katıldığı için bir çok görevi vardır, bunların bir kısmı şöyle sıralanabilir;

    • Saç dökülmesini durdurur (biotin eksikliğinden kaynaklanan saç dökülmelerinde etkilidir)
    • Saç kalitesini arttırır, eksiklik olmasa da kalitede etkilidir. Kalite artışına bağlı olarak saçta kırılmalar, uçtan çatallanma, solukluk, saçın çökmesi gibi sorunları düzeltir.
    • Saçın uzama hızını arttırır.
    • Ağarmayı geciktirir.
    • Tırnak kalitesini artırır, tırnakta yumuşama, kırılma, beyaz çizgi oluşması gibi sorunları düzeltir.
    • Tırnak uzamasını hızlandırır.
    • Yağlı egzama tedavisinde bölgesel uygulanan tedavilerin başarı oranını arttırır.
    • Şeker hastalığında şekerin düzenlenmesini sağlar, şeker hastalığına bağlı organ hasarlarından korur.
    • Deride kollagen sentezini destekler ve deri kalitesini arttırır.

    Biotin Şampuan Nedir, Ne İşe Yarar?

    Bir çok sitede biotin içeren şampuanların saç dökülmesini durdurduğu yazsa da bunu destekleyen bilimsel çalışma sınırlıdır. Dökülme tedavisine destek olarak kullanılabilir ancak tek başına şampuanın saç dökülme tedavisinde yeterli olması mümkün değildir. Yeterli biyotin içeren şampuan saçlarda kırılma, çatallanma, uzamama, sönükleşme, parlaklığını kaybetme, uzamama gibi sorunların çözümünde etkili olabilir.

    Biotin Tablet (Hap) Nedir, Ne İşe Yarar?

    Kökten etkili olduğu için şampuanlardan çok daha etkilidir. Saçın yapım maddesi olan keratinin yapımını hızlandırır buna bağlı olarak saçın uzama hızı artar, kaliteli hal alır. Benzer şekilde tırnakta da etkisi rahatlıkla görülebilir. Keratin metabolizması ile ilgili saç, deri ve tırnaktaki olumlu etkileri yanı sıra şeker düzeyinin kontrolü güç olan tip 2 diyabet hastalarında şekerin düzenlenmesinde diyabet ilaçlarının etkisini potansiyalize eder ve daha iyi sonuç alınmasını sağlar.

    Biotin Kaç MG Kullanılmalı?

    Kafa karışıklığını önlemek için öncelikle piyasada bulunan ilaçların kutu üstünde yazana değinmek yerinde olacaktır. Bazı kutularda mg (miligram), bazılarında mcg (mikrogram) yazmaktadır. Miligram mikrogramın 1000 katıdır bu sebeple 5 mg yazan kutu 50000 mikrogram yazanla aynı miktarda biotin içermektedir. Uygulanacak doz soruna göre değişir. En yüksek dozlar doğuştan olan hastalık biotinidaz enzim eksikliğinde uygulanır. Bir aylık bebeğe günde 100-150 mg (100.000- 150.000 mcg) verilir. Bu biotinidaz enzim eksikliği hayati önemi olan ciddi bir hastalıktır.

    Bunun dışında diğer sorunlarda önerilen dozlar şöyledir;

    1 Mg Biotin Tablet

    1000 mcgdir. Herhangi bir sorun yokken saç kalitesini arttırmak, daha hızlı uzamasını sağlamak için kullanılır. Biyotin eksikliği olmayan durumlarda saç ve tırnak kalitesinin artmasını sağlar.

    2 Mg Biotin Tablet

    2000 mcg içerir. Saçın kalite kaybettiği, sönükleştiği, uzama hızının yavaşladığı bunun yanı sıra tırnak yumuşaması gibi sorunların çözümü için günde bir tablet kullanılır.

    5 Mg Biotin Tablet

    Biotin eksikliğinden kaynaklanan saç dökülmesi, saçlarda kırılarak dökülme, uçlarda çatallanma, şekil verilememe gibi saç sorunları yanı sıra tırnakta kırılma, beyaz çizgiler oluşması yumuşaması gibi sorunların çözümü için günde bir tablet alınır.

    10 Mg Biotin Tablet

    Yukarıda yazan sorunların ağır şekilde yaşandığı durumlar, saç ekimi sonrası şok dökülmenin az olması, ekim sonrası erken çıkma ve kök ölüm oranını azaltmak için kullanılır. Yaygın bir diğer kullanım yeri de şeker hastalığında kan şeker dengesinin düzenlenmesi ve şeker hastalığına bağlı gelişebilecek şeker yarası, retinopati, nefropati gibi sorunların yaşanma ihtimalini azaltır.

    Biotin Şurup

    Hap yutamayan erişkinler ve hap verilemeyen çocuklar için üretilmiştir, dozu yaşanan soruna göre ayarlanır.

    Günümüzde yukarıda yazan tüm formları Türkiye’de üretilmektedir. 5 mg’lık tabletler bir çok firma tarafından üretilirken Defnil Pharma 1mg, 2 mg, 5 mg, 10 mg ve şurup formunu üretmektedir. Şurup formu sadece Defnil Pharma tarafından üretilmektedir.

    Hangi Biotin Tablet Alınır?

    Saçın gelişim dönemi olan anagen süreci yıllarca sürmektedir, diğer taraftan gerek saç gerekse tırnak aylar içinde kökten etkilenir bu sebeple biotin tedavisi uzun sürer yani “2 hafta kullanıp bırak” gibi bir yaklaşım olmaz. Beklenen sonucu alabilmek için 6 ay 1 yıl kullanmak gerekir bu sebeple tablet alırken içindeki tablet sayısına dikkat etmelisiniz. 30 tabletlik alırsanız bir ay sonra yeniden eczaneye gitmeniz gerekir, 60 tablet alırsanız 2 ay sonra eczaneye gitmeniz gerekir ama 120 tablet alırsanız 4 ay boyunca bir daha eczaneye uğramanız gerekmez. Bu mantıkla yaklaşıldığında 100-120 tabletlik kutular tercih edilmelidir.

    Biotin Eksikliği Neden Olur?

    En sık karşılaşılan neden kötü beslenme veya tek yönlü beslenmedir. Seyrek de olsa en tehlikeli eksikliği bebeklerde görülen biotinidaz enzim eksikliğidir.

    Son yıllarda kilo vermek amacıyla yapılan mide küçültme (slive gastrektomi) ameliyatlarından sonra eksikliği görülmektedir ve mutlaka biotin alınması gerekir. Mide küçültme ameliyatı yapılan hastaların % 25 kadarında ciddi saç dökülmesi yaşanmaktadır ve bunun en önemli nedeni B7 vitamin takviyesinin unutulmasıdır. (1)

    Yine seyrek sebeplerden biri de çiğ yumurta tüketilmesidir. Yumurtanın beyazında bulunan avidin adlı madde çiğ olarak tüketilirse biotinin bağırsaktan emilimini engellemektedir, herhangi bir şekilde pişirilen yumurtada avidin aktivitesi kaybolduğu için böyle bir yan etkisi kalmaz. (2)

    Biotin Vitamini Eksikliği Neye Yol Açar?

    Doğuştan olan biotinidaz eksikliği dışında hayati önemi olan bir sorun yaratmaz, biotin eksikliğine neden olan biotinidaz enzim eksikliği uygun şekilde tedavi edilmezse öldürücü olabilmektedir bunun dışındaki biotin  eksikliği daha çok keratin yapısındaki yapılar olan saç, tırnak ve deri sorunları görülür.

    • Saç dökülmesi. (3)
    • Saçlarda kırılma, çatallanma, soluklaşma gibi kalite kayıpları.
    • Tırnaklarda kırılma, yumuşama, çizgilenme gibi sorunlar en sık karşılaşılan sorunlardır. (4)

    En İyi Biotin Hapı Hangisi?

    En iyisi sorunun şiddetine göre değişir ama bunun dışında üretim kalitesi daha önemlidir. Alınacak ilacı üreten firmanın güvenilirliği, saç konusunda birikimi, uzmanlarının tecrübesi, üretim kalitesi, kullanılan biotinin yoğunluğu, kutudaki tablet sayısı, üretimin devamlılığı konuları değerlendirilmelidir. Bu konuda saça özel ürünler geliştiren, piyasadaki biotin müstahzarlarından en fazla çeşitte üretim yapan firma Defnil Pharma’dır. 1mg, 2 mg, 5 mg, 10 mg tablet ve biotin şurup üreten tek firmadır. Kutularının hepsi 100-120 tablet içermektedir ve bu firmayı tüm biotin üreticileri arasında öne çıkarmaktadır. 2000’li yılların başından beri sektördedir.

    Biotin Nelerde, Hangi Besinlerde Var?

    Aslında neredeyse her gıdada vardır hatta kalın bağırsaklarda bakteriler tarafından üretimi de vardır ancak kalın bağırsakta emilmediği için vücutta üretilenden yararlanılamadığı görüşü hakimdir.

    Biotin olan gıdalar;

    • Hayvansal gıdalar (sakatatlar, et, yumurta, süt, balık)
    • Mayalı gıdalar (ekmek, ekmek mayası, bira mayası)
    • Sebzeler (biber, domates, nane)
    • Tüm kuruyemişler

    Burada şundan da söz etmekte yarar var, çiğ yumurtanın içindeki avidin adlı madde biotinin bağırsaktan emilimini engelleyerek eksikliğine neden olmaktadır. Piştiğinde avidin’in bu etkisi tamamen yok olmaktadır.

    Biotin Kullananlar Buna Ne Kadar Devam Etmeli?

    Kullanım süresi sorunun tipine göre değişir, bebeklerde görülen biotinidaz enzim eksikliğinde ömür boyu kullanmak gerekir.

    Biotin eksikliği olanlarda 6 ay kullanım yeterli olur.

    Kadın tipi dökülmelerde yine 6 ay kullanmak yeterli olabilir.

    Menopoz döneminde düşük doz da olsa sürekli kullanılması uygun olur, saç beyalamasını geciktirmek için kullanılacaksa 10 mg kullanmak daha doğru olur.

    Erkek tipi dökülmede biotinin etkisi sınırlıdır, destek amacıyla diğer tedaviler devam ettiği sürece devam edilmelidir.

    Şeker hastalığı kronik bir hastalık olduğu için ölene kadar kullanılmalıdır.

    Tırnak sorunları şiddetliyse günde 10 mg, hafif düzeyde ise günde 5 mg almak yeterli olur.

    Biotinin Yan Etkileri Var mı?

    Belirlenmiş bir yan etkisi yoktur bunun en önemli sebebi vücutta birikmemesidir. B grubu vitaminler suda çözündüğü için vücuda fazla alınan kısım biriktirilmeden idrarla atılır. Vücutta biriktirilmediği için kan düzeyi zehirleyecek seviyeye ulaşamaz.

    Bazı internet sitelerinde kıl kalite artışı yaptığı yönünde yazılar olsa da bilimsel değeri olmayan yanıltıcı yorumlardır.

    Yukarıda önerilen erişkin dozlarına dikkat edilirse 1mg ile 10 mg arasında değişmektedir oysa biotinidaz enzim eksikliği olan bebeklerde günlük 100-150 mg kadar yani bebekte bile erişkinin 10*20 katı kullanılabilmektedir ve herhangi bir zararı tarif edilmemiştir.

    Günlük Alınması Gereken Biotin İhtiyacı Ne Kadar?

    Vücudun ne kadar biotin ihtiyacı olduğu konusunda net bir görüş yoktur, bunun en önemli sebebinin gıdalarla ne kadar alındığının bilinememesi ve bağırsaklarda üretilen biotinin ne kadar üretildiği ve emilip emilmediğinden emin olunamamasıdır. Günlük 200-300 mcg (0.2-0.3 mg) yeterli diyen de vardır 1000 mcg (1 mg) diyen de vardır ama şu söylenebilir normal beslenen bir insanda genellikle eksikliğine rastlanmaz.

    Bunun yanı sıra ihtiyacın üstünde alınması saçlarda ve tırnaklarda kalite artışı sağlar. Buna şöyle bir örnek verebiliriz;

    Parklardaki çimler toprak olmasına ve sulanmasına rağmen zaman içinde güçsüzleşir, bölgeye gübre atıldığında çimlerin yaprakları kalınlaşır, daha yeşil ve canlı olur, uzama hızı artar. Çimlerde sayısal değişim olmasa da daha dolu görünür işte biotin almanın etkisi de böyledir.

    Biotin Nasıl Kullanılır?

    Yarı ömrü uzun olduğu için günde tek doz alınması uygundur. Bir dozda kaç mg alınacağını doktor klinik bulgulara ve hastanın şikayetlerine göre belirler.

    Dozların sabah veya akşam alınmasının farkı yoktur. Aç karnına alınması emilimin daha iyi olmasını sağlar. Aç karnına alınmasının sakıncası olmamakla birlikte bazı kişiler tolere edemez ve hafif mide rahatsızlığı hissedebilir etkinlik açısından ciddi fark olmadığı için yemekten sonra alınabilir.

    Biyotin İçeren Şampuanlar Nelerdir?

    Türkiye’de biotinli şampuan olarak üretilen ilk şampuan Sawpoo Şampuandır. Sawpoo Şampuan Defnil Pharma’nın araştırma geliştirme grubu Hair Pharma tarafından geliştirilmiştir. Alınan olumlu sonuçları gören diğer firmalar da çeşitli isimlerde biotinli şampuan üretmiştir. Biotinli şampuanda aktif maddenin yoğunluğu da önemlidir.

    Sawpoo dışında;

    • Mill creek şampuan
    • Suave şampuan
    • Tichkening şampuan
    • Gibi şampuanlar da biotin içeren şampuanlardandır.

    Biotin Zayıflatır mı?

    Biotinin iştah üzerinde olumlu ya da olumsuz herhangi bir etkisi yoktur. İştahı etkilemediği için biotin kilo alınmasına veya kilo verilmesine neden olmaz. İnsanların aklında B vitaminlerinin iştah arttırıcı etkisi bilgisi vardır ama bu B12 vitamini için geçerlidir B7 vitaminin böyle bir etkisi ya da yan etkisi yoktur.

    Biotin Serum Nedir, İşe Yarar mı?

    Bölgesel olarak kullanılan ürünler tırnak ve saçlar için üretilmektedir. Hap şeklinde alındığında direk kökten etkili olduğu için beklenen sonucu verir. Bölgesel olarak kullanımda deriden emilmediği için daha çok uçlardan kırılma gibi kalite sorunlarında olumlu etkisi olur ama hiçbir zaman hap şeklinde alındığı kadar etkili olmaz.

    Biotin Saç Çıkarır mı?

    Hayır ne biotinin ne de dünyadaki herhangi bir maddenin yeni saç çıkarma etkisi yoktur. Bazı reklamlarda “yeni saç oluşumu sağlar” gibi bilimsellikten uzak söylemler olsa da bu tamamen tüketiciyi aldatmaya yöneliktir. Yeni bir tek saç oluşturmak diş sayısını bir tane arttırmak kadar imkansızdır. Ancak şu durum göz ardı edilemez, yukarıda çim üzerinden verdiğimiz örnekte olduğu gibi kalite kaybedip kol kılı gibi tüy şekline gelmiş saç tellerinde kalite artışı sağlayarak yeni saç çıkıyormuş imajı oluşabilir.

    Biotin Şampuanda Erkek ve Kadın Farkı Var mı?

    Biotinin kadın ve erkeklere göre bir farkı yoktur, tek maddedir ama şampuanın diğer içerikleriyle kadın erkek farkı oluşturulabilir. Diğer aktiflerde farklılık yoksa aynı oranda içerdiği için ikisi aynı kabul edilir.

    Biotin Eksikliği Nasıl Geçer?

    Tespit edilmiş bir eksiklik varsa, eksikliğine bağlı saçlarda ve tırnaklarda kalite kaybı ya da dökülme şeklinde bulgular varsa bunu gidermenin en doğru yolu tabletlerle eksikliği tamamlamaktır. 6 aylık kullanımdan sonra beslenmeye dikkat edilerek yeniden eksikliğinin ortaya çıkması engellenebilir. Eksiklik düzeyine göre günde 5-10 mg tabletlerle dışarıdan alınması doz olarak yeterlidir.

    Bebeklerde Biotin Eksikliği Neden Olur, Nasıl Tedavi Edilir?

    Bebeklerde genetik bozukluk olarak biotinidaz enzim eksikliği görülür. Akraba evliliklerinde daha fazla rastlanmaktadır. Akraba evliliklerinde daha sık rastlandığı için Türkiye’de biotinidaz enzim eksikliği daha fazla görülmektedir.

    Eksikliğin şiddetine göre klinik bulgular ortaya çıkar, eksiklik çok belirginse ve tamamlanmazsa öldürücü olabilmektedir.

    Biotinidaz enzim eksikliğinde tek tedavi yolu dışarıdan yüksek doz biotin verilmesidir. Biotin eksikliğin durumu kan tahlili ile yakından takip edilerek günlük 100-150 mg a kadar çıkılabilir. Bu doz erişkinlere verilen dozun 20-30 katından fazladır ama ancak bu dozlarla istenen sonuç elde edilebilmektedir. Bebek hap yutamadığı için vermenin tek yolu şuruptur. Türkiye de şurup formunda üretilen tek ilaç HP Biotin Şurup’tur. (5)

    Özellikle ergenlik yaşta daha sık görülen sivilce (akne) tedavisinde kullanılan isotretinoin adlı madde biotin metabolizmasını bozarak eksikliğine neden olmakta ve buna bağlı olarak saç dökülmesi ve kalite sorunu yaşanmaktadır. (6)

    Biyotinin Faydaları Nelerdir?

    Hayati önemi olan faydası şeker hastalığında şeker dengesini düzenlemesi ve şeker hastalığına bağlı yan etkileri engellemesidir. Hayati önemi olmayan faydaları saç, tırnak ve deri kalitesini arttırması ve bunlardaki sorunları düzeltmesidir. Özellikle saç dökülmesi tedavisine destek amacıyla alınması çok daha iyi sonuç alınmasını sağlar.

    Biotin Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

    Saçlarda görülen eksiklik belirtileri

    • Kırılarak dökülme
    • Sönükleşme
    • Parlaklığını kaybetme
    • Uçlarda çatallanma
    • Erken beyazlama
    • İncelme

    Tırnaklarda görülen eksiklik belirtileri

    • Yumuşama
    • Çabuk kırılma
    • Dalgalanmalar oluşması
    • Beyaz çizgiler çıkması

    Derideki eksiklik belirtileri

    • Deride incelme, bu durum biotinidaz enzim eksiklikliğinde görülür.
    • Elastikiyetinde azalma.
    • Elastikiyetinde azalmaya bağlı olarak erken kırışıklık.

    Referans

    1- Şen, O., & Türkçapar, A. G. (2021). Hair loss after sleeve gastrectomy and effect of biotin supplements. Journal of Laparoendoscopic & Advanced Surgical Techniques31(3), 296-300.

    2- Dhyse, F. G. (1954). A practical laboratory preparation of avidin concentrates for biological investigation. Proceedings of the Society for Experimental Biology and Medicine85(3), 515-517.

    3- El‐Esawy, F. M., Hussein, M. S., & Ibrahim Mansour, A. (2019). Serum biotin and zinc in male androgenetic alopecia. Journal of Cosmetic Dermatology18(5), 1546-1549.

    4- Hochman, L. G., Scher, R. K., & Meyerson, M. S. (1993). Brittle nails: response to daily biotin supplementation. Cutis51(4), 303-305.

    5- Sh, M. Z. (2021). UŞAQLARDA BİOTİNİDAZ ÇATIŞMAZLIĞI XƏSTƏLİYİNİN KLİNİK VƏ LABORATOR XÜSUSİYYƏTLƏRİ. Azerbaijan Journal of Perinatology and Pediatrics7(2), 84-87.

    6- Kulaç, M., Kahraman, A., Karaca, Ş., & Serteser, M. (2007). İzotretinoin tedavisinin serum biyotinidaz enzim aktivitesi üzerine etkisi. TÜRKDERM-Deri Hastalıkları ve Frengi Arşivi41(3), 90-92.